tag:blogger.com,1999:blog-8337849819532112552024-03-13T20:55:15.083+03:00BURSA SEVDAM Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.comBlogger179125tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-9446919160495150012023-07-07T11:49:00.040+03:002023-12-11T11:56:22.533+03:00BİLİMİN IŞIĞI SÖNDÜĞÜ GÜN<b>"TANRIM SENİ DİNLEMEYECEĞİM YA BENİ YARATMAYACAKTIN YA DA ARAPLARI"</b><div><div style="background-color: white;"><div aria-controls="_rM6nZI7RJc6Xi-gPlaqpyA0_2" aria-expanded="true" class="dnXCYb" data-hveid="CAMQAQ" jsaction="AWEk5c" jsname="tJHJj" role="button" style="align-items: center; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: flex; max-height: none; outline: 0px; position: relative; width: 652px;" tabindex="0"><div class="JlqpRe" jsname="lN6iy" style="flex: 1 1 0%; margin: 12px 0px; overflow: hidden;"><span class="JCzEY ZwRhJd" face="arial, sans-serif" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; color: #202124; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><span class="CSkcDe" face=""Google Sans", arial, sans-serif" style="line-height: 24px;"><b>Hülagû Han neden Arapları katletti? Hülagü Han ne yaptı? hülagü han kimdir? Hülagû Han nereyi yaktı? Alamut Kalesi nasıl yok edildi? Hülagü Han hangi halifeyi öldürdü? </b></span></span><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; line-height: 18px; overflow: hidden;"><span class="CSkcDe" style="line-height: 24px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #202124;"><b>Hülagû Han hangi dine mensup?</b></span></span></span></div><div class="aj35ze" jsname="Q8Kwad" style="background-image: url("data:image/svg+xml,<svg focusable=\"false\" xmlns=\"http://www.w3.org/2000/svg\" viewBox=\"0 0 24 24\"><path fill=\"%2370757a\" d=\"M16.59 8.59L12 13.17 7.41 8.59 6 10l6 6 6-6z\"></path></svg>"); color: #202124; display: inline-block; font-family: arial, sans-serif; font-size: 14px; height: 24px; transform: rotateZ(-180deg); width: 24px;"><br /></div></div></div></div><div><b><br /></b><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Bursa Osmanlı Hülagü Han" border="0" data-original-height="436" data-original-width="621" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtHFYRsKWufVxO6mRBqe02ocyKGiG_mXzQZCOLWD_bp48da2xwV3AOrGgdSWzuJtf8RIFcNMVYo-wANPpaWWJDMsOiMCvRh_OJHh6rzao8flctD-bAsUTfNX-YoDV0z-cnMRLoy4ZLFLiA1WiMZlU_fVontxwFysyrCXG6ZRTTkKAjnmUGDPiCb141C7k/w320-h226/H%C3%9CLAG%C3%9C%20HAN%2011.jpg" title="Bursa Osmanlı Hülagü Han" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">HÜLAGÜ HAN</td></tr></tbody></table>
Kıyamet Günü İsrafil'in Sura İki Kez Üfleyeceği Söylenir O Gün Sur Üflenmedi Ancak Hülagü han<br /> Bağdat'a Kıyameti Getirdi
Moğollar Şehre Girdiğinde Taş Üstünde Taş Omuz Üstünde Baş Koymadılar
İşte İslam Dünyasının En Büyük Yıkım Ve Kıyımı Moğolların Bağdat Kuşatması Oldu O Tarihite Büyük Moğol İmparatorluğu'nun Başında Mengü Han Bulunuyordu Küçük Kardeşi Hülagü ise
Acımasızlığı Ve Askeri Başarısı İle Nam Salmış Ordu Tarafında Sevilen Bir Komutanıydı Mengü Han Kardeşine Bir Mektup Yazarak Ondan Şunları İstedi Ortadoğuya Bir Sefer Düzenliyeceksin Bu Seferde İran Altlarından Lurlar Yok Edilmeli Haşhaşi Tarikatı Ortadan Kaldırılmalı Abbasi Devleti Haritan Silinmeli Eyyübüler Ve Memlükler Diz Çöktürülmeli Moğol İmparatorunun Kardeşine Kolaymış Gibi Bir Çırpıda Söylediği Bu Harekat Aslında Beş Devletin Topraklarını İstila Etmekle Son Buluyordu Ayrıca Mengü Hanın Kardeşi Hülagü dan Bir İsteği Daha Vardı Savaşmadan Teslim Olan Şehirlere Ve Halka Dokunulmayacak Fakat Kim Direnirse Orada İbreti ALem İçin Canlı Bırakılmayacaktı Hülagü Han Bu Emirler Doğrultusunda Ordu Toplamaya Başladı Moğol Topraklarında Bulunan Her On Moğol Erkeğinde İkisi Orduya Alındı Bunun Yanında Müslüman Müslüman Çoğrafyasına Saldırı Düzenliyeceği İçin Gürcü Ve Ermeni Kırallıklarından Hırıstiyan Prensliklerinden de Asker Göndermelerini Emretti 120 Bin Kişilik Devasa Ordusuyla Harekete Gecen Hülagü Han Önce Luristan Atabeyliğini Kolayca Yok Etti sonrasında Ordusunun Yönünü Yüzyıllardır Yaptıkları Suikastlarla Adlarından Söz Ettiren Haşhaşilere Çevirdi Alınması İmkansız Denilen Uçurumların Üzerine Kurulan Alamut Kalesini Kuşatırken Hülagü Han Abbasi Devletinin Başında Bulunan Halife Mustasım Billah'a Mektup Yazarak Halfeden Bağlılığını Bildirmesi İçin Asker Göndermesini Söyledi Abbasi Halifesi Bunun Bağdat Şehrinin Savunmasını Zayıflatmak İçin Bir Kandırmaca Olduğunu Düşünerek Asker Yerine Sandıkla Altın Göndermeyi Tercih Etti Ancak Hülagü Han İstediği Ganimet Değil Askerdi.Bu Sebeple Hülagü Han İsteklerini Bir Adım Öteye Taşıyarak Bağdat Şehrini Saran Bütün Surların Yıkılmasını Emretti Ve İslam Halıfesini Kendisine Biat Etmesi İçin Ayağına Çağırdı Mustasım Billah Bu İsteğe'de Olumlu Cevap Vermemişti O Yıllarda Hülagü Hanı Kızdırmak Pek Akıl İşi Değildi Ve Hülagü Han Bu Olaya Fazlası İle Kızmıştı Halifeye Gönderilmek Üzere Şu Mektubu Kaleme Aldı Ben Ordumu Öfke İçinde Bağdata Sürdüğümde Cennettede Olsan Yeryüzündede Olsan Seni Alaşağı Edeceğim Seni Havada Bir aslan Gibi Çarpacağım Kırallığında Kimseyi Canlı Bırakmayacağım Şehrini Toprağını Ve Seni Yakacağım Bu Mektuptan Sonra Savaş Kaçınılmaz Hale Geldi Hülagü Han Kuşatmakta Olduğu Alamut Kalesini Yerle Bir Ederek Yönünü Bağdata Çevirdi Uzun Zamandır Seferde Olan Ordusunun Yorgun Olduğu İçin Moğol Komutan Bir Yıla Yakın Süre Hamedan Bölgesinde Bölgesinde Kamp Kurarak Dinlendirme Kararı Aldı Bu Süre Halife Mustasım'ın Bağdat Şehrini Kuşatmaya Hazırlaması İçin Büyük Bir Şanstı Lakin Halife Hiçbir Hazırlık Yapmadı Ne Surları Güçlendirdi Nede Şehre Askeri Desdek Sağladı Halife Mustasım Allahın Gazabı İle Moğolları Yok Edeceğini Düşünüyor Eğer Moğollar Bağdata Saldırırsa Allahın Onları Lanetleyeceğini İnanıyordu Mustasım Billah Diğer İslam Devletlerini Moğollara Karşı İslam Sancağı Altında Birleşme Çağrısında Bulundu Ancak Hiç Bir Devletten Desdek Gelmedi Tarih 22 Ocak 1258'i Gösterdiğinde Moğol Ordusu Bağdat Surlarına Dayandığında Abbasiler Korkmuş Ve Halife Mustasım'ın Yakın Çevresi Kendisini Vakit Varken Kaçması İçin Uyardı Fakat Halife Hülagü Hanın Şehri Alsa Bile Kendisine Dokunmayacağını Düşündüğü için Şehri Terk Etmedi Moğol<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin3uttwdA2ZbFxC2Ddb2--T_eHCHuGTChPjcni5zlnPSyy9jyxqcVJwHK_Xe8FMCMK9bnUXx-V-S9dWTcT8PHMtvkQGpF_JEPCCZNLhHte1m1YlPW-0lynnt-PAkPeo4jhHgS4FSrMz9xi2qsFb2rkc6Fv92NcYuoDUHTDLHXZTClkPeObqHklIpk1bDY/s1032/H%C3%9CLAG%C3%9C%20HAN%20(1).jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1032" data-original-width="713" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin3uttwdA2ZbFxC2Ddb2--T_eHCHuGTChPjcni5zlnPSyy9jyxqcVJwHK_Xe8FMCMK9bnUXx-V-S9dWTcT8PHMtvkQGpF_JEPCCZNLhHte1m1YlPW-0lynnt-PAkPeo4jhHgS4FSrMz9xi2qsFb2rkc6Fv92NcYuoDUHTDLHXZTClkPeObqHklIpk1bDY/s320/H%C3%9CLAG%C3%9C%20HAN%20(1).jpg" width="221" /></a></div><br /> Komutanı Ordusunu Üçe Ayırmış Ve Şehri Tamamen Kuşatmıştı Yoğun Mancınık Ateşleri İle Başlayan Kuşatma Moğolların Ardı Arkası Kesilmeyen Saldırıları İle Devam Etti 7 Şubat Günü İse Surda İlk Gedik Açıldı Moğollar Surları Kontrol Altına almayı Başardı Surları Kaybeden Abbasi Askerleri Şehre Doğru İçeri Çekildiler Moğolların Geldiğini Duyan Bütün Bölge Halkı Bağdata Sığınmıştı Bu Sebeple Şehir Normalden çok Kalabalıktı Bu Seferde Askerlerle Birlikte Şehir İçindeki Halkta Direnmeye Başladı Ançak Direniş Saatler İlerledikçe Katlima Dönüşecekti Moğol Askerleri Haftalar Boyunca Bağdat İçinde Sivil Yaşlı Çocuk Kadın Demeden Herkesi Katletti Abbasi Halifesi Mustasım Billah İse Şehir İçinde Saklanıyordu Katliamın Son Bulması İçin Ortaya Çıkan Ve Hülagü Hana Teslim Olan Halife Kendisine Dokunulmayacağı Konusunda Hala Emindi Lakin Durum Pek Öyle Olmayacaktı Halife Hülagü Hanın İsteği Üzerine Şehirdeki Herkesin Silah Bırakmasını Ve Teslim Olması Çağrısı Yaptı Halk Bu Çağrıya Uysada Katliamlar durmadı Mustasım Billahın Dillere Destan Bir Hazinesi Bulunuyordu Bu Yüzden Sakladığı Hazinen Yerini Söylemesi için Büyük İşkence Gördü Hazinenin Yerini Öğrenen Hülagü Han Artık Halife İle Bir İşi Kalmamıştı Orta Asya İnanışlarına Göre Soylu Kişilerin Kanı Akıtılmazdı Bu Nedenle Mustasım Billah Halı Gibi Bir Keçeye Sarılarak Yere Yatırıldı Daha Sonra Hülagü Hanın Emriyle Üstünden Yüzlerce Moğol Askeri Atlısı Geçti Ve Halife Atların Nalları Altında Çiğnenerek Katledildi Bağdat Şehrinde Bulunan Yüzlerce Yıllık Tarihi Binalar Yerle Bir Edildi Surları Yıkıldı Ve İslam Dünyasında Bilimin Işığı O Gün Söndü Dünyanın En Değerli Ve Nadir El Yazması Kitapların Bulunduğu Bağdat Kütüphanesi Talan Edildi Kitaplar Diçle Nehrine Atıldı.Rivayet Odur Ki Diçle Nehri Bu Kuşatmadan Sonra Bir Hafta Boyunca Kandan Dolayı Kırmızı Diğer Hafta Mürekkepten Ötürü Siyah Akmıştır Tarihi Kaynaklar Bağdatta 800 Bin İla 2 Milyon Arasında İnsanın Hayatını Kaybettiğine Dair Farklı Rakamlar Vermektedirler.
alıntıdır: (Kaynak YouTube- Cavit Pancar)</div><div><br /></div><div><div style="background-color: white; color: #202124; font-family: arial, sans-serif; font-size: 14px;"><div aria-controls="_rM6nZI7RJc6Xi-gPlaqpyA0_2" aria-expanded="true" class="dnXCYb" data-hveid="CAMQAQ" jsaction="AWEk5c" jsname="tJHJj" role="button" style="align-items: center; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: flex; max-height: none; outline: 0px; position: relative; width: 652px;" tabindex="0"><div class="JlqpRe" jsname="lN6iy" style="flex: 1 1 0%; margin: 12px 0px; overflow: hidden;"><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><span class="CSkcDe" face=""Google Sans", arial, sans-serif" style="line-height: 24px;"><b>Hülagû Han neden Arapları katletti?</b></span></span><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><span style="color: #4d5156;">revleri, Lurları hâkimiyet altına almak, Haşhaşi tarikatını ortadan kaldırmak, Abbasi Halifeliğini yıkmak, Eyyubi-Suriye topraklarının istila etmek ve Mısır'daki Memluk Devleti'ni yıkmaktı. 1265 yılında ölen daha sonra atı ve cariyeleri kurban edilerek yanına gömüldü.</span></span><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><span style="color: #4d5156;"><br /></span></span><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><b style="color: #4d5156;">Hülagü Han ne yaptı?</b></span><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><span style="color: #4d5156;">Hülagü Han Cengiz Han'ın torunu olmakla beraber Moğol İlhanlı Devleti hükümdarlarından birisidir. Tarihte yaptığı katliamları ile tanınan Hülagü Han özelikle İran üzerine yaptığı sefer ve Bağdat'ın alınması sırasında yaşanmış olaylar ile beraber tarihin sayfalarına adını yazdırmıştır</span></span></div></div></div><div class="bCOlv" data-ved="2ahUKEwiO1-XKmPz_AhXOywIHHRVVCtkQ7NUEegQIAxAE" id="_rM6nZI7RJc6Xi-gPlaqpyA0_2" jsname="NRdf4c" style="background-color: white; opacity: inherit; position: absolute; width: 652px;"><div class="IZE3Td" jsslot="" style="position: relative;"><div class="t0bRye r2fjmd" data-hveid="CAMQBQ" data-ved="2ahUKEwiO1-XKmPz_AhXOywIHHRVVCtkQu04oAHoECAMQBQ" jsname="oQYOj" style="margin-bottom: 0px; margin-top: 0px;"><div id="rM6nZI7RJc6Xi-gPlaqpyA0__3"><div class="wDYxhc" data-md="61" style="clear: none;"><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span class="ILfuVd" lang="tr" style="line-height: 24px;"><span class="hgKElc" style="padding: 0px 8px 0px 0px;"><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><b>hülagü han kimdir?</b></span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span style="color: #4d5156;">Türk hükümdar, İlhanlı'nın kurucusu. Hülagû Han (d. 1217 - ö. 8 Şubat 1265), İlhanlılar'ın kurucusudur. Cengiz Han'ın torunu, ve diğer Cengizli Büyük Han'larından Mengü Han ve Kubilay Ha</span><span style="color: #4d5156;">n'ın da kardeşidir</span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><b>Hülagû Han nereyi yaktı?</b></span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;">Görevleri, güneydoğu İran halklarından olan Lurları hakimiyet altına almak, Haşhaşi tarikatını ortadan kaldırmak, Abbasi Halifeliği'ni yıkmak, Eyyubi ve Suriye topraklarının istilası ve son olarak da Mısır'daki Memlük Devleti'ni yıkmaktı.</span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><b>Alamut Kalesi nasıl yok edildi?</b></span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;">Kale, 1256 yılında, Bağdat İşgali'ne giden Hülâgû Han komutasındaki Moğol ordusu tarafından Haşhaşiler'i yok etmek amacıyla ele geçirilmiş ve kalede bulunan neredeyse tüm Haşhaşiler öldürülmüştür. Kale tahrip edilmiş, içinde bulunan ünlü kütüphanesi de yakılmıştır.</span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><b>Hülagü Han hangi halifeyi öldürdü?</b></span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span style="color: #4d5156;">1258 yılında Bağdat'ın düşüşü ve son Abbâsî halifesi el-Müsta'sım'ın Hülâgû tarafından öldürülmesi, Müslümanlar nazarında diğer büyük şehirlerin insanlarına yapılan katliamlardan daha büyük bir manevi çöküntü yaratmıştır.</span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><b>Hülagû Han hangi dine mensup?</b></span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;">Hülagü Han 1265 senesinde öldü. Daha sonra atı ve cariyeleri kurban edilerek yanına gömüldü. Cenazesi şamanist geleneklerine göre yapılan son hükümdardır</span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><br /></div><div><br /></div></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><br /></span></div><div aria-level="3" class="LGOjhe" data-attrid="wa:/description" data-hveid="CAcQAA" role="heading" style="margin: 10px 0px 0px; overflow: hidden; padding: 0px 0px 10px;"><span face="Google Sans, arial, sans-serif" style="color: #4d5156;"><br /></span></div><br /><div style="color: #4d5156; font-family: "Google Sans", arial, sans-serif; font-size: 16px;"><br /></div></span></span></div></div></div></div></div></div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /><div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf0NXtfxBNWHcZclxUVn02v-m9Qy7RHeKHhcjaVsAMVypZrlEUDCXRFr59eofuSDbw3g5lZUeIBWdqEre_MiZGrvuNeH-XrKa2nLqlHG2Te8w0pe0TnAHehhpXRjVuQHIs07hBT22NT0nNpWmL9k2nkrkZpZC1amqW0SP89rn0gG-xaf5dyDJAPPvR3_c/s545/H%C3%9CLAG%C3%9C%20HAN%20(2).jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="545" data-original-width="312" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf0NXtfxBNWHcZclxUVn02v-m9Qy7RHeKHhcjaVsAMVypZrlEUDCXRFr59eofuSDbw3g5lZUeIBWdqEre_MiZGrvuNeH-XrKa2nLqlHG2Te8w0pe0TnAHehhpXRjVuQHIs07hBT22NT0nNpWmL9k2nkrkZpZC1amqW0SP89rn0gG-xaf5dyDJAPPvR3_c/s320/H%C3%9CLAG%C3%9C%20HAN%20(2).jpg" width="183" /></a></div><br /><div><br /><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div></div></div></div></div>
Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-2342524168070600252023-04-24T13:45:00.003+03:002023-09-21T21:53:22.549+03:00BABASI TARAFINDAN KÖR EDİLEN OSMANLI ŞEHZADESİ<p> <b>Şehzade Savcı Bey kimdir? </b><b>Şehzade Savcı olayı nedir? </b><b>Savcı Bey türbesi nerede? </b><b>Şehzade Savcı Bey Neden Kör Edildi? Şehzade Savcı Bey Türbesine Nasıl Gidilir?</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0kWfAR_EAwkM_F3xcFxFhDtnQz2P3xiurNvS9FBSm7sWha9NbQMJ9hoMn77BqvdwoH8JYpNMMVguv4G1CbwWwLrFzwDSx6arxMQRxrIyEsTIdovbgHTA-wV1FLcBp4e8huMbNtkqQ4OlKWB_fPct9j9rBSM5e-UR2LLdyn7ycE-Z2O3AkTmGzsNEL/s807/Bursa%20Sevdam.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA OSMANLI ŞEHZADE" border="0" data-original-height="807" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0kWfAR_EAwkM_F3xcFxFhDtnQz2P3xiurNvS9FBSm7sWha9NbQMJ9hoMn77BqvdwoH8JYpNMMVguv4G1CbwWwLrFzwDSx6arxMQRxrIyEsTIdovbgHTA-wV1FLcBp4e8huMbNtkqQ4OlKWB_fPct9j9rBSM5e-UR2LLdyn7ycE-Z2O3AkTmGzsNEL/w286-h320/Bursa%20Sevdam.jpg" title="BURSA OSMANLI ŞEHZADE" width="286" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ŞEHZADE</td></tr></tbody></table>BABASI TARAFINDAN KÖR EDİLEN OSMANLI ŞEHZADESİ<p></p>Padişah Olacağı Umuduyla Yetiştirilirdi Osmanlı Devletinde Her Şehzade Bir Gün Mutlaka <br /> Eğitimlerine Son Derece Önem Gösterilir Ve Çevresindekiler Tarafından Özgüven Aşılamak Amacı İle Kardeşleri Arasında Her Bakımdan En İyisi Olduğuna İnandırılırdı Şehzadeler Bu Nedenle Tahta En<br /> Çok Kendilerini Layık Gördükleri Ve Devleti En İyi Kendilerinin Yöneteceğine İnanırlardı Bu İnançla Yetiştirilen Şehzadelerden Biri 3.Osmanlı Padişahı 1.Murat'ın En Kücük Oğlu Savcı bey'di Osmanlı'da Yaşanan En Trajik Olaylardan Birini Kahramanı Olan Savcı Bey'in Babasına Karşı Başlattığı Ve Osmanlı Tarihindeki İlk Taht Kavgası Olarak Gösterilen İsyan Sade Bir Şehzade İsyanı Olarak Kalmamış İleride Meydana Gelecek Ve Kardeş Katline Sebep Olacak Olaylarada Öncülük Etmişti.Sultan 1.Murat'ın Üç Şehzadesi Vardı Beyazıt Yakup Ve Savcı 1373Yılına Gelindiğinde Bu Şehzadelerden Her Biri Yetişmesi Amacı İle Bir Osmalı Sancağına Yönetici Olarak Atanmıştı Şehzade Beyazıt Kütahyada Yakup Çelebi Karesi'de Savcı Bey Bursa'da Görevliydi. O Yıllarda Henüz 14 Yaşında Olan Savcı Bey'in Hal Ve Hareketleri Atılganlığı Hırsı Ve Geniş Bir Taraftar Kitlesini Arkasına Alması Zeki Bir Padişah Olan Babası 1.Murat'ın Dikkatinden Kaçmamamıştı Bu Nedenle Oğulları Arasında Yaşça En Büyüğü Olan Beyazıt'a Bir Mektup Yazdı Ve Kardeşleri Hakında Bilgi Vermesini İstedi Şehzade Beyazıt'da Cevaben Yazdığı Mektubunda Onun Şüphelerini Doğruluyor Ve yakup'un Çok Sessiz Ve Sakin Olduğunu Ancak Savcının Çevresinden Etkilenerek Bazı Yanlış Hareketlerde Bulunabileceğini Söylüyordu Tamda Bu Dönemde 1.Muratın Oğlu Savcıyı Deneyip Test Edebileceği Bir Fırsat Doğdu Bizansla İlişkilerin İyi Olduğu Yıllarda Bir Anlaşma Yapılmıştı bU Anlaşmaya İstinaden Sultan 1.Murat Yanına Bizans İmparatoru V.palayologos'u Yanına Alarak Anadoluda Karışıklar Çıkaran Asi Beylerin Üzerine Sefere Çıkacaklardı Sultan 1.Murat Seferden Dönünceye Kadar Yaşca daha Büyük Oğlu Dururken Tahtını O Tarihte Henüz 14. Yaşlarında Bulunan Küçük Oğlu Savcı Beye Bırakmayı Uygun Gördü Aslında Amacı Sehzadesine Güvenip Güvenemeyeceğini Test Etmekti Aynı Dönemde Bizans İmparatornun Büyük Oğlu Andronikos Ve Küçük Oğlu Manuil Arasında Taht Kavgası Yaşanmaktaydı Andronikos Babasını Tahtı Kardeşi Munuili Tahta Çıkarmasından Endişe Ediyor Ve Babasını Devirip Tahtı Bir An Önce Ele Geçirmek İçin Fırsat Kolluyordu Babasının Osmanlı Hükümdarı İle Birlikte Sefer İçin Anadoluya Gitmesini Fırsat Bilen Bizans Prensi Hemen Bir Plan Yaptı Ve Bursa'da Bulunan Şehzade Savcı Bey İle Temasa Geçerek Onuda Bu Oyuna Dahil Etti Plana Göre Babaları Hazır Başkent Dışındayken Kuvvetlerini Birleştirip İsyan Edecekler Ve Onları Devirerek Biri Osmanlı Padişahı Diğeride Bizans imparatoru Olacaktı Prens Andronikos'un Gönlünde Padişahlık Olan Savcı Beyi Bu Teklifi İle Kandırmak Zor Olmamıştı Adronikos Ve Şehzade Savcı Bey 1373 Yılında Harakete Geçtiler Bir Gün Ansızın Savcı Bey Bursa'da Kendini Sultan Andronikos İstanbulda Kendini İmparator İlan Etti Adronikos'un Aklına Uyarak Babası 1.Murat'ın Yerine Hükümdar Olduğunu İlan Eden Savcı Bey Çevresindeki Akıllı Bilgili Ulamaların Uyarılarını Dikkate Almayıp Kendi Adına Hutbe Okuttu Hazineyi Talan Ederek Kendini Destekleyenlere Altın Dağıttı Böylece Paraya Tamah Eden Başıbozuk İnsanları Kendine Dahil Etti Osmanlı Topraklarını İstediği Şekilde İdare Etmeye Başladı padişah 1.Murat Oğlunun Yaptıklarını duyunca Serin Kanlılığını Koruyarak Hemen Çanakkale Tarafına Geldi Burada İsyandan Haberi Yokmuş Gibi Bursa'da Bulunan Savcı Beye Mektup Yazdı Mektupta Çanakkale Civarında Otağ Kurduğunu Burada Uzunca Bir Süre Av Düzenleyeceğini Kendisininde Ava Katılmasını İstedi Aslında 1.Murat Ordusuyla Bursa Üstüne Yürüyebileceği ama Bu İsyanı Kan Dökmeden Baba Oğul Arasında Halletmek İstedi Ayrıca Belirtmek Gerekir Osmanlının İlk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDShCy46XIfQyTSiPkEGT11dO_9no3YvrEz05DBp7Dx9ZHX8BRHdKWg4Hu1ugnRa9hViU5UlTvNsPkw7TxG6Stv02VYvOARONYW_9FVifwH6F6-D_mppGPakF4qhGZ8GQP58Nfo5eYe28w9KgCaZRpNRJ2Zf6sPazFyZiDx9WOLBDhTEcAOSR3hHP0/s850/Bursa%20Sevdam%201.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="850" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDShCy46XIfQyTSiPkEGT11dO_9no3YvrEz05DBp7Dx9ZHX8BRHdKWg4Hu1ugnRa9hViU5UlTvNsPkw7TxG6Stv02VYvOARONYW_9FVifwH6F6-D_mppGPakF4qhGZ8GQP58Nfo5eYe28w9KgCaZRpNRJ2Zf6sPazFyZiDx9WOLBDhTEcAOSR3hHP0/s320/Bursa%20Sevdam%201.jpg" width="271" /></a></div><br /> Zamanlarında Sonraki Dönemlerdeki Gibi Kardeş Ve Evlat Katli Pek Görülmüş Bir Şey Değildi Ancak 1.Murat'ın Mektubu Şehzadeye Ulaşınca Verilen Emre İtaat Etmediği Gibi Ordusunu Toplayıp Babasının Üstüne Yürümek İçin Hazırlıklara Başladı Bunun Üzerine 1.Murat Son Çare Olarak Bursa'ya Sefere Çıktı Bursa Yakınlarındaki Kite Ovasında Yapılan Baba Oğul Arasındaki Muharabede Savcı Bey Ele Geçirildi Şehzade Yakalanıp Babasının Huzuruna Getirildiğinde babasının Onu Öldürmek Gibi Bir Niyeti Yoktu Af Dilemesi Koşulu İle Kendisini affedeceğini Daha Önce Kendisine İletmişti Ancak Savcı Bey İsyandan Dönmemişti Özür Dileyeceği Yerde Aksine Sert Ve Gerçek Dışı Sözlerle Babasına Karşı Gelmeyi Sürdürdü Bunun Üzerine Hiddetlenen 1.Murat Oğluna Görülmemiş Bir Ceza Verdi Oğlunun Gözüne Mil Çektirip Onu Kör Etti Bir Süre Sonra Yine Savcı Beyin Birşeyler Yapacağından Şüphelenen 1.Murat Nizam-ı Alem İçin Oğlu Savcı Beyi İdam Ettirdi.Bizans İmparatorluğu'ndada Olaylar Benzer Gelişmişti Bizans Pernsi Andronikos 25 mayıs 1373'de Babasına Karşı Yapmış Olduğu Savaşta Yenilerek Teslim Olmak Zorunda Kaldı Onunda Akibeti Sehzade Savcı Bey Gibi Gözlerine Kaynar Sirke Dökülerek Kör Edilmek Oldu Ancak Canı Bağışlandı Kısa Bir Süre Tahta Geçti Bu Olay Osmanlı Tarihinde İlk Evlat Katli Ve İlk Şehzade İsyanı Olarak Tarih Sayfalarında Yer Aldı.<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTL1N4X8owkPEGaDK1TYdrIPTckOzCFZRgf8QRxRfxh8fEaj992dKOif69ZWVAAioQ_A59KNrLy0vhgRjdcBRP8R0QhKA7v4_umP4qXUKBiSozod7G7AUmUFFNqOi5jlEfPB9uWxO2SZ26GYGQw-XngXktBdcSGRBOs2lqXWAzJ0CEqmdmsJjLNFv7/s720/Bursa%20Sevdam%202.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="703" data-original-width="720" height="312" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTL1N4X8owkPEGaDK1TYdrIPTckOzCFZRgf8QRxRfxh8fEaj992dKOif69ZWVAAioQ_A59KNrLy0vhgRjdcBRP8R0QhKA7v4_umP4qXUKBiSozod7G7AUmUFFNqOi5jlEfPB9uWxO2SZ26GYGQw-XngXktBdcSGRBOs2lqXWAzJ0CEqmdmsJjLNFv7/s320/Bursa%20Sevdam%202.jpg" width="320" /></a></div><br /><p><b>Şehzade Savcı Bey kimdir?</b></p><p>Şehzade Savcı Bey (d. 1362, Bursa - ö. 1385, Bursa), I. Murad'ın Fûl-Dâne Hâtûn'dan olma en küçük şehzadeleridir. I.Murad'ın üç oğlu vardı. Bunların her birisi bir Osmanlı sancağında yöneticiydi.</p><p><br /></p><p><b>Şehzade Savcı olayı nedir?</b></p><p>Yakalandıktan sonra şehzade Savcı Bey'i bekleyen ceza ise gözlerine mil çekilerek kör edilmesi oldu. Savcı Bey'in gözlerine mil çekildikten sonra ilerleyen süreçte tekrardan bir isyan benzeri olayların yaşanmaması için padişah I. Murad'ın emriyle boğdurularak öldürüldüğü bilinmektedir.</p><p><br /></p><p><b>Savcı Bey türbesi nerede?</b></p><p>Yol Tarifi: Türbesi Bozüyük, Kandilli Köyü'ndedir. Bursa-Eskişehir yolu üzerinden Yediler Mahallesi ve Kovalıca istikametine döndüğünüzde 10 m sonra Savcı Bey Türbesi'ne ulaşırsınız.</p><p><br /></p><p><b>Şehzade Savcı Bey Neden Kör Edildi?</b></p><p>Yakalandıktan sonra şehzade Savcı Bey'i bekleyen ceza ise gözlerine mil çekilerek kör edilmesi oldu. Savcı Bey'in gözlerine mil çekildikten sonra ilerleyen süreçte tekrardan bir isyan benzeri olayların yaşanmaması için padişah I. Murad'ın emriyle boğdurularak öldürüldüğü bilinmektedir.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-CTkEPg8WTk3QdmdbLKiPAmdlmi-GXilzAuY9nF2nO4Z9vIr1-sPKGlVJEB8Ne_kNrekVhnWBK0GAFBmnclo8hknd6q7Nxc30cJhrJmmf_Ho-A0vERDwsNyoEZyhddO_UfJoHCghMYzvqVBM_dadPwiO66ONvcdJvQ_yI8rxBuEokYIsZxUluDpcg/s679/Bursa%20Sevdam%203.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="679" data-original-width="650" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-CTkEPg8WTk3QdmdbLKiPAmdlmi-GXilzAuY9nF2nO4Z9vIr1-sPKGlVJEB8Ne_kNrekVhnWBK0GAFBmnclo8hknd6q7Nxc30cJhrJmmf_Ho-A0vERDwsNyoEZyhddO_UfJoHCghMYzvqVBM_dadPwiO66ONvcdJvQ_yI8rxBuEokYIsZxUluDpcg/s320/Bursa%20Sevdam%203.jpg" width="306" /></a></div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsTqDBdolJBhpxNZkbQs6C3s8cVEV-Ns4_qMvOtzOyJLDT30xa02F4yTUfJ43XwSfP5hQVnEnUXJQYBqgNealbyc0_N6VtRAgPZYTI-GVkmSjI6mMysJCQn695O3psEBAfv0rS_20hiYOZQ1t0yogcjKn1m55HGCuGbqjomTSmGY69VUhWh1D1Zl2U/s1064/Bursa%20Sevdam%204.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1064" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsTqDBdolJBhpxNZkbQs6C3s8cVEV-Ns4_qMvOtzOyJLDT30xa02F4yTUfJ43XwSfP5hQVnEnUXJQYBqgNealbyc0_N6VtRAgPZYTI-GVkmSjI6mMysJCQn695O3psEBAfv0rS_20hiYOZQ1t0yogcjKn1m55HGCuGbqjomTSmGY69VUhWh1D1Zl2U/s320/Bursa%20Sevdam%204.jpg" width="217" /></a></div><br /><div><br /></div><div style="background-color: white; color: #202124; font-family: arial, sans-serif;"><div aria-controls="_aT1GZOGAGICQxc8P2Ian4AQ_39" aria-expanded="true" class="dnXCYb" data-hveid="CCMQAQ" jsaction="AWEk5c" jsname="tJHJj" role="button" style="align-items: center; box-sizing: border-box; cursor: pointer; display: flex; max-height: none; outline: 0px; position: relative; width: 652px;" tabindex="0"><div class="JlqpRe" jsname="lN6iy" style="flex: 1 1 0%; margin: 12px 0px;"><span class="JCzEY ZwRhJd" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; display: -webkit-box; font-size: 16px; line-height: 18px; overflow: hidden;"><br /></span></div></div></div><p><b>Savcıbey Türbesine Nasıl Gidilir: </b><span face="Roboto, sans-serif" style="background-color: white; color: #4f4f4f; font-size: 16px; font-variant-ligatures: no-common-ligatures; text-align: justify;"><b>Türbesi Bozüyük, Kandilli Köyü’ndedir. Bursa-Eskişehir yolu üzerinden Yediler Mahallesi ve Kovalıca istikametine döndüğünüzde 10 m sonra Savcı Bey Türbesi’ne ulaşırsınız. Kumral Abdal Türbesi’yle arasında 9 km vardır.</b></span></p><div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #4f4f4f; font-family: Roboto, sans-serif; font-size: 16px; font-variant-ligatures: no-common-ligatures; text-align: justify;"><b> </b></div><p><br /></p>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" referrerpolicy="no-referrer-when-downgrade" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m23!1m12!1m3!1d49028.362880486064!2d29.993235507644783!3d39.823303635467774!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!4m8!3e0!4m0!4m5!1s0x14cbfb3686fd4473%3A0x98cb2f0d90985afd!2zU2F2Y8SxYmV5IFTDvHJiZXNpLCBSMkZNKzdRLCAxMTMwMiBLYW5kaWxsaS9Cb3rDvHnDvGsvQmlsZWNpaw!3m2!1d39.823245!2d30.034435!5e0!3m2!1str!2str!4v1682332233864!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>
Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-29020838742680956032022-09-23T15:24:00.008+03:002023-09-22T16:19:58.847+03:00OYLAT KAPLICALARI VE ÖLYAT EFSANESİ<p><br /></p><p><b>Ölyat efsanesi nedir? </b><b>Oylat ismi nereden gelir? </b><b>Oylat Kaplıcaları nerede? </b><b>Oylat hangi ilçe?</b><b>Oylat mağarası nerede? Oylat kaplıcaları hangi hastalıklara iyi geliyor? </b><b>Oylat nasıl bir yer? </b><b>Oylat Kaplıca suyu içilir mi?</b></p><p><b>OYLAT KAPLICALARI</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi--VtGtmyfeKACFMJ41UHlmX8o6K3TBEbl0DZv6W-RslbM4GR7xSBL4vpH2j_TXtrT5yFEL9r6ZU55YETdOcf9vkyD0xrfFoxQ6i_D0MbKNMw7FkcpFDnMGhltkQyB_DdyQ-Zyfzlf4Hj819iomY0RhE2psGncSQboeI72pAxTzL_fguRJWFSx50vm/s4000/20220831_184819.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları" border="0" data-original-height="1800" data-original-width="4000" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi--VtGtmyfeKACFMJ41UHlmX8o6K3TBEbl0DZv6W-RslbM4GR7xSBL4vpH2j_TXtrT5yFEL9r6ZU55YETdOcf9vkyD0xrfFoxQ6i_D0MbKNMw7FkcpFDnMGhltkQyB_DdyQ-Zyfzlf4Hj819iomY0RhE2psGncSQboeI72pAxTzL_fguRJWFSx50vm/w400-h180/20220831_184819.jpg" title="Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları</td></tr></tbody></table>Kaplıca Bursa'ya 70 kilometre, İnegöl'e ise 27 kilometre uzaklıktadır. Oylat tertemiz havası ve eşsiz<br /> manzarasıyla en çok rağbet edilen yerlerin başında gelmektedir. Oylat'ın civar köylerinde bulunan para<br /> kalıntılarından kaplıcanın Romalılar zamanına kadar uzandığı anlaşılmaktadır.<p></p><p>Bursa İlinin İnegöl İlçesinin Şirin Bir Bölgesi Olan Oylat Tertemiz Havası ve Yemyeşil Ormanlarla Bütünleşmiş Termal Sıcak Su ve Aile Hamamları İle Birlikte Gezilmeye ve Görülmeye Değer Ender Yerlerden Biri Hemen Altında 5km Uzaklıkta Devasa Büyüklükte Oylat Sarkıt Mağarası İle Özellikle Kış Aylarında Yerli Ve Yabancı Turistleri Cezbetmekte Olup Sıcak Termal Suları Şifa Kaynağı Olarak Bilinmekte Olup Bir Çok hastalığa Nefrit, romatizma, kısırlık, idrar yolları ve radyoaktif olması nedeniyle yüksek tansiyon gibi hastalıklara iyi gelmektedir. Ayrıca strese karşı etkili olan Oylat Kaplıcalarının termal suyu sinir iltihapları, sinir ağrıları, kireçlenme ve böbrek rahatsızlıklarına da şifa olmaktadır</p><p><b>ÖLYAT EFSANESİ</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYvMPIgXvm6S7VZFYIYgY7lagpuedYaL0syqCzDYlGr97OPNXEOR5z6lsp5aYRpioZaV0v1zvbNFDZfRoT8hFBib9G6OpikNviDiRl6GI4CkoZ7Lc0NL6c-JxNDLVozPzJBwpz60SJZVyFigLiiIhbu82n-DPhczBsUVR4Tj-fgBYPqPKCgvECyaF5/s4000/20220831_184847.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları" border="0" data-original-height="1800" data-original-width="4000" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYvMPIgXvm6S7VZFYIYgY7lagpuedYaL0syqCzDYlGr97OPNXEOR5z6lsp5aYRpioZaV0v1zvbNFDZfRoT8hFBib9G6OpikNviDiRl6GI4CkoZ7Lc0NL6c-JxNDLVozPzJBwpz60SJZVyFigLiiIhbu82n-DPhczBsUVR4Tj-fgBYPqPKCgvECyaF5/w400-h180/20220831_184847.jpg" title="Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları</td></tr></tbody></table>Bizans İmparatorluğu Zamanında İnegöl Civarlarında Hakim Olan Tekfurun Bir Kızı Vardır Günün Birinde Bu Kız Hastalanır Yatağa Düşer Zamanın Hekimleri Tekfurun Kızının Derdine Care Bulamazlar Hastalık Çok Uzun Sürer Tekfur Çok Sevdiği Kızının Izdıraplarına Tahammül Edemez Hastayı Tedavi Eden Hekimler Kızı göz Önünden Uzaklaştırmak Ve Son Bir Tedavi Şansı Vermek Üzere Ormanın İçindeki o Zaman için adsız Olan Bir Ilıcaya Gönderilmesini Tavsiye Ederler Kızı Buraya Getiriler Kendisinin Son Günleri Olduğuna İnanılarak "Ölyat" Deyip Bırakırlar Çaresiz Bir Derdi Olduğuna İnanılan Tekfurun Kızı Her Gün Bu Sularda Yıkanır ve Gün Geçtikçe İyileşir Ve Eski Sağlığına Kavuşarak Babasının Sarayına Geri Döner Ogün Bu Gündür "Ölyat"Kaplıcası Civar Halkı Tarafından Bir Şifa Kaynağı Olarak Tanınır ve Kullanılır Bu Şifalı Su Yine O sudur Fakat Zamanla "Ölyat"Denilen Yer Bölge Halkı Şivesiyle Oylat Olarak Değişmiştir Ama İnegöl ve Bazı Çevre İllerde Yenişehir Bilecik ve Pazaryeri Gibi İlçelerde Oylata "Ölyat"Denmektedir.<p></p><br /><p><br /></p><p><b>Oylat hangi ilçe?</b></p><p>Bursa'nın İnegöl ilçesinde yer alan Oylat Kaplıcası, Marmara Bölgesi'nin en önemli kaplıcaları arasında sayılmaktadır. Kaplıcalar İnegöl ilçe merkezine 27 kilometre uzaklıkta Saadet mahallesi sınırları içindedir.</p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMnMY3-bgrAZq2YpijeW519NJ-zti-j5Menjvny1F1ybsEhVSx2OOfHbV9TxIPUATJBQIC25LolHavlzfMhPX3BwpsPkysCmPJ0ZSnOO_SsemVfWDsoUqDtKPTOUfI3GB10p5l8HFEGaI00Df5pxULFBw4W-fRIyb7w-VEjBg_Fd4qx-PstQy-UF7D/s4000/20220831_184500.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları" border="0" data-original-height="1800" data-original-width="4000" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMnMY3-bgrAZq2YpijeW519NJ-zti-j5Menjvny1F1ybsEhVSx2OOfHbV9TxIPUATJBQIC25LolHavlzfMhPX3BwpsPkysCmPJ0ZSnOO_SsemVfWDsoUqDtKPTOUfI3GB10p5l8HFEGaI00Df5pxULFBw4W-fRIyb7w-VEjBg_Fd4qx-PstQy-UF7D/w400-h180/20220831_184500.jpg" title="Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları</td></tr></tbody></table><p></p><p><br /></p><p><b>Oylat nasıl bir yer?</b></p><p>Kaplıca Bursa'ya 70 kilometre, İnegöl'e ise 27 kilometre uzaklıktadır. Oylat tertemiz havası ve eşsiz manzarasıyla en çok rağbet edilen yerlerin başında gelmektedir. Oylat'ın civar köylerinde bulunan para kalıntılarından kaplıcanın Romalılar zamanına kadar uzandığı anlaşılmaktadır.</p><p><br /></p><p><b>Oylat hangi ilçe?</b></p><p>Bursa'nın İnegöl ilçesinde yer alan Oylat Kaplıcası, Marmara Bölgesi'nin en önemli kaplıcaları arasında sayılmaktadır. Kaplıcalar İnegöl ilçe merkezine 27 kilometre uzaklıkta Saadet mahallesi sınırları içindedir.</p><p><br /></p><p><b>Oylat nasıl bir yer?</b></p><p>Kaplıca Bursa'ya 70 kilometre, İnegöl'e ise 27 kilometre uzaklıktadır. Oylat tertemiz havası ve eşsiz manzarasıyla en çok rağbet edilen yerlerin başında gelmektedir. Oylat'ın civar köylerinde bulunan para kalıntılarından kaplıcanın Romalılar zamanına kadar uzandığı anlaşılmaktadır.</p><p><br /></p><p><b>Oylat Kaplıcaları nerede?</b></p><p>Oylat Kaplıcaları Çağlayan, Türkiye'nin İnegöl kentinde müşterilerine hizmet vermekte olan 129 odalı bir oteldir. Konukların otelde vakit geçirebilmesi için odalarda televizyon vardır.</p><p><b>Oylat ismi nereden gelir?</b></p><p>O dönemden günümüze kadar bu suyun şifa kaynağı olduğuna inanılır. Oylat isminin de bu hikaye geçen “Öl Yat” sözünden günümüze aktarıldığı rivayet edilir. İnegöl, Bilecik, Pazaryeri, Yenişehir ve İznik'te hala bir kısım halk Oylat'a Ölyat demektedir.</p><p><b>Oylat mağarası</b></p><p>Mağara 665 metre uzunluğa, 95 metre yüksekliğe sahip ve iki kattan oluşmaktadır. Buna göre İnegöl ilçesinin doğal güzelliklerinden olan önemli bir mağara, Türkiye çapında 3. en büyük mağarası olma özelliğini taşımaktadır. İçerisinde sarkıtlar, dikitler, damlataş havuzları ve bir dev kazanı bulunmaktadır.</p><p><b>Oylat ismi nereden gelir?</b></p><p>O dönemden günümüze kadar bu suyun şifa kaynağı olduğuna inanılır. Oylat isminin de bu hikaye geçen “Öl Yat” sözünden günümüze aktarıldığı rivayet edilir. İnegöl, Bilecik, Pazaryeri, Yenişehir ve İznik'te hala bir kısım halk Oylat'a Ölyat demektedir.</p><p><b>Oylat mağarası?</b></p><p>Mağara 665 metre uzunluğa, 95 metre yüksekliğe sahip ve iki kattan oluşmaktadır. Buna göre İnegöl ilçesinin doğal güzelliklerinden olan önemli bir mağara, Türkiye çapında 3. en büyük mağarası olma özelliğini taşımaktadır. İçerisinde sarkıtlar, dikitler, damlataş havuzları ve bir dev kazanı bulunmaktadır.</p><p><b>İnegöl Oylat a nasıl gidilir?</b></p><p>Bölgeye otobüsle Gelmek isteyen kişiler ise Bursa'dan otobüsle İnegöl ilçesine gelerek, İnegöl'den terminalde bulunan minibüslerle Oylat Köyü'ne ulaşabilir. Oylat Şelalesi ülkemizin yeşil şehri olarak bilinen Bursa iline bağlı bulunur.</p><p><b>Oylat Kaplıca suyu içilir mi?</b></p><p>Oylat Kaplıcaları suyunun özellikleri bakımından dünyada 2'nci sırada bulunuyor. Oylat suyunun en büyük özelliklerinden birisi içilebilmesi ile de şifa sağlamasının yanı sıra 40 derece kaynayarak doğal haliyle kullanıma hazır olmasıdır. Oylat Kaplıcaları özellikle ağrılı sinir hastalıkları için bir şifa kaynağı</p><p><b>Oylat kaplıcaları hangi hastalıklara iyi gelir?</b></p><p>Nefrit, romatizma, kısırlık, idrar yolları ve radyoaktif olması nedeniyle yüksek tansiyon gibi hastalıklara iyi gelmektedir. Ayrıca strese karşı etkili olan Oylat Kaplıcalarının termal suyu sinir iltihapları, sinir ağrıları, kireçlenme ve böbrek rahatsızlıklarına da şifa olmaktadır</p><div><br /></div><p><br /></p>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-84987625722347333332022-03-19T19:03:00.016+03:002023-09-22T16:21:34.798+03:00PAPANIN AYAKLARINA KAPANDIĞI TÜRK<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b style="text-align: left;"><br /></b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div><div><b>"ATIMIN AYAK BASTIĞI HER YER TOPRAĞIMDIR "</b></div><div><b><br /></b></div><div><b>Atillanın mezarı nerede? Atillanın babası kimdir? Atillaya kim diz çöktü? Atilla hangi Savaşta yenildi? Atilla nasıl bir liderdi? Tarihte atilla ne yapmıştır? Atillanın dini nedir?</b></div><div><b>"Atımın Ayak Bastığı Her Yer Toprağımdır" Diyecek Kadar Kendine Güvenen Bir Lider Dünyanın En Büyük Askeri Dehalardan Sayılan Bir Hükümdar "Atilla" </b></div><div><b><br />PAPANIN AYAKLARINA KAPANDIĞI TÜRK</b></div><div>Atilla Volga Nehri Kıyısında 395 Yılında Dünyaya <table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiH7mS_zz5rG4iDm4lmx1X_Hikj3pfkfefpahJddAHESaTnW3KO11pIz80yU9hbZAJBOEHKkwOr7yrSgb99_ynKnnvmgRRic-bAFbwTysXjnx1p82mdSDNL333Afbld52GIFReOPhOL9wDnywUVEFsmf3a2ZjWB_xPwoInEaM8rCoHW0gQU4TVZrn3s/s495/YEN%C4%B0.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ATİLLA HAN" border="0" data-original-height="438" data-original-width="495" height="283" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiH7mS_zz5rG4iDm4lmx1X_Hikj3pfkfefpahJddAHESaTnW3KO11pIz80yU9hbZAJBOEHKkwOr7yrSgb99_ynKnnvmgRRic-bAFbwTysXjnx1p82mdSDNL333Afbld52GIFReOPhOL9wDnywUVEFsmf3a2ZjWB_xPwoInEaM8rCoHW0gQU4TVZrn3s/w320-h283/YEN%C4%B0.jpg" title="ATİLLA HAN" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ATİLLA HAN</td></tr></tbody></table>Geldi Babası 13 Yaşında Öldükten Sonra Amcası<br />Onu Bozkırda Tek Başına Yaşarken Buldu Ve Himayesine Aldı Gençliğini Amcasının Yanında Devlet İşlerine Ve Savaşlarda Geçirerek Tecrübe Edindi Ve Daha Sonra Amcası İle Beraber Kavimler Göçüne Katılarak Orta Asya'nın Boz Kırından İtalya ya Kadar İlerlediler Amcası Rua'nın Hükümdarlık Döneminde Batı Roma İmparatorluğu ile Hunlar İttifak Halindeydi Bu Yüzden Atilla Bir Dönem Roma'da Yaşamış Ve Böylelikle ileride Düşmanı Olacak Bu İnsanları Gözlemleme İmkanı Bulmuştu 434 Yılında Amcasının Ölümü İle Atilla Ve Kardeşi Bleda İki Hükümdar Olarak Tahta Geçtiler 5 Yıl Boyunca Orta Asya'nın Bir Bölümü Karadeniz'in Kuzeyi Ve Avrupa'nın Bir Kısmını İçeri Alan Topraklarında Kendine İsyan Eden Veya Boyundurunluğunu Kabul Etmeyen Kabileleri Dize Getirdiler Bu Beş Yılın Sonunda Vizigotlar Vandallar Tursilingler Ve Cermenler Gibi Pek Çok Savaşcı Kavimleri Tek Bayrak Altında Birleştirmeyi Başardılar Bir Yandanda Zayıf Bizans'ın Kendilerine Hata Yapmasını Bekliyordu Bir Süre Sonra Hata Gerçekleşti Ve Margos Şehrindeki Eski Hun Mezarları Talan Edildi Bunu Duyan atilla Atalarımın Ruhunu Rahatsız Ettiniz Diyerek Yola Çıktı Ve Margos Şehrini Yerle Bir Etti Bizans İmparatoru II.Thedosius Bu Durum Karşında Savaş İstemedi Ve Atilla'nın Şartlarını Kabul etti Bu Olaylardan Dolayı Herkes Bizans İmparatorluğunun Hunlara Dayanamayacak Olduğunu Görmüş Oldu Avrupanın Kullandığı Silahlara Göre Çok Daha İleri Seviyede Olan Hun Ordusu İki Yıl Sonra Büyük Bir Sefere Çıktı Her Savaşta Kale Surlarının Arkasına Saklanan Ve Savunma Yapan Avrupalılara Karşı Yeni Bir Silahları Vardı Atilla Ve Bleda Mancınıklar Kuleler V e Büyük Koç Başları İle Dört Bir Yandan Balkanlara Girdi Niş Sirbistan Sofya Bulgaristan Filibe Ve Lüleburgaz Türkiye Şehirleri Çok Kısa Zamanda Harap Edildi Atilla Bir Askerdi Ve Tüm Dünyayı Fethetmek İstiyordu Ama Kardeşi Bleda Savaş Yanlısı Değildi Ve Atilla'yı Her Zaman Kısıtlıyordu Bir Sefer Sırasında Atilla İle Bleda'nın Arası Bozuldu Kısa Bir Süre Sonra Bleda Çadırında Hançerlenmiş Olarak Ölü Bulundu Bazı Tarihçiler Bunun Atilla'nın Yaptırdığını Düşünselerde Gerçek Hiç Bir zaman Ortaya Çıkmadı Atilla Artık Tek Hükümdardı Ve Askerlerin Ona Güveni tamdı Kardeşinin Ölümünden Sonra Hiç Beklemeden Bizans'ın Üstüne Yürüdü Gerçekleşen Meydan Savaşında Hun Atlıları Bizans Askerlerinin Üstünden Geçti Atilla Orduyu İki Kola Ayırarak Savunmasız Bizans Topraklarına Girdi Bir Kolu Yunanistan Tarafına Göndererek Mora Yarım Adasını Fethetti Kendisi İse Bizans'ın Başkenti Konstantiniyye'ye Yürüdü Atilla Bugünkü Büyükçekmece'ye Kadar Gelince Kostantiniyye Gidecek Korkusu ile Atilla İle Antlaşma İstedi Bizans Çok Ağır koşullarda Bir Antlaşma imzalamak Zorunda Kaldı Bizans İmparatorluğu Atillanın Talep Ettiği Vergileri Toplayabilmek İçin Pek Çok Asilzadenin Servetine El Koymuş Halk İsyan Etmiş Ve ekonominin Çökmesinden Dolayı Bir Çok İnsan Ölmüş Veya İntihar Etmiştir Bu Olaydan Sonra Bizans Tamamen İtaat Altına Alınmış ve Sıra Batı Roma İmparatorluğuna Gelmişti Tüm Bunlar Olurken Atiila İçin İlginç Bir Gelişme Oldu Batı Roma İmparatoru III.Valentiniaus'un Kız Kardeşi Justa Grata Honoria Gizlice Atillaya Göndererek Kendisiyle Evlenmek İstediğini Söylemişti Atilla İse Bu Teklifi Kabul Etti Ama III.Valentinaus'dan Çeyiz Olarak İmparatorluğun Yarısını İstedi İmparator Bunu Reddetti Ve Savaş Patlak Verdi 20 Haziran 451 Günü Katolon Ovasında İki Ordu Karşı Karşıya Geldi 24 Saat Süren Savaşın Sonrasında İk Tarafta Büyük Kayıplar Verse de Bozguna Uğrayan Ve Tamamen Dağılan Taraf Roma Ordusu Oldu Herkes Atilla'nın Kaçan Ordusunu Takip Etmesini Beklerken O Tüm Ordusu İle Alp Dağlarını Aşarak İtalya'nın Kalbine Savunmasız Romaya Doğru İlerlemeye Başladı Yol Üstünde Kendine Direnen Bir Çok şehir Ve Kasabayı Harabeye Çevirdi Ama Atilla Sözüne Sadık Bir</div><div><br /></div><div><br /><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg4rPb_GsMKVolqcuSY14EzLz21IEyXwlToBYS_cbyNwZyK2qFo5cwDUhdWPDNCsq_ZVntJeZp3KROGPEcuFp1zCCY6I9N4f_c51qnlDstzjtrlrWMgWyF2OOhGnxewKMhvaisZSEHxGTfUnvvpAECKKNegE-OgOUpUj7-d9xohw7pWFqjP1kSDevg0=s641" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ATİLLA HAN" border="0" data-original-height="641" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg4rPb_GsMKVolqcuSY14EzLz21IEyXwlToBYS_cbyNwZyK2qFo5cwDUhdWPDNCsq_ZVntJeZp3KROGPEcuFp1zCCY6I9N4f_c51qnlDstzjtrlrWMgWyF2OOhGnxewKMhvaisZSEHxGTfUnvvpAECKKNegE-OgOUpUj7-d9xohw7pWFqjP1kSDevg0=w282-h320" title="ATİLLA HAN" width="282" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ATİLLA HAN</td></tr></tbody></table><br /><br /> Hükümdardı Direnmeden Teslim Olan Milan Ve Pavia Gibi Şehirlerde Kan Dökmeden Ayrıldı Atilla Aman Diyene Dokunmuyordu Kendine Kılıç Çekenede Hiç Acımıyordu Tüm İtalya Korku İçindeydi Herkes Hunlar Geliyor Diye Köylerini Bırakıp Kaçıyordu Batı Roma İmparatoru III.Valentinaus Bizans İmparatorluğundan Atillaya Düşman Kabilelerden Herkesten Yardım Talep Etmesine Rağmen Korkularından Kimseler Gelmedi Artık Batı Roma Yalnızdı Senatörler Savaşmadan Teslim Olan Şehirlere Dokunmadığını Hatırlatarak Merhamet İstemek Gerektiği Kararına Vardılar Papa I.Leon Önderliğinde Atillanın Ayağına Gidecek Ve Merhamet Dileyecek Bir Heyet Hazırlanarak Yüklü Miktarda Atınla Birlikte Yola Çıktı Atillanın Yanına Vardıklarında Ne Konuştukları Hakkında Yazılı Bir Belge Olmasada Neticede Romalılar Bağışlanmak için Yalvarmış Ve Papa Atilla'nın Ayaklarına Çöküp Merhamet Dilenmiştir.Papa Atillayı Bir Şekilde İkna Edip Atillayı Geri Göndererek Hiristıyanlık Dınının Geleceğini Kurtarmıştır Rivayete Göre Atilla'nın Papaya "Ben Ve Milletim Tanrının Kırbacıyız" Tanrı Yoldan Çıkan M<span>illetleri Cezalandırmak İçin </span> Bizi Gönderir"Sözünden Sonra Atilla'nın Adı Tüm Avrupada "Tanrının Kırbacı Olarak Anılır"Atilla Kendi Topraklarına Dönmesinden İki Yıl Sonra 453 Yılında Yani İstanbulun Fethinden 1000 Yıl Önce Düğün Gecesi Cadırında Ölü Olarak Bulunmuştur Bazı Kaynaklarda Evlendiği Eşi İldiko'nun Suikastı Sonucu Öldüğü İddia Edilmektedir Atilla'nın Naaşının Önce Altından Sonra Gümüşten En Sonunda Demirden Bir Tabuta Konularak Tuna Nehrinin Yönü Değiştirilerek Nehrin Altına Gömüldüğü Ve Cenazesine Katılana Herkesin Öldürüldüğü İddia Edilmektedir.</div><div><br /></div><div><div><b>Atilla dini nedir?</b></div><div>Hunların ve Attila'nın dini ise Asya'dan gelme ve Avrupa'da hiç olmayan Gök Tanrı Tengri inanışıdır. Bu inanış Avrupa'da kök salmamış, buna karşı Orta Asya'da Kırgızistan'da bugün dahi inananları bulunmaktadır. Attila son yıllarında Roma kapılarına dayanmış Papa Leo I ile karşılaşmış, Ama Roma'yı alamamıştır.</div><div><br /></div><div><b>Tarihte atilla ne yapmıştır?</b></div><div>Avrupa Hun İmparatorluğu'nun hükümdarı Attila, 395-453 yıllarında yaşamış ve bütün Avrupa'ya dünyayı dar etmiş bir imparatordur. Attila hayatı boyunca Batı ve Roma İmparatorluklarına karşı seferler düzenlemiş ve Avrupalılar tarafından adına 'Tanrının Kırbacı' denmiştir.</div><div><br /></div><div><b>Atilla nasıl bir liderdi?</b></div><div>Hun-Germen savaşlarını anlatan bu destanda, Attila, Etzel ismiyle geçmektedir. Etzel, kudretli bir otoriteye sahip, barış yanlısı bir hükümdardır. Savaşçılığı ise, sadece asilere karşı kılıç kuşanması anlatılarak göz önüne serilmiştir. Aynı destanda, Attilanın asil ruhlu bir hükümdar olduğu da belirtilir.</div><div><br /></div><div> <b>Atillanın babası kimdir?</b></div><div>Muncuk Han veya Boncuk Han, Hun İmparatorluğu'nda bir soylu. Hükümdarlar Rua ve Oktar'ın kardeşi, Atilla ile Bleda'nın babasıdır. Hakkında pek bir şey bilinmemektedir.</div><div><br /></div><div><b>Atillaya kim diz çöktü?</b></div><div>Sefere hazırlık aşamasında, Papanın araya girmesiyle akınlarını iptal eden Attila, Romalıları haraca bağlamıştır. Bu olay nedeniyle, Papanın diz çöktüğü tek insan evladının, Attila olduğu anlatılmaktadır. Büyük İmparator Attila, M.S.</div><div><br /></div><div><b>Atilla hangi savaşta yenildi?</b></div><div>Katalon Muharebesi ya da Catalaunum Muharebesi, 20 Haziran 451'de Romalı general Flavius Aetius ile Vizigotlar'ın kralı Theodorik'in liderliğindeki koalisyon ordusu ve Attila tarafından komuta edilen Hun ordusu ve vasalları arasında gerçekleşen mücadeledir.</div><div><br /></div><div><b>Atillanın mezarı nerede?</b></div><div>Attila’nın cesedinin, biri demir, biri gümüş ve diğeri altından oluşan üç iç içe geçmiş tabuta gömüldüğünü anlatır. Onu gömen adamlar, mezar yerini ortaya çıkarmamaları için öldürüldü. Mezarın şu anda Macaristan’da bir yerde olduğuna inanılıyor,</div></div><div><div aria-controls="exacc_xYJMYq6UMpOXxc8P9-KLuAE6" aria-expanded="true" aria-labelledby="exacc_xYJMYq6UMpOXxc8P9-KLuAE5" class="wWOJcd" jsaction="AWEk5c" jsname="bVEB4e" role="button" style="align-items: center; background-color: white; color: #202124; cursor: pointer; display: flex; font-family: arial, sans-serif; max-height: none; min-height: 0px; outline: 0px; position: relative; width: 652px;" tabindex="0"><div class="iDjcJe IX9Lgd wwB5gf" id="exacc_xYJMYq6UMpOXxc8P9-KLuAE5" jsname="jIA8B" style="-webkit-box-orient: vertical; -webkit-line-clamp: unset; color: inherit; display: -webkit-box; flex: 1 1 0%; font-size: 16px; margin: 12px 0px; overflow: hidden; transform: translate3d(0px, 0px, 0px);"><br /></div></div></div></div>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-58259495094169815402021-12-06T22:10:00.018+03:002023-10-04T14:17:07.477+03:00AVAR KAĞANLIĞI BAYAN HAN<p><br /></p><p><b>Avarlar Türkmü? Avar İmparatorluğunun Kurucusu Kimdir? Juan Juan'lar Türkmü ? Avarlar İstanbul'u ne zaman kuşattı? Bayan kağan kimdir? Avarlar hangi devlet tarafından yıkılmıştır?</b></p><p> <b style="color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">6.) AVAR KAGANLIGI</b></p><p><b style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Kuruluşu: 562</b></p><p><b style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Yıkılışı: 803</b></p><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><b>Kurucusu: Bayan Kağan
Kapsadığı Alan: İtil-Don, Dinyeper-Dinyester, Vistül, Elbe, Oder, Ren, Erdel, Eflak ve Boğdan Bölgesi</b></span></span></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><br /></span></span></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><br /></span></span></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><br /></span></span></div><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><b>AVAR KAĞANLIĞI BAYAN HAN</b></span></span></div>Avarlar, Orta Avrupa’da, Frank krallığı ile Bizans </span></span></div><div><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span style="color: #0f1419;">imparatorluğu arasında,</span> eski Hun, Sabar kalıntıları</span><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"> </span><span style="color: #0f1419;"><span style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span style="color: #0f1419;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="color: #0f1419; text-align: left;"><span style="color: #0f1419;"><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiGPLvbZ0pdgbptjsDIFb_7LN4_1lOpdbk0z2NtOZSKgpSu31gDGdYpbLl4iwHTI1GpuaT5vyTZaaSIcDY6I-lH_ADU4KuP84PBa2QfVdM7P4e29Htn-uWttY2KazqbhcrTsowD8KVKF-jtFqiNagAiqbCcZXuddBQGhyR7te15xfFKYeRR_C3DTZzj=s414" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="AVAR KĞANI BAYAN HAN" border="0" data-original-height="247" data-original-width="414" height="191" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiGPLvbZ0pdgbptjsDIFb_7LN4_1lOpdbk0z2NtOZSKgpSu31gDGdYpbLl4iwHTI1GpuaT5vyTZaaSIcDY6I-lH_ADU4KuP84PBa2QfVdM7P4e29Htn-uWttY2KazqbhcrTsowD8KVKF-jtFqiNagAiqbCcZXuddBQGhyR7te15xfFKYeRR_C3DTZzj=w320-h191" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BAYANHAN</td></tr></tbody></table></span></span></div></div></span></span><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span style="color: #0f1419;"><span style="color: #0f1419;"><span style="color: #0f1419;"><span style="color: #0f1419;">Ogur </span></span></span></span><span style="color: #0f1419;">(Bulgar)’lar gibi Türk kitlelerinin desteği ile </span><br />kudretli bir devlet kurarak, çeşitli Germen ve özellikle </span><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">kalabalık îslav kabilelerini hakimiyetleri altına almak <br />suretiyle 250 sene kadar Avrupa siyasetine yön veren bir imparatorluk olmuştur.Avar Kağanlığı, 562 yılında I. Bayan tarafından kurulur. Avrupa’da kurulan Avar </span><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Kağanlığı, bugünkü Ukrayna, Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan, Avusturya, Romanya, Polonya topraklarını 562 yılında Avarların başına geçen I. Bayan oldukça kabiliyetli bir yönetici ve savaşçıdır. Onun yönetiminde Avarlar, Bizans, Lombardlar ve birçok Slav ve Türk kabilelerle müttefik olmuştur. Padova’ya üs kuran Avarlar buradan Bizans, Frank ve Slav topraklarına saldırılar düzenlemişlerdir. Bu dönemde Avarlar batıda Thurungia’ya ve İtalya kapılarına kadar dayanmışlardır. Güneyde ise Pannonia, Dacis, İlirya ve Dalmaçya’da hakimiyet kurarak Konstantinopolis’e yaklaşmışlardır. Karpat Havzası’nın tamamına hakim olan Avarlar, 582 yılında Sirmium’u (Sremska Mitrovica), 584 yılında Singidunum’u (Belgrad) ve 586 yılında Selanik’i fethetmişlerdir. Slav kabileleri kendilerine sürekli saldıran ve mağlup eden Avarlara karşı birleşerek 623 yılında ayaklanmışlardır. Avarları ve Frankları hedef alan Slav saldırıları başarılı olmuş ve Sırbistan’daki topraklar geri alınmıştır.626 yılındaki Konstantinopolis KuşatmasıAvarlar, 626 yılında uzun süren Sasani-Bizans savaşlarına Sasaniler tarafında müdahil olmuşlar ve Slav kabileleriyle beraber Konstantinopolis’e saldırmışlar şehri kuşatmışlardır. Sasani Ordusu ise eşzamanlı olarak şehrin Asya’da kalan bölgesine saldırmıştır. Avarlar deniz kuvveti olmadan saldırıya geçmiş ve Sasani ordularıyla birleşemeyerek tek başlarına saldırmıştır. Bu nedenle çok iyi savunulan şehri alamayarak geri dönmek zorunda kalmışlardır. Bizanslılar, Slav donanmasını ise Yunan Ateşi’ni kullanarak yakmış ve birliklerin birleşmesine engel olmuştur. Slav orduları da tek başlarına saldırıya geçtikleri için başarısız olmuştur. Avar hükümdarı, başarısız kuşatmadan Slav kabilelerini sorumlu tutmuştur. Konstantinopolis kuşatmaları, Avar Kağanlığı’nın en büyük askeri başarılarından biri olmuştur. Orta Çağ kaynaklarında yazılan kuşatmaya katılanların anlattıklarında Ruslara benzeyen İskitlerden söz edilmektedir.Avarların Konstantinopolis önlerinde başarısız olmasının ardından kağanlık bünyesinden Bulgarlar ayrılmıştır. 632 yılında Kutrugi, Utigu ve Onogur kabilelerini birleştiren Kubrat Kağan, Bulgar Kağanlığı’nı kurmuştur. Bulgarlar, Kuzey Karadeniz kıyılarıyla aşağı Tuna boylarında hakim olmuşlardır. 640 yılında ise Hırvatlar, Avarlardan ayrılmıştır. Bu dönemde sürekli devam eden kabileler arası savaşlar savaşan tüm tarafların güç kaybetmesine yol açmış hem Avarlar hem de Slav kabileleri güçsüz düşmüştür. Avarlar, Bulgarlar, Franklar ve Slavlar ile olan mücadeleleri sonucu olarak Macar Ovası ve Dalmaçya kıyılarını da kaybetmiştir. 670 yıllarda Bizans ile savaşların bitmiş, iki imparatorluk arasına Bulgarlar yerleşmiştir. Kubrata’nın oğlu Altsek, Avar Kağanlığı’nın tahtını ele geçirmek için savaşmış, </span></div><div><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03);"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhfQCCY5L0yKF0e360c0cq7QdFFAagwyZGuViuPCha8GPkLViTj0RC6XqjuLMhyl5vPIj_MBfqfKZCU5kz0GSfENM_1u3__TgS8rjixOQRPrFmxSNdYJ3T1e1UyBlIk0FjM5KhkOQCxdKC-0vsXbduDJoNcVYB0mYtrEF_sNMLGv3nMJFduLFMmPRF6=s564" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="AVAR KAĞANI BAYANHAN" border="0" data-original-height="391" data-original-width="564" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhfQCCY5L0yKF0e360c0cq7QdFFAagwyZGuViuPCha8GPkLViTj0RC6XqjuLMhyl5vPIj_MBfqfKZCU5kz0GSfENM_1u3__TgS8rjixOQRPrFmxSNdYJ3T1e1UyBlIk0FjM5KhkOQCxdKC-0vsXbduDJoNcVYB0mYtrEF_sNMLGv3nMJFduLFMmPRF6=w320-h222" title="AVAR KAĞANI BAYANHAN" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BAYANHAN</td></tr></tbody></table><br />başarısız olunca da Bulgar kabileleriyle Avarlardan ayrılmıştır. Avarların tarihi hakkında 7. yüzyıl sonu ile 8. yüzyıl sonu arasındaki döneme dair bilgi bulunmamaktadır. Bu döneme ait tek bilgi kaynağı arkeoloji bilimidir. Bu dönemde Avarlarda göçebe hayattan yerleşik hayata geçiş gözlemlenmektedir. Avarlar, artık tarım ve hayvancılıkla ilgilenmeye başlamışlardır.</span></span><span style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Bizans üzerine sık sık sefer düzenleyen Avar Kağanlığı, İstanbul’u fethetmeye yaklaşan ilk Türk devleti olması bakımından önemlidir. Franklar, başlarda Avar Kağanlığı ile iyi ilişkiler kurmaya çalışsalar da daha sonra araları açılır ve birbirleri ile uzun yıllar sürecek savaşlar yaparlar. Franklar’ın Avar Kağanlığı’nı yıkmak için topladığı ordu Avarlar üzerinde galibiyet elde edince Avar Kağanlığı yıkılma sürecine girer. Kağanlık içinde başlayan taht kavgalarının sonucunda başa geçen Yugur 795 yılında Hristiyanlığı kabul ederek Frank hakimiyetine girmek için bizzat Frank kralının huzuruna çıkar. Zaman zaman ayaklanan Avar halkı Hristiyanlığı kabul etmeleri ve Bulgarların üzerlerine düzenlediği fetihleri sonucu asimile olurlar. Avar Kağanlığı 823 yılında tarih sahnesinden silinir.</span></div><div><br /></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03);"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="color: #0f1419;"><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b>avarlar Türkmüdür?</b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Alman Dilbilimcisi Harald Haarmann'a göre Avarlar kesin bir Türk ulusudur. Türk Tarih Tezi'ne göre de Avarlar Türk ulusudur.</div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><br /></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b>Avar devletinin kurucusu kimdir?</b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Asya Avar Devleti kurucusu ve ilk hükümdarı Bayan Kağan'dır. 565-602 yılları arasında 37 yıl hükümdarlık yapmıştır.</div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><br /></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b>Juan Juanlar Avar mı?</b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Çin kaynaklarında “Juan Juan”, Arap ve Bizans kaynaklarında Avar olarak adlandırılan Cücenler, Göktürkler'ce de Apar olarak adlandırılıyordu. ... Cücenler, 6. yüzyıl sonlarında bugünkü Moğolistan, İç Moğolistan ve Kore'ye kadar olan toprakları içine alan büyük bir devlet kurdular.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhcDNNJe2Xrn-IRjJg5tbmDXyOVpVMj5GgewFY6oVK8aNUc38lF66p1DtDr72z-pZn1Y_MMn0PJtgzlPg2caWBYE31k6vXhqykL9y7Dn8ngyucKdtj_pLQyQRhrmWnqQTgiRscflLWnlmlFxKvLXK_rLnWktyJwwvJNcW6FU7wdbRQcAV5oPA5WDJX8=s556" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="518" data-original-width="556" height="298" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhcDNNJe2Xrn-IRjJg5tbmDXyOVpVMj5GgewFY6oVK8aNUc38lF66p1DtDr72z-pZn1Y_MMn0PJtgzlPg2caWBYE31k6vXhqykL9y7Dn8ngyucKdtj_pLQyQRhrmWnqQTgiRscflLWnlmlFxKvLXK_rLnWktyJwwvJNcW6FU7wdbRQcAV5oPA5WDJX8=s320" width="320" /></a></div><br /></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b><br /></b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b>Avarlar istanbul'u ne zaman kuşattı?</b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Her halükarda Avarlar İstanbul'u 626 yılının Temmuz ayında 2 hafta süreyle kuşattılar. Galata tarafında üstlenerek Marmara denizinden ve Haliç'ten saldırıya geçtiler. Aslında bu yıllar Avar Kağanlığının hakimiyetinin zayıfladığı yıllardı.</div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b><br /></b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b>Bayan Han Kimdir?</b></div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;">Bayan, Avar Kağanlığı'nın kurucusu ve 562-602 yılları arasında hüküm süren ilk kağanı. 567 yılında Gepidler'in ezeli düşmanı Lombardlarla iş birliği yaparak Gepid Krallığı'nın büyük bölümünü sona erdirmişlerdi.</div><div style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><br /></div><div><span style="font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><b>Avarlar hangi devlet tarafından yıkılmıştır?</b>
Gücünü kaybeden Avar Hakanlığı 170 yıl varlığını koruyabilmiş 835 yılında Frankların hücumu ile yıkılmıştır.</span></div></span></span></div><div><br /></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><br /></span></span></div><div><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: rgba(0, 0, 0, 0.03); color: #0f1419; font-size: 15px; white-space: pre-wrap;"><span face="TwitterChirp, -apple-system, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif"><br /></span></span></div>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-89623447989410127552021-11-15T22:10:00.023+03:002023-10-04T14:19:06.450+03:00GÖKTÜRK KAĞANLIĞI VE BUMİN KAĞAN<p><b>Göktürk destanı nedir?</b><b> Ötüken türkler için neden kutsaldır? </b><b>Göktürk devleti nasıl yıkıldı? </b><b> </b><b>Ötüken nedir? </b><b>Göktürk devleti kaç yıl hüküm sürdü? </b><b>Göktürk kağanlığını kim kurdu? Göktürk kağanları kimlerdir? </b><b>Bumin kağan kimdir?</b></p><p><b>GÖKTÜRK KAĞANLIĞI</b></p><p><b>KURULUŞU :552</b></p><p><b>YIKILIŞI :744</b></p><p><b>KURUCUSU : BUMİN KAĞAN</b></p><p><b>KAPSADIĞI ALAN :18.000.000 KM</b></p><p><br /></p><p><b>GÖKTÜRK KAĞANLIĞI VE BUMİN KAĞAN</b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="text-align: left;">. </span></div></div><div>Göktürk Devleti'nin kurucusu Bumin Kağan'dır</div>Göktürk Devleti hangi boya mensuptur noktasında <table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhx2JX4hi3IlcyOjGoVfdMOkBm9GhpcjKi7CDRaOsmUIhke9ZZ1Mp0erF8UfNp-PZkKX7HEHcCbCLOO25psKyao-RL94C0c4m79__YhO9FqJ-k54WR2qijdRVzizAjKbHWkbfQbXkI0LhLWRIgNOKL_UEDP-WrBokmY1ptdEt-LuN6PKJ62kpP5JpL8=s564" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="GÖKTÜRK KAĞANI BUMİN HAN" border="0" data-original-height="391" data-original-width="564" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhx2JX4hi3IlcyOjGoVfdMOkBm9GhpcjKi7CDRaOsmUIhke9ZZ1Mp0erF8UfNp-PZkKX7HEHcCbCLOO25psKyao-RL94C0c4m79__YhO9FqJ-k54WR2qijdRVzizAjKbHWkbfQbXkI0LhLWRIgNOKL_UEDP-WrBokmY1ptdEt-LuN6PKJ62kpP5JpL8=w320-h222" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BUMİN HAN</td></tr></tbody></table>ise Hunların soyundan olan Göktürk Devleti<br /> "Aşina"adı ile anılan boya mensuptur. Devletin başkenti Ötüken olmakla birlikte Doğusunda Çin, batısında ise Sasani devletleri bulunmaktadır. Doğuda Avar devleti sonucunda doğan Göktürk Devleti Batıda ise Eftalit devletleri ile yapılan savaşların sonucu olarak doğmuştur. Göktürk Devlet'i Asya hun devletinin yıkılmasının ardından Avar Devleti'ne bağlı olarak yaşamıştır.Bumin Kağan öncülüğünde ayaklanma sonucu Ötüken'de 1. Göktürk devleti kuruldu.Dağınık halde yaşayan Türk boylarını bir bayrak altında topladı ve Asya Hun Devleti'nden sonra 2. Büyük devlet kurulmuş oldu.O dönem ülkeyi Doğu ve Batı olarak 2'ye ayıran Bumin Kağan, Batı yönetimin idaresini Yabgu unvanına sahip olan kardeşi İstemi Kağan'a verdi.Batı kısmının yönetimini ise amcası İstemi Yabgu'ya bıraktı.Bumin Kağan'ın vefatından sonra yerine oğlu Kolo geçti. Oğlunun ölümünden sonra ise Devletin başında Mukan yer almaktaydı.Mukan Kağan dönemi Göktürk Devleti'nin en güçlü olduğu dönem olarak bilinmektedir.Aynı zamanda Göktürk Devleti'nin en önemli özelliklerinden biri de: İstemi Yabgu' Sasaniler İpek yoluna geçince Bizans ile iş birliği yaparak Sasanileri yenilgiye uğratıp devletin sınırlarını Büyük Okyanus'tan Volga Nehri' ne kadar genişletmesidir.<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div></div><p></p><p><br /></p><p><b>GÖKTÜRK DESTANI NEDİR?</b></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgRXQeUSMNkMOhYuEPSe2jLRpQ9Sy3QT9xKKUa7qMzd6YZBAeSE_D_PljvEuqZBvJgLBVeYfsXP46GU1RVPUHXWkkHe_N9jUUzXePOXul7CcecniUE-8BQ7l4dsBW5DCKrnAoalx2ZJ4eBJ_0Xtx7SM2ZqqEhrmTQ5yoZ1LK1376NMycd9S6m2KUW9H=s400" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="GÖKTÜRK KAĞANI BUMİN HAN" border="0" data-original-height="400" data-original-width="400" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgRXQeUSMNkMOhYuEPSe2jLRpQ9Sy3QT9xKKUa7qMzd6YZBAeSE_D_PljvEuqZBvJgLBVeYfsXP46GU1RVPUHXWkkHe_N9jUUzXePOXul7CcecniUE-8BQ7l4dsBW5DCKrnAoalx2ZJ4eBJ_0Xtx7SM2ZqqEhrmTQ5yoZ1LK1376NMycd9S6m2KUW9H=w320-h320" title="GÖKTÜRK KAĞANI BUMİN HAN" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BUMİN HAN</td></tr></tbody></table><br /></div>Göktürklere ait destan dendiğinde akla gelen Ergenekon destanında, Türklerin yeniden doğuşu anlatılmaktadır. İkinci Göktürk destanı ise Bozkurt Destanı olarak tarihe geçmiştir. Bu destanın konusu da tek başına kalan bir çocuğun bozkurt tarafından yetiştirilmesi ve büyük bir devletin kurulmasını içeriyor. Aynı zamanda Çin kayıtlarında Bozkurt Destanına yazılı şekli ile bulunmaktadır.<br /><p></p><p><br /></p><p><b>GÖKTÜRK DEVLETİ KAÇ YIL HÜKÜM SÜRDÜ?<br /></b></p><p>Türklerin bozkır göçebe uygarlığından yerleşik tarım uygarlığına geçiş dönemi olan Göktürkler dönemi 552-745 yılları arasında Orta Asya'da varlığını sürdüren bir devlettir. Orta Asya'da yapılan kazı ve araştırmalarda bir takım eserler bulunmuştur. GökTürkçe yazılı bu eserler taş, para, ağaç üzerine yazılmış metinlerden oluşmaktadır. Taş ve para üzerine yazılı eserler ise günümüze kadar gelmiştir.</p><p><b>GÖKTÜRK DEVLETİ NASIL YIKILDI?</b></p><p>Büyük Hun İmparatorluğu'nda olduğu gibi Göktürk Devleti'nde de Türk boylarının Çinlilerin oyunları ve kışkırtmaları ile devlet yönetimine başkaldırmaları sonucu isyanlar ve iç ayaklanmalar çıkmıştır. Bu nedenden ötürü Göktürk Devleti, Batı ve Doğu Göktürk devleti olarak 2'ye ayrıldı.Bu kez de Çinliler, Doğu Göktürk Devleti ve Batı Göktürk Devleti'ni birbirleri arasında kışkırtma ve tahriklere yol açmıştır. Yaşanan bu kışkırtmalardan dolayı Doğu Göktürk Devleti ve Batı Göktürk Devleti birbirine karşı savaş açmış, sonrasında ise Çinliler savaşmaktan dolayı gücünü yitiren bu iki devletin bu halini fırsat bilmiş ve yıkmışlardır. Göktürk Devleti'nin yıkılmasının ardından ise Göktürkler Kutluk Devleti'ni kurmuşlardır.</p><p></p><p><br /></p><p><b>ÖTÜKEN NEDİR? ÖTÜKEN TÜRKLER İÇİN NEDEN KUTSALDIR?</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEinasYzvTVnmpR98ZNETVv2n3ROZBVkBQeLYhWsPYEJ9dXQUoK0mCxbQ3RIvBgjqms-3kHe_bEnYy6AS96D2ujBVAdKqI8SgI-0jTLDHOoYexS1aWrHX1FwAK_Oi2vRrDTGXulQv8stF58DmqnzEZcVqhnz3ocZUIndjlGz3HtMBigiXs7De1jJNs_M=s580" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BUMİN KAĞAN" border="0" data-original-height="580" data-original-width="510" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEinasYzvTVnmpR98ZNETVv2n3ROZBVkBQeLYhWsPYEJ9dXQUoK0mCxbQ3RIvBgjqms-3kHe_bEnYy6AS96D2ujBVAdKqI8SgI-0jTLDHOoYexS1aWrHX1FwAK_Oi2vRrDTGXulQv8stF58DmqnzEZcVqhnz3ocZUIndjlGz3HtMBigiXs7De1jJNs_M=w281-h320" title="BUMİN KAĞAN" width="281" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BUMİN HAN</td></tr></tbody></table>Ötüken Türk, Moğol ve Orta Asya tarihlerinde kutsal başkenttir. Ötügen olarak da söylenir. Çince kaynaklarda U-te-kien şeklinde geçtiği ve Çin kaynaklarında dağ ismi olarak geçen Tu-kin, Yü-tü-kiün ile ilişkili olabileceği belirtilmektedir. Ötügen (Ötüken) Türklerin yeryüzünde ilk var olduğu ve oradan Dünya’ya dağıldığı yerin adı olarak da kabul edilmektedir.Orhun Nehri kaynaklarını bu bölgeden alır ve Göktürk Devleti’nin de başkenti yine bu yörede kurulmuştur. İnanca göre bütün büyük devletlerin başkenti burada kurulmalı idi. Gerçekten de pek çok Türk ve Moğol Devleti biraz genişledikten sonra başkentlerini bu bölgeye taşımışlardır. Ötüken dağının Nama (Namı veya Namu)adında bir koruyucu ruhu vardı.Ötüken eski Türklerin (Göktürk vb.) geleneksel inancı Tengricilikte Toprak Ana'ya verilen isimlerden biridir. Moğollarda Etugen, Itügen ya da Odigan gibi şekillerine de rastlanır. Ötüken-Kültü, Tengri-Kültü ile birlikte özellikle Göktürk Kağanlığı sırasında büyük önem kazanmıştır.Köktürkler, Uygurlar ve Kırgızların merkezleri, uzun süre, kutsal kabul edilen, Ötüken ormanı olmuştur. Ötüken Ormanı'nın merkez olmasını ve buraya adeta kutsallığın verilmesi, Orhun Yazıtlarında da göze çarpmaktadır. Ötüken ormanı, adeta; dışarıdaki kötülüklere karşı, sığınılacak güvenli bir ev olarak tasvir edilir.Eski inanca göre, Toprak Ana'nın keyfi ağaçların durumundan belli olur. Eğer ağaçlar sağlıklı ve güçlü yetişiyor ve bol meyve veriyorlarsa, Toprak Ana'nın insanlardan memnun olduğuna inanılır. Toprak Ana'ya edilen bir dua, güçlü ve büyük bir ağaca doğru yöneltilir.<p></p><p><br /></p><p><b>GÖK TÜRK KAGANLARI?</b></p><p>Bumin Kağan (546-552)</p><p>Kolo (Kara) Dönemi (552-55)</p><p>Mukan Dönemi (555-572)</p><p>Tapo Dönemi (572-581)</p><p>İşbara Dönemi (581-582)</p><p>İşbara Dönemi (582-587 Doğu Göktürk Devleti)</p><p>Yehu Dönemi (587-589)</p><p>Tülan Dönemi (589-600)</p><p>Kimin Dönemi (600-609)</p><p>Şipi Dönemi (609-619)</p><p>Çulo Dönemi (621-630)</p><p>Kie Li Dönemi (621-630)</p><p>Tardu Dönemi (583-603) - Batı Göktürk Devleti</p><p>Çulo Dönemi (603-611)</p><p>Şikoei Dönemi (611-618)</p><p>Tong Yabgu Dönemi (618-628)</p><p>Se Yabgu Dönemi (628-630)</p><p>Hsili Dönemi (630-633)</p><p>Işbara Dönemi (634-639)</p><p>Jubi Dönemi (645-650)</p><p>Holu Dönemi (651-657)</p>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-62054615356027152632021-10-24T20:43:00.007+03:002023-10-04T14:21:27.270+03:00AK HUN İMPARATORLUĞU VE AKŞUVAR<p><b>Ak Hun Devletinin Kurucusu Kimdir? Ak Hun İmparatorluğu Bayrağı logosu ve Rengi? İlk Türk devleti nerede kuruldu? Ak Hunlar Türk'mü? Ak Hun İmparatorluğunun Hükümdarları Kimler? Ak Hunlar nerede kuruldu? Akhunlar nerede yaşamıştır?</b></p><p><b>AK HUN İMPARATORLUĞU</b></p><p>Kuruluş Tarihi :420 Yıkılış Tarihi :562 Kurucusu Akşuvar Kapladığı Alan Kuzey Hindistan'ın Yarısı Afganistan ve Türkmenistan'ın Bir Bölümü 3,500,000 km </p><p>4. Ak Hun İmparatorluğu </p><p>Kuruluşu: 420</p><p>Yıkılışı: 562</p><p>Kurucusu: Akşuvar</p><p>Kapsadığı Alan: Kuzey Hindistan’ın yarısı, Afganistan, Türkistan’ın bir bölümü. 3.500.000 km²</p><p><br /></p><p><b>AK HUN İMPARATORLUĞU VE AKŞUVAR</b></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhVaoVOcMT5X2f2idvfW5Tr2PGr-f5I5_lRJghoX1ZcNDMlpRnvV3ATXzdlosoQC4TTYxfBVzC2aQnSY1SqBtD9bP3CN6lcLOZvTMQSA619dQvne1Tc7Fj_Z-RqA0VK-sE0iL0GmUf3A4PEfw_tmspod8ObuE2_4oLikO_wap3szmf6_b9I_tLjwrT6=s214" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="AKHUN İMPARATORU AKŞUVAR HAN" border="0" data-original-height="214" data-original-width="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhVaoVOcMT5X2f2idvfW5Tr2PGr-f5I5_lRJghoX1ZcNDMlpRnvV3ATXzdlosoQC4TTYxfBVzC2aQnSY1SqBtD9bP3CN6lcLOZvTMQSA619dQvne1Tc7Fj_Z-RqA0VK-sE0iL0GmUf3A4PEfw_tmspod8ObuE2_4oLikO_wap3szmf6_b9I_tLjwrT6=s16000" title="AKHUN İMPARATORU AKŞUVAR HAN" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">AKŞUVAR HAN</td></tr></tbody></table><br /></div>İç Asya’dan göç eden Hunların bir kolu Hazar denizine, diğer kolu Güneye doğru ilerlemişlerdi. Hazar bölgesine doğru ilerleyen Hunlar 3. Y.Y. ortalarında Avrupa Hun İmparatorluğunu kurdular. Aynı dönemde Güneye doğru ilerleyen kabileler ise, literatürde Orta Doğu Türkleri olarak anılan Ak Hunları kurdular.İç Asya’dan başlayan göç hareketiyle birlikte Orta Asya’ya inen Hunlar, bölgedeki siyasi yapı içerisinde ezilmemek için kabileler halinde birleşerek varlıklarını devam ettiriyorlardı. Hatta varlıkları tehlikeye girdiği zaman bölgelerindeki devletlerle savaşarak güçlerini korudular. Bu kabilelerin yaşayış şekillerini, Büyük Hun İmparatorluğu kurulmadan önceki Ön Türklerin yaşayış şekline benzetebiliriz.Göç hareketiyle bölgede varlığını sürdüren iki büyük kabile olan Uar ve Hun kabileleri, 3. Y.Y. ortalarında güçlenerek bölgelerinde söz sahibi oldular. Bu dönem, Avrupa Hun İmparatorluğunun kurulduğu tarihlere rastlamaktadır. Aslında Ak Hunların kuruluşunu bu tarihe dayandırabiliriz ancak İmparatorluk düzenine geçilmediği için devlet olarak telafuz edememekteyiz.350 li yıllarda, bugünkü Afganistanın kuzey bölgesinde siyasi bir güç haline gelen Uar ve Hun kabileleri, 400’lü yılların başına doğru birleşerek güçlenip bulunduğu bölgeyi yönetmeye başladılar. Nihayetinde 430 yılında Aksuvar’ın yönetime geçmesiyle İmparatorluk halini aldılar. Kabile düzeninden İmparatorluk düzenine geçmeleri nedeniyle, Ak Hunların kuruluşunu 420 olarak kabul edebiliriz.<p></p><p><br /></p><p></p><p><b>AKŞUVAR DÖNEMİ (430 – 470)</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjylxBInYRRxLWBpKTYAvQBADYJhxQbM3z2USSQi9fY0SgLJIBfOLH5ZhHh5jKYT7CKIadWLda3FBcgUklZleyAWCEGYpnG9oAhK2MmUSu6OQq5BUsWuUtbrLMDKo25wqRPVHfuLMByxjhP6_aXl0d2_N1EgfDDtvtnY-tMMbqY8jfZW_HrJfE8CMbG=s801" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="AKHUN İMPARATORU AKŞUVAR HAN" border="0" data-original-height="801" data-original-width="563" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjylxBInYRRxLWBpKTYAvQBADYJhxQbM3z2USSQi9fY0SgLJIBfOLH5ZhHh5jKYT7CKIadWLda3FBcgUklZleyAWCEGYpnG9oAhK2MmUSu6OQq5BUsWuUtbrLMDKo25wqRPVHfuLMByxjhP6_aXl0d2_N1EgfDDtvtnY-tMMbqY8jfZW_HrJfE8CMbG=w225-h320" title="AKHUN İMPARATORU AKŞUVAR HAN" width="225" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">AKŞUVAR HAN</td></tr></tbody></table>Uar ve Hun kabilelerinin ortak kararıyla yönetime geçen Aksuvar, imparatorluğu kurup 40 yıl gibi uzun bir süre yönetti. Güçlü bir yönetici olması hasebiyle Eftalanos (Epthalanos) ünvanını almıştı. Bu nedenle Bizans ve İran kaynaklarında Ak Hunlardan Eftalit olarak bahsedilir.Aksuvar, yönetime geçmesiyle birlikte bölgesinde önemli bir güç olan İran’a karşı mücadele etti. İran o dönemde Sasani kabilesinin yönetimindeydi. Aksuvar Sasanilerle savaşarak İranı baskı altına almaya başladı. Bu dönemde Akhunlar ile Sasaniler aynı bölgede varoldukları için siyasi açıdanda iç içeydiler. Aksuvar döneminde siyasi çalkantılar ortaya çıktı. 459 yılında başlayan iç karışıklıkla Yönetime geçecek kişiye karar veremeyen Sasaniler, Aksuvarın baskılarıyla Firuzu tahta geçirmek zorunda kaldılar. Firuz, tahta Aksuvarın desteğiyle geçmişti. Bu nedenle Tirmiz ve Vasgirt bölgelerini terk ederek Akhunlara hediye etti.Bir süre Akhunlar ile Sasanilerin arasındaki siyasi ilişkiler barış içerisinde geçti. Hatta barış görüşmelerinin birinde Firuz, kızını Aksuvarla evlendireceği sözünü verdi. Aksuvar bir süre sonra Firuzdan sözünü tutmasını istedi. Ancak Firuz sözünü tutmayıp kızı diye Cariyesini gönderdi. Aksuvar bunu anladığında, Firuzun kendisine yardım için gönderdiği komutanını öldürerek Firuzu cezalandırdı. Firuz bunun üzerine Aksuvar’a savaş açarak ordularını Ak Hunların üzerine gönderdi. Sınır kasabası Balam’ı işgal etti ancak Aksuvarın ordularıyla karşılaşmadan geri döndü. Bu olaydan sonra 10 yıl kadar Aksuvar ve Firuz arasında ciddi bir savaş yaşanmadı. Firuz Aksuvara karşı yeni bir sefer hazırlığına girdi. Aksuvar bu savaşta klasik Turan taktiğini kullanarak Firuzun ordusunu dağlık bölgelerde çevirdi. Strateji hatalarıyla savaşı başlamadan kaybetmek üzere olan Firuz Aksuvardan barış istedi. Aksuvar, Firuzun kendisine yalvarıp af dilemesi şartıyla savaşı bitireceğini söyledi. Firuz bunu kabul etmek zorunda kaldı ve kendi askerlerinin önünde diz çökerek Aksuvara savaşı bitirmesi için yalvardı. Bunun üzerine savaş başlamadan bitti ordular geri döndüler.Gururu kırılan Firuz bir süre sonra kırılan gururunu onarmak için savaş hazırlıklarına başladı. Bu dönemde sınırdaki düzenlemeler Ak hunların aleyhine geliştiği için Aksuvar Firuza savaş ilan etti. Bu savaş Firuz ile Aksuvar arasında yaşanan son savaş oldu. Zira, savaş dağlık ve yamaçlı bir arazide yaşandı ve Aksuvar, savaş başlamadan önce savaşın yaşanacağı alanda derin Çukular açarak Firuz ve Askerlerinin bu çukurlara düşmesiyle savaşı kazanarak Firuzuda öldürmüş oldu. Bu savaş sonrasında Aksuvar, Sasanilerle çok ağır bir anlaşma yaptı. Sasaniler bu anlaşmayı kabul ederek Ak hunlar ile bir süre barış ilişkisi kurdular. Aksuvar, bu anlaşmayı imzaladıktan bir süre sonra vefat etti. Yerine Toraman tahta geçti.<div><br /></div><div><b>TORAMAN DÖNEMİ (480 515)</b></div><div><div>Toraman, çok uzun bir süre yönetimi elinde tuttu. Toraman’ın idareye geçtiği dönemde Akhunlar Hindistana doğru ilerlemiş, bölgedeki Guptaları baskı altına almıştı. Bölgedeki bir diğer güç Pencaplar ise yıkılmak üzereydiler. İranda ise Mazdek isyanı baş göstermeye başlamıştı. Bir tür komünist idare sistemini savunan Mazdek, halkı bu doğrultuda örgütleyerek devlete karşı teşkilatlandırdı. Toraman, Ailevi değerleri ve mal edinme özgürlüğünü ortadan kaldırma gayreti içinde olan Mazdek’e karşı tavır alarak İranın iç işlerine müdahale etti. Önce Mazdek isyanını bastırdı, daha sonra ise bir süre Mazdek’e inanıp sonra hapsedilen ve daha sonra kaçıp Toramana sığınan Sasani hükümdarı Kavad’ı tekrar tahta çıkarttı.</div><div><br /></div><div>Toraman, yönetime geçtiği ilk dönemde Belh şehrini egemenliği altına aldı ve Sasanilerle husumet dönemi tekrar başladı. Aynı dönemde bölgedeki güçlerden biri olan Kuşan devleti yıkılmıştı. Toraman, bölgeye dağılan Kuşan prensliklerini kolaylıkla egemenliği altına aldı. Kuşan prensliklerinin egemenlik altına alınmasından sonra geriye Hindistan kalıyordu. Hindistana ilk saldırısı yine 480 yılında oldu. Bu saldırı sonrasında Hindistanın kuzeyini egemenlikleri altına alarak bölgedeki hakimiyetini önemli ölçüde ilerletti. Aynı dönemde, Hindistanda devlet kuran Guptalar’a karşıda akınlar düzenlensede de tam anlamıyla başarı elde edilemedi. Bu süreç sonrasında Karaşar, Kandahar ve Hindistanın kuzeyi tamamen Akhunların hakimiyetine girdi.</div><div><br /></div><div>Toraman döneminde Akhunların hakimiyet alanı önemli ölçüde büyüyerek bölgede hakim güç haline gelindi. Akhunlar tarihlerinin en parlak dönemini Toraman döneminde yaşadılar. Toraman 515 yılında öldüğünde yerini oğlu Mihirakula’ya bıraktı.</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>MİHİRAKULA DÖNEMİ (515-550)</b></div><div>Mihirakula, yönetime geçtiği dönemde Budizm bölgede benimsenmeye başlanmış ve insanların itibar ettiği bir inanış haline gelmeye başlamıştı. Mihirakula, toplumunun Gök Tanrı inancını muhafaza etmek için Budizme karşı çok sert önlemler alarak toplumunu yozlaşmaktan ve Budizm inancına saplanmaktan kurtarmıştır.</div><div>Mihrakula döneminde akınlar daha çok Hindistan üzerine yoğunlaştı. Hindistan üzerine sürekli akınlar düzenleyerek hakimiyet alanını genişletmek düşüncesindeydi. Mihirakulanın akınları 530 yılına kadar aralıksız ve ilerleyerek devam etti. Ancak 530 yılında Citraküta kentini ele geçirdikten sonra Mihirakula akınlarını durdurdu. Bu dönemden sonra akınlar yerini mevcut toprakların korunması ve himayesi stratejisine bıraktı. Bu tarihten sonra hakimiyet alanı genişlemeyerek mevcut hakimiyet alanı korunmaya başlandı. Bu durgunluk yerini gerilemeye bıraktı. 530-550 yılları arasında Akhunlar maruz kaldığı saldırılarla baş etmeye çalıştıysa da çok başarılı olamadılar.</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /><p></p><p><b>AK HUNLARIN TARİH SAHNESİNDEN ÇEKİLİŞLERİ</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjYUN6XfK0CUKsFpJnxEAVFvlRqvSh9oHpSy6H6ShukxSEKVo3CodIwLLasDUEa7CnzH2FbUdcQBIsjTKIzViAVI6eTEVvJLVzp1ZlJbydyz2Qu2FHjmvCCNUZBtQMB8epiOhzEgqTObJfZ4pb1mqsJTcQetaVHeKyeKPyUaeRnlfqWQULa8xe_tkpi=s512" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="AKHUN İMPARATORU AKŞUVAR HAN" border="0" data-original-height="512" data-original-width="360" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjYUN6XfK0CUKsFpJnxEAVFvlRqvSh9oHpSy6H6ShukxSEKVo3CodIwLLasDUEa7CnzH2FbUdcQBIsjTKIzViAVI6eTEVvJLVzp1ZlJbydyz2Qu2FHjmvCCNUZBtQMB8epiOhzEgqTObJfZ4pb1mqsJTcQetaVHeKyeKPyUaeRnlfqWQULa8xe_tkpi=w225-h320" title="AKHUN İMPARATORU AKŞUVAR HAN" width="225" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">AKŞUVAR HAN</td></tr></tbody></table>Göktürk ve Sasani iş birliği sonucu olmuştur. Juan Juan hakimiyetini yıkıp bağımsızlıklarını ilan eden Göktürkler İpek yoluna Hâkim olma adına Ak hun topraklarına yöneldiler. Bu noktada Nuşirevan önderliğindeki Sasanilerle anlaştılar. İstemi Yabgu, Nuşirevan’la yaptığı anlaşmayı garanti altına almak için kızını onunla evlendirdi. Fakim Hatun ile elenen Nuşrevan Göktürklerle akrabalık bağı kurmuş oldu. Ak Hunlar’da bu girişimlere karşılık vermek için Çin’e yanaşsa da yine Göktürklerin girişimleri sonucu başarısız oldular. İstemi Yabgu Maveraünnehir sahasından Ak Hun topraklarına saldırınca aynı anda Sasaniler de harekete geçtiler. Bir bir düşen Ak Hun şehirleri mağlubiyet getirdi ve devlet, Sasaniler ve Göktürkler arasında paylaşıldı. Bu savaşların 562-568 yılları arasında olduğu bilinmektedir. Ak Hunlar, Hindistan, İran ve Göktürk coğrafyasında zamanla kaybolup gittiler.Ak Hunların diğer Türk devletlerinden ayıran en önemli özellik, egemen oldukları sahada hâkim azınlıkla göçebelerin devleti olarak, çoğunluktaki yerleşiklere hükmetmesidir. Bu özellikleri taşıyan ilk Türk devletidir. Bu bakımdan Türk tarihi içinde ayrı bir konuma sahiptir. Ak Hun kültürü Göktürk kültürüyle benzer özellikler sahiptir. Devlet teşkilatlanmaları ve sosyal hayat hemen hemen aynıdır. Ak Hunlar bulundukları sahanın kültüründen de etkilenmişlerdir. Türk kültüründe görülmeyen motifler Ak Hun kültüründe vuku bulmaya başlamıştır. Bunlara en önemli örnek Tavus kuşu figürü olacaktır. Hakanın tahtının tavus kuşu ayakları üzerinde olması gibi etkiler, İran ve Hint kültürü etkileridir. </div><div><br /></div><div><b>AK HUN İMPARATORLUĞU BAYARAĞI LOĞO VE RENGİ</b><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi0cpqzC6N6wRu0JHvPEyeOYP6jUuFdk6Y7HvuWNTuPCG8YNi3OXpRrqC3P67PtAVks4dvpM25NJYBs-hvZhO0Unue9qp7s1Knyu0b4bGLU0CTit2ZbK7JwQm3aV0FrA8B36fatrrWy2aORfTx0S7wV6fi-5AMWqzj0ysCS7j3VHgeXOdDipu-vkT2/s547/format_webpPPPP.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="490" data-original-width="547" height="287" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi0cpqzC6N6wRu0JHvPEyeOYP6jUuFdk6Y7HvuWNTuPCG8YNi3OXpRrqC3P67PtAVks4dvpM25NJYBs-hvZhO0Unue9qp7s1Knyu0b4bGLU0CTit2ZbK7JwQm3aV0FrA8B36fatrrWy2aORfTx0S7wV6fi-5AMWqzj0ysCS7j3VHgeXOdDipu-vkT2/s320/format_webpPPPP.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><div><br /></div><h4 style="text-align: left;">Ak Hun Devleti'nin kurucusu kimdir?<br /><span style="font-weight: normal;">352 yılında Kama Tarkan Avrupa Hun İmparatorluğunu kurdu ve yönetimi 370 yılına kadar elinde bulundurarak Hazar ve çevresinde önemli bir güç haline gelerek hakimiyet alanını batıya doğru ilerletti. Geçen 18 yıl, Hazar bölgesinde yaşayan Hunların teşkilatlanmasını ve Devlet düzenine geçmesini sağladı.</span></h4><div><div><b>Ak Hunlar nerede kuruldu?</b></div><div>Ak Hun İmparatorluğu (Bizans kaynaklarında Eftalit, Çin kaynaklarında Ak Hiung-nu, Hint kaynaklarında ise Sveta-Hūna olarak geçer), dördüncü yüzyılın başlarında Isığ Gölü çevresinde Avarlar'a bağlı yaşarlarken bu yüzyılın ikinci yarısında Maveraünnehir'e ve Toharistan'a yayılmış bir Hun devletidir.</div></div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>Ilk Türk devleti nerede kuruldu?</b></div><div>Asya hunları, Teoman Han tarafından M.Ö 220 yılında kurulmuştur. Orta Asya'da kurulan ilk Türk devleti olma özelliği de taşıyan Asya Hun İmparatorluğu ayrıca tarihte kurulan ilk Türk devleti olmasıyla da oldukça önem teşkil etmektedir. Başkenti Ötüken'dir.</div></div><div><br /></div><div><div><b>Akhunlar nerede yaşamıştır?</b></div><div>Ak Hunlar kaynaklarda Eftalitler olarak da geçmektedir. Büyük Hun birliğinin dağılmasının ardından, Batı Türkistan ve Afganistan coğrafyasına gelen War-Hun'ların oluşturduğu bir devlettir. Ak Hunlar yöneldikleri bu coğrafya da yerleşik yaşayan halklar üzerine egemen olmuştur.</div></div>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-10770476090418633632021-10-13T21:40:00.007+03:002023-10-04T14:23:01.735+03:00AVRUPA HUN İMPARATORLUĞU VE ATİLLA <p><b>Atilla Türk mü? </b><b>Atilla dini nedir? </b><b>Papa Atilla'ya ne dedi? </b><b>Atilla Papaya diz çöktürdü mü? </b><b>Tanrının kırbacı neden denir? Atillanın gizemli mezarı nerede? </b><b>Tanrının kılıcı ne demek?</b></p><p><b><br /></b></p><p><b>MUNCU OKTAR RUA VE AYBARS</b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg6SbNiTWKMezmLH2Ch9PcaytVH0xYDzLajHQpnCzBXVHHfNimkgeIVKi_p_hHYrz-QFD9VkWHIweSVeo1Gw5bZcON32LfgnJWVwD6rVmOO-nVIzQlGhlivRJ3kUqzywywEWrYkLk4lZDzpQkxFYx6_Pn3xOcMjPN4oePbVW8OzjnxhZz4CCvjt_5DF=s574" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="HUN İMPARATORU ATİLLA HAN" border="0" data-original-height="574" data-original-width="562" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg6SbNiTWKMezmLH2Ch9PcaytVH0xYDzLajHQpnCzBXVHHfNimkgeIVKi_p_hHYrz-QFD9VkWHIweSVeo1Gw5bZcON32LfgnJWVwD6rVmOO-nVIzQlGhlivRJ3kUqzywywEWrYkLk4lZDzpQkxFYx6_Pn3xOcMjPN4oePbVW8OzjnxhZz4CCvjt_5DF=w313-h320" title="HUN İMPARATORU ATİLLA HAN" width="313" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ATİLLA HAN</td></tr></tbody></table></div>Avrupa Hun İmparatorluğu Kuruluş Tarihi 454 Kurucular Muncu Oktar Rua Ve Aybars Adlı 4 Kardeş Kapladığı Alan Güney Rusya Romanya<br /> Yugoslavya'nın Kuzey Bölgesi Macaristan Çekoslavakya Güney Ve Orta Almanya 4,000,000 Km 375 Ural Dağlarından Tuna Nehrine Kadar Uzanan Orta Ve Doğu Avrupa'da Kurulan Hun İmparatorluğunun En Ünlü Hakanı ATİLLA'dır Tuna'dan Çin Seddi'ne Kadar Bölgenin Tek Hakimidir Atilla'nın Ani Ölümünden Sonra Taht Kavgaları Sonucu Yıkılmıştır Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti olan Pannonia’da (Macaristan) tahminen MS 406’da doğan Attila MS 434’te kardeşi Bleda ile Hunların ortak hükümdarları seçildi. 445’te Attila Hun İmparatorluğu’nun tek hükümdarı oldu.Kendisinden önce Hunlar Avrupa’ya girmiş ve Got’ları sürerek binlerce Got’un Roma İmparatorluğu’na sığınmasına sebep olmuştu. Ama Hun kabileleri dağınıktı. Atilla, hemen hemen tüm Hun kabilelerini birleştirdi. Bu arada Romalılarla kısa süreli bir barış anlaşması yaptı. Bazı Roma isyanlarının bastırılmasına, Romalıların Franklar ve Vizigotlar gibi Cermen kabilelerinden gelen tehditleri bastırmasına yardımcı oldu.Ardından Hun hükümdarlığını birçok Cermen kabilesini içerecek şekilde genişleten Atilla, hayatı boyunca Doğu ve Batı Roma’ya birçok sefer düzenledi. Batı Roma İmparatorluğu’na yürüdüğü bir seferde Papa Büyük Leo’nun ricası üzerine harekatı durduran Atilla, “Papaya diz çöktüren lider” olarak anılır.<p></p><p><b>ATİLLA'NIN ÖLÜMÜ</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhIjw61EwGRC-0JuFKUgmLNsN7c30xqPTSFxbisBhW0bhxpg5fuhBfg7PCTQYmjj0Od5oqLjSJfOWXsAx3gUKzQNCbMRoQCdEao3PBfBGJqDQOGSVf9dofSeXkGclqmcN-wiqUXG03jmDfS3cLz50PRIqnJrm5_JQGQwLjftcov-Ae7vz5JAgg79U_a=s370" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="HUN İMPARATORLUĞU VE ATİLLA" border="0" data-original-height="370" data-original-width="360" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhIjw61EwGRC-0JuFKUgmLNsN7c30xqPTSFxbisBhW0bhxpg5fuhBfg7PCTQYmjj0Od5oqLjSJfOWXsAx3gUKzQNCbMRoQCdEao3PBfBGJqDQOGSVf9dofSeXkGclqmcN-wiqUXG03jmDfS3cLz50PRIqnJrm5_JQGQwLjftcov-Ae7vz5JAgg79U_a=w311-h320" title="HUN İMPARATORLUĞU VE ATİLLA" width="311" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ATİLLA HAN</td></tr></tbody></table>453'ün başlarında Hun hükümdarı beklenmedik bir şekilde öldü. Olayla ilgili en eski anlatım, Attila'nın, son eşi İldiko ile evliliğini kutladığı gece bol miktarda içki içtikten sonra şiddetli bir burun kanaması geçirdiği ve boğularak öldüğü hakkındadır ve Priskos'a atfedilir. Priskos'a göre, ölümü düğün gecesi gerçekleşecek ancak sabah gardiyanlar onu uyandırmak için odasına girdiklerinde, gelinin ölü bedeninin üzerinde ağladığını gördüklerinde ve şaşırdıklarında fark edilecekti.Olaylardan seksen yıl sonra yazılan Bizans vakayinamelerinde Attila'nın ölümünün, eşi tarafından bıçaklanarak gerçekleştiği bildirilmektedir. Bazı tarihçiler, Theodosius'un Birkaç yıl önce denediğine benzer bir planın Marcianus tarafından düzenlemiş olabileceğini varsayarak, bu hipotezi inandırıcı bulmaktadırlar. Bununla birlikte bazı tarihçiler ise olayın gerçekleştiği zamana yakın dönemlerde kayda alınmış kaynaklarda Hun kralının vücudunda herhangi bir yara rapor edilmemiş olması nedeniyle cinayet hipotezinin reddedilemeyeceğini veya doğrulanamayacağını söylemektedirler. Jordanes'e göre, Attila'nın askerleri hükümdarlarının ölümünü öğrendiklerinde kılıçlarıyla saçlarını ve yüzlerini keserek tepki göstermişlerdi çünkü Hun kültürüne göre tüm savaşçıların en büyüğünün ölümüne, kadınların yakarış veya gözyaşlarıyla değil, erkeklerin kanıyla yas tutulmalıydı. Attila gizli bir yerde, sırasıyle altın, gümüş ve demirden oluşan üç adet tabut ile beraber gömüldü ve mezarını kazan köleler, mezarın asla keşfedilmemesi ve kutsallaştırılmaması için öldürüldü. Mezarın yeri günümüzde hala belirsizdir<p></p><p><br /></p><p>Attila, imparatorluğu sırasında Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarının en korkulan düşmanlarından birisi oldu. Tuna'yı iki kez geçti ve Balkanlar'ı yağmaladı, ancak Konstantinopolis'i ele geçirmeyi başaramadı. Perslere karşı yaptığı seferin başarısız olmasının ardından, 441'de Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'na yaptığı akının başarılı olması, Attila'yı Batı'yı işgal etmeye cesaretlendirdi. Galya'yı ele geçirmek amacıyla Ren'i geçti ve Flavius Aetius önderliğindeki birlikler tarafından Katalon Muharebesi'nde ağır kayıplar ile durdurulana kadar Aurelianum'a kadar ilerlemeyi başardı.</p><p>İtalya'yı işgal etti ve kuzey vilayetlerini yağmaladı, ancak Roma'ya ilerlemedi. İlerleyen zamanlarda Roma'ya yönelik yeni seferler planladı, ancak 453'te ani bir şekilde öldü. Attila'nın ölümünden sonra, yakın danışmanı olan Gepid Kralı Ardarik, Hun egemenliğine karşı bir Cermen isyanı başlattı ve takibinde Hun İmparatorluğu Nedao Muharebesi ile beraber çöktü.</p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiiZmGy0Nc3a2SEPouA54Y0Ftw1NF2zcWvlRWEek0rZUP74CnNIH1PRJAEmTc7PFH4saLNKt83jlq4CD7T5Wux_rdX5MW1TDN08nVMh-AwMEzxvoUnXhxqBo_gvgWTQbKday4GeqFIqh-l4ApNOYBjlX2f1DGe-niB0zIquSjNE5lggiNh47CnoVwc6=s575" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="HUN İMPARATORLUĞU VE ATİLLA" border="0" data-original-height="575" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiiZmGy0Nc3a2SEPouA54Y0Ftw1NF2zcWvlRWEek0rZUP74CnNIH1PRJAEmTc7PFH4saLNKt83jlq4CD7T5Wux_rdX5MW1TDN08nVMh-AwMEzxvoUnXhxqBo_gvgWTQbKday4GeqFIqh-l4ApNOYBjlX2f1DGe-niB0zIquSjNE5lggiNh47CnoVwc6=w314-h320" title="HUN İMPARATORLUĞU VE ATİLLA" width="314" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">ATİLLA HAN</td></tr></tbody></table>Attila ve idaresi altındaki Hunlar dönemin Avrupasında derin izler bıraktığı için Attila ile ilgili metinlere Antik dönemlerden bugüne kadar rastlanmaktadır. Kendisi tarafından yapılan seferler Batı ve Doğu Roma''ya oldukça zarar vermiş, öncesinde Hunların sebep olduğu Kavimler Göçü ve buna bağlı barbar yağmalarıyla beraber direncini kaybeden Batı Roma İmparatorluğu'nun kısa bir süre sonra çökmesine sebep olmuştur. Bu nedenlerden ötürü, ayrıca etnik kökeni ve dini nedeniyle, dönemin Hristiyan tarihçileri tarafından kendisine olumsuz bir imaj verildi. Zulüm ve ölüm ile ilişkilendirdi ve ona Tanrı'nın Kırbacı ve Tanrı'nın Cezası gibi isimler verildi. Ancak başta İskandinav ve Cermen kültürleri olmak üzere diğer kültürlerde, kendisini konu edinen Sagalarda ve Nibelungen Destanı gibi destanlarda daha olumlu bir yer kapladı. Günümüzde Macarlar ve Türkler tarafından ulusal ve kurucu bir figür olarak anılmaktadır.<p></p><div><div><b>Atilla Türk mü?</b></div><div>ATİLLA ile ilgili görsel sonucu</div><div>Attila tarihin en büyük hükümdarlarından bir tanesidir. Hun ile Türk arasında herhangi bir fark yoktur. Türkler milâttan önce IV. yüzyılda, kuzeybatı Çin ile Orhun ırmağı arasındaki sahada yaşarken Çin yıllıklarında Hiung-nu (Türkçe Hun: halk, insan) adı ile geçmektedir.</div><div><br /></div><div><b>Atilla dini nedir?</b></div><div>Hunların ve Attila'nın dini ise Asya'dan gelme ve Avrupa'da hiç olmayan Gök Tanrı Tengri inanışıdır. Bu inanış Avrupa'da kök salmamış, buna karşı Orta Asya'da Kırgızistan'da bugün dahi inananları bulunmaktadır. Attila son yıllarında Roma kapılarına dayanmış Papa Leo I ile karşılaşmış, Ama Roma'yı alamamıştır</div><div><br /></div><div><b>Papa Atilla'ya ne dedi?</b></div><div>Papa'nın, Roma kapısına dayanan Atilla'ya ağlayarak yönelttiği sözler, Atilla'nın Türk gölünü hedefliyordu: “Ey yoksulların koruyucusu... Ey zalimlerin korkusu... Ey büyük Atilla! İşte bütün Hıristiyanların temsilcisi ben Papa I. Leo, önünüzde diz çökerek yalvarıyorum. Roma'ya girmeyiniz</div><div><br /></div><div><b>Atilla Papaya diz çöktürdü mü?</b></div><div>Attila, Batı Roma İmparatorluğu'na akın etmeyi tasarlamış ve bir de sefer planlamıştır. Sefere hazırlık aşamasında, Papanın araya girmesiyle akınlarını iptal eden Attila, Romalıları haraca bağlamıştır. Bu olay nedeniyle, Papanın diz çöktüğü tek insan evladının, Attila olduğu anlatılmaktadır.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><b>Tanrının kırbacı neden denir?</b></div><div> Hristiyanlar kendilerine kök söktüren Atilla'ya Tanrı'nın Kırbacı ismini takmışlardır. Bu ismi tercih etmelerinin nedeni ise, Hz. İsa hayattayken hristiyan olmamaları ve günahlarından dolayı tanrının kendilerini cezalandırmak için Atilla'yı gönderdiğine inanmalarıdır.</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>Tanrının Kılıcı ne demek?</b></div><div>Tanrının Kılıcı veya Attila'nın Kılıcı ya da Hadur'un Kılıcı –bâzen Mars'ın Kılıcı, Sword of God (İngilizce)– Attila tarafından taşınan efsanevi silahtır.</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-66350246239931355992021-10-11T20:39:00.013+03:002023-10-04T14:25:50.287+03:00BATI HUN İMPARATORLUĞU VE PANU HAN<p><br /></p><p><br /></p><p><b><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Batı Hun İmparatorluğu Nasıl Yıkıldı? Ho-Han-Ye Kardeşi Yabgu Ve Askerlerini Neden Katletti? Doğu Hun İmparatorluğu Niçin İkiye Ayrıldı? Batı Hun İmparatorluğu Ne Zaman Kuruldu?</span></b></p><p><b><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">BATI HUN İMPARATORLUĞU</span></b></p><p><br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span style="font-family: inherit; font-size: medium;"><div><span style="font-family: inherit;">Büyük Hun İmparatorluğu M.Ö. 58 yılında </span></div><div><span style="font-family: inherit;">Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü. </span></div><div><span style="font-family: inherit;">Batı Hunlarını; Çiçi Yabgu, Doğu Hunlarını <table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiF3jpD7JLox55klzh_6k490rHsbjsyRLu0hrm2I1S6P5g2W-jBBwFRHia5dE_ZmzQu7XmJOT26Rc5VBvUG7kl4a1L0lYTTTmNPIwRf31inEMG2J0TvTgB-m6heySMkr0emW0mI-TYdkXOUSYkwpgeJN_IJ6vN_MSkbKZ-U9uz_7q0bn0T7zWBDO9vM=s562" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BATI HUN İMPARATORU PANU HAN" border="0" data-original-height="518" data-original-width="562" height="295" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiF3jpD7JLox55klzh_6k490rHsbjsyRLu0hrm2I1S6P5g2W-jBBwFRHia5dE_ZmzQu7XmJOT26Rc5VBvUG7kl4a1L0lYTTTmNPIwRf31inEMG2J0TvTgB-m6heySMkr0emW0mI-TYdkXOUSYkwpgeJN_IJ6vN_MSkbKZ-U9uz_7q0bn0T7zWBDO9vM=w320-h295" title="BATI HUN İMPARATORU PANU HAN" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">PANU HAN</td></tr></tbody></table>Ho-Han-Ye Kağan (Şenyu) yönetti. Ho-Han-<br />Ye’nin ölümünden sonra Doğu Hunları Panu ve yeğeni Pi’nin taht kavgasına sahne oldu. M.S. 48 yılında Doğu Hunları; Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmıştır. Kuzey Hunlarını Pi, Güney Hunlarını Panu yönetmiştir. Güney Hunları yani Panu’nun yönettiği bu ülke Türk Tarih literatürüne Batı Hun İmparatorluğu olarak geçmiştir. Çin egemenliği gölgesinde yönetilen bu imparatorluk Talas’ın doğusunda Çin’e kadar olan topraklara egemendi.Çiçi Yabgu’nun yönettiği Batı Hunları ise Aral gölü, Batı Türkistan ve Karadeniz’in kuzeyine kadar olan bölüme egemen olmuştur. Göktürk İmparatorluğu’nun kurulmasıyla Avrupa’ya göç ederek Avrupa Hun İmparatorluğu’nun temelini oluşturmuşlardır.Panu yönetimindeki Batı Hun İmparatorluğu yıkılmasıyla halefleri gittikçe Çinlileşen küçük Türk devletleri kurmuşlardır. Türk Tarih literatüründe bunlar “Hun ardılları” olarak adlandırılır</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div></span><div><span style="font-family: inherit; font-size: medium;"><br /></span></div><div><div style="background-color: white; color: #222222; margin: 0cm 0cm 8pt;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;"><b>Batı Hun İmparatorluğunun Yıkılması</b></span></div><span style="font-family: inherit; font-size: medium;"><br style="background-color: white; color: #222222;" /></span><div style="background-color: white; color: #222222; margin: 0cm 0cm 8pt;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">M.Ö. 36 yılında, batı Türkistan bölgesinde <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>yaşanan bir anlaşmazlık nedeniyle bölgeye giden Çiçi, birlikleriyle savaşa katıldı. Savaşı kazanarak olası bir Çin saldırısına karşı Kırgız bölgesine çekildi ancak havanın çok soğuk olması nedeniyle askerlerinin büyük bir kısmını dönüşte kaybetti. Kırgız bölgesine ancak 1500 askerle ulaşabilen Çiçi, hiç beklemediği bir anda kardeşi Hohenye’nin kuşatmasıyla karşılaştı. Kale savaşı şeklinde gerçekleşen bu savaşta, Çin desteğinide yanına alan Hohanye ve Çiçi 2 gün boyunca savaştı. Çiçi, tüm askerleriyle birlikte bu savaşta hayatını kaybetti ve Batı Hun İmparatorluğu bu savaşla yıkılarak tarih sahnesinden silindi. (M.Ö. 36) Savaş sonrası yıkılan Batı Hun İmparatorluğunda yaşayan Hun halkları, Doğu Hun İmparatorluğu bünyesine girmeyerek bölgede dağınık şekilde yaşadılar. Belirli aralıklarla küçük çaplı devletler kurma teşebbüsleri olsa da başarılı olamadılar. Bölgede bulunan Siyenpilerin baskıları sonucunda Hazar Denizine kadar itilerek bu bölgede yaşamaya devam ettiler. Her ne kadar kısa süreli bir İmparatorluk dönemi olarak tarihe geçse de, Çiçi’nin Çin idaresini kabul etmemesiyle Hun varlığını devam ettirerek daha sonra kurulacak olan Avrupa Hun, Akhun ve Göktürk imparatorluklarının önünü açtılar.</span></div><span style="font-family: inherit; font-size: medium;"><br style="background-color: white; color: #222222;" /></span><div style="background-color: white; color: #222222; margin: 0cm 0cm 8pt;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Batı Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla Hun İmparatorluğunun devamı niteliğini taşıyan Doğu Hun İmparatorluğu ise, ilerleyen zamanlarda Çin’in bölgedeki politikaları neticesinde zayıflayıp Kuzey/Güney olarak ikiye bölünerek yıkıldı ve bölgedeki diğer kavimlere karışarak asimile oldular.</span></div></div><div><span style="font-family: inherit;"><br /></span></div><div><span style="font-family: inherit;"><br /></span></div><div><span style="font-family: inherit;"><br /></span><p></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></div><p><b><span style="font-family: inherit;">KUZEY HUN DEVLETİ</span></b></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhEGLJJTshAksi3oc7U5mVAdBDVkpe5yNpQjzpEK0znVYpizFIu1lVjbcVDs4wdYsXdZwCDkWQmhkEOWJ_q7nGkWauax2Dgf7YdxES2llmxqC81lGysyHo2i7-yP9Rx2JKDFCy3EavHKagq-ArW74S6UQYCNICTKk_6edFg6UhLV0P2b7aKzRwzMStC=s802" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="font-family: inherit;"></span></a></div><span style="font-family: inherit;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><img alt="PANU HAN" border="0" data-original-height="802" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhEGLJJTshAksi3oc7U5mVAdBDVkpe5yNpQjzpEK0znVYpizFIu1lVjbcVDs4wdYsXdZwCDkWQmhkEOWJ_q7nGkWauax2Dgf7YdxES2llmxqC81lGysyHo2i7-yP9Rx2JKDFCy3EavHKagq-ArW74S6UQYCNICTKk_6edFg6UhLV0P2b7aKzRwzMStC=w225-h320" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" title="PANU HAN" width="225" /></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">PANU HAN</td></tr></tbody></table>Ho-Han-ye yönetimindeki Doğu Hun İmparatorluğu`nun tekrar parçalanmasında Kuzey topraklarını idare eden devlettir.Büyük Hun İmparatorluğu (Şyunglar) M.Ö. 46 yılında Çiçi han ve Ho-Han-ye kardeşler arasında Doğuve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Batı Hunlarını; Çiçi han, Doğu Hunlarını Ho-Han-Ye Kağan (Şenyu)yönetti. Ho-Han-Ye`nin ölümünden sonra Doğu Hunları Panhu ve yeğeni Pi`nin taht kavgasına sahneoldu. M.S. 48 yılında Doğu Hunları; Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmıştır. Kuzey Hunlarını Pi, Güney Hunlarını Pan-hu yönetmiştir. Güney Hunları yani Panhu`nun yönettiği bu ülke Türk literatürüne Batı Hun İmparatorluğu olarak geçmiştir. Çin egemenliği gölgesinde yönetilen bu imparatorluk Talas`ın doğusunda Çin`e kadar olan topraklara egemendi.Kuzey Hun Devleti bugünkü Moğolistan, Baykal gölü ve çevresinde bağımsız yaşamış bir Türk devletidir.Güney Hunları Çin üstünlüğünü kabul ettiği halde; Kuzey Hunları bağımsız yaşama taraftarıydı.Çinliler Güney Hunları kışkırtarak Kuzey hunları yıprattılar. Doğudan gelen Moğol kabileleri tarafından da tamamen yıkıldı.Çin, M.S. 216 yılında da Güney Hunlarını (Batı Hun İmaparatorluğu)`nu tamamen yok etti.Batı hunları (Güney hunlar) kendilerine ait bir toprak bulamayınca dağıldılar. Baykal gölü çevresine çekildiler.</span></div>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-87643111260176610752021-10-10T19:09:00.019+03:002023-10-04T14:28:14.025+03:00BÜYÜK HUN iMPARATORLUĞU METEHAN<p><b style="color: #202124;">Hun Türk mü? </b><b style="color: #202124;">Bilinen İlk Türk Hakanı Kimdir? </b><b style="color: #202124;">Büyük Hun Devletini Kim Yıktı? </b><b style="color: #202124;">Ilk Türk Devletinin Adı Nedir? </b><b style="color: #202124;">Hunlar Kimin atası? </b><b style="color: #202124;">Asya Hun Devleti Türk mü? Çavuş Okunun Mücidi Kimdir?</b></p><p><b>METE HAN (M.Ö.209-174)</b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /></div></div></div>Büyük Hun İmparatorluğu Kuruluş Tarihi M.Ö.204 Yıkılış Tarihi M.S.216 Kurucusu Mete Baga'dır Kapladığı Alan Kuzey'de Sibirya Güneyde Tibet<div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Keşmir Doğuda Büyük Okyanus Batıda<br /> Hazar Denizi 18,000,000 Km dir Kuruluşu M.Ö.204 <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div></div><div>Belgelerle İspatlanan İlk Türk Devleti Olan Büyük</div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhvRdff3oWSFyjPN4j5YcgNA_U3fBYeebNo6o6TEm-NTyXHJgvEahINEbrkztS_7315lDXD6KqB8GbfS2Ockaq5tiNH4J5FjOy_mtv0Kti699Hx46i_FUARFHuKO5FBTscCaGIhvUddcH0KaU4wHSIv4VyubJ1cUZJgVnS7CC3Ne2nLzb6YG0qLfcb9=s437" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BÜYÜK HUN iMPARATORLUĞU METEHAN" border="0" data-original-height="437" data-original-width="366" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhvRdff3oWSFyjPN4j5YcgNA_U3fBYeebNo6o6TEm-NTyXHJgvEahINEbrkztS_7315lDXD6KqB8GbfS2Ockaq5tiNH4J5FjOy_mtv0Kti699Hx46i_FUARFHuKO5FBTscCaGIhvUddcH0KaU4wHSIv4VyubJ1cUZJgVnS7CC3Ne2nLzb6YG0qLfcb9=w268-h320" title="BÜYÜK HUN iMPARATORLUĞU METEHAN" width="268" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">METEHAN</td></tr></tbody></table>Hun İmparatorluğu Mete Han'nın Bütün Türk Boylarını Tekİrade Altında Toplanması İle Kurulmuştur<br /><br /><br /> Milli Varlığımızın Temeli Bu İmparatorlukla Atılmıştır 420 Yıl Hüküm Süren Bu İmparatorluk<br /> Cin'lilerin Entrikaları Ve Türk Boylarının Kendi Aralarında Çıkan Çıkar Kavgaları İle Son Bulmuştur <p></p><p>Metehan MÖ 209-MÖ 174 arasındaki Türk-Hun (Hiung-nu) hükümdarıdır. Oğuz Kağan Destanı'ndaki Oğuz Kağan ile aynı kişi olduğu düşünülmektedir.Tarihte Asya milletlerini tek çatı altında toplayan ilk hükümdar olan Metehan yaşamı boyunca Büyük Okyanus’tan Hazar’a, Keşmir’den Kuzey Sibirya’ya kadar uzanan büyük bir devlet kurmuştur.</p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Çin kaynaklarında anlatılan bir olaya göre, Asya Hun imparatorluğu'nun kurucusu olan Teoman, oğlu Metehan'ın kendisi yerine üvey annesi Yenşi'nin oğlunu tahta çıkarmak istedi.Törelerine göre Türk hatundan olan, has bir Türk'ün tahta geçmesi gerekiyordu. Metehan'ın Üvey Annesi Çin'liydi. Yani Çinli kadından olan erkek çocuk tahta geçemezdi. Bu durumdan dolayı üvey annesi Metehan'ın babasını doldurdu ve Mete'yi komşu kavim olan Yüeçiler'e (Yuezhi) rehin olarak gönderdi. Babası, ardından Yuezhi'lere savaş ilan ederek Mete'yi öldürtmek istedi. Mete, babası Teoman Yuezhi'lerin topraklarına girmeden Yuezhi'lerin elinden kaçtı.Daha sonra pek çok göçebe kavimin kullandığı çavuş oku adı verilen ıslıklı okun mucidinin Mete olduğu kabul edilir. Çin kaynaklarına göre eğer okunu bir yöne yöneltirse emrindeki askerlerin hepsi o hedefe ok atarak hemen yok ederdi. Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü. Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu ava çıkan babası Teomanın üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmemişti.<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgBwd4C6r4z2tcxu6bZuJYj6Ktbe9tjGEGSnI3jcoK8jXQahJTIqg46M99hBdSDwTnzcOIjv7IuRRUQ4M_MycASPJYQWLS-WHGlZATWYheUXq5p2c43Wlwdx7DToSWpxDq_7jl0OfNIWX6WiVNcg4xwkXTKG9yq3VIFy1uhjGdKor_YndhQTMGEL1Fm=s802" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BÜYÜK HUN iMPARATORLUĞU METEHAN" border="0" data-original-height="802" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgBwd4C6r4z2tcxu6bZuJYj6Ktbe9tjGEGSnI3jcoK8jXQahJTIqg46M99hBdSDwTnzcOIjv7IuRRUQ4M_MycASPJYQWLS-WHGlZATWYheUXq5p2c43Wlwdx7DToSWpxDq_7jl0OfNIWX6WiVNcg4xwkXTKG9yq3VIFy1uhjGdKor_YndhQTMGEL1Fm=w225-h320" title="BÜYÜK HUN iMPARATORLUĞU METEHAN" width="225" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">METEHAN</td></tr></tbody></table><br /><p></p><p>Mete önce, Hunlardan toprak talebinde bulunan doğu komşuları Donghu üzerine yürüdü ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Yapılan anlaşma ile Donghular; her sene sığır, at ve deveden oluşan bir vergi<br /> ödemeyi kabul ettiler ve M.Ö. 208 yılında da Hun hakimiyetine bağlandılar.Donghu'yu yendikten sonra Moğolistan'ın kuzey kesiminde yaşamakta olan Tunguz gibi halkları da içine kattı. M.Ö. 177-165 yılları arasında Hunların güney batısında, Tanrı Dağları ile Kansu arasında yaşayan Yüeçilerin üzerine seferler düzenledi. M.Ö. 203'te Yüeçiler'i mağlup ederek kendi toprağına kattı.Ordos'da hakim olmaya çalışan Tahin Türklerini yendi. Çin üzerine sürekli seferler düzenleyerek Sarı Irmak'ın güneyindeki kaleleri egemenliğine aldı. Bu zaferlerle, sonradan Hunlara büyük gelirler getirecek önemli ticaret yollarının kontrolüne sahip oldu.Bölgede yaşayan Moğol, Tunguz ve Türk Altay kavimlerini egemenliği altına alarak askerî ve stratejik olarak daha güçlü bir hâle geldi.M.Ö. 200'de Çinli Han Hanedanı imparatoru Gaozu'nun (Gao-Di) 320.000 kişilik ordusunu Baideng'te (bugünkü Datong, Şanşi) Peteng Kalesinde kuşattı. Gaozu (Gao-Di) Mete'nin eşine hediyeler gönderdi ve Mete'nin, kuzey eyaletlerini Hunlara bırakma ve yıllık vergi ödeme gibi bütün şartlarını kabul etti; böylelikle kuşatmadan çıkmasına müsaade edildi. Gaozu, başşehri Çang'an'a (bugünkü Şian) dönebildiyse de Mete arada bir Han'ın kuzey sınırını tehdit etmiş ve nihayet M.Ö. 198'de Gaozu barış istemiş, Han prensesinin Tanhu'nun eşi olması ve yıllık haraç ödeme şartlarıyla barış antlaşması imzalanmıştır.Saltanatı boyunca çoğu halklar Hun idaresi altına girdi. Onların tümünü, steplerin bütün göçebe atlı okçularını bir imparatorluk altında birleştirdi. Göçebe tebaalarından başka Mete ayrıca Tarım Havzası'nda kendisine bağlılık yemini eden vaha şehir devletleri kurdu. Onun hem askeri hem de idari yapılanması sonradan birçok merkezi Asya halklarında ve devletlerinde uygulandı.Bölgesinde askeri gücü ile korku saldı. Savaş taktikleri ve askeri disiplini sayesinde Çin İmparatorluğu'nu ve çevre kavimlerle yaptığı savaşları kazandı. Ordusu savaş zamanında toplanan sivillerden oluşmuyordu. Onun yerine sürekli eğitimli ve savaşa hazır halde bulunan profesyonel askerlerden oluşmaktaydı. </p><p>Mete Han, başa geçtikten sonra devlet içerisinde teşkilatlanma yoluna gider. Önce teşkilatı içerisinde muhalif düşünceleri temizler ve ihtilafları sona erdirir. Ardından Türk boylarında Birlik sağlama düşüncesiyle hareket etmeye başlar. Doğuda Tunguzlar Savaş çıkarma çalışmalarında bulunmuşlardır. Tunguzlar ilk etapta Mete Handan hanımlarından birini isterler Metehan kurultaya sorar ve Kurultay bunu onaylamaz. Ancak Mete Han kendi menfaatim için savaşmak uygun olmaz diyerek hanımına gönderir. Ardından Tunguzlar bu sefer Metehan’ın en sevdiği Atını ister.Metehan Kurultaya sorar. Kurultay onaylamaz ancak Metehan Savaş çıkmasını engellemek için kabul eder ve Atını gönderir. Ardından Tunguzlar bu sefer Çorak bir devlet arazisini ister. Metehan kurultaya sorar. Kurultay, Çorak bir çöl arazisi için tartışmaya gerek yok verelim gitsin şeklinde bir görüş beyan eder. Bunun üzerine Mete Han “topraksız devlet olmaz atım ve karım benim şahsi malımdır, ancak Toprak devletin malıdır ve hiçbir şekilde düşmana verilemez” der. Bu Toprak Devletin malı diyerek Yola Çıkar ve doğudaki Tunguzların Üzerine de bir orduyla sefere kalkar ve onlara çok ağır bir yenilgiye uğratır. Ayrıca kurultayda toprağın verilmesine onay veren devlet adamlarını öldürür.</p><p>Ardından Yuezhi’ler boyuna karşı bir sefere kalkar ve onlarıda yenilgiye uğratır. Etraftaki Moğol ve Türk boyları yavaş yavaş ya Kendi istekleri ya da mücadeleler sonucunda Metehan’ın imparatorluğuna katılmaya başlar ve yavaş yavaş Türk Birliği sağlanmış olur. Mete Han Ordu’da güçlenme sağlandığında ve devlette istikrar oluştuğunda bu sefer ticareti geliştirmek ve yeni Ticaret yollarını ele geçirmek için Çin üzerine sefer düzenlemeye karar verir. Tabii için daha öncesinde Türk korkusundan Çin Seddi’ni yaptırmış ve bu sette oldukça güvenmekteydi. Ancak Metehan ve ordusu Çin Seddi’ni Aşan ilk Türk ordusudur. Çin Seddi’ni aştıktan sonra 320 bin kişilik Çin ordusunun bulunduğu Pateng Kalesini kuşatma altına alır Mete Han. Bunun üzerine Çin ordusu bu kuşatmayı kıramaz ve kuşatma uzun bir süre devam eder en sonunda Çinliler dayanamayıp Türklere vergi ödemek veÇinin kuzeyini Türklere vermek koşuluyla Barış Anlaşması yapar. Ardından kuşatma kaldırılır ve Çin ordusu bölgeden gider.</p><p>Buna rağmen Mete Han Sarı Nehir etrafında seferlerini devam eder ve irili ufaklı Çin kalelerini ele geçirir. Hakimiyet alanını genişletmiş olur. Mete Han tarihte Çine en fazla sefer düzenleyen Türk Hükümdarıdır.</p><p>Mete Han, ele geçirdiği Topraklarda nüfusunu genişletmiş, ticarete ve tarıma önem vermiş özellikle tarım alanında büyük çalışmalar yaptırmıştır.</p><p>Mete Han‘ın ordusu oldukça profesyonel, iyi eğitimli ve sürekli askerlik yapan, Savaş tecrübesi bulunan Gözde askerlerden oluşmaktaydı. Fethettiği topraklardaki geniş tahıl alanlarını kullanarak güçlü ordusuna ayakta tutmuş ve seferlere gönderebilmiştir.</p><p>Özellikle Çin’de yaptığı fetihler ve devletteki teşkilatlanmaları sayesindeMete Han, tarihe altın harflerle geçmiş en büyük Türk hükümdarlarından biridir.</p><p>Mete Han tarihteki ilk düzenli orduyu kurmuş komutandır. Ayrıca Metehan Türk askeri sisteme olan onluk askeri sistemi ilk getiren hükümdardır ve bu nedenle Türk kara kuvvetlerinin kuruluş yılı ilk düzenli ordunun kurulması olan 209 yılı sayılmaktadır.(Nihat Atsız’ın gayretleriyle) Mete Han geliştirdiği askeri stratejiler ve Disiplin sayesinde düşmanlarını ve özellikle Çinlileri yenmeyi başarmıştır. Metehan döneminde Asya Hun imparatorluğu, Japonya’dan Tibet’e, Keşmir’den Sibirya’ya uzanan yaklaşık 18 milyon kilometre kare genişliğinde bir alana ulaştırmıştır. Bu kadar Çinli’yi Nereye Gömeceğim Demiştir. Mete Han M.S.174 Yılında Öldükten Sonra Yerine Oğlu Kiok tahta geçmiştir.</p><p><b>ÇAVUŞ OKU</b></p><p>tarih boyunca Türkler tarafından kullanılmış bir ok çeşididir.Öldürme amaçlı olmayan çavuş oku çıkardığı sesle askerlere nereye yüklenileceğini göstermek ve düşmanın moralini bozmak amacıyla kullanılır. Okun temreni üzerinde delikler açılmıştır; ve ok fırlatıldığında delikten hızla geçen hava tiz bir ses çıkarır. Bu nedenle çavuş okuna ıslık çalan ok, ıslıklı ok veya vızlayan ok da denir.</p><p>Çin tarih kaynaklarında aktarıldığı üzere çavuş okunun mucidi bizzat Mete Han'dır. MÖ 209'da kendi ordusunu eğitmeye başlayan Mete Han, ıslıklı bir ok yapıp bu oku nereye atarsa, askerlerinin de kendisini takip etmesini istemiştir. Baideng'de Çinlileri kıstıran Hun ordusunda bu oklardan yüzlercesinin bulunduğu düşünülmektedir. Osmanlı ordusunda çavuş oku daha çok talimat verme amacıyla kullanılmıştır. Ok ancak kıdemli komutanlara (çavuşlara) tahsis edilmiş, onlar da okun sesini kullanarak askerleri yönlendirmiştir.</p><p><b>METE HAN'IN O ÜNLÜ SÖZÜ</b></p><p><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;">Metehan Çinlilerle</span><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"> olacak bir savaşta savaşı takip etmek için çıktığı tepede türk ordusunun çin ordusu karşısında sayıca çok az kaldığını görünce yanındakilerden biri kendisine karamsar bir şekilde “yüce başbuğ ne düşünüyorsunuz?” diye sorar. işte o zaman tengrikut mete </span><b style="background-color: white; color: #202124; font-family: arial, sans-serif; font-size: 16px;">han</b><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"> bu efsane yanıtı verir.....</span><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b>Ben bu kadar düşmanı nereye gömeceğim?</b></span></p><p><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b><br /></b></span></p><p><span style="color: #202124;"><b>Hun Türk mü?</b></span></p><p><span style="color: #202124;">Hun Devleti Orta Asya'da kurulmuş olan bir Türk devletidir. Yani Hunlar'ın Türk olduğunu ifade etmek mümkün. Zaten tarihsel açıdan ele alınmış tüm eserler ve yazılı kaynaklar bunu açık bir şekilde göstermektedir. Hatta en eski Türk devletleri olarak Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar öne çıkar</span></p><p><span style="color: #202124;"><b><br /></b></span></p><p><span style="color: #202124;"><b>Bilinen ilk Türk hakanı kimdir?</b></span></p><p><span style="color: #202124;">Teoman, taht MÖ 220 - MÖ 209), Asya Hun İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı olan Hun devlet adamı Tuvu Tanhu'nun (Tuvu Bey) oğlu ve Mete'nin babası. MÖ 3. yüzyıl dolaylarında yaşayan Teoman, bilinen ilk Hun (Hiung-nu) hükümdarıdır.</span></p><p><span style="color: #202124;"><b><br /></b></span></p><p><span style="color: #202124;"><b>Büyük Hun devletini kim yıktı?</b></span></p><p><span style="color: #202124;">Çin'in entrikaları ve etkisi ile zayıflamaya başlayan Hunlar, ülke bütünlüğünü koruma konusunda yetersiz kalmış ve yıkılmıştır. Asya Hun Devleti'nin parçalanması sonucu Çin'in </span><span style="color: #202124;">idaresi atında kalan Hunlar, milli varlıklarını korumak için mücadele etmiştir.</span></p><p><span style="color: #202124;"><b><br /></b></span></p><p><span style="color: #202124;"><b>Ilk Türk devletinin adı nedir?</b></span></p><p><span style="color: #202124;">Göktürkler, tarihte Türk adı ile kurulmuş ilk devlettir. Hun İmparatorluğunun zayıflaması ve dağılmasından sonra 552 yılında Türk boyları arasında hakimiyet sağlanarak Göktür Devleti kurulmuştur.</span></p><p><span style="color: #202124;"><b><br /></b></span></p><p><span style="color: #202124;"><b>Hunlar kimin atası?</b></span></p><p><span style="color: #202124;">Hunlar (Xiongnu) [Çin'in] Xia [Hanedanlığı]'na mensup Chun Wei'in torunlarıdır. Tang Yao ve Yu Shun'un [varlığından] önce Dağlı Rong'lar, Xian Yün ve Xünyüler kuzey bölgelerdeki kır alanlarda büyükbaş hayvancılık ile geçinerek sürekli göç halinde yaşamışlar</span></p><p><span style="color: #202124;"><b><br /></b></span></p><p><span style="color: #202124;"><b>Asya Hun Devleti Türk mü?</b></span></p><p><b><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124;"></span></b></p><p><span style="color: #202124;">Teoman tarafından kurulmuş ilk Türk Devleti'nin başkenti Ötüken'dir. Ötüken şehri Türkler için kutsal şehir olarak kabul edilmektedir. Asya Hun Devleti Orta Asya'da kurulmuş bir devlettir. Orta Asya'da kurulmuş olan ilk Türk Devletidir.</span></p><p><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b><br /></b></span></p><p><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b><br /></b></span></p></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjO6xfvYJuF7PbQhhra_x-ZmaL-u3bwDDRhmb-a6A6yQSlhQ0Z4-vCyCtwsLsVaWvnh6imJCOg7RJ1Pudlf6sO90LbUzhaz2o2DyyWVaX9V1UQbKiTNjvgNfaLmr_cHi6-_2fKpi78CqcPnnGtehrVlU4Wt7AL6nR8HZiUVDc-9OLDDs9N9WznOeBOo=s437" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="437" data-original-width="366" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjO6xfvYJuF7PbQhhra_x-ZmaL-u3bwDDRhmb-a6A6yQSlhQ0Z4-vCyCtwsLsVaWvnh6imJCOg7RJ1Pudlf6sO90LbUzhaz2o2DyyWVaX9V1UQbKiTNjvgNfaLmr_cHi6-_2fKpi78CqcPnnGtehrVlU4Wt7AL6nR8HZiUVDc-9OLDDs9N9WznOeBOo=s320" width="268" /></a></div><br />Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-952310799271935932021-07-08T22:37:00.007+03:002023-10-04T14:30:25.132+03:00SİMKES CAMİİ<p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHG9_8sx36x0EtY0bz4qHOVS_0Su4kYFCqpQP_SbWFghG0SNg9fpZX-NCXBR16OXOdzMBBTz4_KOXkG-spyzzyRjxigRe0gbXT9FUd8oGjC4kj8wpyAchm3Xi-D7OXfhSMuc21qbpQbvY/s320/IMG_20150710_122823+%25281%2529.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SİMKES CAMİİ BURSA" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHG9_8sx36x0EtY0bz4qHOVS_0Su4kYFCqpQP_SbWFghG0SNg9fpZX-NCXBR16OXOdzMBBTz4_KOXkG-spyzzyRjxigRe0gbXT9FUd8oGjC4kj8wpyAchm3Xi-D7OXfhSMuc21qbpQbvY/w400-h225/IMG_20150710_122823+%25281%2529.jpg" title="SİMKES CAMİİ BURSA" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SİMKES CAMİİ</td></tr></tbody></table><p><b>SİMKES <a href="https://www.bursasevdam.com/2020/02/ulu-cami-grand-mosque.html" rel="" target="_blank">CAMİİ</a></b></p>Mescidi yaptıran kişi ve yapım tarihi hakkında bir bilgi bulunmamaktadır ancak 15.yüzyılda <a href="https://www.bursasevdam.com/2020/02/brief-history-of-bursa.html" rel="" target="_blank">Bursa</a> nın dokumacı'larına gümüş işleyen esnaflar için yaptırılmış olduğu söylenebilmektedir.Şimkeş kelimesinin anlamı Gümüşçeken dir bu sebeple mescide "gümüşçeken mescidi" veya "Sırmakeş <a href="https://www.bursasevdam.com/2019/11/haci-sevinc-mescidi-hadji-sevinc-masjid.html" rel="" target="_blank">mescidi</a>"de denilmektedir.Asıl ibadet mekanı ve son cemaat yeriyle birlikte dikdörtgen bir plan şemasına sahip dir <a href="https://www.bursasevdam.com/2015/04/bursa-mehteran-takimi.html" rel="" target="_blank">Bursa</a> <a href="https://www.bursasevdam.com/2019/11/haci-sevinc-mescidi-hadji-sevinc-masjid.html" rel="" target="_blank">mescit</a> lerinde sıkça görünen kalkan duvarlı çephesi üç kemerli açıklık şeklindedir yapı 1963. yılında "bursa eski eserleri sevenler kurumu"tarafından aslına uygun bir şekilde onarılmıştır.<p></p><p><br /></p><p><b>SIMKES <a href="https://www.bursasevdam.com/2021/03/guranli-mescid-ve-turbesi.html" rel="" target="_blank">MASJID</a></b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgD1BTFB5fQ9PRRCRFXo2cPP7BcnhqiQr9cQzNdzgvE5peGyE5a_DiQVsuckKnFPK5jF0b0ed2LF9e9gZlA75HdKxeSBNh1OWZMydYVR7yiviXLP48s7O5ddYjykBZrrl2g1gJ-khKT_uY/s320/IMG_20150710_122848.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SİMKES CAMİİ BURSA" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgD1BTFB5fQ9PRRCRFXo2cPP7BcnhqiQr9cQzNdzgvE5peGyE5a_DiQVsuckKnFPK5jF0b0ed2LF9e9gZlA75HdKxeSBNh1OWZMydYVR7yiviXLP48s7O5ddYjykBZrrl2g1gJ-khKT_uY/w400-h225/IMG_20150710_122848.jpg" title="SİMKES CAMİİ BURSA" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SİMKES CAMİİ</td></tr></tbody></table>There is no information neither on the sponsor of this masjid nor on the date of its constriction but we can say that it was built for the silversmiths who in the 15th centruy worked for the weavers in Bursa the meaning of the word "simkes"is "gümüşçeken"or "silver drawer"for this reason this masjid today is also called gümüşçeken"masjid or sırmakes masjid this masjid with its main prayer hall together with its portico for latecomers is builtwith a rectangular ground plan the mosques frontage is built with a gable wall an element requently seen with Bursa masjids it is built with a chord with three arches this structure was renovated in 1963.by the "bursa ancient artwork lovers society"sticking to the old plans.<p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho0gAj2hSwlqoxzS36-3fF_acRQ1khyphenhyphen8E-eWZ3plPS2ucQMXpPa389O0gF_CkbYiCONueioApMv1jMBB1sP9s8cCWc1eOLIC6ERe8uT99nQGawakO4J21CKH_ba3BhxKtmWSRucGke7Zw/s320/IMG_20150710_122651.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SİMKES CAMİİ BURSA" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho0gAj2hSwlqoxzS36-3fF_acRQ1khyphenhyphen8E-eWZ3plPS2ucQMXpPa389O0gF_CkbYiCONueioApMv1jMBB1sP9s8cCWc1eOLIC6ERe8uT99nQGawakO4J21CKH_ba3BhxKtmWSRucGke7Zw/w640-h360/IMG_20150710_122651.jpg" title="SİMKES CAMİİ BURSA" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SİMKES CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCVxDUNsWQzlzv8EvBffNreaiHPtgjFCPOWhyphenhyphenBDZR4LNJKntGqiRW7PFphLBk7iHBxGIIW7BdOHHOIJhZORIwSGJFgTmXPBdAXUc8jsxMDtf1RmPdj-63cVqKQmF_vH0dmsV3AI7R7NmE/s320/IMG_20150710_122706.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SİMKES CAMİİ BURSA" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCVxDUNsWQzlzv8EvBffNreaiHPtgjFCPOWhyphenhyphenBDZR4LNJKntGqiRW7PFphLBk7iHBxGIIW7BdOHHOIJhZORIwSGJFgTmXPBdAXUc8jsxMDtf1RmPdj-63cVqKQmF_vH0dmsV3AI7R7NmE/w640-h360/IMG_20150710_122706.jpg" title="SİMKES CAMİİ BURSA" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SİMKES CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9hp-rr11fFY_DWhCJoRM_-t5mnlluidTsnWa7IIk3-vupjHxjlZ2QxgcpoZ4zsicfK8SnX2-lzPS87vW0ZxV_xXxiovN-EypS_tRJ8N-eF-z7FH1hDuXRzk5IkidoQs_af8HSou1Q8qw/s320/IMG_20150710_122725.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SİMKES CAMİİ BURSA" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9hp-rr11fFY_DWhCJoRM_-t5mnlluidTsnWa7IIk3-vupjHxjlZ2QxgcpoZ4zsicfK8SnX2-lzPS87vW0ZxV_xXxiovN-EypS_tRJ8N-eF-z7FH1hDuXRzk5IkidoQs_af8HSou1Q8qw/w640-h360/IMG_20150710_122725.jpg" title="SİMKES CAMİİ BURSA" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SİMKES CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><p><br /></p><p><br /></p><p><br /></p>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-78828027629413630982021-06-20T20:08:00.006+03:002023-10-04T14:34:31.429+03:00BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR<b>
(GÖLYAZI) </b><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyVRWZlG791gdG3mBaA3RqNMlvojlS4P9uAU17VpQF9ocwC8wuubmDkeeahik85I_Oytbo-YPrjKAf3tMxDPdWjbrsVszEFOz2fzV5lyp3B5tsmeIgfQFIy9EVpvb0az2T2OgqE3Qzc1w/s1155/golyazi-2-1155x671.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="671" data-original-width="1155" height="186" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyVRWZlG791gdG3mBaA3RqNMlvojlS4P9uAU17VpQF9ocwC8wuubmDkeeahik85I_Oytbo-YPrjKAf3tMxDPdWjbrsVszEFOz2fzV5lyp3B5tsmeIgfQFIy9EVpvb0az2T2OgqE3Qzc1w/w320-h186/golyazi-2-1155x671.jpg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><a href="https://www.bursasevdam.com/2021/06/bursada-gezilecek-yerler-hayvanat.html" rel="" target="_blank">Bursa</a>'da Ailenizle Güzel bir hafta sonu Kaçamağı yapabileceğiniz Şahane yerlerden Biride Gölyazı Ulubat gölü üzerinde Ana Karaya kücük bir köprü ile bağlanan Yarım Ada diyebileceğimiz şahane bir Balıkcı Kasabası içinde birbirinden güzel balık Restoranları ile Aileniz ve Sevdiklerinizle beraber <a href="https://www.bursasevdam.com/2014/07/bursa-cumali-kazik-osmanli-evleri.html" target="_blank">Uluabat</a> Gölünden leziz Turna ve Yayın Balığı yiyebilir baş başa Adanın otontik manzarası eşliğinde nefis bir ziyafet çekebilir ve Ada içinde Akşam Güneşinin eşsiz güzelliği ile Balıkçı tekneleri ile Uluabat gölü üzerinde tekne turu yapabilirsiniz Ada içinde bulunan 748 yaşındaki Ağlayan Çınarın gölgesinde Adanın size vermiş olduğu huzur ile çayınızı içdikten sonra Adanın sokaklarında Köylülerin pazar tezgahlarından Adanın Anısına hediyelik eşyalar satın alabilir ve Azizi Panteleimon Kilisesini gezip görebilirsiniz </div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbSBaaUOp21cCoV8FopOvV6sPg4kl8W_6YYEuVFqM6lIK1P-cRnS3nLlsLNmde6MaWmN8gXl3q87xHwLfKe7qd6OvvKVX9oB7BqmzdCmd510QtdzNY-g_f96m29UnKjCrid1I2CyenngY/s750/golyazi-sandallari-750x400.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="400" data-original-width="750" height="342" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbSBaaUOp21cCoV8FopOvV6sPg4kl8W_6YYEuVFqM6lIK1P-cRnS3nLlsLNmde6MaWmN8gXl3q87xHwLfKe7qd6OvvKVX9oB7BqmzdCmd510QtdzNY-g_f96m29UnKjCrid1I2CyenngY/w640-h342/golyazi-sandallari-750x400.jpg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo-yJGE__I86nklqKPeSwy55QYn7AtQONdgsKUBiDhqKI5IxYz19OQf0m1DNB6GmB9T1pd9V3yidBUCrE3xva_ZmrlFh197JsHzSbzHXXU5SpFEt0aOUvHWFNDUCS05NhT7Jz7pcY36mo/s750/aglayan-cinar-750x400.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="400" data-original-width="750" height="342" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo-yJGE__I86nklqKPeSwy55QYn7AtQONdgsKUBiDhqKI5IxYz19OQf0m1DNB6GmB9T1pd9V3yidBUCrE3xva_ZmrlFh197JsHzSbzHXXU5SpFEt0aOUvHWFNDUCS05NhT7Jz7pcY36mo/w640-h342/aglayan-cinar-750x400.jpg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><br /><div>(MİSİ KÖYÜ)</div><div>Doğa ile baş başa kalabileceğiniz yeşillikler ve dere kenarında sevdiklerinizle birlikte uygun fiyatlarda serpme kahvaltı tadında kahvaltınızı yapabileceğiniz birçok çay bahçesi mekanı mevcut bölge içinde Alkollü mekanları ile Ailenizle birlikte Hoşça vakit geçirebileceğiniz ender yerlerden biri <a href="https://www.bursasevdam.com/2014/07/bursa-cumali-kazik-osmanli-evleri.html" rel="" target="_blank">Misi Köyü</a></div><div><br /></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfoy5A5KjazvVAd_k7_slNzwwmBzsyvcCgkMyGFK5JdY05vWROKvHcIDygXMFfkbNFWJ26TcGtM2i4F3km4bXYP_HLwk_Lu4fdTWxP3A06Cgy2SJ_F0aYoAiv5Fou6O2MRuiVl1d6xrNE/s632/0453921_0.jpeg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="301" data-original-width="632" height="304" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfoy5A5KjazvVAd_k7_slNzwwmBzsyvcCgkMyGFK5JdY05vWROKvHcIDygXMFfkbNFWJ26TcGtM2i4F3km4bXYP_HLwk_Lu4fdTWxP3A06Cgy2SJ_F0aYoAiv5Fou6O2MRuiVl1d6xrNE/w640-h304/0453921_0.jpeg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTBFolK_bj6Z5lTOfhrCKn5ClnSKuJI8JaoJ4PBjTrIl98lZ4ttaeGcG7hWipNQYg8Zxv3lclF1Xa8QO57SiWjNBB-pjo1O31SGeTJJb2gsZkgAxSaJdrSOz64yzNZXvKf61whU5wD_wc/s1030/misi-koyu-kahvalti-1030x773.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="773" data-original-width="1030" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTBFolK_bj6Z5lTOfhrCKn5ClnSKuJI8JaoJ4PBjTrIl98lZ4ttaeGcG7hWipNQYg8Zxv3lclF1Xa8QO57SiWjNBB-pjo1O31SGeTJJb2gsZkgAxSaJdrSOz64yzNZXvKf61whU5wD_wc/w640-h480/misi-koyu-kahvalti-1030x773.jpg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVAXGL2wel0_dlTN2Kdt7FsmkhcEGbpt11KK-wbWuk9_qA89ImGderUZzS5M82xefMUehay4lA0lpVuePqY9AtdBNIi7wN_xxJUTNuVhl4nigi_xZ5_sDwgVPAokgZ0qr1qhsb7MnMcj4/s777/misi-koyu-serpme-kahvalti.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="400" data-original-width="777" height="330" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVAXGL2wel0_dlTN2Kdt7FsmkhcEGbpt11KK-wbWuk9_qA89ImGderUZzS5M82xefMUehay4lA0lpVuePqY9AtdBNIi7wN_xxJUTNuVhl4nigi_xZ5_sDwgVPAokgZ0qr1qhsb7MnMcj4/w640-h330/misi-koyu-serpme-kahvalti.jpg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><div><br /></div><div><br /></div>(<a href="https://www.bursasevdam.com/2014/07/bursa-cumali-kazik-osmanli-evleri.html" rel="" target="_blank">CUMALIKIZIK KÖYÜ</a>)<div>UNESCO Dünya mirası listesinde yer alan Tarihi 1300 lü yıllara dayanan Osmanlı Mimarisine Özgün Köy içinde Beton erme bina barındırmıyor tüm evler aslına uygun olarak restore edilmiş özgün mimarisini korumuş durumda <a href="https://www.bursasevdam.com/2014/07/bursa-cumali-kazik-osmanli-evleri.html" rel="" target="_blank">Köy </a>Yerli ve Yabancı Turistlerin ilgi odağı halinde günübirlik gidilebilecek yerlerden biri olan bu Köyde bir çok ev pansiyon kafe restoran olarak işletiliyor ve Köy evi ortamı ile Serpme kahvaltısı ile meşhur eğer <a href="https://www.bursasevdam.com/2021/06/bursada-gezilecek-yerler-hayvanat.html" rel="" target="_blank">kahvaltı</a> yapmak için gidilecekse sabah erken gitmekte yarar var başka türlü sandelye kapmaca oynamak zorunda kalırsınız.</div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIgLZ55fmKPn0kOga8i8piULbpXiSbmVrpr_PyTiWXhqG8BHyeCrlv9R7YR3BUeNww2lWCrkXJXlJu59wmX5xZt18BUAw6xvZbZ_4PukaF9YUJnuM8jP_YlW05S0ckecaWgr6KkUUVBjs/s1920/unesco-dunya-mirasi-listesinde-koy-cumalikizik-part-1-3df68433e6e1aa9d08fe965b99c5b8e9.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1920" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIgLZ55fmKPn0kOga8i8piULbpXiSbmVrpr_PyTiWXhqG8BHyeCrlv9R7YR3BUeNww2lWCrkXJXlJu59wmX5xZt18BUAw6xvZbZ_4PukaF9YUJnuM8jP_YlW05S0ckecaWgr6KkUUVBjs/w640-h360/unesco-dunya-mirasi-listesinde-koy-cumalikizik-part-1-3df68433e6e1aa9d08fe965b99c5b8e9.jpg" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_4n0xDTHXnGejzhEDpV2TIUnzpeCVZaF7jLYZFTRX_o0uub0pLAGcqc-CuVJHTbEwpBGPOkXXZfCNf4nqDy-rFKj3UI-dwIVtdwODjKvEh5OtxSkqSUbG6vFS2DHVjglFQlR5jvbynCI/s512/cumalikizik-kahvalti.png" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" border="0" data-original-height="245" data-original-width="512" height="306" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_4n0xDTHXnGejzhEDpV2TIUnzpeCVZaF7jLYZFTRX_o0uub0pLAGcqc-CuVJHTbEwpBGPOkXXZfCNf4nqDy-rFKj3UI-dwIVtdwODjKvEh5OtxSkqSUbG6vFS2DHVjglFQlR5jvbynCI/w640-h306/cumalikizik-kahvalti.png" title="BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TARİHİ KÖY VE MEKANLAR</td></tr></tbody></table><br />Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-91036846210630096812021-06-20T17:57:00.013+03:002023-10-04T14:36:49.632+03:00BURSA'DA GEZİLECEK YERLER HAYVANAT BAHÇESİ (ZOO PARK)<p>Covid-19 Salgının Ülkemizde ilk görüldüğü tarih den </p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkPfjo94wsPC3hyphenhyphenBbwGr1BqLJKiBC1PWrTrTS8jDjqeJVBSc_NlwV5LfpfC9bawlNRq4SGb1uVmJuFGHfFTl7WctBvJhc2ZLZEAzYl6Gp1Qp3LxALJrs21aE3CeN2c-lJyumVoQ14McxE/s300/KAPLAN-4-300x200.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="200" data-original-width="300" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkPfjo94wsPC3hyphenhyphenBbwGr1BqLJKiBC1PWrTrTS8jDjqeJVBSc_NlwV5LfpfC9bawlNRq4SGb1uVmJuFGHfFTl7WctBvJhc2ZLZEAzYl6Gp1Qp3LxALJrs21aE3CeN2c-lJyumVoQ14McxE/w400-h266/KAPLAN-4-300x200.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table>itibaren 1,5 yılı geride bırakmış bulunmaktayız<br /> artık yasaklı ve o karantina günleri geride bırakmaya başladık hayatımız yükselen hava sıcaklılkarı ile beraber tekrar normalleşen günlük yaşantımız sosyal aktıvıtelerimiz arasında bulunan gezmek eğlenmek ve yeni yerler keşfetme piknik yapmak park alanlarını gezmek görmek denize girmek doğa yürüyüşleri gibi birçok faliyetlerimiz hafta sonları planlarımız içinde mutlaka yer alıyor yaşadığım içinde bulunduğum şehirde konumu itibari ile gerek tarihi gerek kültürel açıdan bir çok zenginlikleri içinde barındırmakta gezilmesi ve görülmesi gereken tarihi yapılar kültürel miraslarımız ile beraber kayda değer yerlerden biride bursa botonik park.<p></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUmCwK6plZE72miPnKqEPbEm9bocnN9P_VwScyjLbuIdK5GiE2GMb0YuHYBvCqjhJ0Eyqdt3P2pUlmz2cf7FuR-8EqfysX751FBe39Dz0mCwwWYIhnZCZ0klbZ8L0knw_TbC0UTcmaFfQ/s300/KI%25C5%259E-G%25C3%2596R%25C3%259CNT%25C3%259CLER%25C4%25B0-6-300x200.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="200" data-original-width="300" height="267" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUmCwK6plZE72miPnKqEPbEm9bocnN9P_VwScyjLbuIdK5GiE2GMb0YuHYBvCqjhJ0Eyqdt3P2pUlmz2cf7FuR-8EqfysX751FBe39Dz0mCwwWYIhnZCZ0klbZ8L0knw_TbC0UTcmaFfQ/w400-h267/KI%25C5%259E-G%25C3%2596R%25C3%259CNT%25C3%259CLER%25C4%25B0-6-300x200.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table> (ZOO PARK) bu park'ımız içinde barıdırdığı Memeli türler Sürüngen türler Kuş türleri ve Balık türleri<br /> ile beraber her gecen gün yeni bir canlıya ev sahipliği yapmakta ayrıca Modern hayvanat bahçelerinin en önemli görevleri arasında yer alan eğitim çalışmaları Bursa Hayvanat Bahçesinde veteriner hekim, biyolog ve ziraat mühendisinden oluşan eğitim kadrosuyla gerçekleştiriliyor. Bursa Hayvanat Bahçesi olarak en önemli misyonlarından biri olan doğa, çevre ve ekosistemin korunmasıdır. Ülkemiz ve dünyanın her bölgesindeki yaban hayvanlarının kendi coğrafyalarında, kendi doğal yaşam alanlarında nesillerini sürdürme hakları olduğuna inanıyor Bu bilinçle ulusal ve uluslar arası hayvan koruma kampanyalarına destek veriyor. Hayvanat Bahçesinin “tanı, sev, koru” temasıyla öğrencilerin aktif olarak katıldığı koruma etkinlikleri gerçekleştiriyor Ayrıca Bursa Hayvanat Bahçesine gelen okul grupları ile yapılan eğitim etkinliklerinde öğrencilerin hayvanat bahçesinde “yaparak yaşayarak öğrenme” faaliyeti gerçekleştirmesi sağlanıyor. Öğrencilerin düzeylerine ve Milli Eğitim içeriklerine uygun şekilde çevremizdeki canlıları tanıyalım, canlıların yaşam alanları, canlıların ortak özellikleri, canlıların sınıflandırılması, canlılarda üreme, büyüme, gelişme ve ekoloji konularını öğrencilerin farklı bir ortamda unutamayacakları bir deneyimle öğrenmelerine katkı sağlıyor<p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWZiUff1YpiM5CRkJKe63xbm-8oJAjh8TV9THqcEUBCJiFyfPGs0eGLwnTpwc60vBdfHUlbMFlE5DhGFq690kDnE-FKlNuqrIBQM8JZOX-HY93WOwHJI14Kg8YGCjAON85se5bvTBtIcY/s300/KI%25C5%259E-G%25C3%2596R%25C3%259CNT%25C3%259CLER%25C4%25B0-4-300x200.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="200" data-original-width="300" height="427" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWZiUff1YpiM5CRkJKe63xbm-8oJAjh8TV9THqcEUBCJiFyfPGs0eGLwnTpwc60vBdfHUlbMFlE5DhGFq690kDnE-FKlNuqrIBQM8JZOX-HY93WOwHJI14Kg8YGCjAON85se5bvTBtIcY/w640-h427/KI%25C5%259E-G%25C3%2596R%25C3%259CNT%25C3%259CLER%25C4%25B0-4-300x200.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table><br /><div><br /></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhfqWNk-bH9T3FzJ3AGAQ9hsNG73lH24yxVUwy-FfC_0zFrS0DlLOGIZ4APr82OU3vxtjlFzfrU7r7KnljXiapIE5YL153ZfmnVP4cjGnlofkbPIZPMELq9uhUSaByMq0nROGpG6p-0UY/s300/KAPLAN-5-300x200.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="200" data-original-width="300" height="427" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhfqWNk-bH9T3FzJ3AGAQ9hsNG73lH24yxVUwy-FfC_0zFrS0DlLOGIZ4APr82OU3vxtjlFzfrU7r7KnljXiapIE5YL153ZfmnVP4cjGnlofkbPIZPMELq9uhUSaByMq0nROGpG6p-0UY/w640-h427/KAPLAN-5-300x200.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEs49Bg3SBgZ_zzXDR0Yq-2HMMSKlUx_BK4gkZae7W7xLXD9boPfOFUETzozhp0rFGpB8lv-s200UTsAQuPFcXNkmJ3K6VqiNFLJiFByKPe2NvS-Seg-XNbsT2Lz-IbljldYmHEutFaAg/s300/MARA-2-200x300.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="300" data-original-width="200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEs49Bg3SBgZ_zzXDR0Yq-2HMMSKlUx_BK4gkZae7W7xLXD9boPfOFUETzozhp0rFGpB8lv-s200UTsAQuPFcXNkmJ3K6VqiNFLJiFByKPe2NvS-Seg-XNbsT2Lz-IbljldYmHEutFaAg/w427-h640/MARA-2-200x300.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="427" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6WbSx-n4djqJq4mk4XzD19vwerPLK71LiKlqHxqLDGRV4ZpWCzUTtFSmHegWBpqtVTpWLcDotRxrT8CJPR7dLU2OqIq3ay3HcBko72JGTVdjpQ9CZtzn15vKf7P2jYzWVMlQNhjA1pHM/s300/M%25C4%25B0RKET-200x300.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="300" data-original-width="200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6WbSx-n4djqJq4mk4XzD19vwerPLK71LiKlqHxqLDGRV4ZpWCzUTtFSmHegWBpqtVTpWLcDotRxrT8CJPR7dLU2OqIq3ay3HcBko72JGTVdjpQ9CZtzn15vKf7P2jYzWVMlQNhjA1pHM/w427-h640/M%25C4%25B0RKET-200x300.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="427" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMtn2_DgrapIK9JV7RfvD6zVVKOc4-w5GwwsuvaW9-hndLaFJez2YSnX8sjVdYqigPwg3hp0avvu-UcxJ9ZdSofg5sxxycOmApaeOg1NLt5x1QnziBZ3zpzKce3aR2YwDSPcfiw5cYOZA/s300/Z%25C3%259CRAFA-10-200x300.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" border="0" data-original-height="300" data-original-width="200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMtn2_DgrapIK9JV7RfvD6zVVKOc4-w5GwwsuvaW9-hndLaFJez2YSnX8sjVdYqigPwg3hp0avvu-UcxJ9ZdSofg5sxxycOmApaeOg1NLt5x1QnziBZ3zpzKce3aR2YwDSPcfiw5cYOZA/w427-h640/Z%25C3%259CRAFA-10-200x300.jpg" title="BURSA'DA GEZİLECEK YERLER" width="427" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA'DA GEZİLECEK YERLER </td></tr></tbody></table><h1 style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 36px; font-weight: 500; line-height: 1.1; margin: 20px 0px 10px;">Ulaşım</h1><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px 0px 10px;"></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px 0px 10px;">• Şehir merkezinden 35/A, 15, 15/E numaralı otobüsler ile gişe önüne kadar</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px 0px 10px;">• Kent meydanından Soğanlı-Botanik Park minibüsleri ile yürüme mesafesinde</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px 0px 10px;">• Şehrin Batı bölümünden Terminal otobüsleri ile yürüme mesafesinde</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px 0px 10px;">Bursa Hayvanat Bahçesine ulaşabilirseniz.</p>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3046.545553486178!2d29.043644615225993!3d40.21917077555512!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3e2793feba11%3A0x97aefbb7d39fcb19!2sBursa%20Hayvanat%20Bah%C3%A7esi!5e0!3m2!1str!2str!4v1624202231056!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>
Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-15730903910734956032021-05-28T20:49:00.011+03:002023-10-04T14:38:50.384+03:00BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ<p><b>Geyikli Baba Kimdir.? Geyikli baba evliyamı? Geyikli baba türbesi nerede? Geyikli baba alevimi? </b><b>Sultan Orhan Gazinin Davetini Neden Geri Çevirdi.? Geyikli Baba Türbesi Kalecik kimdir? </b><b>Neden Geyiklerle Çenk Ederdi.? Geyikli baba türbesine nasıl gidilir?</b></p><p><span face="Segoe, "Segoe UI", "DejaVu Sans", "Trebuchet MS", Verdana, sans-serif" style="color: #14233a; font-size: 16px;">Geyikli Baba dağlarda bir geyiğe binip geyiklerle dolaştığı veya geyiklerle ünsiyet edip aralarında yaşadığı için bu şekilde adlandırılmıştır (Âşıkpaşazâde, s. 46; Mecdî, s. 31). Geyikli Baba onun adı değil lakabıdır. Fakat bu lakap kendisine geyiklere binip gezmesi veya onlarla birlikte yaşamış olmasından çok, sırtını bir hayvan postuyla örten Kalenderiyye'ye mensup diğer meczup dervişler gibi muhtemelen geyik postuyla dolaştığı için verilmiştir.</span></p><p><b>GEYİKLİ BABA</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0Lkoq_iuioUnneHLS2B8odI9-MvIz1AiYSerSS8Z0JiAZKiKXX7aQn9Zkh1ynVc8eHSIQyn7BmH_vI2dH4eW9Pc8zefsM_UUIDZccJZl1_tfAFSR0eynbzNTe3kJ0Zvw1x92YEVzMOYo/s828/bursa+828x500.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" border="0" data-original-height="556" data-original-width="563" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0Lkoq_iuioUnneHLS2B8odI9-MvIz1AiYSerSS8Z0JiAZKiKXX7aQn9Zkh1ynVc8eHSIQyn7BmH_vI2dH4eW9Pc8zefsM_UUIDZccJZl1_tfAFSR0eynbzNTe3kJ0Zvw1x92YEVzMOYo/w400-h265/bursa+828x500.jpg" title="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ</td></tr></tbody></table>Bir şehrin kuruluşuna ve sonraki dönemlerine dair belgelere dayalı bilgiler Elbette önemlidir şehrin<br /> gerçek hikayesi onlarla aydınlanır Ne var ki tarihi bilgi ve belgelere ve belgeleri güzelleştiren daha da anlamlı hale getiren başka metinler ve bu metinlerde anlatılan hadiselerin kahramanları vardır ki buna göre şehrin hikayesi daha güzel ve anlamlı kılanlar asıl onlardır Öyle ki bir şehir bu tür hikayeler ve kahramanları ile yaşar millet hafızasında o şehirden söz ederken ilk olarak onlar akla gelir Kadim Osmanlı padişahı olan Bursa'da bu manada çok zengin bir şehirdir kuruluş efsanesinden Osmanlılar tarafından hepsi ve sonrasına dair ciltler dolduracak hikayelere sahiptir Emir sultan Somuncu Baba Abdal Murat Karagöz ile Hacivat Süleyman Çelebi Üftade Aşık Yunus ve daha nicelerinin adları ve hikayeleri şehir hafızasında hep yaşar işte adı Bursa ile mutlaka anılması gereken isimlerden biride Geyikli Babadır nasıl Fatih Akşemsettin münasebeti bilinmeden İstanbul'un fethi anlaşılmazsa onun hikayesi bilinmeden de Bursa'nın Fethi tam olarak Anlaşılamaz Öyleyse kimdir bu Geyikli Baba ona neden öyle bir adı verilmiştir Bursa'ya nasıl bir anlam katmıştır Bursa'yı neden onsuz düşünemeyiz şeklindeki sorulara cevap aramak gerekir Evliya Çelebi'nin "Yasevi" fukararlarından dediği Geyikli Baba 1275-1350 yılları arasında yaşayan hem menkıbevi hemde tarihi bir şahsiyettir Nitekim ilk Osmanlı kaynaklarında hakkında epeyce bilgi yer alır dahası Çağdaşı Yunus Emre'de iki beytinde ondan söz eder bunlardan İlkinde onun Ulu bir Nazar ehli olduğunu belirtir Geyikli Baba bize bir kez Nazar kılaldan hasıl oldu Yunus'a her ne ki vayesidir diğer beytinde ise ondan Geyiklinin ol Hasan söz eğitmiş kendinden Kudret dilidir söyler Kendinden söz nesidir şeklinde bahseder bu söyleyişler önemlidir Belli ki aralarında yakın bir münasebet ve derin bir muhabbet vardır Yunus Emre Hasan'ı Geyikli kelimesi ile birlikte anıldığına göre demek ki onun asıl adı Hasan dır Fakat sadece Hasan diye değil Geyikli Hasan yahut geyiklinin Hasan diye bilinmesi ona bu Geyikli adının neden verildiği akla getirir şakaiki numaniye de ve bu durum bir Geyiğin emrine verildiği ve bu Geyiğe bindiği için Geyikli Baba olarak tanınmıştır şeklinde açıklanır menkıbelerde onun gerek kendisinin gerekse dervişlerinin bir yerden bir yere giderken Geyiklere bindikleri Hatta Bursa ve civarındaki fetihlere bu şekilde katılmış olduklarını söylenir yani Geyikli Baba dilinde dua elinde Kılıç olan alperenlerden biri olarak bilinmektedir <p></p><p><br /></p><p><b>KEŞİŞ DAĞINDA BİR DERVİŞ</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZI1jxj-YywRV0Tx6ccG0CZOe06CFgsxoyT-5mJMPJSZhzEAolOYsdxGq1mmPdUrPIdGnOvBCdc1nQNCHlo8JTFf8pmxwIxrZdBcn195RrSzQUzw395rEtjmEcTv2-xhlimIFwsidO6Pk/s500/geyikli_baba_turbesine_ziyaretci_akini_h83143.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" border="0" data-original-height="333" data-original-width="500" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZI1jxj-YywRV0Tx6ccG0CZOe06CFgsxoyT-5mJMPJSZhzEAolOYsdxGq1mmPdUrPIdGnOvBCdc1nQNCHlo8JTFf8pmxwIxrZdBcn195RrSzQUzw395rEtjmEcTv2-xhlimIFwsidO6Pk/w400-h266/geyikli_baba_turbesine_ziyaretci_akini_h83143.jpg" title="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ</td></tr></tbody></table>Tarihe baktığımızda Anadolu'ya gelip Fetih'lere katılanların asıl yurtlarının Türkistan Azerbaycan tarafları olduğu görülür Demek ki Müslüman Türk'ün Anadolu'yu Fetih planı oralarda yapılmış dervişlerde birer birer Anadolu'ya gelmişlerdir geyikli Baba O da öyle bir misyonla Anadolu'ya Hoy'dan (Azerbaycan)'dan gelmiş bir derviştir Anadolu'ya geldiklerinde dervişleri ile beraber Keşiş Dağı Uludağ eteklerinde yerleşip hem<br />İrşad hem Gaza faaliyetlerine girişir bu Gaza'lardaki zaferleri ile duyulur bu Hadise'den Orhan Gazi'nin habersiz olması<div>düşünülemeyeceğini göre Çok geçmeden yolları bir yerde kesilecektir öyle de olur geyiklinin Bursa tarihi açısından asıl hikayesi de böyle başlar Buna göre Bursa kuşatma halindeyken muhasaraya bizzat katılarak İnegöl tarafında Kayalar içinde 360 kapısı olan ve kızıl kilise dinilen yeri dervişleri ile beraber fethetmiştir anlatılanlara göre gündüzleri Cenk eder geceleri de orada bulunan Ulu bir kestane ağacı Geyikli babayı içine alıp saklarmış düşman gelir Geyikli babayı bulamazmış Baba sabah yine çıkar Cenk edermiş bu halden ürken düşman Kızıl kiliseyi babaya bırakıp kaçmış bu durum onun bölgede birden bire tanınmasına yol açar bu hikayelerden etkilenen lerden biri de fetihten sonra yönetimi kendisine verilen İnegöl Fatih'i Turgut Alp Onun Muri di olur yani onun Orhangazi ile tanışmasının öncesindeki isim odur geyikli baba ya neden Baba denildiği Cevabı da bu Fetih esnasında ki bir olaydan kaynaklanmaktadır İrfan özfatura dediğine göre Geyikli Baba Bursa kuşatmasında geyik sırtında katılmış Bizanslılar büyük Bir Geyiğin üzerine 60 Okka Kılıç ile savaşan bu Gazi derviş'i görünce manen yıkılıp teslim olmayı konuşmaya başlamışlar Geyikli Baba kalan vakitlerde ise ordugah ta hoş sohbetler yapar mücahitlere sahabe-i kiramın büyüklüğünü ehlibeytin mücadelesini anlatarak moral verirmiş askerlerde bu Babacan tavrından dolayı onu Baba diye anarlarmış Orhangazi onun Fethi esnasında ki hikayesini duyunca Turgut Alp'i yanına çağırarak işin aslını sorar Turgut Alp ise çoktan Geyikli babanın Müridi olmuştur olanları anlatınca Orhangazi'de bu anlatılanlardan etkilenerek Geyikli babayı görmek ister ve huzuruna davet eder Fakat olumlu bir cevap alamaz Aşıkpaşa zade bu hâdiseyi şöyle anlatır Turgut Alp benim köylerin yanında bir nice Derviş geldi Mukim oldu aralarında bir Derviş vardır gah gah vurur dağda yiyecekler geyikler ile gezer bir nice gün ve Haydi mübarek kişidir dedi Orhangazi acep kimin mürididür sorun kendinden emini verince gelip sordular Geyikli Baba baba İlyas Muridiyim Seyyid Ebu'l Vefa Tarikatındanım cevabını verdi bunun üzerine Orhangazi babayı yanına davet etti fakat kabul etmedi gelmediği gibi sakın Orhan dahi gelmesin diye haber gönderdi haberi işiten Orhangazi niçin gelmez ve beni niçin anda varmağa deyince Dervişler göz ehli olurlar vakit gözatırlar dahi vaktinde vururlar duaları makbul oluna cevabını iletti bu münasebet Elbette burada kalmaz aradan bir vakit geçtikten sonra Geyikli Baba bir gün sırtında Bir Çınar fidan ile Orhan Gazi'nin ikametgahının önüne gelir Bunun bir kavak ağacı olduğunu söyleyenler olsa da Çınar Ağacı hikaye ve daha çok Yakışmaktadır Çünkü Çınar fidanı Geyikli babanın duasını temsil etmektedir bununla Osmanlı Devleti'nin kutsiyeti ne ve uzun ömürlü olacağına hem işaret hem de dua edilmek istenmiştir Avlu kapısının iç tarafına getirdigi Dalı dikmeye başlar durumdan haberdar edilen Sultan Orhan oraya geldiğinde bir dalın Dikili olduğunu görür daha önce davetine icabet etmeyen Geyikli babanın şimdi buraya neden geldiğini merak eder sorar Geyikli Baba teberrukümüzdür bu oldukça dervişlerin duası sana ve nesline makbuldür Senin neslünün ve devletin Bu ağaç gibi kök Salacak kökü sabit dalları ise gökte durur ardından da İbrahim suresinin mealini kökü toprakta dalları Sema'da olan bir ağaçtan Bahçeden ayetini okur ayetin devamında O ağacın Rabb'inin izniyle devamlı meyve verdiği de söylenmektedir mana ehli bu fidan dikme ve dua olayını Orhan'ın kuracağı devletin Bu ağaç gibi Kök salacağı dallarının da uzaklara ulaşacağı evlatlarının dini İslam'a çok hizmet edeceği şekilde yorumlarlar Nitekim daha sonra gelişen olaylar Geyikli babanın duasını kabul edilen dualardan olduğu ortaya koyar ve bu Çınar üç kıtaya yayılır rivayete göre O ağacın bugün Bursa'da Hz Üftade ye giden Kavaklı caddedeki çınar ağacı olduğu söylenmektedir <p></p><p><b>GEYİKLİ BABANIN YURTLUĞU</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlLCnYJ3Ew-_NnX0-djPjK5-n52QjYlS13Hh-Gb0VOQk-0OWuZhRKMUG48DzHyqEbF_kBUKinhXy187nZRaPD2WrC45xATshcuhSAefTGLClxxjRmG3OI2TTMqGMneze7yaIxyfpjQTH4/s564/3741a817e3df51f471ac54e2620e9a2e.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" border="0" data-original-height="423" data-original-width="564" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlLCnYJ3Ew-_NnX0-djPjK5-n52QjYlS13Hh-Gb0VOQk-0OWuZhRKMUG48DzHyqEbF_kBUKinhXy187nZRaPD2WrC45xATshcuhSAefTGLClxxjRmG3OI2TTMqGMneze7yaIxyfpjQTH4/w400-h300/3741a817e3df51f471ac54e2620e9a2e.jpg" title="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ</td></tr></tbody></table>bu açıklama Sultan Orhan'a yetmiştir dua ve Çınar'ın ne manaya geldiğini Elbette bilenlerden dur o da böylece kalben bağlanır Geyikli Hasan'ı sık sık ziyarete gitmeye başlar Hatta bir girişimde İnegöl belgesini kendisine tahsisi etmek istediğini söyler Zira dağları yurt edinen Geyikli Baba ya ve<br /> dervişlerine bir yurtluk Armağan ederek Onun hem Bursa'nın hem de civarındaki bazı yerlerin fethinde gösterdikleri yararlılıklara Teşekkür etmek istemektedir fakat Geyikli Baba sultan Orhan'ın bu teklifini kabul etmez Çünkü dünya malı gözünde değildir orhangazi ısrar eder Derviş ne ola benim de sözümü kabul etsen deyince ricasını kırmayarak Şu Karşıda Duran tepecikten beri yircügez dervişlerin Havlısı olsun der Böylece dağların Geyikli derviş'i kendisine Armağan edilen yerde dergahını kurar Bu köyün adı Baba sultan olup Geyikli babanın vefatından sonra Orhangazi Onun için bir türbe ve külliye yaptırır işte Geyikli babanın diktiği 2'ci Çınar da burada yer alır rivayete göre caminin avlusundaki asırlık Çınar Geyikli Baba tarafından saraydaki ağaçla aynı gün dikilmiş olup bugün hala dimdik ayaktadır Geyikli babanın bu hikayesi günümüze kadar ulaşan arşiv kayıtlarında da yer alır.</div><div><br /></div><div><div><b>Geyikli Baba Alevi mı?</b></div><div>Sultan Orhan tarafından yapılan teftişler neticesinde Baba İlyas Horasanî hulefasından Sultan Höyüğü Vakfı'na ait Geyikli Baba Alevi tekkesi padişahın iltifâtlarına mazhar olmuş ve Padişah tarafından buraya pek çok hediyeler gönderilmişti.</div><div><br /></div><div><b>Geyikli Baba'nın türbesi nerededir?</b></div><div>Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemine ait küçük kapsamlı tarikat külliyelerinden olan ve cami, tekke, türbe ve hamamdan meydana gelen külliye, Bursa'nın Gürsu ilçesine bağlı Babasultan köyündedir.</div><div><br /></div><div><b>Geyikli Baba hangi tarikat?</b></div><div>Vefai tarikatına mensup ve Baba İlyas'ın müridi olan Geyikli Baba, 15. ve 16. yüzyılda yaşamış Âşıkpaşazâde, Neşrî ve Lâmiî Çelebi gibi tarihçilere göre Orhan Gazi döneminde müritleriyle birlikte Hoy civarından İnegöl dolaylarına gelerek burada yerleşmiştir.</div><div><br /></div><div><b>Geyikli Baba Türbesi Kalecik kimdir?</b></div><div>Osmanlı Padişahı Orhan Gazi'nin duacısı Geyikli Baba, Anadolu'nun uç bölgesinde Osmanlı mücahitleri ile beraber İslamiyet'i yayarak gaziler arasına giren evliyadır. Bursa'nın fethi sırasında pek çok kerameti görülen Geyikli Baba, yaşadığı dergahında İslam'ı yanına gelenlere öğremiştir.</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /><p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFTgs6GnBVIK5hyfJVzIngUYgGfeSyyYcPz46gfItzoe1-JVB8EFSR-W_J0aTYKpHl8lV9TRWaW6lPAvfCKHFrp8vbo5kw9fTNpRDpJ7Xkp2ZuWq6nV-4NpHGJlban0BArOqbxnuHiXf4/s2048/20210526_160258.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFTgs6GnBVIK5hyfJVzIngUYgGfeSyyYcPz46gfItzoe1-JVB8EFSR-W_J0aTYKpHl8lV9TRWaW6lPAvfCKHFrp8vbo5kw9fTNpRDpJ7Xkp2ZuWq6nV-4NpHGJlban0BArOqbxnuHiXf4/w400-h300/20210526_160258.jpg" title="BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA GEYİKLİ BABA TÜRBESİ</td></tr></tbody></table><div><br /></div><b>ADRES:<span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 14px;">Babasultan, 16450 Kestel/Bursa</span></b><br /><p><b>GEYİKLİ BABA TÜRBESİNE NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></p><p><b>HOW TO GET TO DEER BABA TOMB GET DIRECTIONS</b></p></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" referrerpolicy="no-referrer-when-downgrade" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m14!1m8!1m3!1d97644.5637811028!2d29.38877543777948!3d40.11125303618147!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x0%3A0xfd4b6129deae9024!2sGeyikli%20Baba%20T%C3%BCrbesi!5e0!3m2!1str!2str!4v1650208897080!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-53690357916924936862021-03-15T22:59:00.011+03:002023-10-04T14:40:45.891+03:00TOPHANE PARKI SAAT KULESİ<p><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b>Bursa saat kulesini kim yaptırmıştır? </b></span><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b>Bursa Tophane saat kulesi Nerede? </b></span><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b>Bursa Tophane de kimin türbesi var? </b></span><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b>Bursa saat kulesi hangi ilçede? </b></span><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 16px;"><b>Bursa'daki Tophane Saat Kulesi ne amaç için yapılmıştır?</b></span></p><p><b>SAAT KULESİ</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaZBkNE4YwRwzMipTfRYVNDtvQ0eOnaKMbNYOBue2pGn8I0tHXXHEy6C2cGhPvy_Os6xjOSJm8nfqSbunKGM4sWRzvSeMyzJFZ2hR-c6Lc5JDvFOqmPIb6WExqiLOKG_drRZFs0rHzYqrf/s320/320x240+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaZBkNE4YwRwzMipTfRYVNDtvQ0eOnaKMbNYOBue2pGn8I0tHXXHEy6C2cGhPvy_Os6xjOSJm8nfqSbunKGM4sWRzvSeMyzJFZ2hR-c6Lc5JDvFOqmPIb6WExqiLOKG_drRZFs0rHzYqrf/w320-h240/320x240+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" title="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ</td></tr></tbody></table>Tophane Parkı Osman Gazi Orhan Gazi Türbeleri Saat Kulesi ve Tarihi Topların Bulunduğu alandır Sultan II.Abdülhamid'in Tahta Çıkışının Yirmi Dokuzuncu yıl Dönümünde 31 Oğustos 1905 Törenle açılan Bursa Saat Kulesi Kesme Taştan İnşa Edilmiş Olup Saçaklarla Altı Bölüme Ayrılmaktadır Altıncı Katın Üstü Yangın Gözetlemek Amacı ile Korkuluk ile Çevrelenmiştir Söz Konusu Saat Kulesi Sultan Abdülaziz Döneminde Aynı Noktada Dört Katlı Olarak Yapılan Bir Başka Saat Kulesi Yıkıldıktan Sonra Yerine İnşa Edilmiştir.<div><br /></div><div><br /></div><div><p><b>TOPHANE PARK CLOCK TOWER</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTQisoCksoFmF-5jEcOMpG0wxkH-dSvRDKFrW_RoYv3RJaZVGuKW4mTLiO7WjZ_iFfjmwlTMCO-crpRWshqDedIbSE-hwvLsA_72hlWpUR_UkQ6v-XWJbYbGmlNxB7pGJqMFBi4p8JOZcs/s2048/20210313_150122.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTQisoCksoFmF-5jEcOMpG0wxkH-dSvRDKFrW_RoYv3RJaZVGuKW4mTLiO7WjZ_iFfjmwlTMCO-crpRWshqDedIbSE-hwvLsA_72hlWpUR_UkQ6v-XWJbYbGmlNxB7pGJqMFBi4p8JOZcs/w320-h240/20210313_150122.jpg" title="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ</td></tr></tbody></table>Tophane Park is the are where Osman Gazi Orhan Gazi Tombs Clock Tower and Historical Cannons are located Bursa Clock Tower which was opaned with a Ceremony on the twenty ninth anniversary of Sultan Abdülhamid II.ascending the throne as of 31 August 1905 was built of cut stone and is divided into six section with eaves the top of the sixth floor is surrounded by a railing for fire surveillance the said clock tower was built in its place after the demolition of another clock tower which was built as four floors at the same point in the period of Sultan Abdülaziz.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>Bursa'daki Tophane Saat Kulesi ne amaçla yapılmıştır?</b></div><div>Bursa'nın Tophane semti içerisinde bulunan Bursa Saat Kulesi aslında ilk olarak 1861-1876 yılları arasında Sultan Abdülaziz döneminde yangın gözetleme kulesi olarak bilinmektedir.</div><div><br /></div><div><b>Bursa saat kulesi hangi ilçede?</b></div><div>Merkez Osmangazi ilçesi Tophane semtindeki Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinin yakınında yer alan park içinde, ilk kez Sultan Abdülaziz döneminde 1876 yılında yaptırılan Tophane Saat Kulesi, 1900'lü yıllarda yıkıldı.</div><div><br /></div><div><b>Bursa Tophane de kimin türbesi var?</b></div><div>Osman Gazi Türbesi</div><div>Tophane'de Orhan Gazi Türbesi'nin yanında yer almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi, vasiyeti üzerine Bursa'nın alınışından sonra “Gümüşlü Kümbet” olarak tanınan ve eski bir Bizans şapeli üzerine inşa edilen bu türbeye gömülmüştür.</div><div><br /></div><div><b>Bursa Tophane saat kulesi Nerede?</b></div><div>Tophane Parkı içinde, İmparatorluğun kurucusu Osman Gazi ile ikinci padişahı Orhan Gazi'nin türbelerinin arkasında, eski adı Meydanı-ı Osmaniye olan Tophane Meydanı'ndadır. Bulunduğu yerden panoramik Bursa manzarasının görünmesi dolayısıyla, bir yangın kulesi olarak da kullanılmıştır.</div><div><b><br /></b></div><div><b>Bursa saat kulesini kim yaptırmıştır?</b></div><div>Vali Mümtaz Reşid Paşa döneminde yaptırılmış ve Sultan II. Abdülhamid'in tahta çıkışının yirmi dokuzuncu yıldönümü olan 1905 yılında törenle açılmıştır.</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFXvtyRRlsZVDlXESIENsFShbY1nmHgy6NW0bAhisLnpqcsd-sa5RFeAJYNr4yoPe0MSRQAIc5XtIbmFs-Fqb6nUGgwQ71f-2GPXMPzc1Ud7TrV_YiXAP7sdfCz9UGDZNQgZj7UE_I_FOp/s2048/20210313_145918.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFXvtyRRlsZVDlXESIENsFShbY1nmHgy6NW0bAhisLnpqcsd-sa5RFeAJYNr4yoPe0MSRQAIc5XtIbmFs-Fqb6nUGgwQ71f-2GPXMPzc1Ud7TrV_YiXAP7sdfCz9UGDZNQgZj7UE_I_FOp/w320-h240/20210313_145918.jpg" title="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgK0VylPwyYoYlHs-FBbWtwP8P46jKMmwp0NS8KPpHamQYNjhpCRa74bud6w3Fiqm15h75OrCVaqH5kE-U2uMDwFSLqCt6_3subQyZvn-b8Yb5qJW3sr5RFIQq_tQfVabJyTn3XhIr5_9yU/s2048/20210313_145921.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgK0VylPwyYoYlHs-FBbWtwP8P46jKMmwp0NS8KPpHamQYNjhpCRa74bud6w3Fiqm15h75OrCVaqH5kE-U2uMDwFSLqCt6_3subQyZvn-b8Yb5qJW3sr5RFIQq_tQfVabJyTn3XhIr5_9yU/w320-h240/20210313_145921.jpg" title="BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BURSA TOPHANE PARKI SAAT KULESİ</td></tr></tbody></table><b><br /></b><div><div><b>TOPHANE SAAT KULESİ NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></div><div><b>HOW TO GO TO TOPHANE CLOCK TOWER GET DIRECTIONS</b></div></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3047.966270530194!2d29.055377215225274!3d40.187564077469204!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3de2cae40b37%3A0x9bf6a2c5985be498!2sTophane%20Saat%20Kulesi!5e0!3m2!1str!2str!4v1616332190619!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe></div>Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-51556924473904934982021-03-13T18:46:00.012+03:002023-10-04T14:42:22.825+03:00GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ<div><b>BURSA TÜRBELER</b></div><b>GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ</b> <table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigJysQCNk-i5bioi0AmQPixaKwJI0g7H1OiDe5h0_bqB22za94WUE2MWkVtgK4NtwTBMYk7rkApElsD62kvwGlT8xg_qe2oO-q-A3m4j_7YMLbXtR0T4aT_R70s3Q4lQ4dFK6UBxrf12Q/s828/20210313_153639++828x500.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigJysQCNk-i5bioi0AmQPixaKwJI0g7H1OiDe5h0_bqB22za94WUE2MWkVtgK4NtwTBMYk7rkApElsD62kvwGlT8xg_qe2oO-q-A3m4j_7YMLbXtR0T4aT_R70s3Q4lQ4dFK6UBxrf12Q/w320-h240/20210313_153639++828x500.jpg" title="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ</td></tr></tbody></table>Yeşil Mescid ya da Güranlı Mescidi olarak bilinmektedir Seyyid Hüseyin Erzincani bin Seyyid Abdurrahim Adından da anlaşılacağı üzere Hz.Peygamber'in Soyundan gelmektedir Aslen Erzincan lı olan Seyyid Hüseyin Erzincan'da Ticaretle uğraşırken Kanuni Sultan Süleyman zamanında Ailesi ile birlikte Bursa'ya gelip yerleşmiştir Hayatının geri kalanını Bursa'da yaşamış ve yaptığı Vakıflarla Bursa'nı gelişimine katkıda bulunmuştur 1595 te ölen Seyyid Hüseyin Yeşil Türbe adıyla bilinen ve kendisinin inşa ettirdiği Mescidin yanında yer alan Türbesine gömülmüştür Mescidin üzeri kırma çatı ile örtülü olup minaresi ve son cemeaat yeri bulunmamaktadır<div><br /></div><div><br /></div><div><br /><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPsD8Ac-Gba4USgUq3CYAKd4zm-drLz5PYGyecjhKNz7XIPlqVsdRJnkjjOaiGozfgYJ8SSq7khaMyyRDtaozyB_0hMtsuuIgBouuhKUMkr4-gT5V7kGUN35IweRDS0n0J9uT097AZg1tn/s2048/20210313_153755.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPsD8Ac-Gba4USgUq3CYAKd4zm-drLz5PYGyecjhKNz7XIPlqVsdRJnkjjOaiGozfgYJ8SSq7khaMyyRDtaozyB_0hMtsuuIgBouuhKUMkr4-gT5V7kGUN35IweRDS0n0J9uT097AZg1tn/w320-h240/20210313_153755.jpg" title="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ</td></tr></tbody></table><b>GÜRANLI MASJID</b>
This masjıd is known as Yeşil Masjıd or güranlı Masjıd as it may be understood from his name Seyyid Hüseyin Erzincani Bin Seyyid Aburrahim he is from the prophet's lineage Seyyid Hüseyin origanilly from Erzincan where he was a merchant came to Bursa togather with his family during the reing of Süleiman the magnificent where he settled down his lived in Bursa until the end of his days and participated in the development of Bursa by means of his waqf donotions Seyyid Hüseyin who died in 1595 is buried in his mausoleum which is stuated next to the green Mausoleum this mesjıd is covaret with a hipped timber roof and does not have neither a minaret nor a portico for latecomers.</div></div><div><br /></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixu6anH2icr3In7aOSxfXniPwYGU7l1NvYNXSEoESzwYb1_lMHNP0ze5noI5wVtHO_6JjGJriWff8d2qOTEqvky6ncmwa7HuEZQ_BZgZfTOyXQxYuDciD7KhDuZ9GKACgS73nx00KPWhiT/s2048/20210313_153702.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixu6anH2icr3In7aOSxfXniPwYGU7l1NvYNXSEoESzwYb1_lMHNP0ze5noI5wVtHO_6JjGJriWff8d2qOTEqvky6ncmwa7HuEZQ_BZgZfTOyXQxYuDciD7KhDuZ9GKACgS73nx00KPWhiT/w320-h240/20210313_153702.jpg" title="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAZPM1c0G6rSlXlT3fj4v-yHyaeatDRcAGcLtKidqn4wQvikjYftf7HeWNoymTNgPf2YT-FoiX6kiMVBseemwT02CTUlyxdWihve19cHFMHvppWkGqgBjo7x915z-8Jbu7LN6t5tPlduCg/s2048/20210313_153724.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAZPM1c0G6rSlXlT3fj4v-yHyaeatDRcAGcLtKidqn4wQvikjYftf7HeWNoymTNgPf2YT-FoiX6kiMVBseemwT02CTUlyxdWihve19cHFMHvppWkGqgBjo7x915z-8Jbu7LN6t5tPlduCg/w320-h240/20210313_153724.jpg" title="GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">GÜRANLI MESCİD VE TÜRBESİ</td></tr></tbody></table><b><br /></b><div><div><b>GÜRANLI TÜRBESİ NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></div><div><b>HOW TO GURANLI TOMB GET DIRECTIONS</b></div></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3048.1735332452326!2d29.05157511522502!3d40.1829513777484!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3dfbafd243c1%3A0xe58670b10a94da43!2zR8O8cmFubMSxIFTDvHJiZXNp!5e0!3m2!1str!2str!4v1616332069996!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-42332056313596008782020-12-18T20:18:00.039+03:002023-10-04T14:43:31.230+03:00BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ<div><b>Bedreddin mahmud pars bey kimdir? Bedreddin mahmud pars bey türbesi nerede?</b></div><div><b>Türbe hangi yılda yapılmıştır? bedreddin pars bey türbesine nasıl gidilir?</b></div><div><b><br /></b></div><div><b>BURSA TARİHİ TÜRBELERİ</b></div><b>BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ</b> <div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZIhHNEKVDn8BPrqwv_-VXB5aYo233cDx9P6E2Ru3oh8mbg4Pvg_u974wG3hs_4HIXRyDQM19_Ar8pXwhjaS15hc00zk2Jcf6Mgy7xddJoQuJknULoOdwRELYsL0HVIflpmOoex8tulTl3/s320/320x180+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZIhHNEKVDn8BPrqwv_-VXB5aYo233cDx9P6E2Ru3oh8mbg4Pvg_u974wG3hs_4HIXRyDQM19_Ar8pXwhjaS15hc00zk2Jcf6Mgy7xddJoQuJknULoOdwRELYsL0HVIflpmOoex8tulTl3/w400-h225/320x180+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" title="BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ</td></tr></tbody></table>Türbeyi Sultan II.Murad'ın Saray adamlarından Bedreddin Pars Bey inşa ettirmiştir Pars Ailesinin kurucusu olan Pars Bey'in asıl adı Bedreddin Mahmud Baba adı ise Abdullah'tır 14 Eylül 1445 Tarihli bir Vakıf Kaydı bulunmaktadır ilk Vakıf Senedinin Yanması üzerine düzenlenmiş bulunan bu Vakıf kaydında Pars Bey "Emirü'l-azam ve Kadri'l-Muazzam" (Meşhur ve Çok değerli) deyimi ile anılmıştır Kendisi eskiden burada bulunan Zaviyesine Bağlar Bahçeler Değirmenler ile birlikte Yazır ve Umurbey Köylerini Vakfetmiştir Mevcut Türbe Sekizgedn Planlı olup üzeri Kubbe ile örtülmüştür Türbede Bedreddin Pars Bey'e ait olduğu bilinen bir Sanduka yer almaktadır.<div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>MAUSOLEUM OF BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY</b>
This Mousoleum was built by bedreddin Pars Bey one of the courtiers of Sultan Murad II.the original Pars Bey who also was the founder of the Pars Family was Bedreddin Mahmud his father's name however was Abdullah there is a waqf document burnt a second one was issued describing Pars Bey as "Emiru'l-azam" and "Kadri'l-Muazzam" or famous and "very valuable" person he donated the villages of Yazır and Umurbey together with their vineyards theirgardens and their mills to his "Zaviye" or hermitage which was situated here in former times the today's mausoleum is built with an octagonal plan and is covered with a dome inside there is a sarcophagus known to be the one of Bedreddin Pars Bey..</div><div><br /></div><div><br /></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfuBCMP975DWN8QH6fihtXGM3qe1Z092Gw8_k-81ZsgrgB87un7RwUNtEAc7hrs5J1smmuQqTxkcBEmj8gF5efOrK9sCXH6RRBJp8j0CdMxtxKS6cYuqAaW8C-GRu6XRP_VqfFFZAwh1OH/s2048/20201209_142543.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfuBCMP975DWN8QH6fihtXGM3qe1Z092Gw8_k-81ZsgrgB87un7RwUNtEAc7hrs5J1smmuQqTxkcBEmj8gF5efOrK9sCXH6RRBJp8j0CdMxtxKS6cYuqAaW8C-GRu6XRP_VqfFFZAwh1OH/w640-h360/20201209_142543.jpg" title="BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BEDREDDİN MAHMUD PARS BEY TÜRBESİ</td></tr></tbody></table></div></div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>
<div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><b>Bedreddin Mahmud Pars Bey Türbesine Nasıl Gidilir Yol Tarifi Al</b></div><div><b>How to Get to Bedreddin Mahmud Bey Tomb Get Directions</b></div><div><br /></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" referrerpolicy="no-referrer-when-downgrade" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m14!1m8!1m3!1d12191.882009638633!2d29.0608822!3d40.1874699!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x0%3A0xb0d013af90f0963!2sBedreddin%20Mahmud%20Pars%20Bey%20T%C3%BCrbesi!5e0!3m2!1str!2str!4v1650210639449!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-88586344851861344752020-12-03T18:42:00.048+03:002023-10-04T14:47:04.831+03:00DÜNYAYI TİTRETEN OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATI<div style="text-align: center;"><br /></div><div><span face="Segoe, "Segoe UI", "DejaVu Sans", "Trebuchet MS", Verdana, sans-serif" style="background-color: white; color: #14233a; font-size: 19px; text-align: center;"><b>Yeniçeri Ocağı neden isyan etti? Yeniçeriler Alevi mı? Yeniçerilerin görevi nedir? Yeniçeri Ocağı Nedir kim kurdu? Yeniçeri Ocağı'nı kim kaldırdı? Yeniçeri ocağının özellikleri nelerdir? Yeniçeri kime denir?</b></span></div><div style="text-align: center;"><br /></div><b><div>Barış Zamanında İstanbulu Korur Savaş Zamanında Padişahı Korurlardı 3 Kıtaya Yayılmış Ve 6 Yüzyıl Boyunca Bu Kıtalarda Hüküm Sürmüş Osmanlı Devletinin Askeri Teşkilatı. </div><div><br /></div>Dünyayı</b> titreten osmanlı askeri teşkilatı
İşte dünyayı dize getiren, tüm orduları tir tir titreten şanlı Osmanlı Askeri teşkilatı
Osmanlı Devleti’nin asırlarca ayakta kalması, yine mirasının da günümüze hükmediyor olması tesadüf değil. Geçmişin tecrübeleri üzerine kurduğu muazzam medeniyetin ardındaki, farklı halklara ve devletlere asırlarca hükmetmenin sırları zaman geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Osmanlı’nın zamana meydan okuyan devlet yapısındaki askeri teşkilat sırrını sizler için derledik. <div><div>Yeniçeri Ocağına hangi sistemle asker alınmıştır?</div><div>yeniçeri ocakları ile ilgili görsel sonucu</div><div>Yeniçeri Ağası Yeniçeri, Hıristiyan çocuklarından devşirme yöntemi ile yetiştirilen askerdir. I. Murat'ın veziri Çandarlı Hayrettin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistem de, devlet kendi Hırıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu.</div><div><br /></div><div><br /></div><div>.</div></div><div><br /></div><div><br /><div><b>KAPI KULU OCAĞI </b></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0h9fUZ3SKVY3nwnz3Wg0fEhHWDpSFjkU3pti58avVBbnIgArrqN88NdXx6rCFmskCGTK4k4eWpb8tZuzP52Y6oCjmHo9x_8xkv-djB7iGwpwT7fg-MV44oG4L2ZcQ7d4vxZfyuTHYtVEk/s400/400x328+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="1576" data-original-width="1920" height="328" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0h9fUZ3SKVY3nwnz3Wg0fEhHWDpSFjkU3pti58avVBbnIgArrqN88NdXx6rCFmskCGTK4k4eWpb8tZuzP52Y6oCjmHo9x_8xkv-djB7iGwpwT7fg-MV44oG4L2ZcQ7d4vxZfyuTHYtVEk/w400-h328/400x328+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" title="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table>Kapıkulu, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya,atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına ve bu sisteme verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı</div><div>Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.Kapıkulu askerleri padişaha bağlı olup üç ayda bir “ulufe” denen maaşı alırlardıBu askerler özel olarak yetiştirilirlerdi. Piyade</div><div>(yaya) ve Süvari (atlı) olmak üzere ikiye ayrılır Devşirme yöntemiyle oluşturulan orduya genelolarak Kapıkulu askerleri adı verilir. Kapıkulu askerleri piyade ve süvari olmak üzere ikiye ayrılırdı. Piyade askerleri yeniçeriler, cebeciler, topçular, top arabacıları, humbaracılar, lağımcılar ve sakalardır.<div style="text-align: right;"></div></div><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div></div><div><div><b>ACEMİ OCAĞI </b></div>Acemi Ocağı diğer bir ismiyle Acemi Oğlanlar Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Enderûn için öğrencileri ve başta piyade kısmı olmak üzere kapıkulu ordusunun ihtiyaç duyduğu askerleri eğitmek için kurulmuş olan ocaktır. Osmanlı devletinin tebası olan halkların gayrimüslim olanlarının ve özellikle Balkanlar'dan 8-18 yaş arasında çocuk ve gençlerin toplanması ile uygulanan devşirme sistemiyle kaynak sağlanan Acemi Ocağı'nda çoğunlukla asker bazen de saraya bürokrat yetiştirilirdi.</div><div><br /></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6Jz24KuEQ2Xbqgvzg-MfO9xB_fRBer1GEYI7vW_Vx9YuVeouX8Y1QtyfCf2oZEqGukbyaiGE8UEf4wRJ9lqdrEpPg1rPTCwLoVJjwZ_eY05VSEKZNEWij1CXGwNg_ZE6JjVhyDABsVVak/s400/bursasevdam12-min.webp" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1682" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6Jz24KuEQ2Xbqgvzg-MfO9xB_fRBer1GEYI7vW_Vx9YuVeouX8Y1QtyfCf2oZEqGukbyaiGE8UEf4wRJ9lqdrEpPg1rPTCwLoVJjwZ_eY05VSEKZNEWij1CXGwNg_ZE6JjVhyDABsVVak/w526-h640/bursasevdam12-min.webp" title="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" width="526" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table><b>YENİCERİ OCAĞI </b></div><div>Osmanlı Devleti'nde Askeri Bir sınıftı Kuruluşu Orhangazi veya 1.Murad Önemlerine Dayandırılan farklı görüşler vardır Osmanlı İmparatorluğunun sınırlarının genişlemesi ile hristiyan Cocukların 8-10 yaşlarında ailelerinden alınırak yetiştirilmesi (Devşirme) ile oluşturulmaya başlayan Yeniceri Ocagı Padişaha Bağlı Kapı Kulu Ocaklarının Piyade Kısmının büyük Bölümünü oluşturmaktaydı Kapı Kulu Ocaklarının en İtibarlısı olan Yeniceri Ocagı Savaşlarda Padişahın bulunduğu Merkez Kolunda Bulunur Savaş Esnasında Padişah onların arkasında ve ortasında At üzerinde dururdu Sefere gidişlerde ve ve konaklamalarda Yeniceriler Padişahın etrafında bulunup onu muhafaza edip ve korurlardı Yeniceri Ocagının Bir çok Nişanı ve Sancağı Bulunurdu ancak bunların en Büyük Olanı İmamı-Azam bayrağı idi<br /></div><div><br /></div><div><b>CEBECİ OCAĞI</b> </div><div>Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuştur. Banisi Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'dir. İlk zamanlarda bu ocağın mensupları, yeniçeriler gibi, acemi oğlanlar arasından seçilmekteydi. Cebeci Ocağı, Osmanlı ordusunda, silahların temin edilmesi, korunması ve sefer zamanında cepheye götürülmesiyle görevli kapıkulu ocağı idi. Ocağın adamlarına, Cebeciler denilmekteydi. Cebeci Ocağı da Yeniçeri Ocağı gibi orta ve bölüklere ayrılırdı. Bunların bir kısmı nakkaşân, tîrgerân, tûğî ve saykalî gibi özel isimli bölüklerdi. Bölük sayısı altmış altıya, cemaat ortası adedi ise altmış ikiye varırdı. Cebeci Ocağı Yeniçeri Ocağı'nın ilgası ile birlikte 1826 yılında ortadan kaldırılmış, fakat kısa süre sonra yapılan bir düzenleme ile Cebehâne-i Âmire adıyla yeniden kurulmuştur.
TOPCU OCAĞI
Topçu Ocağı Osmanlılarda kapıkulu ocaklarının yaya kısmından olup, top dökmek ve top kullanmakla vazifeli askerlerin mensup olduğu ocağa verilen isimdir Sultan Birinci Murad devrinde yeniçeri ocağının teşkilinden az sonra, acemi ocağından alınan neferlerle ilk olarak topçu ocağı kuruldu. İstanbul’un fethinden sonra, Galata suru dışında Tophane denilen yerde topçu kışlaları ve sabit top dökümhanesi yapıldı. Sonraları; Belgrad, Budin, Temaşvar, İşkodra, Gülamber, Provişte gibi yerlerde ihtiyaca göre tophaneler kurulup top döktürüldü.Topçu ocağına sertopi namıyla da anılan topçubaşı nezaret ederdi. Onun emrinde bulunan dökücübaşı (serihtegan), dökümhaneden sorumluydu. Onun da maiyetinde; yardımcısı, tamirci, dökümcü, burgucu, yamacı, demirci, marangoz gibi sanatkarlar bulunurdu.</div><div><br /></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgO8zDzQ5OEItm1p1OIfk2DoulGMkf6L2r5YFwjB8vsd56shn7YWSzCVSUkxtdjobOgRHg7tThsrInHRHfDQ8oiLk7DrQfbNg-9pvo59wULqoKCLIlkBgjsUuTjTttSitqGzJxwD02ciHWK/s320/sunwoo-lee-21.webp" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="1067" data-original-width="1920" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgO8zDzQ5OEItm1p1OIfk2DoulGMkf6L2r5YFwjB8vsd56shn7YWSzCVSUkxtdjobOgRHg7tThsrInHRHfDQ8oiLk7DrQfbNg-9pvo59wULqoKCLIlkBgjsUuTjTttSitqGzJxwD02ciHWK/w400-h223/sunwoo-lee-21.webp" title="OSMANLI YENİCERİ ASKERİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table><br /></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><br /></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b><br /></b></div><div><b>TOP ARABACILARI OCAĞI</b></div><div>Top Arabacıları Ocağı, Kapıkulu Askerleri'nden piyadelerdir. Topçu Ocağı'nın yaptığı topları savaş alanına götürmekle görevli olan ocaktır. Savaş toplarını savaş alanına götürürlerdi. Ocakta; arabacıbaşı, kethüda, başçavuş, kethüda yeri, ocak kâtibi, bölükbaşı, odabaşı ve halife adlı subaylar görev yapardı.Top Arabacıları Ocağı veya Toparabacılar, Osmanlı Devleti, Kapıkulu Ocağı‘nda Topçu Ocağı’nın yaptığı topları savaş alanına götürmekle görevli olan teşkilat. Top Arabacıları, Osmanlı ordusunda Kapıkulu ocaklarının piyade kısmındandırlar.At, katır ve deve gibi hayvanların sırtlarında taşınamayacak büyüklükte topların yapılmasına başlandıktan sonra, büyük topların taşınması işini <br />üzerine alan bu sınıfın Fatih Sultan Mehmed devrinde kurulduğu sanılıyor. 18. Yüzyılda top arabacıları ocağı 63 bölükten kuruluyordu. Her bölüğün mevcudu değişikti; en kalabalık olanı 52 kişiydi . Bu bölüklerden 1. bölük, Ağa bölüğü; ikinci bölük Kethüda Yeri bölüğü; 60. bölük, Dülger (Neccar) bölüğüydü. Bunlardan başka, 30 mevcutlu Tulumbacılar cemaati de vardı. Top Arabacıları ocağı, araba kullananlar ve araba yapanlar olmak üzere iki bölümdü. Bu ocağa, Acemi ocağından er alınırdı. 17. yy.dan sonra ocak arabacılarının çocuklarından ve “kul kardeşi” adıyla dışardan er alınmaya başlandı. Top arabacılarının yapım yerleri Tophane’de deniz kenarında, kışlaları Şebremini’de, hayvanların ahırları da Ahırkapı’daydı. </div><div><br /></div><div><b>HUMBURACI OCAĞI</b></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEig6-fp1CidYuX2yshrJYvVFBiipUH1ClbevZSUqbiNeKwzEZDjWOw42g19yQFFRZxTSnu2zRQ3J76KGlDVMQS_pKAY4nOUUKiw9I-pdooRzqo0WfN0QBgd15a9Wp_KrWwnWAPVSJZOCLq6/s320/sunwoo-lee-29.webp" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="1067" data-original-width="1920" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEig6-fp1CidYuX2yshrJYvVFBiipUH1ClbevZSUqbiNeKwzEZDjWOw42g19yQFFRZxTSnu2zRQ3J76KGlDVMQS_pKAY4nOUUKiw9I-pdooRzqo0WfN0QBgd15a9Wp_KrWwnWAPVSJZOCLq6/w400-h223/sunwoo-lee-29.webp" title="OSMANLI YENİCERİ ASKERİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table>Humbaracı Ocağı demir veya tunçtan dökülmüş, içi boş ve yuvarlak barut gücü ile gülle atmaya yarayan Humbara adındaki topu yapmak ve bu topları savaşta kullanmakla görevlendirilmiş olan asker sınıfı. Dünyanın ilk havan topu sınıfıdır.Humbaracı Ocağı'nın ıslahı ilk olarak 18. yüzyılda, Humbaracı Ahmed Paşa ve Sadrazam Osman Paşa'nın isteği üzerine gündeme gelmiştir. 1731'de ıslah projesi hazırlandı ve iki yıl sonra da Üsküdar'da Humbaracı Ocağı kuruldu. Böylece Bosna'dan 300 ulufeli humbaracı adayı ile çeşitli kalelerden seçilen 300 tımarlı humbaracı eğitime başlayarak humbara imalathanesi kurulması yolunda adımlar atıldı. Bir yasa ile tımarlılar 25'er kişilik gruplar halinde <br />İstanbul'a giderek eğitim almaları sağlandı.1783'te Sadrazam Halil Hamid Paşa humbaracılar için yeni düzenlemeler getirdi ve 1792'de çıkarılan bir nizamnameyle humabaracıların yetkileri arttırıldı. Humbaracılar, Ahmed Paşa'nın çabalarıyla ordunun en disiplinli ve düzenli sınıfı durumuna gelmişti.Kapıkulu Ocağı'ndaki bozukluklar ve düzensizlik zamanla Humbaracı Ocağı'nı da etkilemeye başladı. 1826 yılında Vaka-i Hayriye sırasında Humbaracıların devletin tarafında olarak topçu ve cebecilere destek olmuştur. Humbaracı Ocağı, Sultan II. Mahmud zamanında Asakir-i Muhammediye'nin kurulmasıyla kaldırılmış fakat varlığını Sultan II. Abdülhamid dönemine kadar sürdürmüştür. </div><div><br /></div><div><b>LAĞIMCI OCAĞI</b> </div><div>Görevleri özellikle kale kuşatmalarında tünel kazarak sur duvarlarına ulaşmak ve surları alttan havaya uçurmak veya kale içine kadar tünel kazarak kaleyi içten fethetmektir. Ateşli silahlarla yapılan savaşlarda da karşı sipere kadar tünel kazılıp bomba ile patlatılıarak düşman askerine ve siperlerine zarar verilir. Lağım (tünel) kazma günümüzde de kullanılan bir savaş taktiğidir. Bu taktik sayesinde de İstanbul fethedilmiştir. Bunun yanında da Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos'u fethetmesinde büyük rol oynamıştır.Lağımcı neferlere (askerlere), başlarında bulunan subayları tarafından kuruluşundan itibaren geometri ve diğer mimari sanatlara ait bilgiler ile lağım bağlama usulleri en iyi şekilde öğretilirdi. Lağımcı nizamnamesine göre, iki yüze yakın talim bilgileri yanında bunlara yardımcı bilgileri öğrenmek şarttı. On yedinci asrın ortalarından itibaren bozulmaya başlayan ve gitgide sanattan anlamayanlarla dolan bu sınıf, 1792 yılında yapılan nizamname ile düzeltilmeye çalışıldı. Ancak bir netice alınamaması üzerine, 1826 yılında Yeniceri ayaklanmasından sonra kaldırılmıştır </div><div><br /></div><div> <b>SAKA OCAĞI</b></div><div> Sakalar veya Saka ocağı, Yeniçerilerin su ihtiyacını karşılamakla görevli askerlerin bağlı olduğu ocaktır. 17. yüzyılda sayıları 700 kadardı. Kışlaları Ağakapısı dışındaydı. Seferde ve barışta yeniçerilerin içme ve yıkanma suyunu sağlamakla görevliydiler. Elbise ve çakşırları deriden olup beygirlerinin iki yanına astıkları meşin kırbalarla su taşırlardı. Sakabaşına bağlıydılar. Sakabaşıdan sonra saka kethüdası rütbesi gelirdi.
Sakabaşı ve saka kethüdasının bir görevi de Dîvân-ı Hümâyun toplantılarında padişaha ve vezirlere su, şerbet vb. sunmak, toplantı sırasında yemek yenirken ibrik ve havlu tutmaktı. Saka Ocağı, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla ortadan kalkmıştır.</div><div><br /></div><div><b>SOLAKLAR OCAĞI</b></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcOFz_8Jm8KdB4ufBJWjgb_75R-iOp6N8un2mqlSDmsJKIEDXfTb6nVXx-SBzl9r-KXH20BoGBW6vXUr1mf3UK4-3D0iMR2jnkitYA5LEguAAK9gIVAGxIat2JQSwVS6KBpQwzJDnf8E1i/s360/40-minnnnnnn_1_37%252C3_360x320yeni.webp" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1920" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcOFz_8Jm8KdB4ufBJWjgb_75R-iOp6N8un2mqlSDmsJKIEDXfTb6nVXx-SBzl9r-KXH20BoGBW6vXUr1mf3UK4-3D0iMR2jnkitYA5LEguAAK9gIVAGxIat2JQSwVS6KBpQwzJDnf8E1i/w400-h400/40-minnnnnnn_1_37%252C3_360x320yeni.webp" title="OSMANLI YENİCERİ ASKERİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table>Solaklar, Solakan-i Hassa olarak da bilinir, Osmanlı Devleti'nde, Yeniçeri Ocağı'nın 60-63. ortalarına bağlı askerlere verilen ad. Genelde yaya birlikti. Hepsi veya çoğunluğu solaktı ve zırh giydiğine dair hiçbir bilgi bulunamamaktadır. Donanımı; şemşir (eğri kılıç) Yuvarlak Kalkan ve bir mızraktan oluşurdu. Seferde Padişahın solunda dururlardı.Yeniçeri ocağının 60-63 ortalarına bağlı askerlerdir. Yeniçeri ocağına I. Bayezid döneminde (1389-1402) katılmış olup Fatih Kanunnamesi ile saltanat alaylarında padişahın yakın çevresinde koruma olarak yer alması öngörülmüştü.Sağ yerine sol ellerini kullandıkları için solak olarak adlandırılmışlardır. Solaklar Padişahın bindiği atın sağında giderler. <br />Saygısızlık işareti olan, padişahı sırtlarını dönmemek için ok ve yayı kullanırken solak gibi sol elleriyle hareket ederlerdi. Solaklar Padişahın gezilerinde ellerinde ok ve yayları çekilmiş vaziyette padişahın önünde ve yanında yürürlerdi. Savaşta ise Solakların en yüksek rütbeli olanlarından 12 tanesi padişahın atının yularlarından tutar ve geri kalan 400 solak da bir çember oluştururdu. Savaş esnasında solaklar padişahın yanına silahtar, çuhadar gibi özel hizmetçileri dahi yaklaştırmazlardı. Solaklar silahlarını Padişahlarla birlikte saraydan dışarı çıktıklarında taşırlardı ancak 1492 yılında II. Beyazıt'a bir suikast girişiminden sonra sarayda da silah taşımaya başlamışlardı.
ALTI BÖLÜK HALKI OCAĞI
Hepsine birden "altı bölük halkı" da denilen bu kapıkulu süvarileri şu sınıflara ayrılmıştır: Sipah, silâhdar, ulûfeciyân-ı yemîn (sağ ulûfeciler), ulûfeciyân-ı yesâr (sol ulûfeciler), gurebâ-yı yemîn (sağ garipler), gurebâ-yı yesâr (sol garipler). En itibarlı olan ilk iki sınıf "yukarı bölükler", üçüncü ve dördüncüler "orta bölükler", son iki bölük ise "aşağı bölükler" adlarıyla da anılırlardı. Son dört bölüğün hepsine birden "bölükât-ı erbaa" denirdi. Süvari bölüklerinin efradı, yaya yeniçerilerin mükâfata hak kazananları ile Edirne, Galata ve İbrâhim Paşa saraylarındaki oğlanlardan temin edilir, ayrıca Enderun'daki iç oğlanlarından buraya nefer verilirdi. Enderun'dan ve saraylardan alınan neferler ise "çıkma" adı altında atlı bölüklere gönderilirdi. Bu çıkmalar cülûs zamanlarında veya yedi yılda bir yapılırdı. Cülûs zamanı çıkmalarına "büyük çıkma" veya "umum çıkması", diğer yeniçeri çıkmalarına ise "kapıya çıkma" ya da "bedergâh" denilirdi. Süvari ocağının silâhdar bölüğü Kara Timurtaş Paşa'nın tavsiyesiyle I. Murad zamanında, sipah bölüğü ise Fâtih Sultan Mehmed zamanında teşkil edilmiş, öteki dört bölük de muhtemelen XV. yüzyıl ortalarında kurulmuştur. Bunlara "bölük halkı" denilmesinin sebebi, kendilerini timarlı sipahilerden (süvari) ayırmak içindir.
Silâhdar bölüğü daha eski olmakla birlikte sipah bölüğü kapıkulu süvarilerinin en itibarlı bölüğü idi. Bu bölük taşıdığı bayraktan dolayı "kırmızı bayrak" adıyla da anılırdı. Fâtih zamanına kadar baş bölük olan silâhdar bölüğüne ise "sarı bayrak" denilirdi. Sağ ulûfecilere "yeşil bayrak", öteki bölüklere de "alaca bayrak" adı verilirdi. Ulûfeci bölükleri seferlerde ve törenlerde sipah ve silâhdarların açığında yer alır, daha açıkta ise sağ ve sol garipler dururdu. Savaş zamanında yukarı bölüklerin başlıca görevi padişahın otağını beklemek, orta bölüklerinki hazineye bakmaktı. Aşağı bölükler ise genellikle sancak muhafızlığı yaparlardı. Sipah ve silâhdarların İstanbul'da kışlaları olmayıp genellikle bu şehre yakın yerlerde, öteki süvari bölükleri ise Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli yerlerinde otururlardı. İstanbul civarında oturanların görevi padişahın cumaya veya herhangi bir yere gidişinde ona refakat etmekti. Savaş zamanında vezîriâzam ve devlet büyüklerini korumakla da görevli olan kapıkulu süvarileri ayrıca maliyenin çeşitli kâtipliklerini yapar, yaverlik ve emirberlik hizmetlerini yürütür, ayrıca padişah vakıflarının mütevelliliği ile mültezimlik işlerine de bakarlardı. Eskiden beri evlenmelerine izin verilmiş olan kapıkulu süvarilerinin veledeş denilen oğulları da süvari bölüklerine alınırdı. Yukarı ve orta bölük süvarilerinin kendilerinden başka, her beş akçe için bir nefer olmak üzere, ücretli neferleri vardı. Böylece sefere çıktıklarında sayıları oldukça fazlalaşırdı. Ancak sık sık isyanlara yol açmaları üzerine Köprülü Mehmed Paşa zamanında yanlarında nefer beslemeleri usulü kaldırıldı. Her bölüğün müstakil ağa ve zâbitleri olup sipah ve silâhdar ağaları dış hizmete sancak beyi olarak çıkarlardı. Ulûfeleri yaya yeniçerilerinkinden fazla olan süvarilerden taşrada olanların üç aylık maaşlarını zâbitleri götürürdü. Kapıkulu süvarilerinin bozulması XVI. yüzyıl sonlarında başlamış, kanuna aykırı olarak aralarına dışarıdan adam alınmıştır. Daha sonraki yüzyıllarda sık sık isyan hareketlerine karışan süvari bölükleri, Yeniçeri Ocağı'nın ilgasından sonra ortadan kaldırılmıştır.</div><div><br /></div><div><b>AZAB SEKBAN İCARELİ MÜSELLEM</b></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU8cF7MTYXmNxAPnVH1NLqjXL_SFzQFuO86W4BkqI3AXQUUMQsAViv4Xgy_MYx7cLLKKlLExe12uJsjE8xASUNX-afk3DSMeIUaJ_V_X1jR7RnRAJeN6TbyKaHL-ILrLNT6SYYIcL1Scr0/s320/sunwoo-lee-32.webp" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1365" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU8cF7MTYXmNxAPnVH1NLqjXL_SFzQFuO86W4BkqI3AXQUUMQsAViv4Xgy_MYx7cLLKKlLExe12uJsjE8xASUNX-afk3DSMeIUaJ_V_X1jR7RnRAJeN6TbyKaHL-ILrLNT6SYYIcL1Scr0/w266-h400/sunwoo-lee-32.webp" title="OSMANLI YENİCERİ ASKERİ" width="266" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table>Azab veya azap, Osmanlı devletinde çoğunlukla garnizon askeri olarak görev yapan askeri birimdir. Henüz evlenmemiş genç erkekler azab yazılabilirlerdi. Sözcüğün anlamı "bekar erkek"tir ve gönüllülerden oluşan yaya birliğidir. Savaşta ordunun en önünde yer alırdı.
Azablar Osmanlı ordusunun Anadolu'daki yaya askerlerinin çoğunluğunu oluştururlardı ve yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması, kalelerin savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi. Azablar yükseliş döneminde Osmanlı seferlerinin değişmez bir parçasıydı. Meydan savaşlarındaki görevleri ordu merkezinin ön tarafında, yeniçerilerin ilerisinde durmaktı. Hafif donanımlı olan azab askerleri düşman ordusunda Osmanlı merkezinin zayıf olduğu kanısını uyandırır ve bu durum padişahın tuğunun da bulunduğu merkeze doğru bir saldırı başlatılmasına yol açabilirdi. Beklenen bu saldırı gerçekleşirse, azablar düşman birliklerine ok atarak ilerleyiş sırasında kayıp vermelerini ve özellikle düşman süvarisinin saf düzeninin bozulmasını sağlamaya çalışırlardı.Düşmanla yakın temasa giren azab birliği geri çekilerek ya da kaçarak gerisindeki yeniçeriler ve topçu birliklerinin ateş açmaları için alan yaratmaya çalışırdı. Bu arada Osmanlı ordusunun kanatlarını oluşturan tımarlı sipahiler için merkeze yüklenen düşman ordusunu kanatlardan vurma fırsatı doğabilirdi. Azapları takip ederken safları daha da bozulan düşman ordusu, tahkim edilmiş yeniçeri siperlerine ve onların arkasındaki daha ağır donanımlı, daha iyi eğitilmiş profesyonel askerlere çarpardı. Tımarlı sipahiler tarafından kaçış yolları kapatılarak bozguna uğratılırlardı. Hilâl taktiği olarak adlandırılan bu stratejinin en önemli rolünü oynarlardı.<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGHKUTP4_MzDptMlDX7f3LbOo1KphFuy4vFUF4i1MrPaUR_O2XSaKeZKxY39vRxXzJ-z3uNw1gU3Bq3U3BZenirJyxMdvUZZy3OYePLEdkTwrOIjczici8bLjeHeoxW_7cl_He499ByrsC/s320/sunwoo-lee-35.webp" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ" border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1280" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGHKUTP4_MzDptMlDX7f3LbOo1KphFuy4vFUF4i1MrPaUR_O2XSaKeZKxY39vRxXzJ-z3uNw1gU3Bq3U3BZenirJyxMdvUZZy3OYePLEdkTwrOIjczici8bLjeHeoxW_7cl_He499ByrsC/w250-h400/sunwoo-lee-35.webp" title="OSMANLI YENİCERİ ASKERİ" width="250" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANLI YENİÇERİ ASKERİ</td></tr></tbody></table></div><div><br /></div><div><b> DELİLER </b></div><div>Asıl olarak kendilerine kılavuz, rehber manasına gelen delil ismi verilmesine karşın, cesur ve korkusuzca düşmana atılmaları nedeniyle halk arasında deli olarak anılmışlardır. Üzerlerine ayı, pars, aslan veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar giyerlerdi. Başlarında tüylü bir miğfer, ellerinde de yine tüylü bir kalkan bulunurdu. Ayaklarında mahmuzlu çizmeleri vardı. Deli adını almalarının sebebi gönüllü 20-25 yaş arası gençlerden oluşmaktaydı </div><br /><div><br /></div><div><b> GÖNÜLLÜLER</b></div><div> Akıncılar, yakaladıkları esirlerden aldıkları bilgileri merkeze iletirlerdi. Akınlar, katılan akıncı sayısına göre isimler alırdı. 100 kişiden az akıncıyla yapılana çete, 100’den fazla kişiyle yapılana haramilik, akıncı beyinin kumandası altında yapılana ise, akın denirdi</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>Yeniçerilerin hepsi devşirme mi?</b></div><div>yeniçeri ocakları ile ilgili görsel sonucu</div><div>İlk yeniçeriler savaş esirlerinden ve kölelerden oluşmuştur. Sonradan Balkan bölgelerinden Hristiyan çocuklarının devşirme sistemiyle ocağa alınmışlardır. Genellikle Yunan ve Arnavut çocuklar tercih edilmiştir. Sınırlar genişledikçe Bulgar, Sırp, Hırvat ve Ermeni çocuklar ocağa alınmıştır.</div><div><br /></div><div><b>Ilk Yeniçeri kışlası hangi şehirde açıldı?</b></div><div>İstanbul'daki ilk Yeniçeri kışlası olan Eski Odalar ise bugünkü Şehzadebaşı Caminin karşısında yer almaktaydı. Etmeydanı'nda aynı zamanda Yeniçeriler'e ait bir de Orta mescid bulunmaktaydı ki bu cami bugün Ahmediye Cami adı ile halen ibadete açıktır.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri Ocağı ne iş yapar?</b></div><div>Yeniçeri, (Osmanlı Türkçesi: Yeni asker) Osmanlı Devleti'nde askerî bir sınıftı.Sefere gidişlerde ve konaklarda yeniçeriler padişahın etrafında bulunup onu muhafaza ederlerdi. Yeniçeriler barış zamanında İstanbul'u korurlardı.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri askeri ne demek?</b></div><div>Yeniçeri, Osmanlı Devleti'nde askeri bir sınıftır. Yeniçeriler, Padişah'a bağlı Kapıkulu Ocağı'nın piyade kısmıdır. Yeniçeriler, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının genişlemesi ile alınan çocukların küçüklükten </div><div>alınarak yetiştirilmesi ile oluşturulur.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri evlenebilir mi?</b></div><div>Köle ile özgür insan arası bir statüye sahip olan yeniçeriler, emekliye ayrılana kadar evlenemez veya çocuk sahibi olamazdı. öldüklerinde ise mal varlıkları yeniçeri ocağına kalırdı.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri Ocağı neden isyan etti?</b></div><div>Bu isyanın sebebi ise Veziriazam İbrahim Paşa'yı istemeyen bazı kişiler tarafından kışkırtılan yeniçeri ağası tarafından çıkartılmış, uzun bir süreden beri sefere çıkılmadığından askerlerin sefer istemesi yüzünden çıkmıştır. .</div></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><div><b>Yeniçeri kime denir?</b></div><div>Yeniçeri ocağını Orhan Gazi kurmuştur. 1362 yılında Orhan Gazi tarafından kurulan Yeniçeri ocağı Padişah 2.Mahmut tarafından kapatılmıştır. II. Mahmut "Nizamıcedit" isimli asker ocağının kurulmasıyla 1826 tarihinde Yeniçeri ocağının varlığına son vermiştir.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri ocağının özellikleri nelerdir?</b></div><div>1 Hıristiyan çocuklar arasından seçilerek yetiştirilirlerdi. Üç ayda bir ulufe denilen bir maaş alırlardı. Yaya (piyade) askerlerden oluşuyordu. Merkez ordusunu oluştururlardı.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri Ocağı neden isyan etti?</b></div><div>Bu isyanın sebebi ise Veziriazam İbrahim Paşa'yı istemeyen bazı kişiler tarafından kışkırtılan yeniçeri ağası tarafından çıkartılmış, uzun bir süreden beri sefere çıkılmadığından askerlerin sefer istemesi yüzünden çıkmıştır.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeriler Alevi mı?</b></div><div>Yeniçeri Ocakları Yeniçeriler Alevimiydi ? Kesinlikle hayır Alevi Değildi; Çünkü, Yeniçeri Ocağını kuran Hacı Bektaş Veli değildir. Hacı Bektaş Veli, Miladi 1290 tarihinde hakka yürümüş ve ölmüştür. Yeniçeri Ocakları ise Hacı Bektaşı Velinin ölümünden yaklaşık 80 yıl sonra 1362 tarihinde kurulmuştur.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><b>Yeniçerilerin görevi nedir?</b></div><div>Kapıkulu ocaklarının en itibarlısı olan Yeniçeri Ocağı savaşlarda padişahın bulunduğu merkez kolunda bulunur, savaş esnasında padişah onların arkasında ve ortasında at üzerinde dururdu. Sefere gidişlerde ve konaklarda yeniçeriler padişahın etrafında bulunup onu muhafaza ederlerdi.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri Ocağı Nedir kim kurdu?</b></div><div>Osmanlı Devleti'nin en güçlü askeri birliklerinden biri olan Yeniçeri Ocağı 1362 yılında kurulmuştur. O sırada devletin başında olan Hüdavendigar olarak da bilinen 1. Murat tarafından kurulmuştur</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeriler neden Bektaşi?</b></div><div>İ. H. Uzunçarşılı'nın ifadesine göre her sınıf ve sanatın piri olması geleneği ve piri olmayan bir mesleğin yaşayamayacağı düşüncesi doğrultusunda Hacı Bektaş-ı Veli'nin Yeniçeri Ocağı'na “Pir” olarak kabul edilmesiyle bu ilişki fiili olarak başlamıştır.</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri Ocağı'nı kim kaldırdı?</b></div><div>Yeniçeriler, çeşitli nedenlerden dolayı; 17 ve 18 yüzyıllarda sık sık ayaklanmışlardır Yeniçeri Ocağı; Vaka-i Hayriye diye isimlendirilecek olan bir karar ve hareketle 15 Haziran 1826'da Sultan II Mahmud tarafından ortadan kaldırıldı. 15 Haziran 1856 günü Sultan II</div><div><br /></div><div><b>Yeniçeri ocağının kaldırılması sonuçları nelerdir?</b></div><div>Yeniçerilere ait evrak ve defterler yakılmış, kışlaları yıkılmış,hatta İstanbul'da bulunan yeniçeri mezartaşlarının hemen hemen tamamı yokedilmiştir… Vaka-yi Hayriye olarak tarihe geçen bu olay sonrasında 360 yıl Osmanlı'ya hizmet eden, ama artık devlete faydadan çok zararı dokunan bu ocak tarihe karışmış oldu</div></div>Unknownnoreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-80613775602392905822020-11-29T21:16:00.030+03:002023-10-04T14:48:26.502+03:00YENİÇERİLER - TÜRK İMPAROTORLUĞUNUN SEÇKİN ASKERLERİ<h1 class="fm fn fo fp b fq fr fs ft fu fv fw fx fy fz ga gb gc gd ge gf gg gh gi gj gk cg" id="72dd" style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #292929; font-family: fell, Georgia, Cambria, "Times New Roman", Times, serif; font-size: 48px; font-weight: 400; letter-spacing: -0.011em; line-height: 60px; margin: 0.55em 0px -0.27em;"><span style="box-sizing: inherit; vertical-align: inherit;">YENİÇERİLER - TÜRK İMPARATORLUĞUNUN SEÇKİN ASKERLERİ.</span></h1><div><br /></div><div><span style="box-sizing: inherit; vertical-align: inherit;"><br /></span></div><h3 style="text-align: left;">Yeniçeriler alevimi? Yeniçeriler bektaşimi? Yeniçeri Ocağı ve bektaşilik ilişkisi nedir? Yeniçeriler neden bektaşi? Yeniçeri ocağının piri kim? Y<b>eniçeri ocağının özellikleri nelerdir? Y</b>eniçerilerin sonu nasıl geldi? Yeniçerilerin Sonunun gelmesine sebep olan şeyler nedir? Yeniçerilere yasak olan şeyler nelerdir? Yeniçerilere evlenmek neden yasaktı? </h3><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDNsTDjoO-HvQ_E-S8M2F_RVeqCYWRvLGsbFL9rUe_bWqMUSvLmpu1wanjMFne1RCiG8cMxZGvpqRxdxTx9jV-UQyq_rJuWeTgejNgVJfKyk5a675eahVSbKLYwUsXntOPZoirR2y_M9ax/s576/sunwoo-lee-13%252B%252B576x320s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Osmanlı Yeniçeri Askeri" border="0" data-original-height="706" data-original-width="563" height="178" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDNsTDjoO-HvQ_E-S8M2F_RVeqCYWRvLGsbFL9rUe_bWqMUSvLmpu1wanjMFne1RCiG8cMxZGvpqRxdxTx9jV-UQyq_rJuWeTgejNgVJfKyk5a675eahVSbKLYwUsXntOPZoirR2y_M9ax/w320-h178/sunwoo-lee-13%252B%252B576x320s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" title="Osmanlı Yeniçeri Askeri" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">YENİÇERİLER</td></tr></tbody></table><div> <b>İMPAROTORLUĞUNUN SEÇKİN ASKERLERİ</b></div><div><b><br /></b></div>Yeniçeriler Osmanlı (Türk) İmparatorluğunun seçkin elit askerleri idiler Sadece Sultan'a sadık özel dövüş makinesi gibiydiler zaman içinde kendi kendilerini yok ettiler.Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarının genişlemesi ile, artan asker ihtiyacını karşılamamaktaydı. Bunun üzerine yine 1. Murat <br />döneminde ve yine Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa'nın çalışmalarıyla devşirme sistemine geçildi. Bu sisteme göre Balkanlar ve Anadolu'da yaşayan Hristiyan ailelerden Tercihen Balkanlar'da, Yunan, Arnavut ve Sırplar belli şartlara uyan ve yaşları 8-14 arasında değişen oğlanlar alınıyordu Avrupalılar tarafından kan vergisi olarak bilinen bu sistemin kendine has şartları vardı. Bu Şartlar;Bir birine 40 evden daha yakın hanelerden çocuk alınmaması;Ailede birden fazla erkek evlat Olması,Alınacak oğlanın bir kusurunun bulunmaması,Alınacak oğlanın yakışıklı olması. Ne çok uzun, ne çok kısa ne de herhangi bir sakatlığının bulunmaması,Zeki olması,İyi huylu olması idi. Seçilecek çocukların ileride idari görevler de alma ihtimaline karşı ince elenip sık dokunan bir seçim yapılmaktaydı.ve önce Türk ve İslam adetlerini öğrenmeleri için çocuğu olmayan Türk ailelere Veriliyordu.Yeniçeri Ocağı, Padişah’a bağlı Kapıkulu Ocakları’nın piyade kısmının büyük kısmını oluşturmaktaydı Sultan onları yanına aldı eğitti ve İslam'a yönlendirdi. Bu çocuklar Yeniçeri Oldu.Evlenmelerine ve çocuk babası olmalarına izin verilmedi. Hayatları sürekli eğitime Adanmıştı padişaha sadık askerler, sadece tek bir amaç için yetiştirildiler. Osmanlı imparatorluğunun gücünü yükseltmek ve sürdürmek İçin Mücadele Ettiler Yeniçeriler padişahın kişisel korumalarıydı. Yurt dışından alındıkları için Osmanlı halkına hiç bir zaman sempati Duymadılar Daha sonra güçlerinin farkında olan Yeniçeriler, padişahı kendilerine daha fazla ayrıcalıklar vermeye zorladı. Evlenmelerine izin verildi. İş yapmalarına izin verildi. Rütbeleri kalıtsal hale geldi Roma imparatorluğundaki Pretorian Muhafızlara benzer hale geldiler. Sultanları iktidara getirmek veya tahttan indirmek. gibi güçleri artık kendilerinde hissediyorlardı Sultanlan “kendi kölelerine tabi” olmaya öfkelendi Yeniçerilerin gücü de kendi ölümlerinin bir kaynağıydı. Haklarına sıkı sıkıya sarılıp padişahları kontrol ederek her türlü reforma direndiler. Evlilerin sıradan hayatına düşkün olmaları ve eğitim yerine iş ticaret yapmaları askeri yeterliliklerinin ve gücünün boşa gitmesine neden oldu Sonunda Osmanlı İmparatorluğu'na yük oldular. 19. yüzyılın ortalarında padişah, yıkımlarını lagv edilmelerini dikkatle planladı. Müthiş askeri güç yok edildiğinde. yüzlerce yeniçeri askeri idam edilmişti.<p></p><p><b>Yeniçeri Ocağı ve Bektaşilik ilişkisi nedir?</b></p><p>genel kanı yeniçeri ocağı'nın aynı zamanda bir bektaşi ocağı olduğudur. hacı bektaşi veli'nin yeniçeri ocağı'nın kurucusu olduğunu iddia edilir. hacı bektaş osmanlı devleti'nin orhan gazi zamanında ocağın kuruluşu için dua ettiği ve sembol olarak bir börk önerdiği söylenir.</p><p><br /></p><p><b>Yeniçeriler neden Bektaşidir?</b></p><p>İ. H. Uzunçarşılı'nın ifadesine göre her sınıf ve sanatın piri olması geleneği ve piri olmayan bir mesleğin yaşayamayacağı düşüncesi doğrultusunda Hacı Bektaş-ı Veli'nin Yeniçeri Ocağı'na “Pir” olarak kabul edilmesiyle bu ilişki fiili olarak başlamıştır.</p><p><b>Yeniçeriler Alevi mı?</b></p><p>Yeniçeri Ocakları Yeniçeriler Alevimiydi ? Kesinlikle hayır Alevi Değildi; Çünkü, Yeniçeri Ocağını kuran Hacı Bektaş Veli değildir. Hacı Bektaş Veli, Miladi 1290 tarihinde hakka yürümüş ve ölmüştür. Yeniçeri Ocakları ise Hacı Bektaşı Velinin ölümünden yaklaşık 80 yıl sonra 1362 tarihinde kurulmuştur</p><div><div><b>Yeniçeri kime denir?</b></div><div>Yeniçeri ocağını Orhan Gazi kurmuştur. 1362 yılında Orhan Gazi tarafından kurulan Yeniçeri ocağı Padişah 2.Mahmut tarafından kapatılmıştır. II. Mahmut "Nizamıcedit" isimli asker ocağının kurulmasıyla 1826 tarihinde Yeniçeri ocağının varlığına son vermiştir.</div></div><div><br /></div><div><div><b>Yeniçeri Ocağı neden isyan etti?</b></div><div>Bu isyanın sebebi ise Veziriazam İbrahim Paşa'yı istemeyen bazı kişiler tarafından kışkırtılan yeniçeri ağası tarafından çıkartılmış, uzun bir süreden beri sefere çıkılmadığından askerlerin sefer istemesi yüzünden çıkmıştır.</div></div><div><br /></div><div><div><b>Yeniçeri Ocağının piri kim?</b></div><div>Hacı Bektaş, Osmanlı Devleti'nin askeri gücü olan yeniçeri ocağının piridir, piri sayılmıştır."</div></div><div><br /></div><div><div><b>Yeniçeri ocağının özellikleri nelerdir?</b></div><div>Özellikleri. Yeniçerilerin diğer birliklere göre belirgin farklılıkları vardı. Sadece kendilerinin giydiği üniformalar vardı, düzenli olarak maaş alıyorlardı, müzikle yürüyorlardı (mehter), kışlalarda yaşıyorlardı ve ateşli silah kullanan ilk birliklerdi.</div></div><div><br /></div><p><br /></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqupkUJlUN172hnfjBD8I1_K79VsostzKoupfNti1vDm8pjNOtpdUfJxEANAtESF_Jya9Fu77fcISC2FBwKE-1VjPWYoYEy3IDT_DJ_K8UH7fEucm7dOLdyM-hoMjxowmiv3TOUYPT1ODT/s902/9ed7df10d7d70eec194cc48406dcc68b.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Osmanlı Yeniçeri Askeri" border="0" data-original-height="804" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqupkUJlUN172hnfjBD8I1_K79VsostzKoupfNti1vDm8pjNOtpdUfJxEANAtESF_Jya9Fu77fcISC2FBwKE-1VjPWYoYEy3IDT_DJ_K8UH7fEucm7dOLdyM-hoMjxowmiv3TOUYPT1ODT/w200-h320/Osmanl%C4%B1%20Yeniceri%20Askeri.jpg" title="Osmanlı Yeniçeri Askeri" width="200" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">YENİÇERİLER</td></tr></tbody></table><p><b>THE JANİSSARİES-THE ELİTE SOLDİERS OF THE</b></p><p><b>TURKİŞH EMPİRE</b></p><p>The Janissaries were the elite elite soldiers of the Ottoman (Turkish) Empire. They were just like a special fighting machine loyal to the Sultan, they destroyed themselves over time. With the expansion of the borders of the Ottoman Empire, they did not meet the increasing need for soldiers. Thereupon, during the 1st Murat period and again with the works of Çandarlı Kara Halil Hayreddin Pasha, the recruitment system was started. According to this system, from Christian families living in the Balkans and Anatolia Preferably in the Balkans, Greeks, Albanians and Serbs, boys between the ages of 8-14 and meeting certain conditions were taken. This system, known as blood tax by Europeans, had its own conditions. These conditions are; No children from households closer than 40 houses to each other; More than one male in the family The son to be taken has no fault, The boy to be taken is handsome. He was neither too tall nor too short nor had any disability, being intelligent, having good natures. A selection was made, which was scrutinized and often touched by the possibility of the children to be elected to take on administrative duties in the future. First, they were given to Turkish families who had no children to learn Turkish and Islamic customs. He took, educated and directed to Islam. These children became Janissaries and were not allowed to marry or have children. Their lives were devoted to continuous training. Soldiers loyal to the padisha were trained for one purpose only. To raise and maintain the power of the Ottoman empire. The Janissaries were the sultan's personal bodyguards. They never sympathized with the Ottoman people because they were taken from abroad. The Janissaries, who were aware of their power later on, forced the sultan to give them more privileges. They were allowed to marry. They were allowed to do business. Their rank became hereditary, and they became similar to the Pretorian Guard in the Roman empire. To bring the sultans to power or to depose them. Sultans were angry at being "subject to their own slaves".The power of the Janissaries was also a source of their own death. They resisted all kinds of reform by holding tightly to their rights and controlling the sultans. The fact that married people indulge in ordinary life and do business instead of education has caused their military competence and power to be wasted.They eventually burdened the Ottoman Empire. In the middle of the 19th century, the sultan carefully planned their demolitions to be lagged. When the formidable military power is destroyed. hundreds of defeated soldiers were executed.</p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpsOSAGQshpn6f_z7KX48RNE9X4800H7mqPwURlAXiME2wy_pjvCwcLdl45wh-CAnvgND2nOO_9OlmA5l28WlSuiVTjV1MRv9emf-nls45aTZA66DkfuF-B_6EMty_htjtkRV0YY3HNNPl/s658/Osmanlı Yeniceri Askeri.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Osmanlı Yeniçeri Askeri" border="0" data-original-height="423" data-original-width="564" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpsOSAGQshpn6f_z7KX48RNE9X4800H7mqPwURlAXiME2wy_pjvCwcLdl45wh-CAnvgND2nOO_9OlmA5l28WlSuiVTjV1MRv9emf-nls45aTZA66DkfuF-B_6EMty_htjtkRV0YY3HNNPl/s658/Osmanlı Yeniceri Askeri.jpg" title="Osmanlı Yeniçeri Askeri" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">YENİÇERİLER</td></tr></tbody></table><br /><p><br /></p><p></p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-90478793500148083272020-11-28T22:58:00.035+03:002023-10-04T14:58:26.965+03:00BURSA'LILARIN GÖNLÜNE TAHT KURMUŞ HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ<h1><span style="font-size: medium;">Deli Ayten kimdir? Bursa'lılar Neden Çok sevdi Deli Ayteni? Deli Aytenin Mezarı Nerede? Ayten Kendinden Yaş'ca Büyük Çünbüş Hasana Neden Aşık Oldu?</span></h1><h1><span style="font-size: medium;">DELİ AYTEN</span></h1><b>(CRAZY AYTEN)</b><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgduDaTg_l0pHG-in1UY3gjgMagcWo0HdrzrH2YismVLgnjG8I-AhljnXFTgEKnDnRkG40TyjSHYpu3LVi3Gptxd4JU-BaibMQ8iEQDJFmzPBvGHIh2k2_ByAPDa3lZLbe_U_HgnqSlJDLT/s320/320x196+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ" border="0" data-original-height="1852" data-original-width="1919" height="176" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgduDaTg_l0pHG-in1UY3gjgMagcWo0HdrzrH2YismVLgnjG8I-AhljnXFTgEKnDnRkG40TyjSHYpu3LVi3Gptxd4JU-BaibMQ8iEQDJFmzPBvGHIh2k2_ByAPDa3lZLbe_U_HgnqSlJDLT/w320-h176/320x196+s%25C4%25B1k%25C4%25B1%25C5%259Fm%25C4%25B1%25C5%259F.jpg" title="HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ</td></tr></tbody></table>Bursa'nın orta Kuşak insanların tanıdığı yeni nesil kuşak gençlerin tanımadığı ve Bursa'mızla özdeşleşmiş Tarihimizde ilk heykeli dikilen Delimiz.<p></p><p>1935 Yılında Bursa Kamberler İlçesinde doğan Deli Ayten'in asıl adı Ayten Şenaşık'tır 14 Mart 1992 Tarihli olay Gazetesinde Ölümü üzerine Yayımlanan Haberde Yaşam öyküsüne ilişkin şu bilgiler verilmiştir "Anlatılanlara göre 3 Yaşında Menenjit geçiren ve yaşı İlerledikçe hastalığının olumsuz izleri silinen Ayten Şenaşık genç kızlığa adım attığı 13-14 yaşlarında aynı Mahallede oturan ve <br />kendinden Beş yaş büyük olan Çümbüş Hasan'a Aşık olur ancak Ailesi Ayten'in tüm ısrarlarına karşın Çümbüş Hasan ile evlenmesine izin vermez Alkolik olduğu belirtilen sevgilisiyle evlenemeyen Ayten'in akli dengesi yavaş yavaş bozulur Ailesi kapı kapı derman ararken bir Doktor "ancak sevdiği kişi ile evlenirse düzelir der"Aileside Ayten'i sevdiği adam ile evlendirmek zorunda kalır ne diller destan bir düğün ile dünya evine giren Ayten artık düzelemez aradan 1,5 yıl geçtikten sonra genç damat Cümbüş Hasan evi terk eder ve kendini içkiye verir bir süre sonrada ölür eşinin ölümü ile yıkılan Ayten de avare avare Sokaklarda dolaşmaya başlayınca adı "Deli Ayten'e çıkar" son yıllarında Hastalığı da artan Ayten omuzlarına astığı renk renk Çantaları ile özellikle Ramazan Aylarında Davul çalarak sokak sokak dolaşmaktaydı genellikle zararsız ve kendi halinde olmasına karşın kızdırıldığı zaman saldırgan olabiliyordu Kamberler (Kızyakup) Mahallesinde'ki Kulübesinde 12 Mart 1992 günü ölü bulunan Ayten ertesi günü Ahmed Daı Camisinde kılınan cenaze namazından sonra Pınarbaşı Mezarlığında defnedilmiştir.</p><p><br /></p><p><b>CRAZY AYTEN</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWXyoWdt2EVSJj_n-cGBUXX05ule2975Wm9NlOmg3IfiqoKCm2I-aOS3qRvRl0J7FzDLT-VL6pG-Kcym-bQXft0N2WzLg8VsivZfUXn3f9n1BlNn4ISD0dHkne9aGG8J8_WNc2WjOnqVML/s2048/CRAZY AYTEN.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ" border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1150" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWXyoWdt2EVSJj_n-cGBUXX05ule2975Wm9NlOmg3IfiqoKCm2I-aOS3qRvRl0J7FzDLT-VL6pG-Kcym-bQXft0N2WzLg8VsivZfUXn3f9n1BlNn4ISD0dHkne9aGG8J8_WNc2WjOnqVML/w180-h320/CRAZY%20AYTEN.jpg" title="HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ" width="180" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">DELİ AYTEN</td></tr></tbody></table>The real name of Deli Ayten who was born in Kamber neighborhood of Bursa in 1935 Was Ayten upon her death the following information on her life is given in olay newspaper 14"march 1992 "According to the rumors Ayten Şenaşık who suffered from meningitis when she was 3 years old and had the negative marks of the illness faded away during the course of the time fell in love at the neighborhood and was five years older than her her family despite all her insistence simply did not give their blessings for Ayten to marry with Cümbüş Hasan the mental balance of Ayten had slightly disrupted as she couldn't marry with her dearling who was allegedly alcoholic while her family was desperately <br />searching for a cure a doctor counseled she would be healed only if she marries with her beloved one her family then felt obliged to enable them to unite their lives however Ayten who got married with a fairy tale wedding ceremony could not get any better after 1,5 year the young groom Cümbüş Hasan left the house hit the bottles and died after a short time Ayten devastated (literary means crazy) Ayten whose mental problems progressed negatively in the last years was wandering colorful bags on her sholder and beating a drum especially during Ramadan although she was harmless and inoffensive in general she would be violet when annoyed found death in 12"March 1992 in her barrack at Kamberler (kızyakup) neighborhood Ayten Was buried in Pınarbaşı after the funeral prayer perfomed in Ahmed Daı Mosque in the following day.<p></p><p></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijqChZa4I8bNirC-r8864_3PyrdKfMFSnoyxG2uA6H57AXwD76PxBfeKz7LaUat2v6suvPLv7tyoWISuTO3NXcjjxNcU8MPQuKt0-3Jlr2lN_1oE1K3VUbwcJO_Al_LyvB7k1zVUHlxnuA/s2048/CRAZY AYTEN.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ" border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1150" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijqChZa4I8bNirC-r8864_3PyrdKfMFSnoyxG2uA6H57AXwD76PxBfeKz7LaUat2v6suvPLv7tyoWISuTO3NXcjjxNcU8MPQuKt0-3Jlr2lN_1oE1K3VUbwcJO_Al_LyvB7k1zVUHlxnuA/w180-h320/CRAZY%20AYTEN.jpg" title="HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ" width="180" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">HEYKELİ DİKİLEN TEK DELİMİZ</td></tr></tbody></table><br /><b><br /></b><p></p>Unknownnoreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-43884628558721327002020-11-25T20:41:00.025+03:002023-10-04T15:01:10.741+03:00TARİHİ KAYHAN HAMAMI<div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWoTUaWTsyzjAItANrZLQM0Gwx5nYnGQgt09XelkeciCcaM1WUTiUc1rz04phc-Iw3bC_nsu48K_iB4zfHXB88oysIII-FSRydppo5wCZNC2oD0bwimU9k1w2sFC_jLQZyOcLiwsOktWy4/s320/20201121_151114++320x180.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BURSA KAYHAN HAMAMI" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWoTUaWTsyzjAItANrZLQM0Gwx5nYnGQgt09XelkeciCcaM1WUTiUc1rz04phc-Iw3bC_nsu48K_iB4zfHXB88oysIII-FSRydppo5wCZNC2oD0bwimU9k1w2sFC_jLQZyOcLiwsOktWy4/w400-h225/20201121_151114++320x180.jpg" title="BURSA KAYHAN HAMAMI" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">TARİHİ KAYHAN HAMAMI</td></tr></tbody></table><b><div><b><span style="font-size: medium;">Kayhan hamamı nerede?</span></b></div><div><b><span style="font-size: medium;">Kayhan hamamına nasıl gidilir? Kayhan hamamını kim neden yaptırdı? Kayhan hamamı adres? kayhan hamamı yol Tarifi? </span></b><b><span style="font-size: medium;">Kayhan semtinin adı bu hamamdanmı geliyor? </span></b></div><div><b><br /></b></div>KAYHAN HAMAMI</b></div>Hamam II.Murad dünemi Devlet adamlarından Amasyalı Sadrazam Koca Mehmet Paşa tarafından aynı adlı Camisine gelir getirmesi için İnşa ettirilmiştir Arşiv kayıtları ve çeşitli kaynaklarda "Kaygan" olarak geçen fakat Halk arasında "Kayhan" olarak bilinen Mahallede yer alan Hamam bulunduğu Çarşı'yada istinaden "Kayhan Hamamı" veya "Dülgerler Hamamı" adlarıyla bilinmektedir Yapı "Çifte Hamam"plan tipindedir Hamamın Kadınlar ve Erkekler kısımları Soğukluk (Soyunmalık) ılıklık Sıcaklık Halvet Su deposu ve Külhan (Ocak) bölümlerinden oluşmaktadır 2013 Yılında Bursa Büyük Şehir Belediyesi tarafından Restore edilerek yapıya Sosyal tesis işlevi verilmiştir.<div><br /></div><div><b>KAYHAN PUBLIC BATH</b></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO5nfvDoT2VDJJEfw3BToVeRuxi3oYJGQJDXwpdSWzCWA-AdZXs5dt0cDDpNBg-c56iI6h7qsFEev7Gq8aRxphHQck8jDf2OSlxjQT6xPJzsj2S2_7xMhkxkcoTcU3zPx1h7KF0_e_aBH4/s2048/20201121_150849+%25281%2529optime.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="KAYHAN HAMAMI" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO5nfvDoT2VDJJEfw3BToVeRuxi3oYJGQJDXwpdSWzCWA-AdZXs5dt0cDDpNBg-c56iI6h7qsFEev7Gq8aRxphHQck8jDf2OSlxjQT6xPJzsj2S2_7xMhkxkcoTcU3zPx1h7KF0_e_aBH4/w400-h225/20201121_150849+%25281%2529optime.jpg" title="KAYHAN HAMAMI" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">TARİHİ KAYHAN HAMAMI</td></tr></tbody></table>This Hamam or public bath was built by a one of the statesman during the reign of Murad II. Koca Mehmet Pasha grand vizier From Amasya in order to provide income to his Mosque bearing the same name This Hamam is situated in a neighbourhood stated in archive records and in various historical <br />records as "Kaygan" it is also known as "Kayhan" Hamam or "Dülgerler Hamam" according to the related covered market This structure is a "Double Hamam" plan type both men's and women's section consist of a cool room (frigidarium or changing cubicle) a warm room (tepidarium) a hot room (caldarium) and a "Halvet" or washing cell section a water reservoir and a "Külhan" (or boiler room)(oven) each in 2013 this structure was restored by Bursa Metropolitan Municipality since then it is used as a social facility.</div><div><br /></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLHOWThrw5okf1jQVi_rDPJzVWvwVtRrGpmGVrsvbSAS1GNnWL_zP4wMCRFRps1wp2VAjzBO-Jf3v50xbHtFbBzc8LD7rhIc7MJq8iNqonSqD37aCDcNqOPurQL-umcsYwvlDQiHZOHgSq/s2048/20201121_150927+%25281%2529optime.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="KAYHAN HAMAMI" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLHOWThrw5okf1jQVi_rDPJzVWvwVtRrGpmGVrsvbSAS1GNnWL_zP4wMCRFRps1wp2VAjzBO-Jf3v50xbHtFbBzc8LD7rhIc7MJq8iNqonSqD37aCDcNqOPurQL-umcsYwvlDQiHZOHgSq/w640-h360/20201121_150927+%25281%2529optime.jpg" title="KAYHAN HAMAMI" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">TARİHİ KAYHAN HAMAMI</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh662gfZPfdf0_4k_0w9yVzrPk8pR3kTxD7YWl9eh0wi3aTeL1h1Xq56Q0XxSRgkEWLMSNEGB8RmvpkommD0lmn9oeo4vhIWS9RkNWyTcS5eLtUFqEfT9YeRlTyRcZm54SCZTpBiBuTkl5d/s2048/20201121_151004+%25281%2529optime.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="KAYHAN HAMAMI" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh662gfZPfdf0_4k_0w9yVzrPk8pR3kTxD7YWl9eh0wi3aTeL1h1Xq56Q0XxSRgkEWLMSNEGB8RmvpkommD0lmn9oeo4vhIWS9RkNWyTcS5eLtUFqEfT9YeRlTyRcZm54SCZTpBiBuTkl5d/w640-h360/20201121_151004+%25281%2529optime.jpg" title="KAYHAN HAMAMI" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">TARİHİ KAYHAN HAMAMI</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwPQsaDeKGYRRkzqh_7coejfuRAVZBKoZKx4naJfvLG9Hj3s7AduDWzpiMQdqjMye8cZmsozjjv4ZOU70gHW8J7pNrJS9FpBYIpPaNMNBvkR_2K86VtKBLtqiL4YwRSOhQDh5KZqA3TwFC/s2048/20201121_151012+%25281%2529optime.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="KAYHAN HAMAMI" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwPQsaDeKGYRRkzqh_7coejfuRAVZBKoZKx4naJfvLG9Hj3s7AduDWzpiMQdqjMye8cZmsozjjv4ZOU70gHW8J7pNrJS9FpBYIpPaNMNBvkR_2K86VtKBLtqiL4YwRSOhQDh5KZqA3TwFC/w640-h360/20201121_151012+%25281%2529optime.jpg" title="KAYHAN HAMAMI" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">TARİHİ KAYHAN HAMAMI</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiakY4xawsbJRuJANWK1xVLXwuBFOLoDXD8q6xRNz5_mtuabcXhXdSlDj2x1ZbDpGG1nLsRFRKjSVMPHNNQ9U83s8X91iScHheI3KM1sBeDCCnR_x5b5d1nsWl4mSdbbHdCRP0xBy50XqV/s2048/20201121_151114+%25281%2529optime.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="KAYHAN HAMAMI" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiakY4xawsbJRuJANWK1xVLXwuBFOLoDXD8q6xRNz5_mtuabcXhXdSlDj2x1ZbDpGG1nLsRFRKjSVMPHNNQ9U83s8X91iScHheI3KM1sBeDCCnR_x5b5d1nsWl4mSdbbHdCRP0xBy50XqV/w640-h360/20201121_151114+%25281%2529optime.jpg" title="KAYHAN HAMAMI" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">TARİHİ KAYHAN HAMAMI</td></tr></tbody></table><br /><div><div><b>ADRES:</b><span face="arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #202124; font-size: 14px;"><b>Kayhan, Ağaççılar Sk., 16230 Osmangazi/Bursa</b></span></div><div><b>KAYHAN HAMAM NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></div><div><b>HOW TO GO TO KAYHAN TÜRKİŞH BATH GET DIRECTIONS</b></div></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3048.150501535603!2d29.067962315225035!3d40.183463977717366!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3ddfcf86b5f1%3A0xd689c8ab41ac0a68!2zS2F5xLFoYW4gSGFtYW3EsQ!5e0!3m2!1str!2str!4v1616331639914!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-28219162273572632012020-11-22T21:20:00.032+03:002023-10-04T15:01:53.561+03:00BEDRETTİN CAMİİ<p><b>Bedreddin camii hafsa sultanmı yaptırdı? bedreddin camii nerede? bedreddin camii'e nasıl gidilir? bedreddin camii mimari özellikleri nedir?</b></p><p><b>BEDRETTİN CAMİİ </b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_wkyeXoyXnOg51wEn6fBzwZw4ZB9NmHF2F___6Nj3WQ1WHe2muW7isEipZTyhyQa-pnhc57PZpy2QYVTPkaBmzyJfs9dDjWr8vWNRczI-cjxskSPEJJbTUXFjIOgvPshoyHfMzN_H4I6f/s320/20201121_151531+320x180.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BEDRETTİN CAMİİ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_wkyeXoyXnOg51wEn6fBzwZw4ZB9NmHF2F___6Nj3WQ1WHe2muW7isEipZTyhyQa-pnhc57PZpy2QYVTPkaBmzyJfs9dDjWr8vWNRczI-cjxskSPEJJbTUXFjIOgvPshoyHfMzN_H4I6f/w400-h225/20201121_151531+320x180.jpg" title="BEDRETTİN CAMİİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BEDRETTİN CAMİİ</td></tr></tbody></table>Caminin Kitabesinden Yıldırım Bayezıd'in Oğlu Çelebi Mehmed'in Kızı Hafsa Sultan tarafından 1443 yılında inşa ettirildiği anlaşılmaktadır Tarihi kaynaklarda Cami'nin Emir Buhari'nin Halifelerinden Bedrettin Mahmud adına yaptırıldığı'da yazılı olup günümüzdeki İsminin buradan geldiği bilinmektedir Cami asıl ibadet mekanı ve son Cemaat yeri ile birlikte Dikdörtgen bir plan Şemasına sahiptir Bursa Osmanlı mescit Mimarisinde sıkça görünen Kalkan Duvarlı cephesi Üç sivri Kemerli açıklık şeklindedir 1586 ve 1886 yıllarında onarım gören Cami 1935 yılında Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu tarafından restore edilmiştir..<p></p><p><b>BEDRETTİN MOSQUE</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxtz0jQA3nufrd7Tts1SUvjE7L27k1iQmrgrTmWtHNAgPAZFOirAIengVmFBKQPyaqyC8FuVbGI6IfNqmxpKDWefMQc9YuVU9ZtgU4H_oQGBtdn5nSVbT1egCTHSasXFasrqeq4XxGkzob/s2048/20201121_151458-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BEDRETTİN CAMİİ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxtz0jQA3nufrd7Tts1SUvjE7L27k1iQmrgrTmWtHNAgPAZFOirAIengVmFBKQPyaqyC8FuVbGI6IfNqmxpKDWefMQc9YuVU9ZtgU4H_oQGBtdn5nSVbT1egCTHSasXFasrqeq4XxGkzob/w400-h225/20201121_151458-min.jpg" title="BEDRETTİN CAMİİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BEDRETTİN CAMİİ</td></tr></tbody></table>İts epitaph board reveals that mosque was built in 1443 by Hafsa Sultan the daughter of Çelebi Mehmed son of Yıldırım Bayazıd historical sources state that this mosque was built for Bedrettin Mahmud one of the successors of Emir Buhari and it is known that its today's name originates from his name this mosque its main prayer hall together with its portico for latecomers is built with a rectangular ground plan the mosques frontage is built with a gable wall an element frequently seen with Bursa masjids it is built with a chord with there pointed arches this mosque was renovated in 1586 and in 1888 in 1955 it was restored by the Bursa ancient artwork lovers society..<p></p><p><br /></p><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgE_P4rGyvY2ABVlyxQlnNOoGaZAv77V-e4uVp_G8Bor-uF-tZ593qb6MZrInumiJxUPCB7QMzG8J19YzrKnkvPx4eBXeZYv9bzR3o2vXB6Bhi-9wrcu1Y3OhaOZmZnnSKI4zAzrQ8Iy0z/s2048/20201121_151453-min.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BEDRETTİN CAMİİ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgE_P4rGyvY2ABVlyxQlnNOoGaZAv77V-e4uVp_G8Bor-uF-tZ593qb6MZrInumiJxUPCB7QMzG8J19YzrKnkvPx4eBXeZYv9bzR3o2vXB6Bhi-9wrcu1Y3OhaOZmZnnSKI4zAzrQ8Iy0z/w640-h360/20201121_151453-min.jpg" title="BEDRETTİN CAMİİ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BEDRETTİN CAMİİ</td></tr></tbody></table>
<div><b><br /></b></div><div><div><b>BEDREDDİN CAMİİ NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></div><div><b>HOW TO GO TO BEDREDDIN MOSQUE GET DIRECTIONS</b></div></div><iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3048.157326603361!2d29.06938341522508!3d40.18331207772651!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3ddfa48f4a0f%3A0xbd3771b174abaa78!2sBedrettin%20Cami!5e0!3m2!1str!2str!4v1616331537347!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-75555210638563259312020-11-21T21:57:00.030+03:002023-10-04T15:03:06.141+03:00BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ BOYACI KULLUĞU BRIDGE<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><b><div>Boyacı kulluğu köprüsü nerede? Boyacı kulluğu köprüsüne nasıl gidilir? Boyacı kulluğu körüsü ne zaman yapıldı? Boyacı kulluğu köprüsü yol tarifi al?</div>BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ </b><p></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0Abz1Pa0jNGVphbR7czdjBhKPxMbBz1a4lOosa8yZhy1vjoznbw4d6WLYUeubwkmSy9muPk_U_TysLj6fv7_kfaE7WL-aDQDrecWefYSOgpPPSRKiTrW5qJXgkibv5FcMVxfG-O4bJDgt/s2048/20201121_152053aaa.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="278" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0Abz1Pa0jNGVphbR7czdjBhKPxMbBz1a4lOosa8yZhy1vjoznbw4d6WLYUeubwkmSy9muPk_U_TysLj6fv7_kfaE7WL-aDQDrecWefYSOgpPPSRKiTrW5qJXgkibv5FcMVxfG-O4bJDgt/w400-h278/20201121_152053aaa.jpg" title="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ</td></tr></tbody></table></div>Osmanlıların Bursa'yı Fethi ile beraber Kent içerisinde uyguladıkları İmar faaliyetleri kapsamında Şehrin Merkezini Doğusuna bağlayan Köprüler yapılmıştır bu Köprülerden biri olan Yapı Hoca Sinan adında Bursa'lı bir Tüccar tarafından yaptırılmıştır Köprünün yapım Tarihi kesin olarak bilinmemekte olup 1433 yılında önce yaptırıldığı arşiv kayıtlarında bulunmaktadır İki ayaklı ve tek gözlü Kemerli Köprünün Yapı malzemeleri moloz ve Taştır Bursa'nın en önemli Derelerinden birisi olan ve Şehri Ortadan bölen Gökdere üzerindeki Setbaşı Irgandı ve Boyacıkulluğu Köprüleri İnşa teknikleri ve Konumları itibari ile bulundukları Nehir üzerinde bir bütün oluşturmaktadır bu Köprü 1848 yılında onarım geçirmiş olup günümüzde de Gökdere mevkisindeki iki Mahalleyi birbirine bağlamaktadır <p></p><p></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p><p><b>BOYACI KULLUĞU BRIDGE</b></p><p></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipPawpcKJ8VUgvn1i8LCikStQXyY4rXJLDlNmLbnWN2GhOMruLkZm2a1vQd3gGbI_K5UYfFeySAK3Zhyphenhyphen6bJGgPiuPgkXLqwmUWSX5PyIL_Al6C45rNTQ-TLAOkoWQfOWHW177UheXZqWlL/s2048/20201121_152221-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipPawpcKJ8VUgvn1i8LCikStQXyY4rXJLDlNmLbnWN2GhOMruLkZm2a1vQd3gGbI_K5UYfFeySAK3Zhyphenhyphen6bJGgPiuPgkXLqwmUWSX5PyIL_Al6C45rNTQ-TLAOkoWQfOWHW177UheXZqWlL/w400-h225/20201121_152221-min.jpg" title="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ</td></tr></tbody></table>At the same time when Bursa was conquested by the Ottomans bridges were built within the scope of their building activities in this town these bridges connected the town's centre to its east this bridge which is one of them was built by a tradesman from Bursa called Hodja Sinan although the exact date of construction of this bridge is unknown archive records state that it was build prior to 1433 this bridge has two phylons and one single arch the construction material used for it is rubble stones as to constructions techniques and location Setbaşı Irgandı Boyacıkulluğu bridge respectively which are overstretching one of Bursa's most important becks Gökdere beck which divides the city info two parts form a whole over the river this bridge was renovated in 1848 today it connects the neighbourhoods situated at both banks of Gökdere beck to each other .<p></p><div><br /></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg04BCpm9wEBURuTVjcT0X_v8vbeD18wofoiWQsrIvPdNdc64_AqemXzCyz0N5-YcGuDfg7i3QXcUJHojTc2Kjk23aeoGvDKQ4mbV1ByLKmmXv1ZQQR2_1Qb9Icj2CzgsrBWdTA_ACcPVXA/s2048/20201121_152059-min-1.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg04BCpm9wEBURuTVjcT0X_v8vbeD18wofoiWQsrIvPdNdc64_AqemXzCyz0N5-YcGuDfg7i3QXcUJHojTc2Kjk23aeoGvDKQ4mbV1ByLKmmXv1ZQQR2_1Qb9Icj2CzgsrBWdTA_ACcPVXA/w640-h360/20201121_152059-min-1.jpg" title="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbQ5k7V0sxYOp_arwdY9uyB5dd3tvZuP6AAlub53kYeGUsiVxCvLbnl6TpL8mIf_VVwolNYwPXNzPaRT9T9wqzuNc6ntTPrHH4_fTheQsQWj4aKlY2uTh0j6psVWlo5yQYYayeMS8ORgE5/s2048/20201121_152221-min.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" border="0" data-original-height="1152" data-original-width="2048" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbQ5k7V0sxYOp_arwdY9uyB5dd3tvZuP6AAlub53kYeGUsiVxCvLbnl6TpL8mIf_VVwolNYwPXNzPaRT9T9wqzuNc6ntTPrHH4_fTheQsQWj4aKlY2uTh0j6psVWlo5yQYYayeMS8ORgE5/w640-h360/20201121_152221-min.jpg" title="BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ</td></tr></tbody></table><br /><div><div><b>BOYACI KULLUĞU KÖPRÜSÜ NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></div><div><b>HOW TO GET THE BRIDGE USED BY BOYACI GET DIRECTIONS</b></div></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3048.1655939378443!2d29.070096315225022!3d40.18312807773774!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3ddf099410d3%3A0x9c18de2433f564ed!2zQm95YWPEsWt1bGx1xJ91IEvDtnByw7xzw7w!5e0!3m2!1str!2str!4v1616331412264!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-73482354443999819332020-11-06T21:47:00.029+03:002023-10-04T15:04:10.530+03:00VELED-İ HABIB CAMİİ<div><b>VELED-İ HABIB CAMİİ</b></div><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Fatih Sultam Mehmed döneminde (1451-1481) <table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimRbwhzNFBXf-fa5wIvXwqYKDK6b6Wbgo5OcIi54FhVGsBHADZAezirOzp2x9a9U1eoHMQ8nqCZffTWdcnY6fqYM30yjDcselDU3hwUsdW6_loZuzZjKxTifCVvMw3JcW-6l3KD9w7DGeP/s2048/20201121_151458.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="VELED-İ HABIB CAMİİ" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimRbwhzNFBXf-fa5wIvXwqYKDK6b6Wbgo5OcIi54FhVGsBHADZAezirOzp2x9a9U1eoHMQ8nqCZffTWdcnY6fqYM30yjDcselDU3hwUsdW6_loZuzZjKxTifCVvMw3JcW-6l3KD9w7DGeP/w400-h225/20201121_151458.jpg" title="VELED-İ HABIB CAMİİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">VELED-İ HABIB CAMİİ</td></tr></tbody></table>Hasbib Oğlu Hacı Süca adlı zaat tarafından yaptırılan dikdörtgen planlı olan caminin girişinde son cemaat yeri bulunmaktadır 1801.yılında Hoca Mehmed Emin efendi (1718-1813) yanındaki konakla birlikte bir kütüphane ekleyerek camiyi nakşibendi tekkesine dönüştürmüştür.Bu dönemde Eminiyye Dergahı adını almıştır.Ancak dergah caminin bulunduğu yer olmayıp yanındaki binadır.Günümüzde cami yapısının bitişiğinde tekkenin kurucusu olan Şeyh Mehmed Emin efendinin türbesi bulunmaktadır.1925.yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla terk edilen cami.1969 yılında onarılarak yeniden ibadete açılmıştır.Daha sonra 1990.lı yıllarda tamamen elden geçirilerek hem cami hemde yanındaki türbe ayağa kaldırılmıştır.Son olarak 2013.yılında restorasyonu yapılmıştır.</div><div><br /></div><div><b><br /></b></div><div><div><b>VELED-I HABIB MOSQUE</b></div><div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2vVRQROxcSm__m4608CsmAwuMEPtbU8FjBz1F5wL5B2p0S6LGOVAjKhRWnXVMwKBAeC6atRCtc76C7pXG-TX0YJP0r5TQ3IbTBthQXD9xEK3eXyM8ltxJFYeF01bOtjl33nbZM5U27jO-/s320/IMG_20150601_154853.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="VELED-İ HABIB CAMİİ" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2vVRQROxcSm__m4608CsmAwuMEPtbU8FjBz1F5wL5B2p0S6LGOVAjKhRWnXVMwKBAeC6atRCtc76C7pXG-TX0YJP0r5TQ3IbTBthQXD9xEK3eXyM8ltxJFYeF01bOtjl33nbZM5U27jO-/w400-h225/IMG_20150601_154853.jpg" title="VELED-İ HABIB CAMİİ" width="400" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">VELED-İ HABIB CAMİİ</td></tr></tbody></table>This mosque was built dıring the reign of Mehmed the conqueror (1451-1481) by a personality called Hadji Suca, son of Habib. This mosque is built with a rectangular plan. At its entrance, there is a portica for latecomers. In 1801, Hodja Mehmet Emin Efendi (1718-1713) transformed it into a ''Nakshibendi Tekke'', or small dervish lodge, together with the mansion at its side, and the library he added to this mosque. During this period, it was called ''Eminiyye'' Dervish Lodge. This dervish lodge, however, is not the place where the mosque is situated, but the building at its side. Today, there is the mausoleum of Sheikh Mehmet Emin Efendi, the founder of this small dervish lodge, bonded to this structure. In 1925, when all dervish lodges and hermitages were closed down, this mosque was abandoned. It was reopened for worshipping after renovation work made in 1969. Later, in the 1990s, it was complety revised, and both the mosque and the mausoleum at its side were re erected. The most recent restoration was made in 2013.</div></div><div><br /></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh222b03QOL8bADmuZuhcja_4R86HAEDmkN_ga7v69nFXX9iMQlT9mbQ9-aass1GECEPNfMVuI3hyphenhyphenfIkXd-I6IbxKyHI60Q12rZ1lCMau0qV-mduk4ZqSy0TcVJubyX2e0zCiaZHe4ZgttE/s320/IMG_20150601_154903-min.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="VELED-I HABIB MOSQUE" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_WdtD6SDYSvQjiWiUhyFOYcY8jFZZGlhWzOgsAzo2jYwyYukuaOD4Tlj5OKv2jM7LSslNdlo4lKGke_5q7HUGaE50kbCvNt-rx71L1i0l-h7bfe98oaYdKo0IpdRnpvcGRPfsPWY2MVuq/w640-h360/IMG_20150601_154903.jpg" title="VELED-İ HABIB CAMİİ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">VELED-İ HABIB CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmFGmQKqCEvPFS2cx9RZCHL5rZU05vENAHC_2mYyiYop7hmDs3hwUcEkc5a0eKrkiN3yuFqwxjR39jYsR0mQuerxOjUdQMse9Up3Zdecn2_NRu9jDtJzgJkmLDWXlSJuEFeBkxjy_BtgHo/s320/IMG_20150601_155343_1.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="VELED-I HABIB MOSQUE" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkUUeeHoKr5VPJvcyn37rC7kTG89I3-lwm4EEIEXREps-Cfy-cFuI_b5GEl0j3gj9s24LG_5N6yToHzmoCSqenhsIdHLi2CcATs2BUFPeSYAZLeNx4N7MkvhVjjEVCbYmf4ubd9Beu5KMG/w640-h360/IMG_20150601_155343_1.jpg" title="VELED-İ HABIB CAMİİ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">VELED-İ HABIB CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqLUj_fZe0mvjHhK-sMLqoQMdNkeIqrsj39G4HhqsXyh3ow_Io2AbKbfJmZ5CE_oT59B-6Qrv8OV6xdOwgmYOfQBHbt0ILq714i1b0x45spspMawc18rHhFX4QzzOwf-SMORUToxOgc7q-/s320/IMG_20150601_155440_1.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="VELED-I HABIB MOSQUE" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqLUj_fZe0mvjHhK-sMLqoQMdNkeIqrsj39G4HhqsXyh3ow_Io2AbKbfJmZ5CE_oT59B-6Qrv8OV6xdOwgmYOfQBHbt0ILq714i1b0x45spspMawc18rHhFX4QzzOwf-SMORUToxOgc7q-/w640-h360/IMG_20150601_155440_1.jpg" title="VELED-İ HABIB CAMİİ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">VELED-İ HABIB CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjd-KP_oKJtbN9BCm0Ltfz9RBXe64Q8df8ESgtQA4OMEBA93M6AuBGGMGJsoeZ0dLC7yP-m7KfeCI1Uiha3muEVlLQF3L2p5tklWUXGpIEVHXgg5TXYE2Sg-YTRWy5kXdRYlwOJNPOXiz8/s320/IMG_20150601_155500_1.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="VELED-I HABIB MOSQUE" border="0" data-original-height="180" data-original-width="320" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjd-KP_oKJtbN9BCm0Ltfz9RBXe64Q8df8ESgtQA4OMEBA93M6AuBGGMGJsoeZ0dLC7yP-m7KfeCI1Uiha3muEVlLQF3L2p5tklWUXGpIEVHXgg5TXYE2Sg-YTRWy5kXdRYlwOJNPOXiz8/w640-h360/IMG_20150601_155500_1.jpg" title="VELED-İ HABIB CAMİİ" width="640" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">VELED-İ HABIB CAMİİ</td></tr></tbody></table><br /><div><div><b>VELEDİ HABİB CAMİİ NASIL GİDİLİR YOL TARİFİ AL</b></div><div><b>HOW TO GO TO VELEDI HABIB MOSQUE GET DIRECTIONS</b></div></div>
<iframe allowfullscreen="" height="450" loading="lazy" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d3048.331383302469!2d29.059623515224985!3d40.17943807796108!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x14ca3de5be55c0f9%3A0x5f120f471131c3f1!2sVeled-i%20Habib%20Camii!5e0!3m2!1str!2str!4v1616331306216!5m2!1str!2str" style="border: 0;" width="600"></iframe>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-833784981953211255.post-25988785946734280902020-07-16T23:03:00.023+03:002023-10-04T15:19:08.832+03:00OSMANGAZİ'DEN SON PADİŞAHA KADAR ÖZ GEÇMİŞLERİ<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="background-color: white; font-size: 17px;"></span></span><br />
<pre class="tw-data-text tw-text-large XcVN5d tw-ta" data-placeholder="Çeviri" dir="ltr" id="tw-target-text" style="background-color: #f8f9fa; border: none; color: #222222; font-family: inherit; font-size: 28px; line-height: 36px; margin-bottom: -2px; margin-top: -2px; overflow-wrap: break-word; overflow: hidden; padding: 2px 0.14em 2px 0px; position: relative; resize: none; unicode-bidi: isolate; white-space: pre-wrap; width: 277px;"><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="font-family: inherit;">OSMANGAZİ </span></span></pre>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiABGvT5OrGE499NDWU406a9rtIKtPr7faKmb-_EbiEJf6JCIDPgwU1nYtSbKCGuFtY7Xw7KUv7v86aLplkH-y7f9W62bRjOnGGHz9QnjttVU7OydxSj_i8yWo0QJourgI4KBVkZXtOqA9M/s320/bursasevdam_opt+%25288%252C10.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN OSMANGAZİ" border="0" data-original-height="320" data-original-width="256" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiABGvT5OrGE499NDWU406a9rtIKtPr7faKmb-_EbiEJf6JCIDPgwU1nYtSbKCGuFtY7Xw7KUv7v86aLplkH-y7f9W62bRjOnGGHz9QnjttVU7OydxSj_i8yWo0QJourgI4KBVkZXtOqA9M/w320-h400/bursasevdam_opt+%25288%252C10.jpg" title="SULTAN OSMANGAZİ" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">OSMANGAZİ</td></tr></tbody></table><h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
1. (1299 – 1326)</h2>
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="background-color: white; font-size: 17px;"><b><div>Osmanlı padişahları sırası ile kimlerdir? Ölümü gizlenen ilk padişah kimdir?</div><div>Kaçtane padişah var? 19 Kardeşini öldüren padişah kimdir? Tahta en uzun kalan padişah kimdir?</div><div><br /></div>Dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından birisi olmuş, 3 kıtaya hükmetmiş olan Osmanlı Sultanlarının sıralı listesi...</b></span></span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="background-color: white; font-size: 17px;"><b><br /></b></span></span>
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #424242; font-size: 17px;"><b>An ordered list of the Ottoman Sultans, who became one of the largest empires in world history and ruled over 3 continents.</b></span></span><br />
<br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="background-color: white;">Osman Gazi, Osmanlı Beyliğini kurmuştur. Babası Ertuğrul Gazi, annesi Halime Hanımdır. Hayatı boyunca birçok şehir fethetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Kurduğu beylik 600 yıllık hüküm sürecek bir imparatorluğa erişmiştir. </span></span><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="background-color: white;">Osman Gazi son yıllarında yaşının ilerlemesi ve “damla illeti” yani gut hastalığı yüzünden tarihçilerin bildirdiklerine göre, beylik idaresini oğlu olan Orhan Bey'e bırakmıştır.</span></span><span face=""arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #222222;">1258 yılında Söğüt'te doğmuş, 1 Ağustos 1326'da Bursa'da hayatını kaybetmiştir.</span><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #424242;">Osman Gazi’nin türbesi günümüzde Bursa’da yer almaktadır. </span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #424242;"><span style="font-size: large;"><br />OTTOMANS EMPIRE SULTANS OSMANGAZİ</span></span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #424242;"><span style="font-size: medium;"><span style="color: black; font-family: "times new roman";"><span style="font-size: large;">Osman Gazi, Establish the Ottoman Principality. Her father is Ertuğrul Gazi and her mother is Halime Hanım. Throughout his life, he conquered some cities and won wars. The principality he founded has reached an 600-year-old empire. Osman Gazi was left to his son Orhan Bey, whose age progress and the “drop disease”, namely his son, in his last years. It is located.</span></span></span></span><br />
<br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #424242;"><b><span style="font-size: large;">2. ORHANGAZİ</span><span style="font-size: 17px;"> </span></b><span face=""PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="font-size: 22px;">(1326 – 1359)</span><b><span style="font-size: 17px;"></span></b></span><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2TKZNCCuuXxQC7oa49aeLvZKgBucqUpJSOjkAH9bAaOEILD15B2vH1zCG2s-DibLFeuo4oxER-GiHH029dLkD1nbd35QWeRQHFux1UUyO5I8fqrd0ztS5lPBdDdT9RXuWDetT4-sJypc/s1600/9e1778a95fade1ed31baa4b7a624489f-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="İSULTAN ORHANGAZİ" border="0" data-original-height="320" data-original-width="199" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2TKZNCCuuXxQC7oa49aeLvZKgBucqUpJSOjkAH9bAaOEILD15B2vH1zCG2s-DibLFeuo4oxER-GiHH029dLkD1nbd35QWeRQHFux1UUyO5I8fqrd0ztS5lPBdDdT9RXuWDetT4-sJypc/w249-h400/9e1778a95fade1ed31baa4b7a624489f-min.jpg" title="SULTAN ORHANGAZİ" width="249" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN ORHANGAZİ</td></tr></tbody></table><br /><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #424242;"><b><span style="font-size: 17px;"></span></b></span>
<span style="background-color: white;"><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;">Orhan Bey, 1281 yılında Söğüt'te dünyaya geldi. 1326 ile 1359 yılları arasında beylik yapmıştır.Babası Osman Gazi'den 16.000 km² olarak aldığı devleti, oğlu I. Murad'a 95.000 km² olarak bırakmıştır. ... Orhan Bey 1321'de Mudanya'yı fethederek beyliğini Marmara Denizi kıyısına ulaştırmıştır.</span></span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;">Orhan Gazi, son yıllarında Osmanlı Devleti'nin idaresini, oğlu şehzade Murat`a bırakarak hayatını Bursa'da geçirmiştir.</span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;">Ölüm nedeni ve yılı hakkında tarihçiler arasında ihtilaf bulunmaktadır. Zamanının tarihçisi olan Âşıkpaşazâde, Orhan Bey'in Süleyman Bey'le aynı yılda, 1358'de, öldüğünü yazmaktadır. </span><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;">Bazı tarihçiler 1360 yılında 79 yaşında iken vefat ettiğini bildirirler ve diğerleri ise ölümünün 1362'de olduğunu belirtir.Orhan Bey, Bursa'da, Gümüşlü Kümbet'te babasının türbesine gömülmüştür.</span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="font-size: 17px;"><br /></span></span>
<br />
<br /><br />
<script async="" crossorigin="anonymous" src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-3577901791804453"></script>
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-3577901791804453" data-ad-format="fluid" data-ad-layout="in-article" data-ad-slot="5129947339" style="display: block; text-align: center;"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<b>OTTOMAN EMPIRE SULTANS ORHANGAZİ</b><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="font-size: 17px;">Orhan Bey was born in 1281 in Söğüt. He was a principal between 1326 and 1359. He left the state, which he received from his father Osman Gazi as 16,000 km², to his son Murad I as 95,000 km². ... Orhan Bey conquered Mudanya in 1321 and brought his principality to the Marmara Sea coast.</span></span><br />
<span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="font-size: 17px;">Orhan Gazi spent his life in Bursa in the last years, leaving the administration of the Ottoman State to his son, Prince Murat.</span></span><span face=""pt sans" , "open sans" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="color: #424242;"><span style="font-size: 17px;">There is controversy among historians about the cause and year of death. As the historian of his time, Âşıkpaşazâde writes that Orhan Bey died in the same year as Süleyman Bey in 1358. Some historians report that he died at the age of 79 in 1360, and others report that his death was in 1362. Orhan Bey was buried in his father's tomb in Gümüşlü Kümbet in Bursa.</span></span><br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdBuTbHWC7VIgLos85VUvhOG6-NkQZQbNVcakis-8HAkZtihzIixSGEQNA6WzV9PXfNt8eOy1-idmJM5rwwdhbzCx6MByIoRoVtOPwxZ2Hx4daDoRzWyVVpv0IMKgBOrkVR4QeZ8gSn5Q/s1600/98f81ca8a7c2e1de1debc774d296a97f.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdBuTbHWC7VIgLos85VUvhOG6-NkQZQbNVcakis-8HAkZtihzIixSGEQNA6WzV9PXfNt8eOy1-idmJM5rwwdhbzCx6MByIoRoVtOPwxZ2Hx4daDoRzWyVVpv0IMKgBOrkVR4QeZ8gSn5Q/s1600/98f81ca8a7c2e1de1debc774d296a97f.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><br />
<b><span style="font-size: large;">3. I.MURAT</span></b><span face=""PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #424242; font-size: 22px;"><b>(1359 – 1389)</b></span><b><span style="font-size: large;"><br /></span></b>
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhudQIYphzGthbOirSv_TPQHWhcfhXGC5n_OgSASLJ8q5xFh1eMeFdHfcWBaoMmRSKZwoeDD_0I7DaiZfT6kdMpPh8iwkCzvufR-ijyol-buOEO35Zv4KCAiFsT8hiCbAJPG4lm6VANjFc/s1600/98f81ca8a7c2e1de1debc774d296a97f-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1. MURAT" border="0" data-original-height="320" data-original-width="202" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhudQIYphzGthbOirSv_TPQHWhcfhXGC5n_OgSASLJ8q5xFh1eMeFdHfcWBaoMmRSKZwoeDD_0I7DaiZfT6kdMpPh8iwkCzvufR-ijyol-buOEO35Zv4KCAiFsT8hiCbAJPG4lm6VANjFc/w253-h400/98f81ca8a7c2e1de1debc774d296a97f-min.jpg" title="SULTAN 1. MURAT" width="253" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1. MURAT</td></tr></tbody></table><div>
1. Murat, Osmanlı Devleti Padişahları'ndan üçüncüsüdür ve 1362 yılında tahta geçmiştir. Anadolu'daki faaliyetlerden çok Balkan fetihlerine önem veren I. Murad, Bizans ve Bulgar kuvvetlerini 1363 Sazlıdere Savaşı'nda yenerek Edirne'yi aldı. Daha sonra Gümülcine ve Filibe alındı ve İstanbul yönünde Osmanlı kuvvetleri Çatalca'ya kadar geldiler. Edirne ve Filibe'nin ele geçmesi ile Bizans'ın Balkanlarla bağlantısı kesilmiştir. Bu fetihler Balkan milletlerini endişelendirmiştir. Bu şehirleri geri almak ve Türkleri Rumeli'den atmak isteyen Macar, Bulgar, Sırp, Eflak ve Bosna kuvvetleri Osmanlılar'a karşı bir haçlı ordusu oluşturarak Edirne üzerine yürüdüler. Haçlıların Meriç nehrini geçmelerinden sonra Hacı İlbey gece yarısı ani bir baskınla Haçlılar'ı Sırp Sındığı Savaşı'nda yendi (1364). Böylece, Osmanlı Devleti'ne karşı oluşturulan ilk Haçlı ittifakı başarısız oldu. Savaş sonrasında Edirne başkent yapılmıştır.Sultan Birinci Murad, Birinci Kosova Savaşı’ndan sonra savaş alanını gezerken, Sırp Asilzâdesi Milos Obraviç (Sırp Kralı Lazar’ın damadı) tarafından hançerlenerek şehit oldu (1389).<br />
<br /><br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 1.MURAD</b><br />
1. Murat is the third of the Sultans of the Ottoman State and was enthroned in 1362. Attaching importance to Balkan conquests rather than activities in Anatolia, Murad I defeated Byzantine and Bulgarian forces in 1363 Sazlıdere War and took Edirne. Later, Komotini and Plovdiv were taken and the Ottoman forces came to Catalca in the direction of Istanbul. By the capture of Edirne and Plovdiv, Byzantium was disconnected from the Balkans. These conquests worried the Balkan nations. Hungarian, Bulgarian, Serbian, Wallachia and Bosnian forces marched against Edirne by forming a crusader army against the Ottomans, who wanted to take these cities back and expel the Turks from Rumelia. After the Crusaders crossed the Meriç river, Hacı İlbey defeated the Crusaders in the Battle of Serbian Test (1364) with a sudden raid at midnight. Thus, the first Crusader alliance against the Ottoman State failed. After the war, Edirne was made the capital. Sultan First Murad, while touring the battlefield after the First Kosovo War, was martyred by the Serbian Nobleman Milos Obravic (son-in-law of the Serbian King Lazarus) (1389).</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><span style="font-size: large;">4. SULTAN I.YILDIRIM BAYEZID </span></b><span face=""PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #424242; font-size: 22px;">(1389 – 1402)</span></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhy4jhx1gNh2wkw9HjpBOvHp-723cuVobkwtgfk5awV4RMqVbVA81iMUucxZoFj-SjSbnBW__WpWxRwEv1qOoiI0IgeEfnAXLilLJ24ZslRPzEGUUYM0qZy988Qc1OrepINKqMjPw-KtdE/s1600/d11e3c37465eb92f20f2374db26560e2-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1. YILDIRIM BAYEZID" border="0" data-original-height="268" data-original-width="220" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhy4jhx1gNh2wkw9HjpBOvHp-723cuVobkwtgfk5awV4RMqVbVA81iMUucxZoFj-SjSbnBW__WpWxRwEv1qOoiI0IgeEfnAXLilLJ24ZslRPzEGUUYM0qZy988Qc1OrepINKqMjPw-KtdE/w328-h400/d11e3c37465eb92f20f2374db26560e2-min.jpg" title="SULTAN 1. YILDIRIM BAYEZID" width="328" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1. YILDIRIM BAYEZID</td></tr></tbody></table><div>
Sultan I.Bayezıd Babası Sultan Murad, bu savaş sonunda bir Sırp soylusu olan Milos Obilic tarafından şehit edilince, devlet ileri gelenlerinin müşterek kararı ile Osmanlı tahtına geçti</div>
<div>
Yıldırım Bayezid tahta çıktıktan hemen sonra Anadolu’ya yöneldi. Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları dışındaki Tüm Anadolu Beylikleri’ni siyasi egemenliğine aldı. Böylece Anadolu Türk siyasi birliği büyük oranda ilk defa sağlandı.Yıldırım Bayezid İstanbul’u dört defa kuşattı; ancak bu kuşatmalar başarılı olmadı. Bu kuşatmaları etkili hale getirmek için Güzelce Hisarı (Anadolu Hisarı) yapıldı.Yıldırım Bayezid İstanbul’u kuşatan ilk Osmanlı padişahıdır. 1402 Ankara Savaşı Bağdat Celayirleri hakimi Ahmet Celayir ve Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf Timur’dan kaçarak Yıldırım Bayezid’e sığınmıştı. Ayrıca Anadolu beylikleri de Timur’dan Bayezid’e karşı yardım istemişti. Bu olaylar Timur’u harekete geçirdi ve Timur Osmanlı Devleti’ne ait olan Sivas’ı yakıp yıktı. Yıldırım Bayezid ise buna karşılık Timur’a ait olan Erzincan’ı yaktı yıktı. Arada gidip gelen hakaret dolu mektuplar ve her iki hükümdarın da Türk cihan hakimiyeti arzusu Ankara Savaşı’nı kaçınılmaz hale getirdi. 1402’de Ankara’nın Çubuk Ovası’nda büyük bir savaş meydana geldi. Osmanlı Devletine bağlı Karatatarların ve Anadolu Türk Beylikleri’nin ihaneti neticesinde Osmanlı Devleti ağır bir yenilgiye uğradı. Yıldırım Timur’a esir oldu ve çok geçmeden vefat etti. Anadolu Türk birliği bozuldu. Beylikler tekrar kuruldu. (II. Beylikler Dönemi) Osmanlı merkezi otoritesi sarsıldı. Devlet yıkılma tehlikesi geçirdi. Yıldırımın oğulları arasında taht kavgası başladı. Bu karışıklık devrine Fetret Devri (1402-1413) adı verilir.</div>
</div>
<div><br /></div><div>
<br />
<script async="" crossorigin="anonymous" src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-3577901791804453"></script>
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-3577901791804453" data-ad-format="fluid" data-ad-layout="in-article" data-ad-slot="6031965467" style="display: block; text-align: center;"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<b>OTTOMANS SULTANS 1.YILDIRIM BAYEZID</b><br />
Sultan Murad I, Sultan Murad I, was martyred by Milos Obilic, a Serbian noble at the end of this war, and passed to the Ottoman throne with the joint decision of the notables of the state.<br />
Yıldırım Bayezid headed for Anatolia right after the throne. He took all Anatolian Principalities, except Dulkadiroğulları and Ramazanoğulları, under political sovereignty. Thus, the Anatolian Turkish political union was largely achieved for the first time.Yıldırım Bayezid surrounded Istanbul four times; however, these sieges were not successful. Güzelce Hisarı (Anadolu Hisarı) was built to make these sieges effective. Yildırım Bayezid was the first Ottoman sultan to surround Istanbul. 1402 Ankara War, Baghdad Celayirs ruler Ahmet Celayir and Karakoyunlu ruler escaped from Kara Yusuf Timur and took refuge in Yıldırım Bayezid. In addition, Anatolian principalities asked Timur for help against Bayezid. These events mobilized Timur and Timur destroyed Sivas, which belongs to the Ottoman State. Yıldırım Bayezid, on the other hand, burned down Erzincan, which belongs to Timur. Intermittent letters and the desire of both rulers to dominate the Turkish world made the Ankara War inevitable. A great war took place in Ankara's Çubuk Plain in 1402. As a result of the betrayal of the Karatatars and the Anatolian Turkish Principalities affiliated with the Ottoman State, the Ottoman State suffered a severe defeat. Yıldırım was captured by Timur and passed away soon. The Anatolian Turkish union was broken. Principalities were re-established. (II. Principalities Period)<br />
The Ottoman central authority was shaken. The state was in danger of collapse. The fight for the throne started among the sons of Yıldırım. This period of confusion is called the Fetret Age (1402-1413).<br />
<br /></div><div><br /></div>
<div>
<b><span style="font-size: large;">5. SULTAN I.MEHMED (1413</span></b><span face=""PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #424242; font-size: 22px;"> -<b>1421)</b></span></div><div><span face=""PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif" style="background-color: white; color: #424242; font-size: 22px;"><br /></span></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjs1fbfDRPHj5WRGyFZcseMPb1-WGER7rCmn9h0TpN0cgO5gS68jvIy1Wt9F_ISWb66AY5EVvHLS1C7Xo-c-rs23k6Z6xP6Qox3_qJSYCeEbTIGqc7e8XTFEkfSg_PSAEHJZX0BfpmGBs8/s1600/cbdb6b2f18b3e6c43393e75478f4fdc0-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1. MEHMED" border="0" data-original-height="320" data-original-width="254" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjs1fbfDRPHj5WRGyFZcseMPb1-WGER7rCmn9h0TpN0cgO5gS68jvIy1Wt9F_ISWb66AY5EVvHLS1C7Xo-c-rs23k6Z6xP6Qox3_qJSYCeEbTIGqc7e8XTFEkfSg_PSAEHJZX0BfpmGBs8/w318-h400/cbdb6b2f18b3e6c43393e75478f4fdc0-min.jpg" title="SULTAN 1. MEHMED" width="318" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1. MEHMED</td></tr></tbody></table><div>
Osmanlı Devletinin 5.inci Padişahı olan I.inci Mehmet'in (Çelebi mehmet) babası Yıldırım Bayezıd Annesi Devlet Hatundur Çelebi Mehmet Yıldırım Beyazıd'ın 1402 Ankara Savaşında Timura esir düşmesi üzerine Yıldırım Beyazıd'ın Oğulları arasında yaşanan ve tarihte "fetret devri" olarak bilinen tam 11 yıl süren taht kavgalarından bunalımlı yıllardan devleti çıkardığı için aynı zamanda Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak da bilinmektedir.Sultan Mehmed Çelebi 26 Mayıs 1421'de Edirne'de bir sürek avı sırasında at sırtında felç oldu, düştü ve yaralandı. Ölüm döşeğinde Veziriazam Amasyalı Beyazıd Paşa ve vezirleri İvaz Paşa ve Çandarlı İbrahim Paşa'yi çağırıp</div>
<div>
“<span style="white-space: pre;"> </span>Tez oğlum Murat'i getirin. Ben bu döşekten kalkamam. Murat gelmeden ölürsem fitne çıkar. Tedarik görün, ölümümü gizleyin" vasiyetinde bulundu. En çok Selanik'te bulunan Düzmece Mustafa'dan çekinilerek, Amasya'da vali olan Murat'in Bursa'ya ulaşmasına kadar 42 gün ölüm haberi gizlendi. Osmanlı padişahları arasında ölümü gizlenen ilk padişah o oldu. Durumundan kuşkuya düşen ve ayaklanmaları güçlükle önlenen askerleri yatıştırmak için askere geçit yaptırılıp, bu sırada mumyalanmış cesedine kaftan giydirilip, başına sarık konulup pencere önüne oturtulduğu kollarının oynatıldığı rivayet edilir. II. Murat Bursa'ya gelip tahta çıkmasından sonra cenazesi Edirne'den Bursa'ya götürülerek Yeşil Türbe'ye defnedildi.</div>
</div>
<div><br /></div><div>
<br />
<b>OTTOMANS SULTANS 1.MEHMED</b><br />
The father of Yıldırım I, who was the 5th Sultan of the Ottoman State, the father of the First Mehmet (Çelebi mehmet), Yıldırım Bayezıd, Mother Hatuncu Çelebi Mehmet Yıldırım Beyazıd, who was captured by Timura during the Ankara War in 1402, was among the sons of Yıldırım Beyazıd in history. It is also known as the second founder of the Ottoman state, as it removed the state from the depressed years from the known throne fights that lasted 11 years.<br />
Sultan Mehmed Celebi was paralyzed, fell and injured on horseback during a hunting hunt in Edirne on May 26, 1421. On his deathbed, Veziriazam called Amasyalı Beyazıd Pasha and his viziers İvaz Pasha and Çandarli İbrahim Pasha.“Bring my thesis son Murat. I can't get out of this mattress. If I die before Murat arrives, fitna will go out. Supply, hide my death. ”He was afraid of Düzmece Mustafa, who was in Thessaloniki most of all, and he was hidden for 42 days until Murat, who was the governor of Amasya, reached Bursa. In order to appease the soldiers, who are suspicious of their situation and whose revolts were hardly prevented, a parade was made and it was rumored that his mummified corpse was dressed in a robe, his head was placed in front of a window and his arms were played, and his funeral was taken from Bursa to Edirne after coming to Bursa and coming to the throne. He was buried in the Green Tomb.<br />
<br /></div><div><br /></div>
<div>
</div>
<div>
<div>
<span style="font-size: large;"> 6. <b>II. MURAD </b></span><b><span style="font-size: large;">(1421 – 1451)</span></b></div><div><b><span style="font-size: large;"><br /></span></b></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFJfCVufKDxI46MoR9Zl7HqGGQmrWzTutVQqg6a2iOQX3iLmCiMdQiDRW7rLrVBemRJ7ip-hEGAjHKLVGzo2xIGHZryc_fjnuXPS4tskR8RDI0FaAkZrhUr6mNZV9aspVrUlFWywpt-VA/s1600/2.Murat-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 2.MURAD" border="0" data-original-height="320" data-original-width="222" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFJfCVufKDxI46MoR9Zl7HqGGQmrWzTutVQqg6a2iOQX3iLmCiMdQiDRW7rLrVBemRJ7ip-hEGAjHKLVGzo2xIGHZryc_fjnuXPS4tskR8RDI0FaAkZrhUr6mNZV9aspVrUlFWywpt-VA/w278-h400/2.Murat-min.jpg" title="SULTAN 2.MURAD" width="278" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 2.MURAD</td></tr></tbody></table><div>
17 yaşında tahta çıkan II. Murat, Anadolu’daki beylikler tarafından tanınmıyordu. Ona karşı bir ayaklanma başlatıldı ama buna karşılık olarak II. Murat elçiler göndererek yatıştırma siyasetine başvurdu. Bu siyaset işe yaramayınca kendisine müttefik arayan II. Murat, Cenevizliler’in yardımı ile denizde kendini güvence altına aldı. 30 yıl boyunca tahtta kalan II. Murad, 1402 yılında doğmuştur. Tahta çıktığında 19 yaşındaydı.</div>
<div>
Avrupalılar'ın cesaretine hayran duyduğu söylenir. Aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet'in babasıdır.II. Murat tahta çıkar çıkmaz ilk işi Arnavutluk isyanını bastırmak oldu ve Paleologlar’a kendi tabiiyetlerini kabul ettirdi.1450 yılında oğlu Mehmet Dulkadıroğlu Süleyman Bey’in kızı Sitti Hatun ile evlendi ve Edirne’de büyük bir düğün yapıldı. Düğünden bir yıl sonra II. Murat hastalanarak hayatını kaybetti, 48 yaşında idi.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-size: large;">7. FATİH SULTAN </span><span style="font-size: large;">MEHMED</span></h2><h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: large;"> </span>(II.MEHMED) (1451 – 1481)</h2><div><br /></div>
</div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJk-TiJPLD-3uieEy9r98qnJqey0TP8nz-n-GiV7SoBfdDBQQ2TLSZiknjwLEdliVWorq_rmCluYjpmBe_eRYuDdgjhSViniUq1SQXPSvESUEyYDadMsAFlobHJeBR3t9hGvNXsf6BTlM/s1600/366855eb515c6ede473286271e8029ec-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="FATİH SULTAN MEHMED" border="0" data-original-height="320" data-original-width="226" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJk-TiJPLD-3uieEy9r98qnJqey0TP8nz-n-GiV7SoBfdDBQQ2TLSZiknjwLEdliVWorq_rmCluYjpmBe_eRYuDdgjhSViniUq1SQXPSvESUEyYDadMsAFlobHJeBR3t9hGvNXsf6BTlM/w283-h400/366855eb515c6ede473286271e8029ec-min.jpg" title="FATİH SULTAN MEHMED" width="283" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">FATİH SULTAN MEHMED</td></tr></tbody></table><div>
Fatih Sultan II. Mehmed 27 Receb 835 (30 Mart 1432) Pazar günü şafak vaktinde, devletin başkenti olan Edirne’de, II. Murad’ın dördüncü oğlu olarak dünyaya geldi. Annesi Hüma Hatun, dır ve 3 Mayıs 1481’de ölmüştür, Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahıdır. Tarihî kaynaklarda ismi Muhammed şeklinde geçer.İlk olarak 1444-46 yılları arasında kısa bir dönem, daha sonra 1451’den 1481 yılında ölümüne kadar 30 yıl boyunca hüküm sürdü.II. Mehmed, 21 yaşında İstanbul’u fethederek 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu’na son verdi ve bu olay birçok tarihçi tarafından Orta Çağ’ın sonu Yeni Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edildi.</div>
<div><br />
<b>OTTOMANS SULTANS FATİH SULTANS MEHMED</b><br />
At the age of 17, II. Murat was not recognized by the principalities in Anatolia. An uprising was launched against him, but in turn II. Murat sent envoys and applied to the politics of calming. When this policy did not work, II. Murat secured himself at sea with the help of the Genoese.II, who was on the throne for 30 years. Murad was born in 1402. He was 19 when he came to the throne. It is said that he admires the courage of the Europeans. He is also the father of Fatih Sultan Mehmet. As soon as Murat ascended the throne, his first job was to suppress the rebellion in Albania and had Paleologists accept their nationality.<br />
In 1450, he married his son Mehmet Dulkadıroğlu Süleyman Bey's daughter Sitti Hatun and a big wedding was held in Edirne. One year after the wedding, II. Murat was ill and died, he was 48 years old.<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-size: large;">8. SULTAN II. BAYAZID </span>(1481 – 1512)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNLFFK3WhRwgO-I8HxJMuBf0LPMd3Ke1FL4d-99l4iRpLTfzuLhneBRVlqyJvdMpeIueNG2b-p-DrKhU7kk9V6fk3IXfGhEem4XqZpVmmySz-yZJpbMDPU0wxcyo8wZnMvZhLfearlbtM/s1600/2c3b1adc553aa7b2745560fdb3171108-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 2. BAYEZID" border="0" data-original-height="320" data-original-width="219" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNLFFK3WhRwgO-I8HxJMuBf0LPMd3Ke1FL4d-99l4iRpLTfzuLhneBRVlqyJvdMpeIueNG2b-p-DrKhU7kk9V6fk3IXfGhEem4XqZpVmmySz-yZJpbMDPU0wxcyo8wZnMvZhLfearlbtM/w274-h400/2c3b1adc553aa7b2745560fdb3171108-min.jpg" title="SULTAN 2. BAYEZID" width="274" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 2. BAYEZID</td></tr></tbody></table><div>
Sultan İkinci Bayezid 3 Aralık 1448'de Dimetoka'da doğdu. Babası cihan padişahı Fatih Sultan Mehmed Han, annesi Mükrime Hatun adında bir Türk kızıdır. Uzun boylu, geniş göğüslü ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Yüzü yuvarlak ve gözleri elaydı. Cesur ve atılgandı. Aynı zamanda çok halim selim ve dinine bağlı bir padişahtı.İslam ilimlerinin yanı sıra, matematik ve felsefe tahsili de yaptı.Sultan İkinci Bayezid Oğlu Şehzade Selim Babasını tahtdan uzaklaştırıp sürgüne yolladı. 24 <br />
Nisan 1512'de II. Bayezid oğlu Selim namına tahtan feragat ettiğini açıkladı. Böylece babasının vefatından sonra yeniçerilerin desteği ile tahta çıkan II. Bayezid uzun bir saltanatın sonunda oğlunun baskısıyla tahttan çekilmiş oldu. II. Bayezid tahtını oğluna bırakırken şu sözleri söyler:“<span style="white-space: pre;"> </span>Adaletten ayrılma, acizlere ve biçarelere karşı merhametli ol. Kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana ram olmasını istiyorsan ulemaya çok saygı göster, zaruret olmadıkça kimseye sert davranma.</div><div>
<br /></div>
</div>
<div>
<b>OTTOMANS SULTAN 2.BAYEZID</b></div>
<div>
Sultan Second Bayezid was born on December 3, 1448 in Dimetoka. His father, Sultan of the World, Fatih Sultan Mehmed Han, is a Turkish daughter named Mükrime Hatun. He had a tall, wide-chested and strong body. Her face was round and her eyes were thin. He was brave and aggressive. At the same time, he was a very benevolent and religious sultan.In addition to his Islamic sciences, he also studied mathematics and philosophy. Sultan Second Bayezid's son, Prince Selim, removed his father from the throne and sent him into exile. II on April 24, 1512. Bayezid announced that he had waived the throne on behalf of his son Selim. Thus, after the death of his father, II. Bayezid was withdrawn from the throne under the pressure of his son after a long reign. II. As Bayezid leaves his throne to his son, he says the following:<br />
“Do not leave justice, be merciful to helpless and helpless. Show compassion to the lonely, respect the ulema if you want everybody to be with you, do not be harsh on anyone unless necessary.<br />
<br />
<br /></div><div><br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
9. YAVUZ SULTAN SELİM (1512 – 1520)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkOpB-81F19OxyBwMfflX-4hU9S1rwx1AGf8PwGBMXCSDZCLV9dI6aGskhoDd8NHgaIBfUBPH6MvT_FecYeOlSDhZcrFBBpywgeYdnFovDm0IA09d7JkiAAZpTfMyrKJ_FpAGTqi3f9VM/s1600/9b43d88c0baedff090cf5bc25f72662c-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="YAVUZ SULTAN SELİM" border="0" data-original-height="320" data-original-width="215" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkOpB-81F19OxyBwMfflX-4hU9S1rwx1AGf8PwGBMXCSDZCLV9dI6aGskhoDd8NHgaIBfUBPH6MvT_FecYeOlSDhZcrFBBpywgeYdnFovDm0IA09d7JkiAAZpTfMyrKJ_FpAGTqi3f9VM/w269-h400/9b43d88c0baedff090cf5bc25f72662c-min.jpg" title="YAVUZ SULTAN SELİM" width="269" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">YAVUZ SULTAN SELİM</td></tr></tbody></table><div>
Babası 2. Bayezid'in sancak beyi olarak bulunduğu Amasya'da 10 Ekim 1470'te doğan 9. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, 1510 yılına kadar Trabzon sancak beyliği yaptı. Şehzade Selim, kardeşi Ahmed'i tahta geçirmeye hazırlandığını öğrenindiği babasının ordusuyla karşı karşıya geldi. Bu sırada İstanbul'da yeniçeriler Şehzade Ahmed'i istemediklerini ve Selim'i desteklediklerini ilan etti. Bazı vezir ve paşaların da baskısı sonucu 2. Bayezid, tahtından Selim lehine feragat etmek zorunda kaldı. Böylece Şehzade Selim, 24 Nisan 1512'de 9. Osmanlı hükümdarı olarak tahta çıktı. 24 Ocak 1517'de Kahire'nin alınmasından sonra Yavuz Sultan Selim Kahire'de Memlük Devleti'ne bağlı bulunan Abbasilerden halifeliği aldı. Yavuz Sultan Selim'in halifeliği alması ile Kahire'de bulunan kutsal emanetler Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul'a getirildi. Osmanlı Devleti, İslam dininde bağlayıcılık ve güç sağlayan halifelik kurumunu ele geçirdi, Böylece ilk halife olan Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim oldu. 12 Eylül 1520'de "Aslan Pençesi" adı verilen bir çıban yüzünden vefat etti. Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Sultan Selim Camii'ndeki türbeye defnedildi. Ölümünden sonra yerine oğlu Kanuni Sultan Süleyman geçti.</div>
<div>
<br />
<br />
<b>OTTOMANS SULTANS YAVUZ SULTANS SELİM</b></div>
<div>
The 9th Ottoman Sultan Yavuz Sultan Selim, who was born on 10 October 1470 in Amasya, where his father, Bayezid was the sanjak, was the sanjak of Trabzon until 1510. Prince Selim confronted his father's army, where he learned that he was preparing to put his brother Ahmed on the throne. Meanwhile, the janissaries in Istanbul declared that they do not want Prince Ahmed and support Selim. As a result of the pressure of some viziers and pashas, Bayezid had to waive his throne in favor of Selim. Thus, Prince Selim came to the throne on April 24, 1512 as the 9th Ottoman ruler. After the capture of Cairo on January 24, 1517, Yavuz Sultan Selim received the caliphate from the Abbasids who were affiliated with the Mamluk State in Cairo. With the success of Yavuz Sultan Selim, the sacred relics in Cairo were brought to Istanbul, the capital of the Ottoman State. The Ottoman Empire conquered the caliphate institution, which provided binding and power in the Islamic religion. Thus, the first caliph was the Ottoman sultan Yavuz Sultan Selim. He died on September 12, 1520, because of a boil called "The Lion's Claw". After the funeral prayer performed in Fatih Mosque, he was buried in the tomb in Sultan Selim Mosque. After his death, his son Kanuni Sultan Süleyman was replaced.<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
10. KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (1520 – 1566)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0pJC9lcIQ-9UHqnX7IjkAvF7CdpphNHEmJkim1JJVUFHlust5RuPcEVKTPuZznTSCaNlawRYHKDGKHazA2plzgWhHTvWyMD8zBJ06bp3dJx5P0CvmqQ2nF2rOIiVb4PCownLy7MZQCdg/s1600/c870c70327f7523405eb8733415beede-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN" border="0" data-original-height="320" data-original-width="228" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0pJC9lcIQ-9UHqnX7IjkAvF7CdpphNHEmJkim1JJVUFHlust5RuPcEVKTPuZznTSCaNlawRYHKDGKHazA2plzgWhHTvWyMD8zBJ06bp3dJx5P0CvmqQ2nF2rOIiVb4PCownLy7MZQCdg/w285-h400/c870c70327f7523405eb8733415beede-min.jpg" title="KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN" width="285" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN</td></tr></tbody></table><div>
Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğmuştur.Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur.Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti. Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu. Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti. Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu. Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi.Kanuni Sultan Süleyman 1566 yılında hasta olduğu halde on üçüncü ve son seferi olan Zigetvar üzerine sefere çıktı. Bu sırada yetmiş iki yaşındaydı ve hükümdarlığının kırk altıncı yılındaydı. Zigetvar şehri etrafı surlarla ve nehirle çevrili üç kısımdan oluşuyordu. Bu yüzden hemen netice alınamadı. Kuşatmanın son gününe yaklaşıldığında hastalığı iyice artan hükümdar 6-7 Eylül 1566 gecesi sabaha doğru vefat etti.Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümü dahiyane bir şekilde kırk sekiz gün gizlenmiş böylece ortaya çıkabilecek vahim sonuçların önüne geçilmiştir</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTAN KANUNI SULTANS SÜLEİMAN</b><br />
Kanûnî Sultan Süleyman was born on Monday, April 27, 1495 in Trabzon. His father, Yavuz Sultan Selim, was his mother Hafsa Hatun. Şehzade Süleyman, who was called to Istanbul upon the arrival of Yavuz Sultan Selim in 1512, remained in Istanbul during his father's struggles with his brothers. He acted as the attorney. Meanwhile, Saruhan was also in sancakbey. Upon the death of his father Yavuz Sultan Selim, he passed to the Ottoman throne on September 30, 1520, when he was 25 years old. The transition to the throne was easy and without conflict because he had no other brother than him. Kanûnî Sultan Süleyman, who was a very serious and confident sultan, had determination and willpower. He would not be in a hurry in his works, would think very broadly and never return from his orders. He would serve the men he would bring to work, according to their degree of ability. By this time he was seventy-two years old and was in the forty-sixth year of his reign. The city of Zigetvar consisted of three parts surrounded by walls and rivers. Therefore, no results could be obtained immediately. When the last day of the siege was approached, the monarch, whose illness increased, passed away on the night of 6-7 September 1566, the death of Kanuni Sultan Süleyman was ingeniously hidden for forty-eight days, thereby avoiding any serious consequences.<br />
<br /></div><div><br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
11. II. SELİM (1566 – 1574)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRTpCV2SIZ2YnUzgcQ2IULfVGEpXARcmLC60_LaE9YQOwLT7L2NOjJ7dRQ-U-iBqODWFpHs6vGT4U9RDlvtphSv_frkwPiRjbJrfcKLAPhcwiRo_sZwzzA_ty1Uvt5olrA64m3t9vlteo/s1600/7b55cdb17809fd44e4d4712f8cef6a60-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 2.SELİM" border="0" data-original-height="277" data-original-width="200" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRTpCV2SIZ2YnUzgcQ2IULfVGEpXARcmLC60_LaE9YQOwLT7L2NOjJ7dRQ-U-iBqODWFpHs6vGT4U9RDlvtphSv_frkwPiRjbJrfcKLAPhcwiRo_sZwzzA_ty1Uvt5olrA64m3t9vlteo/w289-h400/7b55cdb17809fd44e4d4712f8cef6a60-min.jpg" title="SULTAN 2.SELİM" width="289" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 2.SELİM</td></tr></tbody></table><div>
Sultan İkinci Selim, 28 Mayıs 1524’de, İstanbul’da doğdu. Babası Kanûnî Sultan Süleyman, annesi Hürrem Sultan’dır. Sultan İkinci Selim, orta boylu, açık alınlı, mavi gözlü, ince kaslı ve sarışındı. Şehzadeliğinde mükemmel bir tahsil ve terbiye ile yetiştirildi. Devlet idaresini iyice öğrenmek için de Anadolu’nun çeşitli yerlerinde sancakbeyliği yaptı. Bu sırada tahsiline devam ederek, ilim ve tecrübesini arttırdı. Sarı Selim olarak da anılan İkinci Selim, Kütahya sancakbeyi iken babası Cihan Padişahı Kanûnî Sultan Süleyman’ın ölüm haberi üzerine İstanbul’a gelerek 30 Eylül 1566 günü kırk iki yaşında tahta geçti. Sarı Selim, daha önceki Osmanlı sultanlarına göre silik ve zayıf bir hükümdar olarak tanınır. Babasının saltanatı sırasında diğer kardeşleri Şehzade Bayezid ve Şehzade Mustafa’nın bertaraf edilmesiyle kolayca tahta geçen Sultan İkinci Selim, adını aldığı dedesi Yavuz Sultan Selim ve Babası Kanûnî’ye göre oldukça silik bir idare sergilemiştir. Devrin büyük devlet adamları sayesinde Osmanlı Devleti ihtişamını sürdürmüş, Sokullu Mehmed Paşa gibi dirayetli ve tecrübeli vezirler hükûmeti ayakta tutmuşlardır. Sultan İkinci Selim’in kendisi hiç sefere çıkmamış ve liyakatlı olmayan Ali Paşa’nın Kaptan-ı Deryalığında İnebahtı faciası yaşanmıştır. Sekiz yıl padişahlık yaptıktan sonra 15 Aralık 1574 günü vefat etti.<br />
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS SELIM</b><br />
Sultan Selim II was born on May 28, 1524 in Istanbul. His father is Kanûnî Sultan Süleyman and his mother is Hürrem Sultan. Sultan Selim II was of medium height, fair forehead, blue eyes, thin muscular and blond. He was brought up with an excellent education and training in his prince. He also worked as a sancakbey in various parts of Anatolia to learn the state administration thoroughly. Meanwhile, he continued his education and increased his knowledge and experience. Second Selim, also known as Yellow Selim, was the sanjakey of Kütahya and came to Istanbul upon the death news of his father, Cihan Sultan Sultan Suleyman, and passed the throne at the age of forty-two on September 30, 1566. Yellow Selim is known as a faint and weak ruler compared to previous Ottoman sultans. During the reign of his father, Sultan Selim II, who easily entered the throne with the elimination of his other brothers Şehzade Bayezid and Şehzade Mustafa, exhibited a very faint administration compared to his grandfather Yavuz Sultan Selim and his father Kanûnî. Thanks to the great statesmen of the period, the Ottoman Empire continued its magnificence, and the strong and experienced viziers like Sokullu Mehmed Pasha kept the government alive. Sultan Selim II never went on a journey and there was a disaster in the Captain-ı Deryay of Ali Pasha, who was not merit. He passed away on December 15, 1574 after serving as sultan for eight years.<br />
<br />
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
12. III. MURAD (1574 – 1595)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXRY2lrChfSpppBF1KBVRL66IYX-7LjARQmuHSqLFUC6fB75y36N7whINNRX_9aDjOVXN_1uj4qy77aR8ZZge2KZtOZdEaxFVRHJLqAL9r9UexVHkXzzP6k0Tyrq-TUWK5W7luFF02Ik0/s1600/unnamed-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 3. MURAD" border="0" data-original-height="320" data-original-width="266" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXRY2lrChfSpppBF1KBVRL66IYX-7LjARQmuHSqLFUC6fB75y36N7whINNRX_9aDjOVXN_1uj4qy77aR8ZZge2KZtOZdEaxFVRHJLqAL9r9UexVHkXzzP6k0Tyrq-TUWK5W7luFF02Ik0/w333-h400/unnamed-min.jpg" title="SULTAN 3. MURAD" width="333" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 3. MURAD</td></tr></tbody></table><div>
II. Selim’in oğlu olan Şehzade Murat, 1546 yılında Manisa’da doğdu. İlk eğitimini doğduğu yerde aldıktan sonra Aydın iline sancak beyliğine gönderildi. Ardından Akşehir’e oradan Konya’ya ve son olarak Saruhan’a gitti ve burada padişah olana kadar idarecilik yaptı. 12 yıl süren bu görevi sırasında idare işlere pek karışmadı, zaten tahtın tek varisi olarak rahat bir yaşam sürdü.</div>
<div>
29 yaşında çıktığı tahtta 20 yıl kalan Sultan Üçüncü Murad 16 Ocak 1595 tarihinde felç geçirdi ve vefat etti. Ayasofya Camii’nin avlusuna defnedildi. Sokullu Mehmed Paşa’nın ağırlığını hissettirdiği III. Murad döneminde, Osmanlı toprakları en geniş sınırlarına ulaştı.</div>
</div>
<div><br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 3.MURAD</b></div>
<div>
II. Şehzade Murat, the son of Selim, was born in Manisa in 1546. After receiving his first education at the place of his birth, he was sent to the province of Aydın as a starboard. Then he went to Akşehir, from there to Konya and finally to Saruhan, where he was an administrator until he became a sultan. During this 12-year term, the administration did not interfere with the affairs, and already lived a comfortable life as the only heir to the throne.<br />
Sultan Murad III, who remained on the throne for 20 years at the age of 29, suffered a stroke and died on January 16, 1595. He was buried in the courtyard of the Hagia Sophia Mosque. III, where Sokullu Mehmed Pasha felt his weight. During the Murad period, the Ottoman lands reached their widest limits.<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
13. III. MEHMED (1595 – 1603)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzf8yPpCMaZtoreK5Zdp5FiOIWJ11AMBj6J8rkouznVQYTHsx73B_ss9Dg7KSy87gyOXn-9wthKpNajGDJN63rhRDcwZz__LUtA0lVgkXT8WOc_6Zf1KCCfqbXa3oNBz1iabjhPEJT3aQ/s1600/11018326_10153123643539847_721952044003869809_n-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 3.MEHMED" border="0" data-original-height="320" data-original-width="264" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzf8yPpCMaZtoreK5Zdp5FiOIWJ11AMBj6J8rkouznVQYTHsx73B_ss9Dg7KSy87gyOXn-9wthKpNajGDJN63rhRDcwZz__LUtA0lVgkXT8WOc_6Zf1KCCfqbXa3oNBz1iabjhPEJT3aQ/w330-h400/11018326_10153123643539847_721952044003869809_n-min.jpg" title="SULTAN 3.MEHMED" width="330" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 3.MEHMED</td></tr></tbody></table><div>
<div>1583 yılında Manisa sancağı valiliğine tayin edilen 3.Mehmed, babası 3.Murat'ın vefatı nedeniyle Osmanlı tahtına çıkmıştır. Sultan Mehmet ilk çıktığı an verdiği ilk emir 19 kardeşinin ölüm fermanını vermek olmuştur. Bu olay tarihe Osmanlı İmparatorluğunun en kanlı olaylarından birisi olarak geçmiştir</div>III. Mehmed, 26 Mayıs 1566 yılında Manisa’nın Sart ovasında Safiye Sultan’dan dünyaya gelmişti. Bir rivayete göre Şehzade Murad, Sigetvar seferine çıkmış bulunan babası Kanunî Sultan Süleyman’dan yeni doğan torununa isim vermesini rica etmişti. Tatar pazarcığı menziline geldiğinde bu kutlu haberi alan Kanunî de, II. Murad Han’ın oğlu Fatih Sultan Mehmed’i düşünerek Mehmed adını koymuştu.27 Ekim 1603 tarihini gösteren gün türbelere yaptığı ziyaretlerden sonra, üzüntülü olarak saraya giderken arkasından dervişin birini bağırdığını duydu. Derviş, elli altı gün sonra büyük bir olay olacağını, gafil bulunmaması gerektiğini bildirerek “Günlerini durma say, ecel pek yakın” demişti. 18 Aralık’ta padişahın hastalığı iyice artmıştır. Ölüm hastalığının dört beş gün sürdüğü hakkında birtakım rivayetler olmakla birlikte hastalığının sebebi tam olarak bilinmemektedir. Fakat en büyük üzüntüyü oğlu Mahmud’un âkıbeti sonucu yaşamıştır. Mehmed bin Mehmed er-Rûmî onun şişmanlıktan kaynaklanan mide rahatsızlığından muzdarip olduğunu belirtir. Bazı kaynaklarda da kalp krizi sonucu öldüğü kaydedilir Elli altı gün sonra dervişin sözleri gerçek olmuş ve III. Mehmed Han otuz yedi yaşında iken vefat etmiştir (21 Aralık 1603).</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div><b>
OTTOMANS EMPIRE 3. MEHMED</b><br />
III. Mehmed was born on May 26, 1566, from Safiye Sultan in the Sart plain of Manisa. According to a rumor, Şehzade Murad had asked his father, Kanunî Sultan Süleyman, who was on the expedition to name his newborn grandson. Kanunî, who received this blessed news when he came within the range of Tatarpazarcığı, also, II. Murad Han's son Fatih Sultan named Mehmed by thinking of Mehmed. After the visits to the tombs on the day showing the date of 27 October 1603, he heard the dervish shouting one of the dervishes behind him. Derviş stated that after fifty-six days there would be a big event and that he should not be off guard "Don't stop your days, the death is very close," he said. On 18 December, the disease of the sultan increased. Although there are some rumors about the death disease lasting four or five days, the cause of the disease is not known exactly. However, he suffered the greatest sadness as a result of the fate of his son Mahmud. Mehmed bin Mehmed er-Rûmî states that he suffered from stomach upset caused by obesity. In some sources it is noted that he died as a result of a heart attack Fifty-six days later, the words of the dervish came true and III. Mehmed Han passed away when he was thirty-seven (21 December 1603)<br />
<br /></div><div><br /></div>
<div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
14. I. AHMED (1603 – 1617)</h2></div>
</div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEing3rNhBNx5gCVh0ij0tBjIZaywNXVrUjw3RJA_2LWJC-ebC0Ye2vn_os2mDxR-nLXejShf8c3prSVMERUVpKuMVGekX8KIH97LD-HvOozUZCrgAZ6guujfQpnyqdlJLI_gZmSFC_FrJk/s1600/unnamed+%25281%2529-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1. AHMED" border="0" data-original-height="320" data-original-width="269" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEing3rNhBNx5gCVh0ij0tBjIZaywNXVrUjw3RJA_2LWJC-ebC0Ye2vn_os2mDxR-nLXejShf8c3prSVMERUVpKuMVGekX8KIH97LD-HvOozUZCrgAZ6guujfQpnyqdlJLI_gZmSFC_FrJk/w336-h400/unnamed+%25281%2529-min.jpg" title="SULTAN 1. AHMED" width="336" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1. AHMED</td></tr></tbody></table><div>
Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan'dır. Babasının vefatı üzerine 21 Aralık 1603'te Eyüp Sultan'da kılıç kuşanarak tahta geçti. Sultan I. Ahmet, Kanuni Sultan Süleyman'dan sonraki padişahlar içinde devlet işleriyle yoğun şekilde uğraşan ilk padişah olarak kabul edilir. Sultan I. Ahmet yakalandığı tifüs hastalığından kurtulamayarak 21 Kasım'ı 22 Kasım'a bağlayan gece 1617 yılında 27 yaşında vefat etti ve Sultanahmet Camii yanındaki türbesine defnedildi.</div>
<div>
Saltanatında, hanedan veraset sistemini değiştirip kardeş katli yasasını kaldırmıştır.Yerine ailenin aklı başındaki en büyük üyesi padişah olur sistemini getirmiştir. Bu yeni yasanın, şehzadeler arasındaki rekabetin ve taht kavgalarının, taht için gerçekleştirilen kardeş katillerinin önlenmesi açısından Osmanlı tarihinde çok büyük önemi vardır.<br />
<br />
<b>OTTOMANS SULTANS 1.AHMED</b><br />
His father, Sultan III. Mehmed is his mother Handan Sultan. Upon his father's death, on 21 December 1603, Eyüp Sultan wore a sword and took the throne. Sultan Ahmet I is considered to be the first sultan to deal with the state affairs intensely among the sultans after Suleiman the Magnificent. Sultan Ahmet I could not get rid of the typhus disease he had caught, he died on the night of November 21, November 22, at the age of 27 in 1617 and was buried in his tomb next to the Blue Mosque.In his reign, he changed the dynastic inheritance system and abolished the sister-law law. Instead, he became the sultan's biggest member of the family. This new law has great importance in the history of the Ottoman Empire in terms of the competition between the princes and the fight against the throne and the murderers of the throne.</div>
</div>
<div>
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
15. I. MUSTAFA (1617 – 1618 / 1622 – 1623)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlRMUEUqsPHellzSyBm07gJmSDs8JIMcXFtTXLNdzRLUITZQqV-e8Lv-fuoZjLPh-ZX4qmHepnU6sbvuJu677n2MHJjvF9Q1dwkJD3m0eiUcAqbFnWYHhTjsP69LKfKSeIlZS4Llm_TII/s1600/images-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1. MUSTAFA" border="0" data-original-height="265" data-original-width="190" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlRMUEUqsPHellzSyBm07gJmSDs8JIMcXFtTXLNdzRLUITZQqV-e8Lv-fuoZjLPh-ZX4qmHepnU6sbvuJu677n2MHJjvF9Q1dwkJD3m0eiUcAqbFnWYHhTjsP69LKfKSeIlZS4Llm_TII/w287-h400/images-min.jpg" title="SULTAN 1. MUSTAFA" width="287" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1. MUSTAFA</td></tr></tbody></table><div style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 26px; padding: 0px 0px 10px; vertical-align: baseline;">
<span face=""arial" , sans-serif">Babası Sultan III. Mehmed'tir. I. Mustafa'nın annesinin ismi kesin olarak bilinmemekle beraber Fûldane Valide Sultan olduğu bazı tarihçilerce rivâyet edilmiştir. Osmanlı tarihinde ilk defa padişahlığın babadan oğula geçmesi kuralını bozarak kardeşinin arkasından tahta çıkmış olan padişah olması özelliğini taşır. İki ayrı defa padişahlık yapmıştır.</span><span face=""arial" , sans-serif">Kösem Sultan'ın, eşi I. Ahmed'i etkileyerek kayın biraderi I. Mustafa'nın hayatta kalmasını sağladığı söylenir. I. Ahmed öldüğünde en büyük oğlu (Mahfiruz Hadice Sultan'dan doğma) II. Osman Genç Osman 13 yaşında olduğu için, hanedanın en kıdemli erkek üyesi olması bakımından, I. Mustafa'nın tahta çıkarılmasına karar verildi. Osmanlı Padişahları’nın on beşincisi olan I. Mustafa, her şehzade gibi iyi bir eğitim gördü. Sultan I. Ahmet, kardeş katli kanununu değiştirerek Ekber-Erşet sistemini getirmişti. Bu yeni kanuna göre, kardeş katlinin yaşanmaması için, hanedanın en büyük erkek mensubu kimse, o tahta geçecekti. </span><span face=""arial" , sans-serif">Sultan Ahmet'in vefatından sonra, evladı II. Osman henüz 14 yaşında olduğu için, ailenin en büyük mensubu, Ahmet'in kardeşi I. Mustafa tahta çıktı.</span><span face=""arial" , sans-serif">Devlet işleriyle ilgilenmemesi gerekçesiyle, saltanatının 96. gününde, 26 Şubat 1618 tarihide devlet erkanı tarafından tahttan indirildi ve yerine II. Osman geçti. </span><br />
<span face=""arial" , sans-serif"><br /></span>
<span face=""arial" , sans-serif"><b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 1.MUSTAFA</b></span><br />
<span face=""arial" , sans-serif">His father, Sultan III. Is Mehmed't. Although the name of Mustafa's mother was not known for certain, it was narrated by some historians that F olduğuldane was the Valide Sultan. For the first time in Ottoman history, it was the sultan who came to the throne behind his brother by breaking the rule of passing the sultanate from father to son. He was a sultan for two separate occasions. It is said that Kösem Sultan influenced his wife, Ahmed I, and that his brother-in-law, Mustafa, survived. When Ahmed I died, his eldest son (born from Mahfiruz Hadice Sultan) II. Since Osman Genç Osman was 13 years old, it was decided to take the throne of Mustafa I in terms of being the most senior male member of the dynasty. The fifteenth of the Ottoman Sultans, Mustafa I, received a good education like every prince. Sultan Ahmet I brought the Ekber-Erşet system by changing the sister law. According to this new law, the dynasty, the biggest male member of the dynasty, would enter the throne in order to avoid the murder of the brother. After Sultan Ahmet's death, his son II. As Osman was only 14 years old, the eldest member of the family, Ahmet's brother, Mustafa, came to the throne. Osman passed.</span></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: transparent; background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 26px; padding: 0px 0px 10px; vertical-align: baseline;">
<span face=""arial" , sans-serif"><br /></span></div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
16. GENÇ OSMAN (1618 – 1622)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggsUinkmzucNaDS0PaItCZc5t3YpMsko633fmsG8QzSaxWCfW7Y60jML7WelxzPpc1Snup3ZYuEHFTn-TpK8qhdxXPcNATga7xzEIk90uie3SfGs26xg8yEQ0kLENW4VJaMNEl-h15AT0/s1600/unnamed+%25282%2529-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN GENÇ OSMAN" border="0" data-original-height="320" data-original-width="269" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggsUinkmzucNaDS0PaItCZc5t3YpMsko633fmsG8QzSaxWCfW7Y60jML7WelxzPpc1Snup3ZYuEHFTn-TpK8qhdxXPcNATga7xzEIk90uie3SfGs26xg8yEQ0kLENW4VJaMNEl-h15AT0/w336-h400/unnamed+%25282%2529-min.jpg" title="SULTAN GENÇ OSMAN" width="336" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN GENÇ OSMAN</td></tr></tbody></table><div>
Genç Osman olarak bilinen II. Osman 1604 yılında doğdu. Genç Osman henüz 14 yaşındayken, amcası I. Mustafa'nın tahttan indirilmesi üzerine tahta geçti.Sultan Genç Osman ,20 Mayıs 1622 yılında Tarihte eşine az rastlanır bir şekilde tahtan indirilerek, Yedikule zindanlarında boğularak şehit edilen Sultan Genç Osman, babası Sultan Birinci Ahmed'in Sultanahmed Camii'nin yanındaki türbesine defnedildi.II.Osman veya herkesin bildiği unvanıyla Genç Osman, Devlet-i Aliyye'nin tarihinde, yönettiği insanlar tarafından tahttan indirilerek katledilen tek padişahtır.</div>
</div>
<div><b><br /></b>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS GENÇ OSMAN</b></div>
<div>
Known as Young Osman. Osman was born in 1604. When Young Osman was only 14, he passed the throne after his uncle Mustafa was thrown from the throne. He was buried in his tomb next to the Sultanahmed Mosque.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
17. IV. MURAD (1623 – 1640)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh76k1-fwQt1xvFR97TSUzTLjg8Sd78tIiGMj3vU5BajBehKt5RxCmv4RARyf2_rSs17I22V-l26nGo6S8uxd8SwBi7dT6GFtNShXvNJ2j23IQwyGXW0CXS-UC2aQ4KumoczTWIY35Xk7Q/s1600/indir+%25281%2529-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 4. MURAD" border="0" data-original-height="275" data-original-width="184" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh76k1-fwQt1xvFR97TSUzTLjg8Sd78tIiGMj3vU5BajBehKt5RxCmv4RARyf2_rSs17I22V-l26nGo6S8uxd8SwBi7dT6GFtNShXvNJ2j23IQwyGXW0CXS-UC2aQ4KumoczTWIY35Xk7Q/w268-h400/indir+%25281%2529-min.jpg" title="SULTAN 4. MURAD" width="268" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 4. MURAD</td></tr></tbody></table><div>
1612 yılında İstanbul’da doğan Şehzade Murat, I. Ahmet’in Kösem Sultan’dan olma oğludur. Amcası I. Mustafa’nın akli dengesi yerinde olmadığı için tahttan indirilmesiyle henüz çok küçük yaşta olmasına rağmen annesi Kösem Sultan'ın tesiriyle tahta çıktı. 1623 yılında sultan olan IV.Murat,saltanatının ilk zamanlarında küçük yaşından ötürü annesinin etkisi altında kaldı. 9 yıl boyunca devrin olaylarında herhangi bir tesiri olmadı. İdareyi adına yakışacak şekilde ancak Sadrazam Recep Paşa’yı ve zorbaları 1632 yılında ortadan kaldırdıktan sonra ele aldı. 1640 yılında bir gece aniden fenalaşan sultan, ara ara şuurunu dahi kaybetti. Yılın 8 Şubat’ında ise hayatını kaybetti. Tabutu Sultan Ahmet Camii yanındaki babası I. Ahmet’in türbesine defnedildi.</div>
<div><br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 4.MURAD</b></div>
<div>
Born in 1612 in Istanbul, Şehzade Murat is the son of Ahmet I from Kösem Sultan. Although his uncle Mustafa was mentally unstable, his throne was thrown at the throne by his mother Kösem Sultan, although he was still very young. Murat IV, who became the sultan in 1623, was under the influence of his mother because of his young age in the early days of his reign. It had no effect on the events of the period for 9 years. He handled the administration on behalf of his name only after he eliminated Grand Vizier Recep Pasha and the bullies in 1632. The sultan, who suddenly got worse one night in 1640, even lost his consciousness from time to time. He died on February 8 of the year. His coffin was buried in the tomb of his father, Ahmet, next to Sultan Ahmet Mosque.</div>
<div>
<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
18. 1.İBRAHİM (1640 – 1648)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsP6cipDqGNDMKSKWnyrGAtE7_0fdmqjqU7CzrtxpLsovUuBEpC54BMO7PuBlRWknGbLBkaCz3ah4hs4vVn0jNyXjMhyphenhyphenfYNdpRsDveEmbXKOmXDk1ZeJZOcRF13dbGhZ7E6BIZBxO0xwM/s1600/Osmanl%25C4%25B119-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1. İBRAHİM" border="0" data-original-height="320" data-original-width="231" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsP6cipDqGNDMKSKWnyrGAtE7_0fdmqjqU7CzrtxpLsovUuBEpC54BMO7PuBlRWknGbLBkaCz3ah4hs4vVn0jNyXjMhyphenhyphenfYNdpRsDveEmbXKOmXDk1ZeJZOcRF13dbGhZ7E6BIZBxO0xwM/w289-h400/Osmanl%25C4%25B119-min.jpg" title="SULTAN 1. İBRAHİM" width="289" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1. İBRAHİM</td></tr></tbody></table><div>
1615 yılında doğan Şehzade İbrahim, I. Ahmet’in Kösem Sultan’dan doğan oğludur. 25 yaşında tahta çıktı ve saltanat makamının ilk günlerinde Osmanlı Devleti’nin en karışık dönemine rastgeldi. Amcası I. Mustafa’nın akli dengesizliği, abisi Genç Osman’ın katli, yine IV. Murat’ın tahta geçtiği sırada uyguladığı sert tavırlar onun hassas mizacını oldukça etkiledi. IV. Murat’ın hastalanıp son anları yaşadığı sırada dahi tahtın tek varisi olan İbrahim’i öldürmek istemesi ancak bu durumun Kösem Sultan tarafından engellenmesi onun hayal bile edemeyeceği bir noktaya ulaşmasını sağladı ve 1640 yılında tahta çıkarak cülus töreni gerçekleşti. Kötü ve bilinçsiz yönetim sonucu hazine boşaldığı için halktan fazladan vergiler alınması ve askerlerin maaşlarının dahi ödenemeyecek duruma gelmesi gibi durumlardan dolayı, ulema 7 Ağustos 1648 tarihinde Etmeydanı- Orta Camii'de toplanarak yeni bir ayaklanma çağrısı yaptı Ağaların adamı olan Sofu Mehmet Paşa, isyancılar tarafından sadrazam ilan edildi. Şeyhülislam Abdurrahim Efendi'nin de desteğini alan isyancılar, padişahı tahhtan indirerek yerine henüz 7 yaşında olan oğlu IV. Mehmet'i geçirip itaat ettiler İhtilâlin en acı olayı ise, "İki halife bulunduğu zaman, fitneyi önlemek için birini katlediniz." şeklindeki Şeyhülislam fetvasına dayanan ihtilalcilerin, I. İbrahim'i tahttan indikten 11 gün sonra, kapadıkları hücrede boğarak katletmeleri oldu. I. İbrahim, Ayasofya Selâtin Haziresi'nde medfundur.</div>
<div>
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 1.IBRAHIM</b></div>
<div>
Born in 1615, Şehzade İbrahim is the son of Ahmet I born from Kösem Sultan. He came to the throne at the age of 25 and coincided with the most complicated period of the Ottoman State in the first days of the Sultanate. His uncle Mustafa's mental imbalance, his brother Young Osman's massacre, again IV. Murat's harsh attitudes while he was on the throne affected his sensitive temperament. IV. Even though Murat was sick and wanted to kill İbrahim, who was the only heir to the throne, but this situation was prevented by Kösem Sultan, he reached a point that he could not even imagine, and in 1640, a cerulean ceremony took place. Sofu Mehmet Pasha, who was the man of Ağa, made a call for a new uprising on August 7, 1648, due to the fact that the treasury was emptied as a result of bad and unconscious administration, because of the fact that extra taxes were collected from the people and even the salaries of the soldiers could not be paid. was announced. The rebels, who received the support of Şeyhülislam Abdurrahim Efendi, brought the sultan away from the throne and replaced him with his son, who was just 7 years old. They passed and obeyed Mehmet. The most painful event of the revolution was, "When two caliphs were found, you murdered one to prevent mischief." The revolutionaries, who were based on the Sheikh-ul-Fatwa form, were killed by strangling in the cell they closed in 11 days after the death of Abraham. İbrahim I is a medphine in Hagia Sophia Treasury.<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
19. IV. MEHMED (1648 – 1687)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjMuCVF0-6_EsEHjvwNH7pRNw4_OavDuuvXqedzDuEzl4DiaCkPXx0MdT-igHgdMyJRoMCHdLD3t1817jbr3ymwTih-1AP2HU2GPNVqNBT7gFWgCoTlGKNWp6HhfZ9AlZJV1sXIM7qAug/s1600/dorduncu_mehmet-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 4. MEHMED" border="0" data-original-height="320" data-original-width="206" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjMuCVF0-6_EsEHjvwNH7pRNw4_OavDuuvXqedzDuEzl4DiaCkPXx0MdT-igHgdMyJRoMCHdLD3t1817jbr3ymwTih-1AP2HU2GPNVqNBT7gFWgCoTlGKNWp6HhfZ9AlZJV1sXIM7qAug/w258-h400/dorduncu_mehmet-min.jpg" title="SULTAN 4. MEHMED" width="258" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 4. MEHMED</td></tr></tbody></table><div>
1642 yılında İstanbul’da doğan Şehzade Mehmet’in babası I. İbrahim’dir. Çocukluğu sarayda geleneksel ortam içerisinde geçtiği gibi iyi bir de eğitim aldı. Babasının dengesiz davranışları nedeni ile büyükannesi Kösem Sultan’ın devlet adamlarının yardımı ile 1648 yılında henüz 7 yaşında iken tahta çıktı. Kılıç alayı töreninin ardından kılıç kuşandı ve cülus bahşişi dağıttı.Dördüncü Mehmed İkinci Viyana bozgunundan sonra, ordunun ve devlet erkanının oybirliği ile 8 Kasım 1687 günü tahttan indirildi. Bundan sonraki ömrü, saraydaki bir odada yanına konulan iki cariye ile tam bir hapis hayatı şeklinde sürdü. 6 Aralık 1693'de Edirne'de vefat etti. Cenazesi İstanbul'a gönderildi ve Yeni Cami'deki Türbesine, annesi Turhan Sultanın yanına defnedildi.</div>
</div>
<div><br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 4.MEHMED</b></div>
<div>
Born in 1642 in Istanbul, Şehzade Mehmet's father is I. İbrahim. He received a good education as his childhood passed in a traditional setting in the palace. Due to his father's unstable behavior, he came to the throne in 1648 when he was 7 years old, with the help of statesmen of his grandmother Kösem Sultan. After the sword procession ceremony, the sword was besieged and handed down the tip.<br />
The Fourth Mehmed was deposed unanimously on November 8, 1687, after the Second Vienna defeat. His next life lasted as a complete prison life with two concubines placed next to him in a room in the palace. He died in Edirne on December 6, 1693. Her funeral was sent to Istanbul and she was buried next to her mother Turhan Sultan in her tomb in Yeni Mosque.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
20. II. SÜLEYMAN (1687 – 1691)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitm7oRXadYflSTh3CuPPiQRBpMid-1SmunxsrHrEVUqF1ivXtfXcd-QKdsa1EdypSxNFFMfiHigd8oXAuBRDRaXqgUNXYaFHHXjhjxBXp8JZQ5fFBLZaYeA5a2OphuQ_xAQT3Qbe7MqTA/s1600/unnamed+%25283%2529-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 2. SÜLEYMAN" border="0" data-original-height="320" data-original-width="266" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitm7oRXadYflSTh3CuPPiQRBpMid-1SmunxsrHrEVUqF1ivXtfXcd-QKdsa1EdypSxNFFMfiHigd8oXAuBRDRaXqgUNXYaFHHXjhjxBXp8JZQ5fFBLZaYeA5a2OphuQ_xAQT3Qbe7MqTA/w333-h400/unnamed+%25283%2529-min.jpg" title="SULTAN 2. SÜLEYMAN" width="333" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 2. SÜLEYMAN</td></tr></tbody></table><div>
1642 yılında İstanbul’da doğan Şehzade Süleyman’ın babası I. İbrahim’dir. Abisi IV. Mehmet’in saltanatı döneminde sıkı bir gözetim altında tutuldu, hatta abisinin av partilerinde ve seferlerinde onunla birlikte zaman zamanda Edirne Sarayındaydı. 1683 Viyana Kuşatması ve ardından gelen bozgunla birlikte büyük toprak kayıplarının açtığı sorunlar nedeni ile abisinin tahttan indirilerek yerine geçmesi kararlaştırıldı ve 1687 yılında saltanatı başladı. 1691 yılı mayıs ayında Sadrazam Fazıl Mustafa Paşa, ikinci kez Macaristan seferine çıkarken, hastalığı çok ilerlemesine rağmen ordusuna moral vermek isteyen ve kendi hastalığı nedeniyle otoritesizliğin oluşmasına mahal vermek istemeyen Sultan II. Süleyman da sefere çıktı. Rahatsızlığının artması üzerine ancak Edirne’ye kadar gelebildi. Hastalığının ne kadar ilerlediğini farkında olan padişah, rivayet odur ki; kendi yerine kardeşi Şehzade Ahmed’in tahta çıkartılmasını vasiyet etmişti. Nitekim II. Süleyman, 22 Haziran 1691’de bir cuma günü vefat ettiğinde 49 yaşında idi. Cenazesi, İstanbul’a gönderildi ve aynı ismi taşıdığı büyük atası Kanuni Sultan Süleyman’ın, Süleymaniye Camisindeki türbesine defnedildi.</div>
</div>
<div>
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 2. SÜLEIMAN</b></div>
<div>
Born in 1642 in Istanbul, the father of Prince Suleyman is Ibrahim I. His brother IV. During the reign of Mehmet, he was kept under strict custody, and even at the time of his brother's hunting parties and expeditions, he was at Edirne Palace from time to time. Due to the siege of Vienna in 1683 and subsequent defeat, the problems caused by the great land losses were decided to be removed from his throne and replaced and his reign started in 1687.In May 1691, when Grand Vizier Fazıl Mustafa Pasha was on his Hungarian expedition for the second time, Sultan II. Solomon also went on a campaign. When his discomfort increased, he could only come to Edirne. The sultan, who is aware of how far his illness has progressed, is that; instead, he was willing to take his brother Prince Ahmed to the throne. Indeed II. Solomon was 49 when he passed away on a Friday, June 22, 1691. His funeral was sent to Istanbul and was buried in the tomb of Suleiman the Magnificent, the great ancestor of which he had the same name, in the Süleymaniye Mosque.</div>
<div>
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
21. II. AHMED (1691 – 1695)</h2></div>
<div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJG5hb9-sbWzDr2YxDOyDUpo5gsXJ2tWH3DP5T4m5IzoVxXxlniVLNE36vniz1bHBu2V9ybynrH10Gt9Y2tib3KEu8aBZ3WWGmP1pBF5JuaI2RHarK2RZidY-Mdp1qrbXCiHCzCHC44gw/s1600/unnamed+%25284%2529_opt+%25281%2529.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 2. AHMED" border="0" data-original-height="294" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJG5hb9-sbWzDr2YxDOyDUpo5gsXJ2tWH3DP5T4m5IzoVxXxlniVLNE36vniz1bHBu2V9ybynrH10Gt9Y2tib3KEu8aBZ3WWGmP1pBF5JuaI2RHarK2RZidY-Mdp1qrbXCiHCzCHC44gw/w336-h400/unnamed+%25284%2529_opt+%25281%2529.jpg" title="SULTAN 2. AHMED" width="336" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 2. AHMED</td></tr></tbody></table><div>
II.Ahmed, Osmanlı 21. padişahıdır. Sultan İbrahim'in ve Muazzez Sultan'ın oğludur. Kafeste geçen gençlik yıllarından sonra 1691'de tahta çıkmıştır.Sultan II.Ahmet, Hat sanatında ustaydı. Yazı yazma kabiliyeti çok üstün olan Sultan Ahmet, birçok Kuran-ı Kerim yazmıştır ayrıca başka kitapları da yazarak çoğaltmıştır. Şairlere ve şiire de düşkündü. 3 yıl 7 ay 14 gün saltanat sürdükten sonra, yakalandığı Siroz hastalığından kurtulamayarak 6 Şubat 1695 günü Edirne'de vefat etti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Kanuni Sultan Süleyman Türbesine defnedildi.</div><div><b><br /></b>
<b>OTTOMAN EMPIRE SULTANS 2.AHMED</b><br />
Ahmed II is the 21st Ottoman sultan. He is the son of Sultan İbrahim and Muazzez Sultan. After his youth in the cage, he came to the throne in 1691.Sultan Ahmet II was a master in calligraphy. Sultan Ahmet, who has a very good writing ability, has written many Quran and also has reproduced other books. He was also fond of poets and poetry. After reigning for 3 years 7 months and 14 days, he could not get rid of the cirrhosis disease he died and died on 6 February 1695 in Edirne. Her body was brought to Istanbul and buried in the Kanuni Sultan Süleyman Tomb.<br /><br />
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
22. II. MUSTAFA (1695 – 1703)</h2></div></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgX-TCf29AkORRE-YHAW7o3eGQxAmUx1wCqKhau3scBDWPf4KAd9inizJxVVOZ503gf9JZyDE6cl0-__iY1w1S9Optna-SrbN07BAgekoHWcqrexGL1hICnV2r4PWIIKs7wn45ZRlFdltk/s1600/e1dedd64eba60c34b582b1676fc3de71_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 2.MUSTAFA" border="0" data-original-height="374" data-original-width="269" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgX-TCf29AkORRE-YHAW7o3eGQxAmUx1wCqKhau3scBDWPf4KAd9inizJxVVOZ503gf9JZyDE6cl0-__iY1w1S9Optna-SrbN07BAgekoHWcqrexGL1hICnV2r4PWIIKs7wn45ZRlFdltk/w285-h400/e1dedd64eba60c34b582b1676fc3de71_opt.jpg" title="SULTAN 2.MUSTAFA" width="285" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 2.MUSTAFA</td></tr></tbody></table><div>
1664 yılında Edirne’de doğan Şehzade Mustafa, IV. Mehmet’in oğludur. Küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim gören şehzade, babası ile birlikte Lehistan seferine çıktı. 1687 yılında babasının tahttan indirilmesi ile tahta aday olsa da devlet erkanı II. Süleyman’ı layık gördü ve Şehzade Mustafa babası ile birlikte Topkapı Sarayı’nda hapsedildi. Ancak 1691 yılında II. Süleyman’ın hayatını kaybetmesiyle yeniden tahta aday olsa da, Fazıl Mustafa Paşa II. Ahmet’i tercih etti. Sultan Ahmet’in vefatı üzerine oğlu İbrahim tahta aday gösterilse de Mustafa, hanedanın en büyüğü sıfatıyla Edirne Sarayı’nda Ortakapı önüne taht kurdurarak veziriazam ve şeyhülislamı beklemeden padişahlığını ilan etti. 1695 yılında tahta geçen II. Mustafa o sırada 31 yaşındaydı; bir kaç gün sonra da kılıç kuşanma merasimi yapıldı 1703 tarihinde Sultanahmet Meydanı'nda toplanan Yeniçeriler'e halktan birçok insanın katılmasıyla olay büyüdü. Halk ve Yeniçeri, Feyzullah Efendi'nin ve yakınlarının yargılanmasını padişahın da İstanbul'a gelmesi istiyorlardı. Bundan 3 gün sonra 18 Temmuz günü ulemanın ve esnafın katılımıyla büyük bir toplantı yapıldı. 9 Eylül'de örgütlenen kalabalık Edirne'ye doğru yola çıktı. Yürüyüşün başında bulunan Çalık Ahmet Ağa ile Ahmet Paşa, padişahın tahttan indirilip yerine III. Ahmet'in geçmesini istiyorlardı. Gelen kalabalığa karşı Edirne'de Vezir Hasan Paşa komutasında bir savunma ordusu hazırlandı. Hüseyin Paşa'nın geri çekilmesi üzerine desteği kalmadığını anlayan II. Mustafa, 22 Ağustos'ta tahttan çekilerek yerini kardeşi III. Ahmet'e bıraktı.</div>
<div>
Bu vakanın sonucunda tahttah indirilen II. Mustafa Edirne'yi terk edip İstanbul'a döndü. Bir süredir devam eden Edirne'deki saray yaşamı tekrar İstanbul'a dönmüş oldu. Oğulları ile birlikte kafes hayatına giren II. Mustafa, 29 Aralık 1703 yılında hayatını kaybetti<br />
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 2.MUSTAFA</b></div>
</div>
<div>
Born in 1664 in Edirne, Şehzade Mustafa, IV. He is the son of Mehmet. The prince, who had a good education from a young age, went on a trip to Lehistan with his father. Although his father was deposed in 1687, he was a candidate for the throne. He deemed Süleyman worthy and Prince Mustafa was imprisoned in Topkapi Palace with his father. However, in 1691 II. Although Solomon was a candidate for the throne once again, Fazıl Mustafa Pasha II. He preferred Ahmet. Although his son İbrahim was nominated as a candidate for the death of Sultan Ahmet, Mustafa declared his sultanate without waiting for the Grand Vizier and sheikhs by establishing a throne in front of Ortakapı in Edirne Palace as the oldest dynasty. II. Mustafa was 31 at the time; a few days later, the sword-worn ceremony was held. People and Janissaries wanted Feyzullah Efendi and his relatives to be tried and the sultan to come to Istanbul. A great meeting was held on July 18, 3 days later with the participation of the ulama and artisans. The crowd organized on 9 September set out for Edirne. Çalık Ahmet Ağa and Ahmet Pasha, who were at the beginning of the march, were brought down from the throne of the sultan and replaced by III. They wanted Ahmet to pass. Against the crowd, a defense army was prepared under the command of Vizier Hasan Pasha in Edirne. Understanding that he had no support after Hüseyin Pasha's withdrawal, II. Mustafa, withdrawing from the throne on August 22, was replaced by his brother III. He left it to Ahmet.As a result of this case, II. Mustafa left Edirne and returned to Istanbul. The palace life in Edirne, which has been going on for a while, has returned to Istanbul. Having entered the cage life with his sons, II. Mustafa died on December 29, 1703</div>
<div>
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
23. III. AHMED (1703 – 1730)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgio0Xd1lK_PHawdKzDmJcRIfhdEVg2fNIuiQdI2sn-88JyQYB_D8T5R2GSQx-moZCtUluZRtA0LCtkVGtuaev5gTBHPnH__Q_NxPntAeoVYUMiXsncA_0sQb9e-sjPki2MXkcex5yBEo8/s1600/a4b0c77253b450b25e208d48a77461a3_opt+%25281%2529.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 3. AHMED" border="0" data-original-height="399" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgio0Xd1lK_PHawdKzDmJcRIfhdEVg2fNIuiQdI2sn-88JyQYB_D8T5R2GSQx-moZCtUluZRtA0LCtkVGtuaev5gTBHPnH__Q_NxPntAeoVYUMiXsncA_0sQb9e-sjPki2MXkcex5yBEo8/w245-h400/a4b0c77253b450b25e208d48a77461a3_opt+%25281%2529.jpg" title="SULTAN 3. AHMED" width="245" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 3. AHMED</td></tr></tbody></table><div>
III. Ahmet, 31 Aralık 1673 yılında dünyaya geldi. IV. Mehmet'in Rabia Gülnuş Emetullah Sultan'dan ikinci oğluydu. Şehzadeliği önce Topkapı, sonra Edirne Sarayı'nda geçen III. Ahmet, öğrenimini Sultanî Mehmet Efendi'den daha sonra ise Seyyit Feyzullah Efendi'den aldı. Ağabeyi II. Mustafa'nın çıkan isyandan dolayı tahttan indirilmesi üzerine 22 Ağustos1703 yılında 30 yaşında tahta çıktı. III. Ahmet, bahçeyi ve çiçeği seven bir padişah olduğu için “şükûfecilik” denen çiçekçilik onun zamanında bir meslek halini aldı. Sonraları, sembolleşerek o yıllara Lale Devri denilmesine sebep olan lale gayet kıymetli bir çiçek haline geldi ve çeşitleri, yetiştirilme usulleri hakkında kitaplar yazıldı. III. Ahmet’in katıldığı Çırağan alemleri de bu değerli lalelerle süslü bahçelerde yapıldı.III. Ahmet’den alınan fermanla, 1727 yılında, ilk defa Türkçe kitap basan bir matbaa kuruldu. Yalova’da kağıt imaline başlandı, İstanbul’da Tekfur Sarayı’nda 1725 yılında bir çini fabrikası kuruldu ve İznik’teki çini ustalarından bazılarının buraya gelerek çalışmaları sağlandı. Ayrıca, İstanbul’da mevcut çuha fabrikasının yanında Hatayi ismi verilen kumaşı dokumak üzere bir başka fabrika daha inşa edildi. 57 yaşında iken halk ihtilali ile tahttan indirilen Sultan III. Ahmed, Topkapı Sarayı’nda kendisine tahsis edilen dairesinde yaşamaya devam etti. Bu süre zarfında bol bol ibadetle ve hat yazısıyla meşgul olan Sultan Ahmed, 63 yaşında olduğu sırada 24 Haziran 1736’da yaşında vefat etti. Naaşı, İstanbul Eminönü’ndeki Turhan Sultan türbesine, babası Sultan IV. Mehmed ve ağabeyi Sultan II. Mustafa’nın yanına defnedildi.27 yıl padişahlık yapan Sultan III. Ahmed’in iki şehzadesi (Sultan III. Mustafa: 1757-1774 ve Sultan I. Abdülhamid: 1774-1779) Osmanlı tahtına çıkacaklardır.</div>
</div>
<div><br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 3.AHMED</b><br />
III. Ahmet was born on December 31, 1673. IV. Mehmet's Rabia Gülnuş was the second son of Emetullah Sultan. The palace was used in Topkapı and then in Edirne Palace. Ahmet received his education from Sultanî Mehmet Efendi and later from Seyyit Feyzullah Efendi. Her brother II. Mustafa was thrown to the throne at the age of 30 on August 22, 2017, after he was deposed due to a revolt. III. Since Ahmet was a sultan who loved the garden and flowers, the floristry called “greetings” became a profession in his time. Later, tulip became a precious flower, symbolizing it as the Tulip Period and symbolizing those years, and books on its varieties and growing methods were written. III. The Çırağan realms, where Ahmet participated, were also made in gardens decorated with these precious tulips.<br />
III. With the decree taken from Ahmet, a printing house was published in 1727, which printed Turkish books for the first time. Paper production started in Yalova, a tile factory was established in Tekfur Palace in Istanbul in 1725 and some of the tile masters in Iznik came here to work. In addition, another factory was built in Istanbul to weave the fabric called Hatayi, next to the existing cloth factory. Sultan III, who was dismissed from the throne with the people's revolution when he was 57 Ahmed continued to live in his apartment allocated to him in Topkapı Palace. During this time, Sultan Ahmed, who was busy with plenty of worship and calligraphy, died on 24 June 1736 when he was 63 years old. His body was sent to the Turhan Sultan tomb in Eminönü, Istanbul, with his father Sultan IV. Mehmed and his brother Sultan II. He was buried next to Mustafa. Sultan III, who was the sultan for 27 years. The two princes of Ahmed (Sultan Mustafa III: 1757-1774 and Sultan Abdulhamid I: 1774-1779) will rise to the Ottoman throne.<br />
<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
24. I. MAHMUD (1730 – 1754)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9qZywDrkFO_fpZd-H23FGy5NBi5x6Ae3hcCdoY9OD7I8oTdigsB1wfaExvugWnvWpvLBPByuZ7pAsYXyshn4IMf2Vw_aaeZ76-Xs7Znu6QngkN2uNX4nIWvvPOJkHs44n802cXSF5cbo/s1600/c488880a1336b5feb597d25d38f6a855_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 1.MAHMUD" border="0" data-original-height="344" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9qZywDrkFO_fpZd-H23FGy5NBi5x6Ae3hcCdoY9OD7I8oTdigsB1wfaExvugWnvWpvLBPByuZ7pAsYXyshn4IMf2Vw_aaeZ76-Xs7Znu6QngkN2uNX4nIWvvPOJkHs44n802cXSF5cbo/w284-h400/c488880a1336b5feb597d25d38f6a855_opt.jpg" title="SULTAN 1.MAHMUD" width="284" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 1.MAHMUD</td></tr></tbody></table><div>
1696 yılında Edirne’de doğan Şehzade Mahmut, II. Mustafa’nın büyük oğludur. Çocukluk yıllarını doğduğu yerde geçirdiği gibi ilk eğitimini de burada aldı. Yaşanan Edirne Vak’asında babasının tahttan indirilmesi üzerine kardeşleri ile birlikte hapsedildi. Hapis hayatı 27 yıl sürdü ve bu süre zarfında genellikle kuyumculuk sanatı ile uğraştı. Patrona Halil İsyanı sırasında tahttan indirilen III. Ahmet’in yerine 1730 yılında halk tarafından tahta çıkartıldı. Kendisine ilk biat eden amcası III.Ahmet olup; kimseye güvenmemesi konusunda onu uyardığı bilinmektedir. Sultan Birinci Mahmud, 1 Ekim 1730 tarihinde 35 yaşında iken padişah oldu. Devrindeki en değerli kimseleri seçip iş başına getirdi. Karakter sahibi, azimli, müşfik, merhametli, dikkatli, ve sabırlı bir insandı. Kendi zevkinden çok milletin refahını düşünerek hareket etti.Bu sayede babası ve amcasının düştüğü hatalara düşmedi. Hayatının son iki yılını hasta geçiren Sultan Birinci Mahmud, 13 Aralık 1754 tarihinde 59 yaşında iken vefat etti. Sultan İkinci Mustafa'nın Yeni Camideki türbesine defnedildi</div>
</div>
<div><b><br /></b>
<b>OTTOMAN EMPIRE SULTANS 1. MAHMUD</b><br />
Born in Edirne in 1696, Şehzade Mahmut, II. He is Mustafa's eldest son. He spent his childhood years in his birthplace and got his first education here. He was imprisoned with his brothers after his father was deposed in the Edirne Case. His prison life lasted 27 years, and during this time he often dealt with the art of jewelry. During the Patrona Halil Rebellion, III. Instead of Ahmet, he was thrown into the throne by the people in 1730. Uncle III, the first to pay him allegiance. Is Ahmet; It is known to warn him not to trust anyone. Sultan First Mahmud became a sultan on October 1, 1730 when he was 35 years old. He chose the most valuable people in his period and brought them to work. He was a person of character, determined, kind, compassionate, careful and patient. He acted with the welfare of the nation rather than his own taste. In this way, his father and uncle did not make mistakes. Sultan First Mahmud, who passed the last two years of his life, passed away on December 13, 1754 when he was 59 years old. Sultan was buried in Mustafa's tomb in Yeni Mosque<br />
<div>
<br /></div>
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
25. III. OSMAN (1754 – 1757)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGeJV5UBg3WeiiKYSOmqOWkeKxZBIAlT3T7tcOw9eWwR0FDw_l94XKuJJwPkQN2nEx3ANIUM6BSfI2yXcHN7orHTifyL-mejGAxchctI8_GW9GCETwBQZOF3iH4FbGwhsURDKIcvMM8Ac/s1600/9edb5de7eea77b66b2a2ddef0130c46f_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN 3. OSMAN" border="0" data-original-height="344" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGeJV5UBg3WeiiKYSOmqOWkeKxZBIAlT3T7tcOw9eWwR0FDw_l94XKuJJwPkQN2nEx3ANIUM6BSfI2yXcHN7orHTifyL-mejGAxchctI8_GW9GCETwBQZOF3iH4FbGwhsURDKIcvMM8Ac/w284-h400/9edb5de7eea77b66b2a2ddef0130c46f_opt.jpg" title="SULTAN 3. OSMAN" width="284" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN 3. OSMAN</td></tr></tbody></table><div>
1699 yılında Edirne’de doğan Şehzade Osman II. Mustafa’nın oğludur. Yaşanan Edirne Vak’asında babasının tahttan indirilmesi üzerine babası ile birlikte Şimşirlik Dairesi’ne hapsedildi. Abisi I. Mahmut’un saltanatı ile tahtı bekleyen en büyük şehzade oldu ancak bu bekleme dönemi 53 yıl sürdü; bu dönemde Şehzade Osman ‘’piştahta’’ denilen taşınabilir küçük masalar, çekmeceler yaptı. Abisi I. Mahmut’un ölümü ile 1754 yılında 58 yaşında tahta çıktı.Sultan III. Osman musikiden nefret ettiği için müzisyen cariyelerin bir kısmını saraydan uzaklaştırdı. Sarayda dolaşırken cariyelerle karşılaşmak istemediği için ayakkabılarına demir ökçeler taktırmıştı. Ökçelerden çıkan sesi duyan cariyeler padişahın geldiğini öğrenip yoldan çekiliyorlardı. 2 yıl, 10 ay, 18 gün saltanat sürmüş ve bu süre içinde yedi tane vezir-i azam değiştirmiştir. 30 Ekim 1757 tarihinde şirpençeden dolayı vefat etmiş ve Yeni Cami Turhan Valide Sultan türbesine defnedilmiştir.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 3.OSMAN</b><br />
Born in 1699 in Edirne, Şehzade Osman II. He is the son of Mustafa. He was imprisoned in the Edirne Case with his father after his father was deposed. He became the biggest prince waiting for the throne with his brother Mahmut I.'s reign, but this waiting period lasted 53 years; In this period, Şehzade Osman made portable small tables, drawers called "curd". He went to the throne at the age of 58 in 1754 with the death of his brother Mahmut I.Sultan III. Because Osman hated music, the musician removed some of the concubines from the palace. As he wandered around the palace, he did not want to meet the concubines, so he had iron heels on his shoes. Hearing the sound of the heel, the concubines learned that the sultan had come and were out of the way. The reign lasted for 2 years, 10 months and 18 days, and during this period he changed seven viziers. He died on 30 October 1757 due to the shirk and was buried in the Yeni Mosque Turhan Valide Sultan tomb.<br />
<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">26. III. MUSTAFA (1757 – 1774)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtyjDhu3hTo5L8eJHw-GPJJw46-n3Foe1u5K49NBZUQthbH4wcwCpOZnthLJJ6QGLOsjYQItqLDp_YGWYaJt0KuHP5mEsNEtUJ2A313NYjJUuFkuRMAyYmPANRxt7hjbhwIXPTPG6Xric/s1600/27b124fbce9e7abcc13b3d6bb61c5ecd_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN III.MUSTAFA" border="0" data-original-height="393" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtyjDhu3hTo5L8eJHw-GPJJw46-n3Foe1u5K49NBZUQthbH4wcwCpOZnthLJJ6QGLOsjYQItqLDp_YGWYaJt0KuHP5mEsNEtUJ2A313NYjJUuFkuRMAyYmPANRxt7hjbhwIXPTPG6Xric/w250-h400/27b124fbce9e7abcc13b3d6bb61c5ecd_opt.jpg" title="SULTAN III.MUSTAFA" width="250" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN III.MUSTAFA</td></tr></tbody></table><div>
III. Mustafa, 28 Ocak 1717 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası III. Ahmet, annesi Mihrişah Sultan'dır. Lale Devri'ne girilirken doğan III. Mustafa, çocukluğunu bu dönemin renkli ortamında geçirdi. Damat İbrahim Paşa ile babası III. Ahmet'in reform çalışmlarını yakından takip etti. Şehzadeliği boyuca iyi bir öğrenim görerek yüksek din ilimleri, edebiyat, tarih, coğrafya ve askeri bilimleri dönemin büyük âlimlerinden aldı. 1730 tarihinde Patrona Halil İsyanı'yla tahttan indirilen babasıyla beraber 27 yıl boyunca kafes hayatı yaşadı. III. Mustafa'nın ölümüyle 30 Ekim 1757 yılında tahta geçti. Aynı zamanda tahta çıktığında cülus bahşişi veren son padişah oldu. 22 Mayıs 1766 yılında büyük İstanbul depremi onun zamanında olmuştur. Avrupa’da iktidar depremleri olurken,Osmanlı Devleti bu depremlerden etkilenmemiştir. Rusların antlaşmalara aykırı olarak Polonya’ya asker sokması, Fransızların teşvik etmesi ve Padişah’ın savaşa meyilli olması, Ekim 1768’de Rusya’ya karşı harp ilan edilmesine sebep olmuştur. Çariçe II. Katerina komutasındaki Rus orduları, önce Kırım Han’ı Giray Han’ın darbelerine maruz kalmışlar ise de, Osmanlı ordusunun tecrübesiz ve hazırlıksız olması hasebiyle, 1769 son baharında Polonya’nın kapısı olan Hotin’i teslim almışlardır. Karadeniz Osmanlı Gölü olması sebebiyle Fin Körfezinden Akdeniz yoluyla sürpriz bir şekilde Mora’ya Rumlarla birlikte asker çıkaran Ruslar, 1770 Nisan’ında perişan edildiler; ancak Baltık Filosu ile Ege’ye yönelen Rus kuvvetleri Temmuz 1770’de Koyun Adaları açıklarında Osmanlı gemilerine karşı büyük kayıplar vererek çekildi; sonra da Çeşme Limanında Osmanlı gemilerine baskın düzenleyerek çok büyük kayıp verdirdiler. Avrupa’da büyük akisler uyandıran Çeşme Baskınının intikamı Cezayirli Hasan Paşa tarafından alındı. İşte Osmanlı Devleti’nin asırlardır, yani en az 1453 yılından beri dünyada tek süper güç olarak hayatını devam ettirmesi, bundan sonra meydana gelecek olaylarla sona erdi. Çünkü Kont Romanzov komutasındaki Rus kara askerleri Boğdan’ın Kartal (Larga) denilen bir mevkiinde Sadrazam İvaz-zâde Halil Paşa’yı Ağustos 1770 yılında mağlup ediyor ve Bender Rusların eline geçiyordu. Rusya bununla da kalmadı ve Kırım’ın kapısı olan Orkapı’yı kuşattı. Çariçe, Osmanlı Devleti’nden ayrılırsa bağımsız bir devlet olarak kabul edeceğini söyleyerek Kırım’ı ikiye böldü ve Kırım Rus işgaline mecburen boyun eğdi (Temmuz 1771). Artık Osmanlı Devleti dünyanın 1. Devleti olma özelliğini kaybetmişti. 1771 yılı içinde Ruslar Eflak’i yani Romanya’yı işgal ettier. Arkasından Dobruca’dan Bulgaristan’a giren Rusların bu ilerlemeleri, açtığı harp sebebiyle devletin başına büyük felâketlerin gelmesine sebep olduğunu düşünen Padişah’ı zora soktu ve sıkıntılar içinde nüzûl hastalığına tutularak vefât etti</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 3.MUSTAFA</b><br />
III. Mustafa was born on January 28, 1717 in Istanbul. Father III. Ahmet is his mother Mihrişah Sultan. Born in entering the Tulip Age III. Mustafa spent his childhood in the colorful environment of this period. Damat İbrahim Pasha and his father III. He closely followed Ahmet's reform efforts. He received a good education throughout the city and received high religious sciences, literature, history, geography and military sciences from the great scholars of the period. He lived a cage life for 27 years with his father, who was thrown from the throne in 1730 with the Patrona Halil Rebellion. III. He passed the throne on October 30, 1757 with the death of Mustafa. At the same time, he was the last sultan to tip the culus when he came to the throne. On May 22, 1766, the big Istanbul earthquake happened in his time. While there were power earthquakes in Europe, the Ottoman Empire was not affected by these earthquakes. The fact that the Russians introduced troops into Poland against the treaties, the French encouraged and the Sultan was prone to war caused the war to be declared against Russia in October 1768. Czarina II. Although the Russian armies under the command of Katerina were subjected to the coups of the Crimean Khan Giray Khan first, 1769 due to the inexperience and preparation of the Ottoman army.In the last spring, they have received Hotin, the door of Poland. Russians, who came to the Peloponnese together with the Greeks from the Finnish Gulf through the Mediterranean because of the Black Sea Ottoman Lake, were devastated in April 1770; however, the Russian forces heading towards the Aegean with the Baltic Fleet retreated in July 1770 off the Sheep Islands with great losses against Ottoman ships; then they raided the Ottoman ships in Çeşme Port, causing great losses. The revenge of the Çeşme Raid, which caused great flows in Europe, was taken by the Algerian Hasan Pasha. Here, the Ottoman Empire's centuries-long life, as the only superpower in the world since at least 1453, ended with the events that will occur after that. Because the Russian black soldiers under the command of Count Romanzov defeated the Grand Vizier Ivaz-zhal Halil Pasha in August 1770 and Bender was taken over by the Russians in a place called the Eagle (Larga) of Boğdan. Russia did not remain with this either, and surrounded Orkapı, the gate of Crimea. Czarina divided the Crimea in half, saying that if he left the Ottoman State, he would accept it as an independent state, and Crimea obliged to obey the Russian occupation (July 1771). Now the Ottoman State had lost its feature of being the 1st State of the world. In 1771, the Russians invaded Wallachia, that is Romania. These advances of the Russians who entered Bulgaria from Dobrudja afterwards put the Sultan in trouble, who thought that it caused great disasters to happen to the state due to the war he caused, and died in troubles by suffering from nuisance.<br />
<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
27. I. ABDÜLHAMİD (1774 – 1789)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk2LrkQD6OL5wFOOyfRzAfX-C5xomIpiriLhpMNTYTBplorM7cyYyJ6cr2JaDkPYU8RM1MduTW359ejEvbLO2lGEls2Lrd9WjClLPVAKjfi-cJCayTZFKD8QH9iuy3aEUNvgotmPn6Ry4/s1600/39fd1df0f5542969b571b718d35b81e0_opt+%25281%2529.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN I. ABDULAZİZ" border="0" data-original-height="344" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk2LrkQD6OL5wFOOyfRzAfX-C5xomIpiriLhpMNTYTBplorM7cyYyJ6cr2JaDkPYU8RM1MduTW359ejEvbLO2lGEls2Lrd9WjClLPVAKjfi-cJCayTZFKD8QH9iuy3aEUNvgotmPn6Ry4/w284-h400/39fd1df0f5542969b571b718d35b81e0_opt+%25281%2529.jpg" title="SULTAN I. ABDULAZİZ" width="284" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN I. ABDULAZİZ</td></tr></tbody></table><div>
1725 yılında İstanbul’da doğan Şehzade Abdülhamid, III. Ahmet’in oğlu olup kardeşi III. Mustafa’dan sonra tahta çıktı. Patrona Halil İsyanı sırasında babası tahttan indirilince o ve kardeşleri sarayda hapsedildi. Çocukluk yılları göz hapsinde geçen Abdülhamid’in bu durumu kardeşi III. Mustafa’nın tahta çıkışına kadar devam etti ve kardeşinin ölümü üzerine 1774 yılında 49 yaşında iken tahta çıktı. Siyasi alanda bir takım başarısızlıklar olsa da ıslahat hareketlerinde ve ordunun düzeltilmesinde büyük bir başarı kazanmıştır. Osmanlı donanmasını iyileştirdiği gibi 1775 yılında açılan Mühendishane-i Bahri Hümayun okulunda deniz subaylarının yetişmesine önem verdi. 1776 yılında Tershane Mühendishanesi açıldı. Türk matbaacılığı da bu dönemde yeniden canlandı.Ruslar, Özi kalesini kuşatarak 25.000 kişiyi alçakça katlettiler (17 Aralık 1788). Bu haberin İstanbul'a ulaşması üzerine, Sultan Birinci Abdülhamid kederinden hastalandı ve felç geçirdi. Ancak, 7 Nisan 1789'da vefat edene kadar devlet işleriyle ilgilenmeye devam etti</div>
</div>
<div><br /></div><div>
<b>OTTOMAS EMPIRE SULTANS 1.ABDULHAMİD</b><br />
Born in Istanbul in 1725, Şehzade Abdulhamid III. Ahmet's son and his brother III. He came to the throne after Mustafa. When Patrona was rebelled during the Halil Rebellion, he and his brothers were imprisoned in the palace. Abdülhamid spent his childhood years under arrest, and his brother III. He continued until Mustafa's throne, and on the death of his brother, he came to the throne in 1774 when he was 49 years old.Although there were some failures in the political field, it has been a great success in the reform movements and the correction of the army. As he healed the Ottoman navy, he gave importance to the training of naval officers in the Engineerhane-i Bahri Humayun school, which was opened in 1775. Tershane Engineering Center was opened in 1776. Turkish printing also revived during this period.The Russians surrounded the Ozi fortress and murdered 25,000 people lowly (December 17, 1788). Upon reaching this news in Istanbul, Sultan Abdulhamid the First fell ill and suffered a stroke. However, he continued to deal with government affairs until he passed away on April 7, 1789.<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
28. III. SELİM (1789 – 1807)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi7g7HR21B8b2ey6GvuEXXSAYTZ2fvmOQfizxOgPNak-s6L5ea25yEZOxwa0vAYjACajllPxwtTTtfNNPkxJ_GZIcJVsvUJPwzrZ-znJ5xqeE9yk6G1YjiBXheZpkBsx45rgTwnsuQtks/s1600/f451c41437519bd11c8397dc9fb420f3_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN III.SELİM" border="0" data-original-height="309" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi7g7HR21B8b2ey6GvuEXXSAYTZ2fvmOQfizxOgPNak-s6L5ea25yEZOxwa0vAYjACajllPxwtTTtfNNPkxJ_GZIcJVsvUJPwzrZ-znJ5xqeE9yk6G1YjiBXheZpkBsx45rgTwnsuQtks/w320-h400/f451c41437519bd11c8397dc9fb420f3_opt.jpg" title="SULTAN III.SELİM" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN III.SELİM</td></tr></tbody></table><div>
Sultan Üçüncü Selim, 24 Aralık 1761 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Üçüncü Mustafa, annesi Mihrişah Sultan. Sultan Üçüncü Selim'in padişah olmasını istemişti. Ancak, babasından sonra padişahlığa amcası Sultan Birinci Abdülhamid getirildi. Sultan Birinci Abdülhamid, Sultan Üçüncü Selim'i sarayda göz önünde bulunduruyor, ancak yine de onun eğitimine önem veriyordu. Amcası Sultan Birinci Abdülhamid'in ölümü üzerine 7 Nisan 1789 günü 28 yaşındayken Osmanlı tahtına oturdu.25 Mayıs 1807'de Kabakçı Mustafa İsyanı başgösterdi. Ayaklanan Yeniçeriler birçok devlet adamını idam edip III. Selim'i tahtan indirdiler. III. Selim'in amcasının oğlu IV. Mustafa'yı tahta geçirdiler. Alemdar Mustafa Paşa'nın III. Selim'i tekrar tahta geçirmek istemesi duyulunca 28 Temmuz 1808 yılında III. Selim idam edildi. Laleli Camii yanında III. Mustafa'nın türbesine defnedildi.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 3.SELİM</b><br />
Sultan Selim III was born on December 24, 1761 in Istanbul. His father is Sultan Mustafa, his mother is Mihrişah Sultan. The Sultan wanted the Third Selim to be the sultan. However, after his father, his uncle Sultan First Abdulhamid was brought to the sultan. Sultan First Abdulhamid considered Sultan Selim III in the palace, but still gave importance to his education. Upon the death of his uncle Sultan First Abdulhamid, he sat on the Ottoman throne at the age of 28 on April 7, 1789.On May 25, 1807, Kabakçı Mustafa Rebellion appeared. The Rebellious Janissaries executed many statesmen and III. They put Selim down the throne. III. Selim's uncle's son IV. They put Mustafa on the throne. Alemdar Mustafa Pasha's III. When it was heard that Selim wanted to put the throne back on July 28, 1808, III. Selim was executed. Next to Laleli Mosque III. He was buried in Mustafa's tomb.<br /><br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
29. IV. MUSTAFA (1807 – 1808)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAnHLZYkxDP41ajzbP3FdIWtw5zYy1iviTgLSbiLie0NnWAj43p8F0xtO4LPDJs8-zrX5StC4d_zc99ViPBg6GWhwmzDd4RpnQ9oj-iKZXihbq2gEbFw0EjL8AUAlJUd5QI4QNjE4roSA/s1600/3918cdeecb0e5c7765b72f3e5be9f4c1_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN IV MUSTAFA" border="0" data-original-height="345" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAnHLZYkxDP41ajzbP3FdIWtw5zYy1iviTgLSbiLie0NnWAj43p8F0xtO4LPDJs8-zrX5StC4d_zc99ViPBg6GWhwmzDd4RpnQ9oj-iKZXihbq2gEbFw0EjL8AUAlJUd5QI4QNjE4roSA/w284-h400/3918cdeecb0e5c7765b72f3e5be9f4c1_opt.jpg" title="SULTAN IV MUSTAFA" width="284" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN IV MUSTAFA</td></tr></tbody></table><div>
Yirmi dokuzuncu Osmanlı padişahıdır. 1779 yılında doğan Şehzade Mustafa I. Abdülhamid’in oğludur. Küçük yaştan itibaren sarayda klasik bir eğitim aldı, babasıyla teftiş gezileri yaptı. Babasının ölümü üzerine tahta amcası III. Selim çıktı, ancak çocuğu olmadığı için Şehzade Mustafa’yı sevdi ve kolladı; rahat bir dönem yaşadı. III. Selim’in ıslahatları halk arasında bir ayaklanmaya neden olmuş ve padişahı tahttan indirmişlerdi. Bunun üzerine 1807 yılında yerine IV. Mustafa tahta geçti İstanbul'daki isyan, Rus cephesindeki ordunun disiplinini de bozdu. Orduda bulunan III. Selim taraftarları, Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa'nın yanına sığındılar. Bu olaylar üzerine IV.Mustafa, Sadrazam Hilmi Paşa'yı azlederek yerine Çelebi Mustafa Paşa'yı sadarete getirdi. Osmanlı ordusundaki bu karışıklıktan faydalanan Ruslar, Eflak ve Boğdan'da bazı kaleleri ele geçirdiler. Fakat, bu sırada Fransa İmparatoru Napoleon karşısında zor durumda kalmaları, barış istemelerine sebep oldu. Rusya'nın Eflak, Boğdan ve diğer zaptettiği yerleri tahliye ederek çekilmesi şartıyla, 20 Ağustos 1807 yılında barış antlaşması imzalandı.</div>
<div>
İstanbul'daki asayiş sağlanamamakta idi. Asiler ile başa çıkamayacağını anlayınca IV. Mustafa, Alemdar Mustafa Paşa'dan yardım istedi. Bunun üzerine 16 bin kişilik bir kuvvetle gelen Alemdar Mustafa Paşa, Kabakçı ve yandaşlarını öldürttü. Kabakçı’nın öldürülmesi, saray erkanı ve yeniçeriler arasında büyük telaşa sebep oldu. Daha sonra İstanbul'a giren Alemdar, zorbaları ortadan kaldırmaya ve fesatçıları sürmeye başladı. Bu sırada Alemdar'ın taraftarları III. Selim'i yeniden tahta çıkarmaları için tahrike başladılar. Onun bu niyetini sezen Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa, kendisinden İstanbul'u terk etmesini istedi. Alemdar Mustafa Paşa da bunun üzerine, 28 Temmuz günü on beş bin kişiden fazla askeriyle Bab-ı Ali'yi bastı. Sadrazamdan mührünü aldı. Ancak, III. Selim'in yeniden tahta çıkması halinde kendilerini öldürteceğinden korkan asiler ve bazı devlet adamları, padişahtan III. Selim ve Şehzade Mahmut'un öldürülmeleri için ferman çıkarttırdılar. Nitekim, zorla saraya giren Alemdar, III. Selim'in hançer darbeleriyle şehit edilmiş cesediyle karşılaştı. Hizmetkarlarının yardımı ile hayatını kurtaran II. Mahmut'u 28 Temmuz 1808 yılında padişah ilan etti. IV. Mustafa ise, Topkapı Sarayı'na yerleştirildi IV. Mustafa, 17 Kasım 1808'de yeniden tahta geçirme teşebbüsünde bulunulmaması için öldürüldü. Osmanlı tahtına II. Mahmut geçirildi. IV. Mustafa'nın cenazesi merasimle kaldırılarak, Bahçe Kapısı'nda babası I. Abdülhamit’in türbesine defnedildi.IV. Mustafa, öldüğünde 30 yaşında idi.<br />
<br />
<b>OTTOMAS EMPIRE SULTANS 4.MUSTAFA</b><br />
It is the twenty-ninth Ottoman sultan. Born in 1779, he is the son of Mustafa Abdulhamid I. From a young age, he received a classical education in the palace, made inspection trips with his father. On the death of his father, his wooden uncle III. Selim came out, but he loved and looked after Prince Mustafa because he had no children; he had a comfortable period. III. Selim's reforms caused an uprising among the people, and they dismissed the sultan. Thereupon, IV. Mustafa took the throne<br />
The revolt in Istanbul also disrupted the discipline of the army on the Russian front. III in the army. Selim supporters took refuge with Alemdar Mustafa Pasha, the Ruse of Ruse. On these events IV. Mustafa dismissed Grand Vizier Hilmi Pasha and brought Çelebi Mustafa Pasha to his place. Taking advantage of this confusion in the Ottoman army, the Russians captured some castles in Wallachia and Boğdan. However, their difficulty in the face of the French Emperor Napoleon caused them to ask for peace. A peace treaty was signed on August 20, 1807, provided that Russia withdrew from Eflak, Boğdan and other places it had captured.The public order in Istanbul could not be provided. When he realized that he could not cope with the rebels, IV. Mustafa asked for help from Alemdar Mustafa Pasha. Upon this, Alemdar Mustafa Pasha, who came with a force of 16 thousand people, killed Kabakçı and his followers. The killing of Kabakçı caused great fuss between the palace man and the janissaries. Alemdar, who later entered Istanbul, began to eliminate bullies and deploy mischief-makers. Meanwhile, the supporters of Alemdar III. They started the drive to get Selim back on the throne. Sensing his intentions, Grand Vizier Çelebi Mustafa Pasha asked him to leave Istanbul. Alemdar Mustafa Pasha then raided Bab-ı Ali with more than fifteen thousand soldiers on July 28. He got his seal from the Grand Vizier. However, III. The rebels and some statesmen, who were afraid that Selim would kill them if he came to the throne again, were given to the Sultan by the Sultan Selim and Şehzade had a decree for the killing of Mahmut. As a matter of fact, Alemdar entering the palace by force, III. He met Selim's corpse killed by dagger blows. Saving his life with the help of his servants II. He declared Mahmut the sultan on July 28, 1808. IV. Mustafa was placed in Topkapı Palace IV. Mustafa was killed on 17 November 1808 to avoid attempting to re-enter the throne. II to the Ottoman throne. Mahmut was passed. IV. Mustafa's funeral was removed by ceremony, and he was buried in the tomb of his father Abdülhamit I. at the Garden Gate. Mustafa was 30 years old when he died.</div>
</div>
<div>
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
30. II. MAHMUD (1808 – 1839)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo_3I6YZ1r4Q2KP9qPPGT-gYlvRdCvCycj0DRovfFT1FCOvckYMlb59A8fFt1PHuShE-cflXBoEo0Ip8Y7Dlzgcwp6vreumkTInwCwVsoZQZTJqlxnKOunwW9AAxD9JjdZmAXR2VzJON8/s1600/57177ed3bcea7a42c18781934833bc5d_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN MAHMUD .II" border="0" data-original-height="309" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo_3I6YZ1r4Q2KP9qPPGT-gYlvRdCvCycj0DRovfFT1FCOvckYMlb59A8fFt1PHuShE-cflXBoEo0Ip8Y7Dlzgcwp6vreumkTInwCwVsoZQZTJqlxnKOunwW9AAxD9JjdZmAXR2VzJON8/w320-h400/57177ed3bcea7a42c18781934833bc5d_opt.jpg" title="SULTAN MAHMUD .II" width="320" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN MAHMUD .II</td></tr></tbody></table><div>
20 Temmuz 1785 yılında İstanbul'da doğan II. Mahmud'un babası I. Abdülhamid, annesi ise Nakşıdil Sultan'dır. Babası I. Abdülhamit, 7 Nisan 1789 günü hayatını kaybetti. Şehzade Mahmut, babasını kaybettiğinde henüz 4 yaşındaydı. Babasını kaybetmesinden sonra amcası Üçüncü Selim, öğrenimi ile bizzat ilgilendi.1807'de Kabakçı Mustafa İsyanı başlaması üzerine 29 Kasım 1807'de Üçüncü Selim tahttan ayrılır. Fakat bu sırada Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa, III. Selim'i destekliyordu. İstanbul'a gelerek tekrardan tahta çıkmasını sağlamak istedi. III. Selim bu olaylar sırasında öldü, Şehzade Mahmud ise son anda ölümden kurtuldu. Bunun ardından Şehzade Mahmud. 28 Temmuz 1808'de tahta oturdu. Eğitim, askeri, idari olmak üzere birçok alanda ıslahatlar yapan II. Mahmud, eğitim alanında; ilköğretimi mecburi hale getirdi ve sonrasında Avrupa'ya eğitim için öğrenciler gönderdi. Memur yetiştirmek için "Mekteb-i Maarif-i Adliye" kuruldu. İletişim alanında posta teşkilatı kuruldu. Müsadere sistemi kaldırıldı, 1831 yılında ilk nüfus sayımı yapıldı.1 Temmuz 1839 yılında hayatını kaybetti. Verem yüzünden vefat eden II. Mahmut, Divanyolu, II. Mahmut türbesine defnedildi. Yerine oğlu I. Abdülmecit padişah olarak tahta geçti.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 2.MAHMUD</b><br />
Born on July 20, 1785 in Istanbul, II. Mahmud's father was Abdulhamid I and his mother was Nakşıdil Sultan. His father, Abdulhamit I, died on April 7, 1789. Şehzade Mahmut was only 4 years old when he lost his father. After losing his father, his uncle Third Selim was personally interested in his education.<br />
Upon the beginning of the Kabakçı Mustafa Rebellion in 1807, the third Selim left the throne on 29 November 1807. But at the same time, Ruse of the Rousse Alemdar Mustafa Pasha, III. He was supporting Selim. He wanted to come to Istanbul and make him come to the throne again. III. Selim died during these events, and Prince Mahmud was saved from death at the last minute. After that, Prince Mahmud. He sat on the throne on July 28, 1808.He made reforms in many fields including education, military and administrative. Mahmud, in the field of education; he made primary education compulsory and then sent students to Europe for education. "Mekteb-i Maarif-i Adliye" was established to train civil servants. Postal organization was established in the field of communication. The confiscation system was abolished, the first census was carried out in 1831.He died on July 1, 1839. He died due to tuberculosis II. Mahmut, Divanyolu, II. He was buried in the tomb of Mahmut. His son, Abdulmecit I, was replaced by the sultan.</div>
<div>
<br />
<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
31. ABDÜLMECİD (1839 – 1861)</h2></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIV4rwEdmGwtJvzKv0IxP_g4wiNxBjgW6NajOcWxUT91ernTW3nqKwjUExdk-1dlA8yTv9q-IXgPh3E837OtEPM0668CbXvI_jP4a02VH_WwiZ-Ql8Y0tWFt5lx_6vzyEykkuZod5Y_Mk/s1600/07631a2e9e3c739baa936707597a7a4f_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN ABDÜLMECİD" border="0" data-original-height="344" data-original-width="248" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIV4rwEdmGwtJvzKv0IxP_g4wiNxBjgW6NajOcWxUT91ernTW3nqKwjUExdk-1dlA8yTv9q-IXgPh3E837OtEPM0668CbXvI_jP4a02VH_WwiZ-Ql8Y0tWFt5lx_6vzyEykkuZod5Y_Mk/w284-h400/07631a2e9e3c739baa936707597a7a4f_opt.jpg" title="SULTAN ABDÜLMECİD" width="284" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN ABDÜLMECİD</td></tr></tbody></table><div>
Babası II. Mahmud, annesi Bezmiâlem Vâlide Sultan'dır. 25 Nisan 1823'te İstanbul'da doğdu. Tahsil ve terbiyesine itina edilerek zamanın icaplarına göre, tıpkı Avrupalı bir prens gibi yetiştirildi. Konuşacak ve okuduğunu anlayacak kadar iyi Fransızca öğrendi. Avrupa neşriyatını yakından takip eder, temas ettiği yabancılarla çeşitli konuları tartışırdı. Batı mûsikisine ve yaşayış tarzına hayrandı.1 Temmuz 1839'da babasının ölümü üzerine, on yedi yaşında iken tahta geçti.Abdülmecid’in dönemine damgasını vuran olaylar genelde Tanzimat ve Islahat Fermanları olarak bilinen hukukî ve idarî düzenlemelerdir. “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” (padişah yazısı) ya da “Tanzimat-ı Hayriye (hayırlı düzenlemeler) olarak da bilinen Tanzimat Fermanı 3 Kasım 1839’da Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkı’ında okunarak yürürlüğe sokuldu. Abdülmecid, Tanzimat’ın uygulamasında karşılaşılan güçlükleri yerinde görmek amacıyla zaman zaman yurt gezilerine çıktı. Dışardan aldığı borçların bir bölümüyle saraylar, köşkler ve sosyal kurumlar yaptırdı. Dolmabahçe Sarayı (1853), Beykoz Kasrı (1855), Küçüksu Kasrı (1857), Mecidiye Camisi (1849), Teşvikiye Camisi (1854) Hırka-i Şerif Camiii (1851) onun döneminin başlıca eserleridir. Bezmiâlem Valide Sultan, Gureba Hastanesi’ni yaptırdı (1845-1846), yeni Galata Köprüsü de aynı tarihte hizmete girdi. Sultan Abdülmecid, ıslahat çalışmaları, savaşlar, içte ve dışta buhranlarla geçirdiği bir saltanat döneminin (1 Temmuz 1839-25 Haziran 1861) ardından, yakalandığı verem hastalığından kurtulamayarak, 38 yaşında iken İstanbul’da vefat etti.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS ABDULMECID</b><br />
His father II. Mahmud is his mother Bezmiâlem Vâlide Sultan. He was born on April 25, 1823 in Istanbul. He was raised just like a European prince according to the requirements of the time by being paid attention to his education and education. He learned French well enough to speak and understand what he was reading. He closely followed the European publications and discussed various issues with the foreigners he was in contact with. He admired the western music and lifestyle.Upon his father's death on July 1, 1839, he passed the throne when he was seventeen.The events that left their mark on Abdulmecid's period are generally legal and administrative arrangements known as the Tanzimat and Islahat Fermans. Tanzimat Fermans, also known as “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” (sultan's writing) or “Tanzimat-ı Hayriye (good arrangements), was read and put into force by Mustafa Reşit Pasha in Gülhane Park on November 3, 1839.Abdülmecid went on trips from time to time to see the difficulties encountered in the implementation of Tanzimat. He built palaces, mansions and social institutions with some of the debts he received from abroad. Dolmabahçe Palace (1853), Beykoz Pavilion (1855), Küçüksu Pavilion (1857), Mecidiye Mosque (1849), Teşvikiye Mosque (1854) Hirka-i Serif Mosque (1851) are the main works of his period. Bezmiâlem Valide Sultan built Gureba Hospital (1845-1846), and the new Galata Bridge was put into service on the same date. Sultan Abdulmecid passed away in Istanbul after he was 38 years old, after a period of reign (July 1, 1839-25 June 1861), with reforms, wars, and internal and external crisis.<br />
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
32. ABDÜLAZİZ (1861 – 1876)</h2></div>
<div>
<div>
Sultan Abdülaziz 8 Şubat 1830 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi.</div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOGaZz4S-SYs-Gq2urqOURBSRtcbSLoiT1Mh1ZQhruV1YhsZROo648rYYRbjr3yPAHgXpVnPNejpydiSzQgzdOiWOqYggBEMIRYuYu5QOD2WPL_bzSwdcGpHV6nUk-YzAe43lv-QYGSxI/s1600/e5284f7075bb59e4a1addec7dc3526d8_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN ABDÜLAZİZ" border="0" data-original-height="361" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOGaZz4S-SYs-Gq2urqOURBSRtcbSLoiT1Mh1ZQhruV1YhsZROo648rYYRbjr3yPAHgXpVnPNejpydiSzQgzdOiWOqYggBEMIRYuYu5QOD2WPL_bzSwdcGpHV6nUk-YzAe43lv-QYGSxI/w271-h400/e5284f7075bb59e4a1addec7dc3526d8_opt.jpg" title="SULTAN ABDÜLAZİZ" width="271" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN ABDÜLAZİZ</td></tr></tbody></table><div>
25 Haziran 1861 tarihinde Sultan Abdülmecid’den devraldığı saltanat koltuğuna oturdu. Abdülaziz tahta geçtiğinde, bir süredir dış borç alan devletin maliyesi güç duruma düşmekteydi.Birkaç yıl sonra artık alınan borçları kapatmak için borç almak noktasına gelecek olan ekonomi, her geçen gün dışa bağlı ve üretimin yeterli gelmediği bir hal alacaktı. Aynı zamanda siyasete de tanzimatçı paşalar ve devlet adamları hakimdi. Bu kadronun son büyük temsilcisi sayılan Mehmed Emin Âli Paşa'nın 1871'deki ölümüne kadar, gerek iç gerek ise dış politikada padişah Abdülaziz etkin bir rol oynamamış, yönetimi bu devlet adamları üzerinde birleştirmişti.1875 sonlarında ilan edilen moratoryum, yani devletin dış borçlarını ödeyemeyeceğini açıklayarak erteleme isteği sırasında, Mahmud Nedim Paşa Sadrazam idi. Bu ekonomik çöküntü hali ve dış politikadaki yalnızlık iç siyaseti de harekete geçirdi. Böylece bir süredir padişahın yönetiminden rahatsızlık duyan kadro darbe planlarına başladı.Dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Avni Paşa, birtakım şahsi nedenlerle de padişaha kin besliyordu. O dönem sarayda sergilenen tiyatrolarda güldürü için bazen devlet adamlarının da taklitleri yapılıyordu. Hüseyin Avni Paşa'nın taklitlerinin sergilenmesi ve padişahın da bunlardan çok eğlenmesi şahsi bir nefrete sebep oldu. Aynı zamanda uzak yerlere çıkan bazı tayinlerini de sürgün olarak addetmişti. </div>
<div>
Buna karşılık samimi bir meşrutiyet taraftarı olan Midhat Paşa ve benzer görüşlere sahip Mütercim Rüşdü Paşa da her ne kadar siyasi görüşleri ayrılsa da padişahı tahttan indirmek konusunda Hüseyin Avni Paşa ile birleştiler. Darbe 30 Mayıs 1876'da nispeten sessiz-sedasız olarak yapıldı ve V. Murad tahta çıkartıldı.4 Haziran 1876 sabahı Abdülaziz odadan annesini çıkartarak kapısını kitledi. İçeriden bir süre Kur'an okuma sesleri geldi. Kendisinden cevap alınamayınca merakla kapı kırılarak içeri girildi ve eski padişah minder üzerinde yarı oturmuş vaziyette, iki kolunun damarları kesik olarak kanlar içerisinde bulundu.</div><div>
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS ABDULAZIZ</b><br />
Sultan Abdülaziz was born on February 8, 1830 in Istanbul.<br />
On 25 June 1861, he sat in the sultan's chair, which he took over from Sultan Abdülmecid. When Abdülaziz came to the throne, the finances of the state that borrowed for a while were falling into a difficult position.The economy, which would come to the point of borrowing to close the debts a few years later, would become more dependent on the world day by day and production was not enough. At the same time, the politician was an ancestor of pashas and statesmen. Until the death of Mehmed Emin Âli Pasha, who was considered the last great representative of this staff, in 1871, Sultan Abdülaziz had not played an active role in both domestic and foreign policy, and united the administration over these statesmen.The moratorium, declared in late 1875, was Mahmud Nedim Pasha Grand Vizier during his request to postpone the state, saying that it could not pay its external debts.<br />
This state of economic breakdown and loneliness in foreign policy also stimulated domestic politics. Thus, the staff, who have been uncomfortable with the sultan's administration for a while, started the coup plans.Hüseyin Avni Pasha, the Chief of General Staff of the period, had a grudge against the sultan for some personal reasons. Statesmen were sometimes imitated to make laugh at the theaters exhibited in the palace at that time. The demonstration of the imitations of Hüseyin Avni Pasha and the fact that the sultan had fun more than these caused a personal hatred. At the same time, he considered some of his appointments in distant places as exiles.On the other hand, Midhat Pasha, who is a sincere supporter of legitimacy, and Mütercim Rüşdü Pasha, who have similar views, merged with Hüseyin Avni Pasha to take the sultan off the throne, although his political views differed. The coup was carried out relatively quietly on May 30, 1876, and V. Murad was thrown into the throne.On the morning of June 4, 1876, Abdülaziz removed his mother from the room and locked his door. The sounds of reading the Koran came from inside for a while. When no response was received from him, the door was broken, and the old sultan was half-seated on the cushion, and the veins of his two arms were cut in blood.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<h2 style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #424242; font-family: "PT Sans", "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: 24px; margin: 0px 0px 15px; min-height: 24px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
33. V. MURAD (30 Mayıs 1876 – 31 Ağustos 1876)</h2></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjatLmfI1NaUSZC895pe6JvDTcmeFD_AhcnFxhtGA1qvy2rV2f4HpOxnyXHhM_aoHFmMF9k0V5-UuC8OtyVEra-3Fc2l9Djb19AksJDUlA_yLDZnbg7csbOJFrHmhcK4wRREI5OBybj21s/s1600/a27886a88c452a6a5a417fb8703d07ac_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN V MURAD" border="0" data-original-height="371" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjatLmfI1NaUSZC895pe6JvDTcmeFD_AhcnFxhtGA1qvy2rV2f4HpOxnyXHhM_aoHFmMF9k0V5-UuC8OtyVEra-3Fc2l9Djb19AksJDUlA_yLDZnbg7csbOJFrHmhcK4wRREI5OBybj21s/w265-h400/a27886a88c452a6a5a417fb8703d07ac_opt.jpg" title="SULTAN V MURAD" width="265" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN V MURAD</td></tr></tbody></table><div>
V. Murad, Eylül 1840’da I. Abdülmecid’in Kadın Efendisi Şevket-efzâ Vâlide Sultân’dan Çırağan sarayında dünyaya gelmiş ve 30 Mayıs 1876 yılında da 3 ay sürecek olan Osmanlı tahtına çıkmıştır. Sultân Abdülaziz’in tahttan indirilmesinde ve hatta bilmeyerek de olsa katl olunmasında dahli bulunan V. Murad, alaturka terbiye usulleriyle büyütülmüş ve Arapça ile Fransızca’yı gençliğinde öğrenmiştir.33. Osmanlı padişahı olan 5. Murad (1840-1905) önceki padişah Abdülaziz'in yeğeni ve sonraki padişahı II. Abdülhamid'in ağabeyidir. Abdülaziz'in bir saray darbesi sonucu tahttan indirilişinden sonra onun yerine geçirilmiş, 93 gün boyunca tahtta kaldıktan sonra akli dengesinin bozulduğu gerekçe gösterilerek 31 Ağustos 1876'da padişahlık makamından indirilmiştir. Osmanlı tarihi boyunca en az süre yönetimde kalmış olan padişahtır. Tahttan indirildikten sonra birçok siyasi grup tarafından yeniden yönetime getirilmeye çalışılmış olmasına rağmen, bu girişimlerin hiçbiri başarılı olmamıştır.<br />
3 aylık padişahlığından sonra Çırağan Sarayında ikamete mecbur edilen V. Murad, Ağustos 1904’de şeker hastalığından vefat etmiştir.<br />
<br />
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 5.MURAD </b><br />
V. Murad was born in September 1840 from Şevket-efzâ Vâlide Sultân, the First Master of Female Abdülmecid, at the Çırağan Palace and was on the Ottoman throne that would last for 3 months on 30 May 1876. V. Murad, who was involved in the removal of Sultân Abdülaziz from the throne and even if he did not know it, was raised by Turkish finishing methods and learned Arabic and French in his youth.33. Murad (1840-1905), the Ottoman sultan, the nephew of the previous sultan Abdülaziz and the next sultan II. He is the elder brother of Abdulhamid. Abdülaziz was replaced by his throne as a result of a palace coup, and he was deposed from the sultan's office on August 31, 1876, on the grounds that his mental balance was disturbed after he remained on the throne for 93 days. He was the sultan who remained in the administration for a minimum period of time throughout the Ottoman history. Although many political groups were tried to be brought back into power after being thrown from the throne, none of these attempts were successful.<br />
V. Murad, who was obliged to stay in Çırağan Palace after his 3-month sultanate, passed away from diabetes in August 1904.</div><div><br /></div><div><span face=""PT Sans", sans-serif" style="background-color: #fdfdfd; color: #4a4a4a; font-size: x-large;">34. II. <b>ABDÜLHAMİD</b> </span><span face=""PT Sans", sans-serif" style="background-color: #fdfdfd; color: #4a4a4a; font-size: x-large;">(1876 – 1909)</span></div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmILb71Nm27m9dntOAfr_2Ux5nuIKUg9tRqJTIQE-xpUO2GDhnXX1QoYCOYpeSnHY0bzARDqelGC-NVWq9g4PF9Ie5c6iMa3GoKklPFq0elVTnfHo7eZfA6nmAk7o4Y3bH8LU7gr1UEoZe/s320/19e954f59006d82b270354a7a427d28c_opt-min.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN ABDULHAMID" border="0" data-original-height="351" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg6iIVb9iNrzOUZsmpCxlu0nYVOOxyg28Vhjt9opV9dyEaWIKikmfxx5rX7zcebN8Y6RGIMCQj67GP32NSsqZFzVI-0-bxvv-xUORw5UCVuYWphFrwz3-QSsFIbI8o0eCjgAcbJmihQzg/w280-h400/19e954f59006d82b270354a7a427d28c_opt.jpg" title="SULTAN ABDULHAMID" width="280" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN ABDULHAMID</td></tr></tbody></table><div>
Otuz dördüncü Osmanlı padişahı Sultan Abdülhamid, 1876-1909 yılları arasında 33 yıl hükümdarlık yaptı.</div>
<div>
Abdülaziz’i ve V. Murat’ı tahttan indiren Mithat Paşa ile anlaşan II. Abdülhamid, 1876 yılında tahta çıktı. Saltanatı Osmanlı Devleti’nin en buhranlı dönemlerine denk geldi; bu dönemde isyanların patlak vermesinin yanı sıra Avrupa kamuoyu da Osmanlılar’ın aleyhine dönmüş durumdaydı.</div>
<div>
1909 yılında Otuz Bir Mart Vak’ası olarak tarihe geçen isyanda, Ermeniler Adana’da ayaklanarak birçok Türk’ü katlettiği gibi İstanbul’daki olaylarda çok kanlı bir şekilde devam etti. Ancak Hareket Ordusu’nun girişimi ile isyanlar bastırıldı. Suçlular idam edildi ve meşrutiyetin korunduğu ilan edildi.</div>
<div>
Ancak bu olanları II. Abdülhamid’in üzerine yıkmak onu tahttan indirmek isteyen Meclis-i Milli azaları yalan yanlış bir fetva hazırlayarak şeyhülislaman efendiye imzalatmaya çalıştılar, zorla aldıkları imza ile hal edilmesini meclise taşıdılar ve hemen o sırada mebusların bir kısmı derhal hal edilmesi lazım diye bağırmaya başladılar. Oylamaya sunuldu, ancak buna karşı olan mebusların da zorla oyu alındı ve böylece Abdülhamid’in hal’ine karar verilmiş oldu.Mahmut Şevket Paşa, tahttan indirdiği Abdülhamid’i Selanik’e gönderdi; oysaki sultan Çırağan Sarayı’nda kalmak istiyordu. Eşyalarını dahi almasına izin vermeden 38 kişilik ailesiyle birlikte yollandı. Selanik’te Alatini Köşkü’ne yerleştirilen Abdülhamid vaktini marangozluk ve demircilik ile geçirdi. Ancak onu öldürmek isteyen düşmanların Selanik’e yaklaştığını öğrendiklerinde II. Abdülhamid’i derhal İstanbul’a getirterek Beylerbeyi Sarayı’na yerleştirdiler. Hayatının son yıllarını burada yaşadı, I. Dünya Savaşı’nın o en buhranlı dönemlerinde ondan akıl almak isteyen paşalara; artık hiçbir akıl ve tavsiye veremeyeceğini devletin Almanya ve Avusturya yanında savaşa girmiş olmasının büyük bir sorumsuzluk olduğunu söyledi. Bu dönemde onun kıymeti daha iyi anlaşılsa da artık çok geçti. 1918 yılında vefat eden Abdülhamid’in naaşı II. Mahmut türbesine defnedildi.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS 2. ABDULHAMID</b></div>
<div>
<div>
Sultan Abdülhamid, the thirty-fourth Ottoman sultan, ruled 33 years between 1876-1909.</div>
<div>
Agreement with Mithat Pasha, who abducted Abdülaziz and V. Murat, from the throne, II. Abdulhamid came to the throne in 1876. His reign coincided with the most depressed periods of the Ottoman State; In this period, besides the riots broke out, the European public opinion was also against the Ottomans.</div>
<div>
In the rebellion that went down in 1909 as the Thirty-One March Case, the Armenians rose up in Adana and continued in a bloody way in the events in Istanbul, as well as killing many Turks. However, with the initiative of the Movement Army, riots were suppressed. Criminals were executed and declared legitimacy was preserved. However, these ones II. The Parliamentary members who wanted to demolish him on the throne, tried to get him to sign the sheikhülislaman master by preparing a false fatwa, and he began to scream that it was necessary to be ready immediately. It was submitted to the voting, but the votes of the MPs who opposed it were taken, so that the situation of Abdulhamid was decided.Mahmut Şevket Pasha sent Abdulhamid, who had been deposed, from Thessaloniki; whereas the sultan wanted to stay in Çırağan Palace. He was sent with his family of 38 people, without even letting them take their belongings. Abdulhamid, who was placed in Alatini Mansion in Thessaloniki, spent his time with carpentry and blacksmithing. However, when they learned that the enemies who wanted to kill him were approaching Thessaloniki, II. They immediately brought Abdulhamid to Istanbul and placed them in Beylerbeyi Palace. He lived the last years of his life here, for those pashas who wanted to get their minds from those most depressed periods of the First World War; He said that he could no longer give any reason and advice and that the state had entered the war alongside Germany and Austria was a great irresponsibility. Although his value was understood better in this period, it was too late. The body of Abdulhamid who died in 1918, II. He was buried in the tomb of Mahmut.</div><div><br /></div><div><span face=""PT Sans", sans-serif" style="color: #4a4a4a; font-size: large;">35. <b>MEHMET REŞAT</b> <b>(1909<span style="background-color: #fdfdfd;">-1919)</span></b></span></div></div><div><span face=""PT Sans", sans-serif" style="background-color: #fdfdfd; color: #4a4a4a;"><b><br /></b></span></div><div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="httpss:https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmsrqCEUUVdlZ9dFxBm1XmtWegYBmGjK-fySk8xOHhVhnBpNiAufpGZ3P4olzPyWTS3EJoHq6IaggDx5gKBaw4xw56WcqTizlR3nG0zQfABcSbGAkt0OHUzsO0tjoD0nnTsuO-uhlTjwM/s1600/1e37cbf2012e77e6f7f7ae9e431ac4d5_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN MEHMED REŞAT" border="0" data-original-height="299" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmsrqCEUUVdlZ9dFxBm1XmtWegYBmGjK-fySk8xOHhVhnBpNiAufpGZ3P4olzPyWTS3EJoHq6IaggDx5gKBaw4xw56WcqTizlR3nG0zQfABcSbGAkt0OHUzsO0tjoD0nnTsuO-uhlTjwM/w330-h400/1e37cbf2012e77e6f7f7ae9e431ac4d5_opt.jpg" title="SULTAN MEHMED REŞAT" width="330" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN MEHMED REŞAT</td></tr></tbody></table><div>
1844 yılında İstanbul’da doğan Şehzade Mehmet’in babası Sultan Abdülmecid’tir. Küçük yaştan itibaren geleneklere göre iyi bir eğitim aldı ve babası ile amcasının sultanlık dönemlerinde rahat bir yaşam sürdü. 1876 yılında kardeşi Abdülhamid tahta çıktığında veliaht oldu böylece kardeşinin sultanlık döneminde gözetim altında bir hayat yaşadı.Meclis’i Umumi-i Milli 1909 yılında Abdülhamid’i tahtan indirerek veliaht olan Şehzade Reşat’ı tahta çıkarmaya karar verdi ve Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girişini şehrin ikinci fethi kabul ederek yeni padişaha Beşinci Mehmet unvanı verildi. Böylece Sultan Reşat, daha çok Sultan Beşinci Mehmet olarak anıldı.Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda birçok cephede savaştı. Çanakkale Savaşı'nda tarihin en büyük direnişlerinden birini gerçekleştiren Türk milleti, tüm olumsuz şartlara rağmen, düşman donanmasının boğazlardan geçmesine izin vermedi. Osmanlı birlikleri, her cephede kahramanca mücadeleler vermesine rağmen, kazandığı yerel başarılar sonuca etki etmedi. Milletin başarıya ulaşması için dua etmekten başka bir iş görmeyen Mehmet Reşad, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu feci şartları içinde, 1918 yılında kalp yetmezliğinden dolayı vefat etti.</div>
</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS MEHMED REŞAD</b></div>
<div>
<div>
Born in Istanbul in 1844, Şehzade Mehmet's father is Sultan Abdülmecid. From a young age, he received a good education according to traditions and lived a comfortable life during his sultanate times with his father and uncle. In 1876, when his brother Abdülhamid came to the throne, he became a heir and thus lived a life under surveillance during his brother's sultanate.</div>
<div>
In 1909, the Parliament, the National Assembly, decided to take down the Prince Reşat, who was the heir by abolishing Abdulhamid from the throne, and the new Sultan was given the title of the Fifth Mehmet as the second conquest of the city. Thus, Sultan Reşat was mostly referred to as Sultan Beşinci Mehmet.The Ottoman Empire fought on many fronts in the First World War. Realizing one of the greatest resistance in history during the Çanakkale War, the Turkish nation did not allow the enemy fleet to pass through the straits despite all the negative conditions. Although Ottoman troops fought heroically on all fronts, their local success did not affect the outcome. Mehmet Reşad, who did not do anything other than pray for the success of the nation, died in 1918 due to heart failure in these disastrous conditions of the Ottoman Empire.</div><div><br /></div><div><span face=""PT Sans", sans-serif" style="color: #4a4a4a; font-size: large;">36.<b>MEHMED VAHDETTİN</b> (1918-1922<span style="background-color: #fdfdfd;">)</span></span></div></div><div><span face=""PT Sans", sans-serif" style="background-color: #fdfdfd; color: #4a4a4a;"><br /></span></div><div>
<div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIic7p322oEz1QKms-tb81I8MlkVBW-qhH-sfgP27wYXYCNSdqML5xpUYhQjTn6ehUEUOV1RDmX6UVzE64UPKduUd8IGsrqKky6laazupFfiLWxErIM7jYb8WHTibsF6CGVaqOexNuTZo/s1600/c1c2a3e469f2714d8b4ab9bd89916c88_opt.jpg" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="SULTAN MEHMED VAHDEDDIN" border="0" data-original-height="358" data-original-width="247" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIic7p322oEz1QKms-tb81I8MlkVBW-qhH-sfgP27wYXYCNSdqML5xpUYhQjTn6ehUEUOV1RDmX6UVzE64UPKduUd8IGsrqKky6laazupFfiLWxErIM7jYb8WHTibsF6CGVaqOexNuTZo/w275-h400/c1c2a3e469f2714d8b4ab9bd89916c88_opt.jpg" title="SULTAN MEHMED VAHDEDDIN" width="275" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">SULTAN MEHMED VAHDEDDIN</td></tr></tbody></table><div>
Sultan Mehmet VI. Vahdettin, 2 Şubat 1861 yılında istanbul'da dünyaya geldi. Sultan Vahdettin I. Abdülmecit'in Gülüstu Hanım'dan olan en küçük oğludur. Amcasının oğlu Veliaht Yusuf İzzettin Efendi'nin intiharı üzerine tek veliaht kaldı. Mehmet V. Reşat'ın vefatı üzerine 4 Temmuz1918 yılında Osmanlı tahtına çıktı.30 Ekim 1918 tarihinde, Limni adasının Mondros Limanı'nda Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay'ın Başkanlığı'nı yaptığı Osmanlı Heyeti ile İngiliz Amiral Calthorp'un Başkanı olduğu İtilâf Devletleri Heyeti arasında imzalanan Mondros Mütarekesi ile silahlı çatışma sona erdi. I. Dünya Savaşını bitiren bu antlaşma çok ağır şartlar taşıyordu. Mondros Mütarekesi aslında Osmanlı Devleti'nin yıkılışını öngörmekte; İtilâf Devletleri'ne Osmanlı Devleti'nin herhangi bir bölgesine, güvenliklerini tehdit edecek bir durum nedeni ile işgal hakkını tanıyordu.Mondros Ateşkes Antlaşması ile İtilâf Devletleri, barış antlaşmasının imzalanmasını beklemeden, Türk topraklarının taksimine giriştiler. Ateşkes Antlaşmasının 7. maddesi gereğince, bütün bir memleketin işgali için İtilâf Devletleri'ne imkân veriyordu.Sevr Antlaşması'na göre, Osmanlı Devleti parçalanıyor, Türk Milleti de yasama hakkından yoksun bırakılıyordu.Tüm bunlarınn ardından Sultan Mehmed Vahdeddin Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanmasına karar verdi. Toplanan meclis düşman devletlerin görüşleri dışında bir karar alarak Misak-ı Millî'yi kabul etti. Bunun üzerine İngilizler İstanbul'u resmen işgal edip Osmanlı Mebusan Meclisi'ni dağıttılar.19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıkarak Millî Mücadele hareketini başlatan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu'daki direniş hareketini örgütlediler. Kongreler, Kuva-yı Milliye direnişleri gerçekleştirildi. Nihayet 23 Nisan 1920'de TBMM'nin Ankara'da açılmasına karar verildi.Hayatını tehlikede gören Sultan Mehmed Vahdeddin, İstanbul'daki işgal kuvvetleri komutanına baş vurarak İngiliz devletine sığınmak istediğini bildirdi. 17 Kasım 1922 sabahı İstanbul'dan Malaya isimli bir İngiliz zırhlısı ile ayrıldı.Saraydan ayrılışından sonra Vahdeddin önce Malta'ya, daha sonra Hicaz'a gitti.Mekke'de bir süre kaldıktan sonra İtalya'nın San Remo şehrine giderek vefatına kadar orada kaldı.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>OTTOMANS EMPIRE SULTANS MEHMED VAHDEDDİN</b></div>
<div>
<div>
Sultan Mehmet VI. Vahdettin was born on February 2, 1861 in Istanbul. He is the youngest son of Sultan Vahdettin I. Abdülmecit from Gülüstu Hanım. Upon the suicide of the son of his uncle, Crown Prince Yusuf Izzettin Efendi, he became the only crown prince. Upon the death of Mehmet V. Reşat, he took the Ottoman throne on July 4, 2018.On October 30, 1918, an armed clash ended with the Armistice of Mondros, signed between the Ottoman delegation headed by Navy Minister Hüseyin Rauf Orbay at the Port of Mondros of Limnos and the British Admiral Calthorp. This treaty, which ended the First World War, was under severe conditions. The Mondros Armistice actually predicts the collapse of the Ottoman State; It gave the Allied Powers the right to occupy any part of the Ottoman State due to a situation that would threaten their security.With the Mondros Armistice Treaty, the Allied Powers embarked on the division of the Turkish lands, without waiting for the signing of the peace treaty. Under Article 7 of the Cease-fire Treaty, it allowed the Allied Powers to occupy an entire country.</div>
<div>
According to the Treaty of Sevres, the Ottoman State was falling apart, and the Turkish Nation was deprived of the right to legislature.After all this, Sultan Mehmed Vahdeddin decided to convene the Ottoman Parliament. The assembly gathered adopted Misak-ı Millî by taking a decision other than the views of the hostile states. The British then officially occupied Istanbul and disbanded the Ottoman Parliament.Mustafa Kemal Pasha and his friends, who started the National Struggle movement on May 19, 1919, went to Samsun and organized the resistance movement in Anatolia. Congresses, Kuva-y Milliye resistances were held. Finally, it was decided to open the TBMM in Ankara on April 23, 1920.</div>
<div>
Sultan Mehmed Vahdeddin, who saw his life in danger, stated that he wanted to take refuge in the British state by appealing to the commander of the occupation forces in Istanbul. On the morning of November 17, 1922, he left Istanbul with a British battleship named Malaya.After leaving the palace, Vahdeddin first went to Malta and then to Hejaz.After staying in Mecca for a while, he went to San Remo, Italy and stayed there until his death.</div>
</div>
</div>
</div>
Sevdam Bursahttp://www.blogger.com/profile/05966117356803276187noreply@blogger.com0